Devrimci Karargâh İddianamesi’nde, Maydanoz Cafe, Devrimci Karargâh oldu. Gözaltında kayıplar “sözde” olarak yer aldı. Bir kişinin yıllardır kullandığı lakabı, kod ismi oldu. Çatı Partisi çalışması bile suç sayıldı. Yasal parti üyelerinin bütün ilişkileri, “örgütsel ilişki” kabul edildi.
SDP ve TÖP üye ve yöneticileri ile Bilim ve Gelecek, Red ve Demokratik Dönüşüm dergisi çalışanlarının yargılanmasına 12–13 Nisan günlerinde başlanacak. SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan’ın da içinde bulunduğu muhaliflerin, örgüt üyeliğinden 7,5 ila 15 yıl arasında hapsi isteniyor. 22 kişi hakkında açılan dava kapsamında, 13 kişi 7 aydır tutuklu olarak yargılanıyor. İddianamenin sanıklarından biri, eski polis şefi Hanefi Avcı.
POLİS YAZMIŞ İTİRAFÇILAR OYNAMIŞ
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak yargılamanın iddianamesi akıllara durgunluk verecek ‘deliller’ ile dolu. İddianame temel olarak “Son tezgâh” isimli gizli bir tanık ile itirafçıların söylediklerine dayanıyor. Söz konusu ‘tanıkların’, Türkiye’deki devrimci örgütler ile ilgili değerlendirmeleri uzun uzun iddianamede yer alıyor.
SDP üyeliğinin illegal örgüt üyesi olmakla eş değer tutulması dikkat çekerken, Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH) ya da daha bilinen adıyla Çatı Partisi faaliyetinde bulunmak da suç olarak kabul ediliyor.
Haklarında dava açılan muhaliflerin, bir polis operasyonunda yaşamını yitiren Orhan Yılmazkaya’nın anmasına katılmaları da, SDP’nin Devrimci Karargâh ile “organik bağı”na ve “örgüt üyeliği”ne kanıt olarak gösteriliyor.
BÜTÜN DERGİ VE GAZETELER DELİL
Polisin bastığı evlerden topladığı “Özgür Halk”, “78’ler Tükenmez”, “Teoride Doğrultu”, Demokratik Kadın Hareketi” gibi onlarca dergi de yasadışı yayın muamelesi görüyor, “ele geçirildi” ifadesiyle iddianamede yer alıyor. Akademisyenler Temel Demirer ile Sibel Özbudun’un yazdığı makaleler de örgütsel yayın oluyor.
Sanıklar hakkında daha önce açılan davaların da iddianamede yer alması dikkat çekiliyor. Hatta, yıllar önce yapılan ev aramalarında bulunduğu öne sürülen ‘deliller’ yeniden ‘delil’ olarak dosyaya konuluyor.
GÖZALTINDA KAYIPLAR SÖZDE KALDI
SDP üyesi Sultan Seçik Kubilay’ın geçmişte katıldığı eylemler sıralanırken “sözde gözaltındaki kayıpları protesto etmek” ifadesinin kullanılması da ilgi çekici. Yine Sultan Seçik Kubilay’ın 1997 yılında tutuklandığında evinde yapılan aramada bulunan materyaller, son yapılan aramada çıkmış gibi yansıtılarak iddianamede yer aldı.
HER ŞEY ÖRGÜTSEL İLİŞKİ
Ayrıca SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan'ın diğer SDP üyeleri ile yediği bütün yemekler ile restaurant ya da kafede buluşmaları da iddianamede ayrıntılı olarak yer alıyor ve örgütsel ilişki olarak gösteriliyor.
İddianamenin en ünlüsü ise, Maydanoz Cafe. Ankara’da olan bu kafe, savcıya göre, devrimci karargâh. Bunun kanıtı ise TÖP üyesi Tuncay Yılmaz ile Sosyalist Parti üyesi Mahir Sayın arasında 12 Mart 2010 tarihinde yapılan bir telefon görüşmesi. Söz konusu görüşme iddianamede şöyle yer alıyor:
TUNCAY: Siz nerdesiniz parti... (anlaşılmadı)
MAHİR: Maydonoz da gel
TUNCAY: Maydanozdasınız
MAHİR: He he
TUNCAY: Haa
MAHİR: BURASI DEVRİMCİ KARARGÂH yaa
TUNCAY: Tamam peki başka kim var orda, sizinle kim var
MAHİR: Gel tamam buradayız
TUNCAY: Hadi görüşürüz tamam
İDARE MÜDÜRÜNÜN YAYIN YÖNETMENİYLE GÖRÜŞMESİ DE SUÇ
Bilim ve Gelecek dergisinin idari müdürü Baha Okar’la ilgili ‘deliller’ de çok ilginç. Okar’ın derginin genel yayın yönetmeni Ender Helvacıoğlu ile yaptığı telefon görüşmesi da örgütsel ilişki olarak sunuluyor.
Baha: Alo
Belirsiz şahıs: Kardeşim kurtulamadın şu burjuva alışkanlıklarından ya.
Baha: Niye abi ya?
Belirsiz şahıs: Niye öyle emperyalist Fransızlar diliyle alo diyorsun telefonu açarken. DEVRİM SENİ SELAMLIYOR diyeceksin. Ha, ha, ha.
Baha: Ha, ha, ha… Hayırdır gaza gelmişsin ne oldu ya?
Söz konusu telefon görüşmesini de örgütsel ilişkiye dâhil eden savcılık, sanık Aksoy, Bilim ve Gelecek dergisinde çalıştığı halde, “hazırlıkları sürdürülen derginin adını” soruyor.
YILLARDIR KULLANILAN LAKAP KOD OLDU
Baha Aksoy’un hem ev sahibi hem de dostu olan Arif Şen’in yıllardır kullandığı Kaptan lakabı da iddianameye kod isim olarak giriyor.
Aksoy’un ‘89 bahar eylemlerinin içinde yer alan eski sendikacı Ercan Atmaca ile yaptığı söyleşi de iddianamede, “Ercan Atmaca kimdir, söyleşinin konusu nedir? Bahar eylemlerinin 20. senesi olarak neyi kastediyorsunuz” sorularıyla yer alıyor.
Aksoy’un, idari müdürlüğünü yaptığı Bilim ve Gelecek dergisine her gün gitmesi de polisin gözünden kaçmıyor! Aksoy için, “dergi çevresinde görüldü, girdi, çıktı” deniliyor.
ANF NEWS AGENCY
SDP ve TÖP üye ve yöneticileri ile Bilim ve Gelecek, Red ve Demokratik Dönüşüm dergisi çalışanlarının yargılanmasına 12–13 Nisan günlerinde başlanacak. SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan’ın da içinde bulunduğu muhaliflerin, örgüt üyeliğinden 7,5 ila 15 yıl arasında hapsi isteniyor. 22 kişi hakkında açılan dava kapsamında, 13 kişi 7 aydır tutuklu olarak yargılanıyor. İddianamenin sanıklarından biri, eski polis şefi Hanefi Avcı.
POLİS YAZMIŞ İTİRAFÇILAR OYNAMIŞ
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak yargılamanın iddianamesi akıllara durgunluk verecek ‘deliller’ ile dolu. İddianame temel olarak “Son tezgâh” isimli gizli bir tanık ile itirafçıların söylediklerine dayanıyor. Söz konusu ‘tanıkların’, Türkiye’deki devrimci örgütler ile ilgili değerlendirmeleri uzun uzun iddianamede yer alıyor.
SDP üyeliğinin illegal örgüt üyesi olmakla eş değer tutulması dikkat çekerken, Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH) ya da daha bilinen adıyla Çatı Partisi faaliyetinde bulunmak da suç olarak kabul ediliyor.
Haklarında dava açılan muhaliflerin, bir polis operasyonunda yaşamını yitiren Orhan Yılmazkaya’nın anmasına katılmaları da, SDP’nin Devrimci Karargâh ile “organik bağı”na ve “örgüt üyeliği”ne kanıt olarak gösteriliyor.
BÜTÜN DERGİ VE GAZETELER DELİL
Polisin bastığı evlerden topladığı “Özgür Halk”, “78’ler Tükenmez”, “Teoride Doğrultu”, Demokratik Kadın Hareketi” gibi onlarca dergi de yasadışı yayın muamelesi görüyor, “ele geçirildi” ifadesiyle iddianamede yer alıyor. Akademisyenler Temel Demirer ile Sibel Özbudun’un yazdığı makaleler de örgütsel yayın oluyor.
Sanıklar hakkında daha önce açılan davaların da iddianamede yer alması dikkat çekiliyor. Hatta, yıllar önce yapılan ev aramalarında bulunduğu öne sürülen ‘deliller’ yeniden ‘delil’ olarak dosyaya konuluyor.
GÖZALTINDA KAYIPLAR SÖZDE KALDI
SDP üyesi Sultan Seçik Kubilay’ın geçmişte katıldığı eylemler sıralanırken “sözde gözaltındaki kayıpları protesto etmek” ifadesinin kullanılması da ilgi çekici. Yine Sultan Seçik Kubilay’ın 1997 yılında tutuklandığında evinde yapılan aramada bulunan materyaller, son yapılan aramada çıkmış gibi yansıtılarak iddianamede yer aldı.
HER ŞEY ÖRGÜTSEL İLİŞKİ
Ayrıca SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan'ın diğer SDP üyeleri ile yediği bütün yemekler ile restaurant ya da kafede buluşmaları da iddianamede ayrıntılı olarak yer alıyor ve örgütsel ilişki olarak gösteriliyor.
İddianamenin en ünlüsü ise, Maydanoz Cafe. Ankara’da olan bu kafe, savcıya göre, devrimci karargâh. Bunun kanıtı ise TÖP üyesi Tuncay Yılmaz ile Sosyalist Parti üyesi Mahir Sayın arasında 12 Mart 2010 tarihinde yapılan bir telefon görüşmesi. Söz konusu görüşme iddianamede şöyle yer alıyor:
TUNCAY: Siz nerdesiniz parti... (anlaşılmadı)
MAHİR: Maydonoz da gel
TUNCAY: Maydanozdasınız
MAHİR: He he
TUNCAY: Haa
MAHİR: BURASI DEVRİMCİ KARARGÂH yaa
TUNCAY: Tamam peki başka kim var orda, sizinle kim var
MAHİR: Gel tamam buradayız
TUNCAY: Hadi görüşürüz tamam
İDARE MÜDÜRÜNÜN YAYIN YÖNETMENİYLE GÖRÜŞMESİ DE SUÇ
Bilim ve Gelecek dergisinin idari müdürü Baha Okar’la ilgili ‘deliller’ de çok ilginç. Okar’ın derginin genel yayın yönetmeni Ender Helvacıoğlu ile yaptığı telefon görüşmesi da örgütsel ilişki olarak sunuluyor.
Baha: Alo
Belirsiz şahıs: Kardeşim kurtulamadın şu burjuva alışkanlıklarından ya.
Baha: Niye abi ya?
Belirsiz şahıs: Niye öyle emperyalist Fransızlar diliyle alo diyorsun telefonu açarken. DEVRİM SENİ SELAMLIYOR diyeceksin. Ha, ha, ha.
Baha: Ha, ha, ha… Hayırdır gaza gelmişsin ne oldu ya?
Söz konusu telefon görüşmesini de örgütsel ilişkiye dâhil eden savcılık, sanık Aksoy, Bilim ve Gelecek dergisinde çalıştığı halde, “hazırlıkları sürdürülen derginin adını” soruyor.
YILLARDIR KULLANILAN LAKAP KOD OLDU
Baha Aksoy’un hem ev sahibi hem de dostu olan Arif Şen’in yıllardır kullandığı Kaptan lakabı da iddianameye kod isim olarak giriyor.
Aksoy’un ‘89 bahar eylemlerinin içinde yer alan eski sendikacı Ercan Atmaca ile yaptığı söyleşi de iddianamede, “Ercan Atmaca kimdir, söyleşinin konusu nedir? Bahar eylemlerinin 20. senesi olarak neyi kastediyorsunuz” sorularıyla yer alıyor.
Aksoy’un, idari müdürlüğünü yaptığı Bilim ve Gelecek dergisine her gün gitmesi de polisin gözünden kaçmıyor! Aksoy için, “dergi çevresinde görüldü, girdi, çıktı” deniliyor.
ANF NEWS AGENCY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder