Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, AKP hükümetine karşı darbe
planlamaktan dolayı tutuklandı. "İnternet Andıç"ı denen şey, İlker
Başbuğ komutanlığındaki Genelkurmayın bir çok internet sitesi
kurdurarak, bu internet siteleri aracılığıyla AKP ve Cemaat aleyhinde
yayınlar yapmasıydı.
Osmanlı yıkıntıları üzerinde TC'yi kuran
Kemalisterle, Kemalistlerin Osmanlı hanedanlığına haksızlık yaptığını
söyleyen Türkçü ve islamcı kadrolar arasındaki çatışma hiç bitmedi. Bu
çatışmalardan Kürtlere yüzyıla yayılmış bir red ve inkar rejimi, Şeyh
Sait Hareketine yönelik katliam, Zilan ve Dersim soykırımları kaldı.
AKP faşizmiyle Başbuğ'un temsil ettiği Kemalist klik, aynı paranın
iki yüzüdürler. Paranın bir yüzünde Atatürk'ün, diğer yüzünde
Abdulhamit'in resimi vardır.
Kemalist devletle, İslamcı ve Türkçü devlet kadraoları arasındaki
kavgadan Kürtlere, Dersim, Zilan ve en son Roboski katliamları düştü.
Bu nedenle ikili faşist klik arasındaki çatışmayı çekirdek çıtlatarak
izleyin. Her dönemi idare eden yorum fırıldaklarının düşüncelerine
zerre kadar önem vermeyin.
Bizler Türk devletinin yalanlarından, suçlarını birbirine yıkan
ikiyüzlülüklerinden, mağdurları kullanarak kendi aralarından yaptıkları
iktidar ve silah değiş tokuşlarından bıktık.
Bizi, Kürt halkının kayıtsız şartsız özgürlüğü ilgilendiriyor.
Bizleri Roboski katliamını Türk devletinin hangi kliğinin yaptığı da
ilgilendirmememeldir. TC'nin resmi bombarduman uçakları ve maaşlı
tetikçileri, 35 Kürdü planlayarak katletmiştir. Onlar, Marmarisli veya
Zonguldak'lı oldukları için değil, Kürt oldukları için öldürülmüşlerdir.
Bu katliamdan Türk devletini yöneten AKP ve onun tetikçi ordusu
sorumludur.
***
Cezaevinde tutuklu bulunan generallerden hiç biri İlker Başbuğ ile aynı koğuşta kalmak istememiş. Star gazetesinin haberi şöyle:
"Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, İnternet Andıcı davası
tutuklu sanığı emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve emekli Tümamiral Hıfzı
Çubuklu ile Balyoz tutuklu sanıkları emekli Orgeneraller Çetin Doğan,
İbrahim Fırtına ve emekli Oramiral Özden Örnek'in de kaldığı 5 No'lu L
Tipi Cezaevi'nin F-2 koğuşuna yerleştirilmişti. İlk gecesini yalnız ve
dinlenerek geçiren Başbuğ'un yanına bir veya iki tutuklu sanık daha
verilmek istendi.
Cezaevi yetkilileri Başbuğ'un yanına cezaevinde tutuklu bulunan
Orgeneral rütbeli sanıklardan vermek istedi. Ancak Hasan Iğsız, Çetin
Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına gibi isimlerin yer aldığı emekli
orgenerallerin Başbuğ ile aynı koğuşta kalma teklifini kabul etmedikleri
öğrenildi."
Görüldüğü gibi, Türk Generallerinin dava arkadaşlığı Türkiye'ye
hükmettikleri yıllar için geçerlidir. Bu generallerden en köksüzü İlker
Başbuğ'du. Basın karşısında bağırıyor, azarlıyor, sağa sola
Genelkurmaylık numaraları çekiyordu. Tutuklandı ve işi bitti. Eski silah
arkadaşlarından koğuşunda kalmak isteyen dahi yok.
Hapisahaneye
İslamcı-Türkçü bir kadro düşseydi, hapishanenin önü şimdi ziyaretgaha
dönmüştü. Daha önceleri de bir çok kez dile getirmiştim. CHP, devlet
rantıyla geçinen Kemalistlerin uyduruk partisidir. CHP'nin
Kürdistan'daki oy oranına bakarsanız ne dediğimi anlarsınız. Türkiye'ye
her zaman Türkçü ve islamcı kadrolar hakim olmuştur. Yerine göre ordu
bunları, bunlar da orduyu kullanarak yüz yıl idare etmişlerdir. Ordu
yıllarca Kürtlere ve solculara vurarak, Türkçü ve islamcı
muhafazakarlığı iktidara taşıdı.
İlker Başbuğ yalnız başına kaldığı koğuştan sokağın ve iktidarın
gerçek hakimleri kimlerdir herhalde görebiliyordur... Yıllarca Türk
muhafazakarlığının tetikçiliğini yaptıktan sonra, onlar tarafından
tutuklanmak ve tutuklu koğuş arkadaşı bulamamak... Bir generalin
yaşayacağı en büyük trajedi bu olsa gerek...
***
Kürdistan'ın özgür ve bağımsız sesi rojevakurdistan güçlenerek yoluna
devam ediyor. Rojevakurdistan'ın kuruluş ve yayın felsefesi sağlamdır.
Türk sömürgecilerinin kendi arasındaki silah ve iktidar değişikliğine
alet olmuş tek yazarımız yoktur. AKP faşizmini Kürt halkının başına
musallat eden ve bugün binlerce Kürt siyasetçisinin tutuklanmasının da
önünü açan sömürge anayasasının ilgili maddelerinin onaylandığı
refarandumda hiç bir arkadaşımız "evet" oyu vermedi. Hiç bir
arkadaşımız, kemalist diktatörlerle Türkçü ve islamcı diktatörler
arasındaki kavgada eğilimini bir tarafın aleyhine diğer taraf lehine
kullanmadı. Siyaseti elbette bizler dar bir manevra alanı olarak
görmüyoruz. Siyasetçiler manevra yapabilir. Fakat aydınların çıkar
ilişkilerine dayalı manevra özgürlüğü olamaz. Aydınların işi, Kürt
özgürlüğünü ve egemenliğini sınırlayan uyduruk mazeretlerin
gerekçelerinin taşıyıcısı olmak değil, Kürt özgürlüğünü sınırlayan
mazeretlerin çerçevesini ve sınırlarını yıkmak olmalıdır.
Faysal Dağlı, Haydar Işık, Selda Aksoy ve Metin Çiyayi de yazılarıyla
Rojevakurdistan'a katıldılar. Faysal Dağlı, yazarlığın yanı sıra,
Rojevakurdistan'ın yeniden yapılanmasında editörlük görevi de yapacak...
Bu demektir ki, bundan böyle daha nitelikli bir rojevakurdistan
okuyacaksınız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder