Tüm Kürtleri PJAK gerillalarının İran devletine karşı yürüttüğü direnişi desteklemeye çağıran KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, İran devletinin amacını Kandil’i ele geçirmek olduğunu söyledi. Karayılan, “10-15 kilometrelik sahada bir cephe savaşı yürütülmektedir. İran güçleri bu hatta ilerlemek istemektedir” dedi.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, İran ordusunun 16 Temmuz’dan bu yana sınır hattında yürüttüğü operasyona ilişkin ANF’ye açıklamalarda bulundu. PJAK’ın direnişini haklı bulduklarını ve desteklediklerini belirten Karayılan, İran’ın amacının Kandil’i ele geçirmek olduğunu söyledi.
İRAN MEVCUT SİYASETİ İLE TÜM KÜRTLER KARŞISINA ALIYOR
Hiç kimsenin Kürtleri bu topraklardan süremeyeceğini vurgulayan Karayılan şunları söyledi:
Son günlerin en önemli konularından birisi de İran’ın PJAK şahsında Kürt Özgürlük Hareketine ve tüm Kürdistani siyasete karşı geliştirmekte olduğu tavır ve Kandil’e dönük yürüttüğü saldırıdır. Bu saldırı, öyle herhangi bir sıradan herhangi bir tepeye dönük gerçekleştirilmiş bir saldırı değildir. Öncelikle İran devleti Kürdistan üzerindeki sömürgeciliğin en önemli temsilcilerinden birisi olarak Kürt halkının bölgede iradeleşmesinin önüne geçmek ve Kürt Özgürlük Hareketi’ni darbelemek, kendi çıkarlarını bölge üzerinde hakim kılmak üzere Kürt siyasetini iradesizleştirmeye dönük bir hamlesel çıkış yapmış bulunmaktadır. Kendisi zorda olmasına, ABD ve uluslararası güçler tarafından giderek kuşatılan bir ülke olmasına rağmen, o öncelikle Kürt Özgürlük Hareketini bastırma ve diğer parçalardaki Kürt hareketini de gerileterek baskı altına alma siyasetine yönelmiştir. Aslında bu siyaset tarzı İran İslam Cumhuriyeti’nin ve İran Halklarının hizmetine girecek bir siyaset değildir. Çünkü mevcut İran yönetimi bu siyaseti ile tüm Kürtleri karşısına almakta ve düşman saymaktadır. Kürtlerin iradesini hiçbir biçimde dikkate almamaktadır. Oysa Kürtler bölgede bir güç konumuna gelmiş önemli bir role sahip bir gerçekliktir. İran devleti bunun hepsini hiçleştirerek baskı altına alma yoluyla sonuç almak istemektedir. Bununda İran devleti açısından tersi sonuçlar doğuracağı açıktır.
SALDIRI SADECE PJAK’A DEĞİL, AMAÇ TÜM KANDİL’İ İŞGAL ETMEK
İran’ın yapmış olduğu bu saldırısı sadece PJAK’a yapılmış bir saldırı değildir. Aslında PJAK şahsında ifadelendirdiği bu saldırısıyla tüm Kandil’i işgal etmek istemektedir. Kandil’i işgal ederek hem hareketimize darbe vurmak istemekte, hem de Federal Kürdistan Hükümeti’ni baskı altına almak, bir yerde uluslararası güçlere karşı da boy gösterisi yapmak istemektedir. Tankını, topunu, modern bütün silahlarını, değil sadece Kandil’i, Hewler’i ve daha da ötesini vurabilecek füzelerini, roketatarlarını ve bütün tekniği ile 30 bin askerini Kandil’in karşısına konumlandırmıştır.
ŞİMDİ NE OLDU DA İRAN BİRDEN BİRE SALDIRIYA GEÇTİ?
Bu sıradan ve tek bir hedefi değil, kapsamlı bir hedefi içermektedir. Evet, PJAK belki İran’ın hedefidir ama daha kapsamlı olan hedeflerinin de olduğu açıktır. İran, önceden sürekli PJAK’ın eylemlerini gerekçe yapıyordu. Bu konuda biz araya girdik. Bizim PJAK’la geliştirdiğimiz diyaloglar sonucu, PJAK 1 yıldan beri İran’ın içlerinde önemli bir aktif eylem yapmamıştır. Bu nedenle bir yıldan bu yana PJAK’la İran devleti arasında bir çeşit ateşkes durumu söz konusuydu. Şimdi ne oldu da İran, birden bire Tahran’dan ve daha değişik birçok yerden büyük bir askeri gücü getirerek Kandil’in karşısında konumlandırıyor. Bundan önce top atışlarıyla Güney Kürdistan’daki köyleri vurmaya başladı. Daha çok da Hacı Ümran taraflarını, yani bizim kontrolümüzdeki alanlar değil de yerel hükümetin kontrolündeki alanları hedefledi. Belli ki hedefi sadece PJAK ve hareketimiz değil, tüm Kürt siyasetine dönük bir hedefi vardır. Bunun için kapsamlı bir güçle sınıra dayanmış, herkesi korkutmak istemektedir.
15 KM’LİK SAHADA BİR CEPHE SAVAŞI YÜRÜTÜLÜYOR
Şimdi Dola Kokê’nin Xırpape denilen alanından Zelê’ye kadar 10-15 kilometrelik sahada bir cephe savaşı yürütülmektedir. İran güçleri bu hatta ilerlemek istemektedir. Mevcut durumda basın bunu iyi ve yeterli düzeyde yansıtmış değildir. Sanki bir tepede bir çatışma var gibi gösterilmektedir. Halbuki şu an orada kapsamlı bir cephe savaşı vardır. Ve her gün binlerce top atışı yapılmaktadır. Çok değişik düzeylerde karşılıklı saldırılar yapılmaktadır.
HEDEF KANDİL’İ ELE GERÇİRMEK AMA…
İran ilerlemek istemekte, muhtemelen ön bir cepheyi ele geçirip ondan sonra farklı cephelerden saldırarak Kandil’i ele geçirmek istemektedir. Başarırsa planı budur. Kuşkusuz başarıp başarmayacağı ayrı bir konudur ama İran’ın şimdi gözü kara bir biçimde bunu hedeflediği açıktır.
İRAN’A KARŞI BİR SAVAŞ KARARIMIZ YOK
Aslında biz hareket olarak İran’a karşı herhangi bir savaş kararı almış değiliz. Çünkü biz İran’ın uluslararası sermaye güçleriyle çelişkili bir konumda olduğunu, uluslararası güçler tarafından kuşatma altına alınırken, Kürtlerin İran’a karşı savaşması durumunda taraf tutma anlamına geleceği ve başkasına hizmet edeceğinden savaş yanlısı politikaları pek doğru görmedik. Hatta PJAK’ı, sadece kendini savunma, siyasal ve örgütsel faaliyetlerle yetinme gibi bir doğrultuya ikna etmek için bir hayli çabalarımız da oldu. Bu çabalar sonucu bir yıla yakın bir zamandır, İran ile PJAK güçleri arasında ciddi bir çatışma yaşanmamıştır. Bütün bunlara rağmen İran’ın Kürtlere karşı düşmanlık politikası etkili olmuştur. İran, Kürtlere karşı çok tahammülsüz, onları hiçe sayan, en ufak bir varlığı bile kabul etmeyen bir şoven duruş içerisinde bulunmaktadır. Biz düşmanlık yapmak istememize rağmen kapsamlı bir saldırıyla yönelim içerisine girmiştir.
PJAK’IN DİRENİŞİNİ DESTEKLİYORUZ
Şimdi öncelikle şunu belirtmem gerekiyor: Şu durumda PJAK güçleri İran’a karşı direnme ve mücadele yürütme hakkına sahiptir. Ve biz bundan sonra PJAK’la İran arasındaki ilişkilere herhangi bir biçimde karışmayacağız. Artık savaşırlar mı, barışırlar mı, biz karışmayız ama PJAK’ın İran saldırıları karşısında kendini savunma iradesi ve gücüne sahip olduğunu biliyoruz. Yine şu durumda İran’ın Kandil’e saldırısı direk bizi de hedeflemektedir. Bu açıdan PJAK’ın yürüttüğü haklı direnişi sonuna kadar destekleyeceğiz. Ama bizim hareket olarak İran’a karşı özel bir biçimde herhangi bir savaş kararımız ve durumumuz yoktur.
TÜRK ÖZEL KUVVETLERİ DE BU SALDIRI KOLLARI İÇERİSİNDE
Özellikle İran’ın tüm Kandil’i ve esas olarak tüm Güney Kürdistan’ı hedefleyen bu siyaseti karşısında Doğulu, Kuzeyli, Güneyli veya Batılı olsun tüm Kürdistanlı güçlerin tavır alması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu, ulusun iradesine yapılmış bir müdahaledir. Belirttiğim gibi İran, PJAK’ı gerekçe göstermektedir ancak bu müdahale esas olarak Kürt siyasetine dönük yapılmış bir müdahaledir. Ve bunun Türk devletiyle ortak planlandığını çok iyi biliyoruz. Ayrıca Türk devletinin özel kuvvetlerinin de bu saldırı kolları içerisinde olduğunu da bilmekteyiz. Muhtemelen operasyonun Türk devleti de katılabilir veya katılımını daha etkili kılabilir.
İRAN VE AKP HÜKÜMETİ KÜRTLERE KARŞI DERİN BİR İTTİFAK İÇİNDE
Her ne kadar bölgede son yaşanan gelişmeler çerçevesinde Türk-Amerikan ortaklığı ilerlemiş, Libya’ya ve Suriye’ye karşı ortak hareket eden Türk devleti ile daha önce gelişen Türkiye-İran-Suriye ittifakı aşınmış olsa da İran ve AKP Hükümetinin Kürtlere karşı derin bir ittifakının olduğu açıktır. Yani bölge genelinde çelişkiler olsa da Kürtler üzerinde uzlaşma durumları söz konusudur. Bu açıdan 14 Temmuz’da Amed’de Demokratik Özerkliğin ilan edilmesi ve yine Silvan çatışmasıyla sanki yeni bir savaşın başladığı gibi bir görüntünün ortaya çıkması temelinde İran da 16 Temmuz’da harekete geçmiştir.
İRAN, PKK-KDP-YNK ARASINDA ÇELİŞKİ YARATMAK İSTİYOR
Yine İran’la Güneyli güçlerin daha önce yapmış oldukları bazı anlaşma belgelerinin bu dönemde internetten yayınlanması ve basına yansıtılması durumu da vardır. Belli ki bazı Kürt siyasetçileri yetersiz yaklaşımlar içerisine girmişlerdir. Yani İran, ‘biz gelip Kandil’i işgal edeceğiz’ derken, karşı çıkmaları gerekiyordu. Biz katılmayız, katılamayız deme değil, ne için oraya gireceksiniz, orası Özgür Kürdistan’ın bir parçasıdır demesi gerekirken, değişik bir tavır alması bir yetersizliktir. Ama böyle de olsa şimdi İran devleti bu belgeleri basına sızdırarak bizimle YNK-KDP arasında çelişki yaratmak istemektedir. Yani çok karmaşık bir siyasetle sonuç almak istemektedir.
TAVIR BİRLİĞİ YAPMAK GEREKİYOR
Bunun karşısında bizim yapmamız gereken nedir? Yapmamız gereken ulusal birlik anlayışıyla İran devletinin bu hiçleştirici, hiçbir iradeyi tanımayan ve zorba yaklaşımına karşı tavır birliğini geliştirmektir. Bu anlamda biz başta KDP-YNK olmak üzere tüm Güney Kürdistanlı siyasal örgütleri, şahsiyetleri ve yurtsever çevreleri, İran devletinin bu hoyratça saldırıları karşısında sesini yükseltmeye ve tavır geliştirmeye çağırıyoruz. Biz bu boyun eğdirici, sindirmeye dönük yaklaşımı karşısında asla boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Hiçbir Kürt de artık sömürgeci devletlerin bu biçimde ordu gücüne dayanarak bastırmasına karşı boyun eğmemelidir. Sömürgeci devletlerin bastırma politikalarının zamanı geçmiştir. Kürtler artık hiçbir baskıdan korkmayacak ve hiçbir ordunun saldırısına karşı da boyuna eğmeyecektir.
HİÇKİMSE KÜRTLERİ BU TOPRAKLARDAN SÜREMEZ
Gerekirse biz, PKK olarak, Kürdistan sahasında sonuna kadar direnerek bu gerçeği ispatlayacağız. Kürdistan Halkı asla sömürgeci devletler karşısında boyun eğmeyecektir. Kürtler haklıdır, Kürtler bu toprakların en eski halkıdır. Hiç kimse Kürtleri bu topraklardan süremez ve köle muamelesine tabi tutamaz. Bu temelde Türk ve İran devletlerinin Kürt halkını hiçleştirici siyasetine karşı tüm Kürtlerin ulusal birlik çerçevesinde tavır almaları gerektiğini söylüyoruz. İran’ın bu girişimi öyle basit bir girişim değil, köktenci bir girişimdir. Kürt siyasetini tümüyle geriletme, baskılama ve teslim almaya dönük bir girişimdir. Kimse İran devleti karşısında teslim olmayacaktır. İran devleti baskı uygulayarak darbe vurarak Kürt siyasetini teslim almak istemektedir. Özgürlük hareketine karşı böyle hesap yapanlar yanılacaklardır. Biz asla kimseye boyun eğmeyecek ve teslim olmayacağız. PJAK’ın bu konudaki direnişini haklı görüyor ve destekliyoruz. Tüm Kürtleri PJAK gerillalarının İran devletine karşı yürüttüğü direnişi desteklemeye çağırıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder