Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK)’nin eski lideri Kemal Burkay bugün bir araya geldi. Kemal Burkay AKP hükümetinin ‘açılım’ adı altında yürüttüğü politikayı desteklediğini belirterek, bu konuda elinden geleni yapacağını vurguladı. Bağış toplantı sonunda Burkay'a ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ kitapçığını ve TRT Şeş için çıkartılan Kürtçe Kuran hediye etti.
Ortaköy'deki Avrupa Birliği Ofisi'nde gerçekleştirilen görüşmenin ardından Bağış ve Burkay basın toplatısı gerçekleştirdi. Burkay'ın Türkiye'ye dönmesinden büyük heyecan duyduğunu ifade eden Bağış, "31 yıl önce Kemal Burkay ülkeden ayrılırken bir burukluk içerisindeydik, ama bugün Türkiye farklı bir noktada. Son 9 yılda hükümetimizin attığı adımlarla bazı buruklukları tarihe gömmenin, milletimiz için gülümseyen bir Türkiye perspektifinin takipçisi olduk. Ve bugün Kemal beyin dönmesiyle bu burukluğun önemli bir aşamasını geride bıraktığımızı görüyoruz" dedi.
Burkay'ın görüşlerinden her alanda yararlanmak istediklerini dile getiren Bağış, "Kendisinin birikiminden her alanda faydalanmak ülkemiz ve milletimiz içinde önemlidir. Şiidete karşı duruşuyla hepimizin takdirini kazanmıştır. Ben kendisine bu yüzden de çok teşekkür ediyorum. Maalesef Kemal beyin Türkiye'ye dönüşünden rahatsız olanlara bakarsanız kan üzerinden, etnisite üzerinden siyaset yapanlar olduğunu görüyoruz. Ama biz artık bu zihniyetin köşeye sıkıştığını umuyoruz. Milli Birlik ve Kardeşlik projesini önemsiyoruz. Bu konuda önemli adımlar atıyoruz. Bu ülkedeki tüm vatandaşlarımızı kucaklayan bir anayasa yapmaya her bireyin bu ülkenin eşit vatandaşı olduğu ileri düzeyde demokrasiyi yaşayabilmesini önemsiyoruz. Türkiye'de iklimlerin değişmesini Türkiye'nin kardeşliği için önemli görüyoruz. Bu çerçevede atılan adımları kendisiyle değerlendirme şansı buldum. Bugün Türkiye kendisinin bıraktığı Türkiye değil. Demokrasimiz çok ileri noktada. Sivil siyaset geçmişe nazaran çok ileri bir noktada hak ve özgürlükler çok gelişmiş durumda. Yapılacak çok iş var, atılacak çok adım var" diye konuştu.
AKP’NİN AKİL ADAMI BURKAY
Bağış konuşmasına şu şekilde devam etti: "Kendisinin Türkiye'nin demokrasisini her türlü sorunun tartışabilecek olgunluğa erişmiş olmasını gözlemlemiş olması beni sevindirdi. Gerçekten bu ülkede farklı fikirleri Mecliste temsil edebilecek kadar güce sahip olacak kadar temsil ettikleri Meclisin devleti ile çatışma içerisinde olmaları demokrasi normlarında izah edilebilecek bir durum değil. Onun için Türkiye'de tartışmanın merkezi demokrasinin beşiği olan TBMM ve Meclisin genel kurulu olmalıdır. Kendisiyle bu konuda akil ve vizyoner kimliğinin Türkiye için bir vizyon olacağına inanıyorum. Bu çerçevede AB sürecinde vereceği destek için teşekkür ediyorum hem de bundan sonra bu fikirleri değerlendirmek imkanımız olursa onun Avrupa tecrübelerinden özellikle yararlanmak isterim.
Sayın Burkay'ın PKK Kürtlere karşı savaşmıştır yönündeki tespitini tüm bölge halkı tarafından takdirle karşılandığını görüyorum. Ben de o bölgenin insanıyım çünkü. Sayın Başbakanımızın 2005'te söylediği gibi 'Kürt meselesi benim meselemdir bunu çözmemiz gerekir' yakılaşımımızda hiçbir değişim olmamıştır. Tabi bunları çözmek için akil ve diyalog ortamını yakalamamız gerekir. Onun sağlanabilmesi için örgütün silah bırakması bugüne kadar vurguladığımız bir şarttır. Ümit ediyoruz ki, barışçıl bir ortamda, her meselenin konuşulabileceği bir ortamda Türkiye'de kardeşlik için gerekli adımları atılmaya devam edecektir.
AÇILIM DESTEĞİNE TEŞEKKÜR
Ben sayın Burkay'ın Milli Birlik ve Beraberlik projemize verdiği destek için de kendisine teşekkür ediyorum. Bu kapsamda Başbakanımızın kendisine yaptığı açık çağrıyı değerlendirmiş olmasını da çok önemsiyoruz ve kendisinin üzerinden kimsenin siyasi istismar yapmasını doğru bulmuyorum."
BURKAY: ''GAZETELER TOPLATILMIYOR''
Bağış'ın konuşmasının ardından söz alan Kemal Burkay ise görüşlerinin Türkiye'nin bugünkü iklimine uygun belirterek, "Ben uzun siyasal yaşamım boyunca barışçıl yöntemi savundum. Şimdi parti yöneticisi değilim. Uzun yıllardır bir yazar, şair ve aydın olarak görüşlerimi yansıtıyorum. Hep halka güvendim, şiddetin çözüm olmayacağını savundum 60'lı yıllarda uluslararası etkilerle de sol hareket canlandığı zaman, silahlı eylemleri savunmadım. Eğer Kürt hareketi, eğer sol hareket mücadelesini barışçıl eylemlerle yapsaydı bugün daha iyi bir noktada olurduk. Tabi ülkenin şiddet sarmalına girmesi, yaşanan acılar, salt solun ve Kürt hareketinin hatalarına bağlanamaz. Devlet tarafından da hoşgörülü ve demokratik davranılmaması, bir bakıma etki tepkiyi doğurdu, şiddet şiddeti doğurdu ve şiddet sarmalına gömüldük" dedi.
1977 yılında Roja Welat Gazetesi'ni çıkardıklarında baskı gördüklerini ve gazetenin toplatıldığını hatırlatan Burkay, şimdilerde bu tarz sorunların yaşanmadığnı iddia etti.
Burkay konuşmasına şu şekilde devam etti: "Ülkemiz acıların yaşandığı bir dönemden geçti. Şimdi devlet katında hükümetler katında, gerekse Kürtler arasında, toplumun her kesiminde sorunların şiddetle çözülemiyeceği anlayışı ağır basmaya başladı.
''AKP DESTEKLENMELİ''
Diyalog yoluyla barışçıl yönden sorunlar çözmek silahları susturmak büyük önem taşıyor. Ben de inanıyorum ki, silahların susması çatışmaların durması diyalog ortamını güçlendirecektir. Çünkü; öteden beri savaşa çatışmaya koşullanmış her iki kesimde de böyleleri var. Bunlar sürecin siyasetin normalleşmesini engellemeye çalışıyorlar, her olumlu adımda sabotajlar gerçekleştiriyorlar. '93 Özal dönemindeki durum bunun kanıtı. AKP'nin başlattığı reformlar hakkında benzer tepkilerle karşılaştık statüko cephesinden gelen. Bunları aşabilmek için kararlı olmamız gerekiyor. Hükümetin bu konuda daha cesur ve kararlı olmasını ve bizim destek vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Olumlu her adıma sorunları çözecek olan ülkemize barış ve demokrasiye getirecek olan her adımın büyük ve küçük desteklemek gerektiğini düşünüyorum.
Tek sorun elbetteki Kürt sorunu değil, ama Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi en büyük sorun; bu çözülmeden Türkiye'nin düze çıkması zordur, daima bir ayağı aksak olacaktır. Ben AB'ye girilmesinden yana oldum. Sorunların çözülmesi yönündeki iradeyi destekledim. Benim katkım ne olur? Ben gerçekçi bir insanın gücümün ne olduğunu biliyorum, öyle sanıyorum ki, bu ilgi benim savunduğum görüşler bakımındandır, bu iyi bir şeydir elbette. Biz akan kanı durdurmalıyız ve elimizden geleni yapmalıyız. İster asker, ister PKK elemanı olsun, yitirilen her can acı veriyor."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder