Türk Genelkurmay Başkanlığı 25 Haziran'da yaptığı açıklamada, Irak sınırında sadece profesyonel askerlerin görev yapması çalışmalarına hız verileceğini duyurmuştu. Genel Sekreter Tümgeneral Ferit Güler'in konuya dair yaptığı açıklama ise şöyle oldu: “Irak sınırını koruyacak profesyonel askerler, Kara Kuvvetleri'ne bağlı komando tugaylarıyla, Jandarma'ya bağlı bir komando tugayından oluşacak.”
Haziran ayı sonlarında böyle bir açıklamanın yapılması tesadüf değil. Çünkü bu ayın başında KCK yeni bir sürece girdiğini açıkladı. 1 Haziran’dan sonra gerilla eylemleri peş peşe gelmeye başladı.
KCK, 1 Haziran 2010 tarihinde, ‘stratejik dördüncü dönem’ olarak adlandırdığı bir süreci başlattığını duyurdu. ‘varlığımızı koruyalım, özgürlüğümüzü sağlayalım’ sloganıyla, aktif savunma pozisyonuna geçtiğini ilan eden Kürt hareketi; bundan sonra barış için tek muhatabın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olduğunu duyurdu. Bu açıklamayla birlikte, gerillaların eylemlerinde artış yaşandı. Karakol eylemleri özellikle de sabotaj eylemleri yoğunlaşırken, gerilla güçleri Karadeniz ve Amanoslar’a kadar birçok alanda eylem gerçekleştirdi. HPG, kırk gün içinde Türkiye’nin gündemini sarsan üç büyük eylem yaptı. 30 Mayıs’ta İskenderun Deniz Üssü eylemi(7 ölü, üçü ağır 11 yaralı) ile birlikte 19 Haziran’da Gedik Tepe(37 ölü, onlarca yaralı) ve 19 Temmuz 2010’da Han Tepe karakol baskınının(35 ölü, 17 yaralı) yanı sıra, birçok yerde TSK’nın operasyon kollarını vurdu. Sadece Haziran ayında gerilla birlikleri 52 eylem yaptı. Operasyonlar, hava saldırıları ve yaşanan çatışmalar sonucunda Türk ordusu 126 kayıp verdi.
Özel ordu Türk ordusunun yenilgisinin kanıtı
Bu tablo ile Tayyip Erdoğan’ın Gediktepe eylemi sonrası “AB’nin güvenliği Şemdinli’nin güvenliğinden geçer” açıklaması ile Türk Genel Kurmay Başkanlığı’nın 25 Haziran açıklamasını birleştirdiğimizde şu sonucu net olarak görüyoruz: Türk ordusu gerilla ile yaptığı savaşta başarısız oldu.
Bu açıklamalar aslında bu sonucun itirafıydı. Türk ordusu ve AKP hükümeti bu süreçten sonra yeni arayışlara girdi. İşte bu yeni arayışların ismi özel ordu veya profesyonel ordu oluyor.
AKP hükümeti tarafından, Temmuz 2010’da “özel ordu” tartışması başlatıldı. Kimileri buna “profesyonel ordu”, kimileri ise “özel ordu” dedi.
Erdoğan 13 Temmuzda siyasi partileri ikna turuna başladı. Erdoğan, ilk görüşmesini DSP Başkanı Masum Türker ile gerçekleştirdi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Kamu Güvenliği Müsteşarı Muammer Gülerin de katıldığı görüşme 85 dakika sürdü. Türker görüşme sonrası, “Referandum ve terör” başlıklı görüşmede referandum konusunun hiç açılmadığını açıkladı.
Erdoğan 13 Temmuzda siyasi partileri ikna turuna başladı. Erdoğan, ilk görüşmesini DSP Başkanı Masum Türker ile gerçekleştirdi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Kamu Güvenliği Müsteşarı Muammer Gülerin de katıldığı görüşme 85 dakika sürdü. Türker görüşme sonrası, “Referandum ve terör” başlıklı görüşmede referandum konusunun hiç açılmadığını açıkladı.
Özel ordunun ne olduğunu bu görüşmede Başbakan Erdoğan şu şekilde açıkladı: “Görevi sadece terörle mücadele olacak, uzman erbaşlardan oluşacak bir özel ordunun kurulmasını öngörüyoruz”
“askerlik yan gelip yatma yeri değil”
Erdoğan daha önce kullandığı ve tepki çeken “askerlik yan gelip yatma yeri değil” ifadelerini aynı görüşmede şu cümlelerle tekrarlamış oldu: “Oraya giden askerler her an şehit olabileceğini bilecek. Hangi koşullarda yaşayacağını bilecek. Bu düzenleme ile askerin istediğini de yapmış oluyoruz.”
Erdoğan’ın bu cümlelerini şöyle okumak mümkün: ‘Türk ordusu hangi koşullarda yaşadığını bilmiyor. TSK da bunu kabul ediyor ve onlar da askerin savaşta başarısız olduğu görüşündeler.’
Başbakan Erdoğan, ikinci önlem olarak ise “muhbirlerin sayısının artırılması”nın gerekli olduğunu söyledi. Böylece de TSK’nın istihbarat zaafının olduğunu ve bölgede 24 saat uçuş yapan insansız keşif uçaklarının işe yaramadığını itiraf etti.
Erdoğan, Türker ile olan görüşmede profesyonel askerliğin ayrıntılarını şöyle sıraladı:
* Sınır bölgelerinde sadece profesyonel askerler görevlendirilecek.
* Dağda yaşayacak olan bu askerler bölgede 5- 10 yıl arasında görev yapacak.
*Kurulacak özel ordu, PKK ile kendi yöntemleriyle savaşacak.
* Bu askerlerin daha sonra kıdem tazminatları ödenecek ve görevlerine son verilecek.
*Özel orduya bağlı askerlerin maaşı yüksek olacak, görev yaparken şehit düştüklerinde de ailelerine yüklü tazminat verilecek.
*Askerler, çalıştıkları her yıl için de yüklü miktarda tazminat alacaklar.
* Daha sonra ise kamuda başka bir işe girmeleri sağlanacak. Erdoğan’ın gündeme getirdiği bu modelin benzerini, HEPAR Genel Başkanı Emekli
Tümgeneral Osman Pamukoğlu önermiş, gayri-nizami harbin bütün tekniklerini bilen özel eğitimli 20 bin kişinin gerekli olduğunu açıklamıştı.
Paralı, kelle avcılığı yapacaklar
Bu maddelerden şu sonuçları çıkarabiliriz:
• Oluşacak olan özel ordu, aslında paralı ordu olacak. Kelle avcılığı yapacak.
• Bunun için de hiç bir savaş kuralını tanımadan hareket edecek.
• Bu orduda yer alacak olan askerler, kirli savaşta kullanıldıktan sonra ordudan alınacak(aslında atılacak)
• Özel ordunun hiçbir çalışması denetime tabi olmayacak.
Hükümet ve TSK bu çalışmanın üç yıl içinde tamamlanmasını öngörüyor. Özel orduyu, Komando tugayları ile hudut birliklerinde bulunan, hizmet ve destek unsurları ile şoför gibi diğer faaliyetlerde görevli olan personel, yine şu anki temel askerlik sisteminde 15 aylık askerlik görevini yapan erbaş ve erlerden oluşturmayı hedefliyor.Cihan Özgür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder