22 Mart 2013 Cuma

Öcalan'ın Mesajı, Yeni Ortadoğu, Dünya ve Çoktan Kazanan Kürdistan










Herkes Öcalan'ın Tarihi Newroz Mesajı'nı anlamaya ve bundan sonrası için sürecin nasıl ilerleyeceğine yönelik yoğun bir analiz içinde. Hele AKP hükümeti bunun en başta gelenlerinden olsa gerek; tabii ki süreci kendi lehine nasıl yönlendireceklerini kara kara düşünme anlamında. Aslında ödleri patlıyor. Anadolu ve Mezopotamya Halkları'nın birleşip AKP'nin ayakta tuttuğu ve yenilemeye çalıştığı sömürgeci sistemi parçalaması olasılığı onların temel korkusu...Ki Öcalan'ın Tarihi Mesajı'nda ana vurgu bu; Anadolu ve Mezopotamya Halklarının Demokratik Stratejik Birliği. Bu yüzden Öcalan'ın açıklamalarını çok yüzeysel ve aslında derin bir hoşnutsuzlukla ''olumlu'' ladılar. Yarım ağızla ve ne anlama geldiklerini kendilerinin de bilmediği 'bakalım görelim' şeklindeki kaçış söylemi, sürecin kendi kontrollerinden çıkacağı endişesinin de aslında bir itirafı. 

Dedik ya ödleri patlıyor. Çünkü, Demokratik bir BARIŞ AKP'nin ölümüdür. Bu yüzden Mezopotamya ve Anadolu Demokrasi Hareketi'nin tasfiyesi veya etkisinin kırılması AKP için stratejik bir varlık-yokluk kavgasıdır. Süreci can havliyle yürütüyor olmaları ve bütün güçlerini seferber etmelerinin atında yatan da budur. Anadolu'da bu güne kadar binbir yalan ve propagandayla sömürgeci sistemin dayanağı ve destekçisi haline getirilen Türk Halk kitlelerinin uyanması ve yalanın perdesini yırtmasının engellenmesi onlar açısından temel meseledir. Yani fırtına Türk Halkı üzerinde kopmaktadır. Türk Halkı hangi cephede yer alırsa geleceği de o cephe belirleyecektir.  

Hakeza 'Barış', 'Reform','Halk Demokrarsisi','Eşitlik','Yeni Anayasa','Özgürlükler','Demokratik Ulus','Kadın Özgürlüğü','Anadil Hakkı','Ekolojik Yaşam','Örgütlü Toplum','Sendikal Haklar','Emek','Özerklik','Seçim Barajının Kaldırılması','Cinsler Arası Eşitlik','İnanç Özgürlüğü','Alevi Toplumunun Hakları','Azınlık Hakları','Düşünce Özgürlügü','Toplantı ve Güsteri Hakkı','Yerinden Yönetim', v.b kavramlar AKP'nin varlık gerekçesine ve var oluşuna ters duruyor. Ki AKP bu demokratik olguları kabul edip topluma yerleştirmek için değil, tam tersine bu taleplerin yeni tarzda reddedilip toplumun binbir yöntemle susturulması-kandırılması için iktidara getirildi ve orada tutuluyor. AKP'yi var eden politik, siyasal ve sınıfsal ideolojik temele bakılınca aslında bu kavramlar, öz itibarıyle içinin boşaltılması ve artık kendi sınıfsal-kapitalist gelişimi adına aşınan sistemin yenidan üretilmesi için güncellenmesi gereken ve halkın inanmasının sağlanacağı 'yeni yalanlar'dan öte bir anlam taşımıyor. Ama öte yandan bu kavramlar, AKP'nin yenilemeye çalıştığı çürüyen Resmi İdeoloji'nin yalanlarına yeniden yedeklenmesi noktasında bu süreçte kilit rol oynuyor. AKP'nin son 10 yıllık iktidar süreci Türk Kapitalizminin ve Sömürgeci TC Devlet sisteminin Yeniden Yapılandırılması sürecidir. AKP'nin temelde asıl politik rakipleri olan Kürdistan Özgürlük Hareketi (ki Öcalan liderliğinde KCK-PKK ve BDP olarak temsilini buluyor) ve Anadolu Halkları Demokrasi ve Sosyalist Hareketi (ana gövdesi HDK'da kendisini ifade eden Türkiyeli Devrimci-Sosyalist Hareketler) ile bu kavramlarının içinin nasıl doldurulacağının savaşını yürütüyor.

İdeolojik ve Kültürel 'Türklük', bugün sistemin üzerinde inşa edildiği temel politik dayanaktır. Geniş Türk Halk kitlelerinin Türk kimliği sömürülmekte, kullanılmakta, içi boşaltılmakta, özünden uzaklaştırılmakta, üzerinde oynanmakta ve Türk halk kitleleri bu yolla kimliğinden dolayı  taraf olmaya zorlanmaktadır. Sömürgeci Sistemin sahipleri 'Türk' olduklarını, onu 'temsil' ettiklerini iddia ederek 'meşruiyet' elde etmekte ve bunu utanmazca, sınırsızca yapmaktadır. Bu 'hak'kın onlarda olduğunu kanıtlamak için her türlü yöntem de kullanılıyor. Ve 'Türk' olmak onlardan sorulurmuşcasına, ellerindeki bu değerli oyuncağı başkasına asla kaptırmamak için aralarında da 'milliyetçilik' kavgası etmeyi ihmal de etmiyorlar. Tabii bu 'Türk olmayanlar'a da ayrı bir mesaj oluyor. 

Anadolu'da bin yıldan fazla bir geçmişe sahip olan Türk kimliği diger ulusal ve etnik kimliklere karşı kışkırtılarak, suni ayrılık ve sorunlar çıkarılarak sömürgeci sistem tarafından  yedeklenmekte; ıkçı, şövenist ve faşist politikalara sosyal destek, toplumsal taban haline dönüştürülmektedir. Bugüne kadar sistem kendini böyle ayakta tutmuş ve artan oranda da bunu korkunç denecek düzeyde kullanmıştır. Ulusal-Etnik kimlik doğuştan ve seçim yapma olanağı olmadan kişinin sahip olduğu toplumsal bir olgudur. Sömürgeci Sistem; 'Türk olmak'ı ırkçılık temelinde kışkırtarak bir üstünlük, yücelik ve gururmuş gibi sunarak kendi politikalarını 'Türküm' diyen milyonlarca halk kesimi üzerinde 'doğallaştırarak' kabul ettirmekte, bu potansiyeli üzerinde oturduğu yalan düzeneğinin ana güç kaynağı halene dönüştürmektedir.

AKP'nin İslam'ın yanında Türklük'le bunca oynaması, onun sömürgeci sistem için geçmişten günümüze gelen tartışmasız öneminden kaynaklanıyor.

DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok: