13 Ekim 2012 Cumartesi

Halep Hesaplaşma Merkezi

Halkların birlikte yaşadığı mozaik kentlerden Halep, artık korkunç ve trajik manzaraların sahnesi haline geldi. Çok dilli, çok dinli, çok kültürlü ve çok kimlikli yapısıyla yarım yüzyılı aşkındır BAAS diktatoryası altında demokrasi özlemiyle yaşayan kent, artık belirsiz bir kaosun ortasında çatırdıyor.

Yaklaşık 18 aydır Suriye’de yaşanan iç savaşın merkezi; ikinci ve büyük endüstri kenti Halep'tir. Son üç aydır rejim güçleri ile karşıtları arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Her günün bilançosu; onlarca ölüm, yüzlerce yaralı, bir o kadar göç…

Ben de kentteki savaşın acı gerçekliğinin son aylardaki tanığıyım.

SAVAŞIN KADERİNİ BELİRLEYECEK

Suriye iç savaşının kaderini şu an Halep’te yaşanan şiddetli savaş belirleyecek. Suriye rejimi, bunun için son aylarda tüm gücüyle bu kente saldırıyor. Suriye rejimi, savaş uçakları, saldırı helikopterleri, tankları, obüs ve havan toplarıyla gece gündüz silahlı rejik karşıtlarının yerleştiği bölgelere bomba yağdırıyor. Selahaddin, Haydariye, Bıstan Başa, Mesekkin ve Henano saldırıların en yoğun olduğu bölgeler. Uluslararası güçlerin desteklediği rejim karşıtlarının, saldırıları da devam ediyor. Artık çatışmalar, Halep kent merkezi ve Halep Kalesi civarına da sıçramış durumda.

Bugün itibariyle Halep’in yüzde 90'ı şavaş alanıdır.

FİYATLAR SAVAŞLA TIRMANDI

Savaş doğası gereği yaşam koşullarını da olağanüstüleştirdi. Halep'te yaşamının bedeli, kadar yaşayabilmenin fiyatı da oldukça ağır. Litresi 50 Suriye lirası olan benzin fiyatı, şimdi 150 liraya çıktı. Aynı oran mazot fiyatları için de geçerli; taksi fiyatlarına/taşımaya yansıması da cabası.

En büyük sorunlardan biri de ekmek. Yanlış okumadınız, ekmek bulmak… Tanesi 20 lira olan ekmek, şimdi 60 liradan satılıyor. O da her zaman bulunmuyor. Tüm gece fırının önünde sıra bekleyip, şafak sökerken eve ekmeksiz dönenler de var.

Elektrik kesintisi de; daha doğrusu elektriksizlik büyük dert. Kesintiler on saati bulabiliyor. Telefon ve internet bağlantısı ise on günde bir kez ya var ya yok.

Halep'te her şey pahalı ama ucuz olan bir şey var. Malesef insan yaşamı! Savaşın dili ve gerçeği işliyor Halep'te. Ne hesap veren, ne de soran var. Ne yasalar, ne de yasalara uyan var...

KÜRT BÖLGELERİ YPG KONTROLÜNDE

Halep’te 600 binin üzerinde Kürt nüfusu var. Kürtler on yıllar önce BAAS rejiminin ayrımcı politikaları ve ambargoları neticesinde buraya yerleşmişler. Kürt nufüsunun yüzde doksanı Şêx Meqsûd ve Eşrefiyye bölgelerinde yaşamakta. Örgütlü olan Kürtler, çatışmaların başlamasıyla kendi sistemlerini aktifleştirip savunma gücünü geliştirdi. Buna rağmen rejim ve destekçilerinin saldırı ve provokasyonlarına maruz kaldı. Bugüne kadar onlarca Kürt yaşamını yitirse de, çatışmaların Kürt bölgelerine sıçraması engellendi. Yine de onlarca aile en güvenli bölge olarak gördükleri Batı Kürdistan'a göç etti. Kürt bölgelerinin savunması da YPG (Yekîneyên Parastina Gel) güçleri tarafından yapılmakta. Bölgedeki tüm giriş ve çıkışlar YPG güçlerinin kontrolünde.

TEK MUHATAP MALA GEL

Kürt bölgeleri olan Şêx Meqsûd ve Eşrefiyye, çatışmalardan etkilense de örgütlenme çalışmaları sürüyor. Savaşın acıları, zorlukları karşısında daha da birleşerek, bağımsız ve özerk duruşlarını korudular. Burada yaşanan sorunların tek muhatabı 'Mala Gel' yani Halk Meclisi. Yaşanan toplumsal sorunların çözüm yeridir Mala Gel. Gece-gündüz kapıları açık olan Mala Gel'e günün yirmidört saati halk akın eder. Şikayetler gelir, başvurular yapılır. Siyasi, ekonomik vb. her türlü sorun tartışılarak çözüme kavuşturulur. Burayı ziyaret eden Kürt, Arap, Türkmenlerden Mala Gel ile ilgili görüşlerini alma fırsatım oldu. Oldukça memnunlar.

SAVAŞTA YOLCULUK

Halep’e girmek kadar çıkmak da büyük sorun. Özellikle Halep’ten Kürt kenti olan Kobanê'ye gitmek istediğinizde yolda başınıza gelebilecekleri düşünmeden edemezsiniz. Son ayların çatışma merkezlerinden biri olan Bıstan Başa’dan yol gider Kobanê'ye. Bistan Başa’dan geçerken yol boyunca yakılan arabalar, bombalanmış binalar, etrafa saçılmış herşey ve halen bir yerlere gitme imkanı bulamayan, masum ve tedirgin yüz ifadeleriyle ve bir saat sonra başına gelebileceklerden habersiz bakan insanlar görünür. İşte bu hayalet manzaraların ortasından geçene kadar ecel terleri dökmemek elde değil.

Önünüzde bekleyen silahlı gruplar ve tepenizde dolaşan savaş uçakları eşlik eder size. Kazasız belasız Kobanê'ye ulaştığınızda yeniden dünyaya gelmiş gibisiniz. İki saat süren Halep-Kobanê yolunda bazen altıya varan 'Ceyş-î- Hür' yani Suriyeli silahlı muhalif güçlerin kontrol noktaları bulunmaktadır. Özerk Batı Kürdistan kenti Kobanê sınırlarından sonra YPG yani 'Halk Savunma Birlikleri' kontrol noktaları yer alıyor.

HALEP-EFRÎN YOLU

Diğer bir Kürt kenti olan Efrîn’e gidiş gelişlerde de aynı sorunlarla karşılaşıyor insan. Halep–Efrîn arasında bulunan Handan, Haretan, Daret Aza aylar süren çatışmaların ardından şu an rejim karşıtlarının kontrolünde. Sözkonusu bölgelerin yüzde sekseni boşaltıldı. Normal şatlarda otobüsle kırkbeş dakika süren Halep-Efrîn yolu, şimdi bir buçuk saate çıkmış durumda. Anayolun ulaşıma kapatılması nedeniyle arabalar oldukça dolambaçlı yollardan gidip-gelmek zorunda kalıyor.

Halep’ten Efrîne giderken kentin çıkışında ilk olarak rejimin kontrol noktasından geçiliyor. Hemen beşyüz metre ötesinde muhalif grupların kontrol noktaları bulunmakta. Özerk Batı Kürdistan kenti Efrîn sınırına ulaşılıncaya kadar en az silahlı muhalif grupların dört kontrol noktasından geçiliyor. Halep-Efrîn yolu Kobanê yolu kadar risk taşımasa da orada savaş uçaklarının ne zaman üzerinize bomba yağdırıcağını kestiremezsiniz. Zaman zaman bu yoldan geçen araçlar da savaş uçaklarının saldırılarına maruz kalıyor.

YAŞAMAK VE ANLATMAK...

Savaşı yaşamak ve anlatmak çok farklı şeyler. Gözlerimin kaydettiği, tanık olduğum acı ve trajik yaşam manzaralarını olduğu gibi yazıya dökmem mümkün değil. Harabeleşen şehir ve parçalanan bedenleri anlatamam. Bu korkunçluklar içinde Suriye’nin geleceğinin nasıl olabileceğini kestiremem. Yalnız şu kadarını biliyorum; uluslararası güçlerin Suriye üzerindeki iktidar çatışması kızıştıkça, bedelini buradaki halk daha ağır ödüyor/ödeyecek...


ANF

Hiç yorum yok: