1 Eylül 2012 Cumartesi

Tampon'a Ret, Kapılar Türkiye’nin Yüzüne Kapandı

Türkiye’nin, BM Güvenlik Konseyi ve NATO’dan Suriye sınırına tampon bölge oluşturulması talebi ciddiye alınmadı.

Kürtlerin kazanımını engellemek için Suriye sınırına bir 'Tampon Bölge' oluşturulmasını hararetle savunan Türkiye, Suriye politikasında yalnızları oynuyor. Ankara yönetimi, tampon bölgenin ya BM Güvenlik Konseyi’nin ya da NATO’nun denetiminde olmasını istedi. Ancak hem BM hem de NATO, bu talebi kabul etmedi. 

Türkiye, Suriyeli mültecileri bahane ederek Güneybatı Kürdistan sınırında bir tampon bölge oluşturulmasını hararetle savunuyor. Böylece Güneybatı Kürdistan’ı kontrol altına almayı amaçlıyor. Önceki gün ABD’nin New York kentinde toplanan BM Güvenlik Konseyi toplantısına katılan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, tampon bölge için istediği desteği bulamayarak Ankara’ya eli boş döndü.

New York’ta olduğunu unuttu!

 
Tampon bölgenin oluşturulması için BM Güvenlik Konseyi’nin onayını isteyen Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye’deki ölümlerdeki sorumluluğunu gözardı ederek „Rejim, halkına karşı uçaklar ve ağır silahlar kullanıyor. Artık daha fazla ne kadar seyredeceğiz. Faaliyete geçmezsek biz de suça ortak olacağız. Vicdanımız bu durumda hareketsiz kalarak rahat edecek mi? Suriye’de bir nesil yok ediliyor. Ne kadar oturup izlenecek?“ şeklinde konuştu.


Elindeki yazılı metni okurken acizliği ses tonuna yansıyan Davutoğlu, New York’ta konuştuğunu unutarak „Suriye’nin geleceği onbinlerce kilometre uzaklıktaki New York’ta belirlenemez“ demesi, Türkiye’nin Suriye politikasını gözler önüne serdi.

Ciddiye bile alınmadı

 
Tampon bölgenin kurulması için adeta BM Güvenlik Konsey üyelerine yalvaran Davutoğlu, " tampon bölgenin BM inisiyatifiyle olmaması halinde bu görevi NATO’nun üstlenmesini" istedi. Konsey üyelerine beş maddelik bir plan sunan Davutoğlu, „yerinden edilmişlerin içeride yerleştirilmesi konusunda ilerleme sağlanmaması halinde buna paralel olarak uluslararası bir inisiyatifin başlatılması ve komşu ülkelere gelmeden insani ve tıbbi yardımın sağlanması lazım“ şeklinde konuştu.


Ancak BM Güvenlik Konseyi üyeleri Suriye’de akan kanda payı bulunan Türkiye’nin timsah gözyaşlarına kanmadı. İlk günden itibaren tampon bölgeye karşı çıkan Rusya ve Çin, toplantıyı hiçbir temsilci göndermeyerek ciddiye bile almadığını gösterirken, Türkiye’yi en büyük darbeyi ABD vurdu. Zira Ankara yönetimini bölgede taşeron kullanan Washington yönetimi de toplantıya katılmadı. Suriye’ye yönelik bir askeri operasyon için bahane arayan Fransa ve İngiltere ise toplantıya katıldı ancak tasarıyı şimdilik desteklemediklerini söyledi.

NATO da ‘olmaz’ dedi

 
Yine Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek komiseri Antonio Gutyeres de Türkiye’nin tampon bölge isteğine karşı çıktı.
BM Güvenlik Konseyi’nde istediğini alamayan Türkiye’ye bir darbe de ABD’den geldi. Türkiye’nin tampon bölge için NATO’yu göreve çağırdığını duyuran ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey „Türk komutanlar, tampon bölge uygulamasını NATO’nun üstlenmesini istiyor, ancak NATO bunun altından kalkamaz“ dedi.


NATO denetiminde tampon bölgesinin kurulmasının savaşı tetikleyeceğine dikkat çeken Dempsey, „Eğer tampon bölge kurmaya karar verirseniz, o zaman onu koruma sorumluluğunu da üstlenmiş oluyorsunuz. Bu da sizi silah, hava ve balistik füze sistemi kurmaya, kullanmaya itebilir“ dedi. ABD Genelkurmay Başkanı, bütün olasılıkların gözönüne alındığı zaman tampon bölgenin kurulmasının güç olacağını söyledi. 


Kürtler tampon bölgeye karşı

Suriye’de örgütlü en büyük güç olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Türkiye’nin Güneybatı Kürdistan sınırında bir tampon bölge oluşturma girişimine sert çıktı. PYD’nin eşbaşkanlarından Salih Muhammed, „Suriye halkı, Kürtler dahil, Suriye topraklarında yabancı askeri birliklerin bulunmasına karşıdırlar. Böyle bir şey olursa var olan yöntemleri kullanarak buna karşı koyacağız“ dedi.


Rusya’nın Sesi Radyosu’na açıklamalarda bulanan PYD Eşbaşkanı Salih Muhammed, „Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etmenin nedeni herkesçe biliyor. Türkiye, Kürt nüfuslu bölgeyi kontrol altında bulundurmak istiyor. Müdahaleyi NATO’nun himayesi altında veya ABD ile birlikte gerçekleştirilmesi yönünde uğraşlar içerisinde“ dedi.


Baas rejimi ile güdümlü muhalifler arasındaki iktidar savaşı daha derinleşmeden Türkiye’nin Suriye’de gidecek olan mülteciler için kamplar kurmaya başladığını belirten Muhammed „Ankara’nın göçmenler için ‘güvenlik bölgelerinin’ oluşturulması bahanesi ile Suriye’nin topraklarına girmeye çalışacağından emindik. Fakat Ankara bunu yapmamalıdır. Ülkemize müdahale edecek olanlar bundan pişman olacaklar. Suriye halkı, Kürtler dahil, Suriye topraklarında yabancı askeri birliklerin bulunmasına karşıdır. Böyle bir şey olursa var olan yöntemleri kullanarak buna karşı koyacağız. Bu pozisyonun tarihsel nedenleri var. İster Araplar, ister Kürtler olsun Suriyeliler Osmanlı İmparatorluğu’nun 4 yüzyıl süren egemenliğini unutmadılar“ şeklinde konuştu.


PYD Eşbaşkanı Muhammed, Baas rejimine yönelik bir askeri operasyon ihtimaline yönelik bir soruya da „askeri müdahale olmayacağına inanmak isterdim“ şeklinde cevap verdi. 


YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

Hiç yorum yok: