Devrimci Karargah operasyonu adı altında yapılan son polis baskınlarının
hedeflerinden biri olan Kadıköy Kültür Kafe’de gözaltına alınan kafe
çalışanı ve üniversite öğrencisi Yeşim Kantekin, Fethullah Gülen
cemaatine alternatif eğitim ve dayanışma projesi yürüttükleri için hedef
olduklarını söylüyor.
30 Temmuz 2011 tarihinde saat 16.00 sıralarında İstanbul Emniyet’e bağlı Terör ile Mücadele’den gelen 10 sivil polis Kadıköy Kültür Kafe’ye girerek eşyaları içeriyi darmadağın etti. Bilgisayarlara, hard disklere, CD’lere, sol içerikli kitaplara el koyan polisler, hiçbir gerekçe göstermeden Kültür Kafe çalışanı ve üniversite öğrencisi Yeşim Kantekin’i de apar topar gözaltına aldı. Dört gün gözaltında tutulan ve serbest bırakılan Kantekin, ANF’ye konuştu. Odak çevresi olarak uzunca bir süredir Fethullah Cemaatçiliğine karşı alternatif eğitim ve dayanışma projesi yürüttüklerini anlatan Kantekin, bu nedenle hedef seçildiklerini belirtti.
POLİS BASKINI
Baskın sırasında yaşananları anlatan Kantekin, şöyle dedi: “Direkt bize kamerayı doğrultarak arama yapacaklarını söylediler. Ellerindeki arama izin kağıdını gösterdiler. O kağıtta benim, Doğan Can Baran’ın ve de başka bir arkadaşın adı yazılıydı. Kafe’nin alt katını, üst katını aramaya başladılar. Odak dergilerine, başka kurumlardan gelen dergilere, bizim yeni çıkmış olan ‘Eğitim ve Dayanışma Hareketi, Seçmeler 1’ kitaplarına el koydular. Bilgisayarlara, CD ve hard disklere el koydular. Arama bittikten sonra yazdıkları tutanağı okuttular bana. Metinde ‘Devrimci Karargah’ örgütü ile ilişkisi olduğu şüphesiyle Yeşim Kantekin’in gözaltına alınması yazılıydı. O anda gözaltına alınacağımı anladım. Benim iddia edilen örgütle bir ilişkim olmadığı için tutanağı imzalamadım. Beni aramaya bindirip önce Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumuna götürdüler, ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terör ile Mücadele Şubesine götürdüler.”
Kantekin şöyle devam etti: “Aynı zamanda yaklaşık 30 polis de evime baskın yapmışlar. Kardeşim çalıştığı için evde kimse yoktu. Kapıyı çilingirle açmışlar. Evdeki bilgisayarları, kardeşimin dizüstü bilgisayarını, bütün hard diskleri alıp gitmişler. Bunu haber bile vermeden yaptılar. Evi darmadağın etmişler. Daha neleri aldıklarını tam olarak bilmiyorum ancak bu şekilde insanların evine girip istediklerine el koymaları da kabul edilemez.”
GÖZALTINDA BASKI
Gözaltında baskıya maruz kaldığını söyleyen Kantekin, şunları söyledi: “ Saatlerce nezarethanede tutulduktan sonra sorgu odasına alındım. Bana ilk etapta siyah beyaz bir fotoğraf gösterdiler. Şahsı tanıyıp tanımadığımı sordular. Tanımadığım için hayır cevabını verdim. Daha sonra tekrar nezarethaneye soktular. Birkaç saat sonra tekrar geldiler, bu kez de üniversiteden arkadaşımın fotoğrafını gösterdiler tanıyıp tanımadığımı sordular. Ben de tanıdığımı söyledim. Birden ‘Bunu tanıyorsun da diğer gösterdiğimizi nasıl tanımıyorsun?’ diyerek üzerimde baskı kurmaya çalıştılar. Fotoğrafını gösterdikleri üniversite öğrencisi arkadaşım hakkında bir sürü soru yöneltmeye başladılar. En son kafeye ne zaman uğradığını, nerelere gittiğini, neler yaptığını vs… Sonra tekrar bana dönüp hangi yayınları okuduğumu, nasıl geçindiğimi sordular. Daha sonra Beşiktaş Ağır Ceza’ya çıkartıldım, serbest bırakılmama rağmen cep telefonumu hala geri vermiş değiller.”
POLİSİN GÜLEN HASSASİYETİ
Odak çevresi olarak Fethullah Cemaatçililiğine karşı toplumda alternatif bir eğitim ve dayanışma geliştirmek amacıyla çalışmalar yürüttüklerine ve son olarak bu çerçevede ‘Eğitim ve Dayanışma Hareketi’ adlı kitabı çıkarttıklarına dikkat çeken Kantekin, bu çalışmaların polis teşkilatını rahatsız etmiş olabileceğini vurguladı.
AMAÇ KENDİ SİSTEMLERİNE ALTERNATİF HER DÜŞÜNCEYİ YOK ETMEK
Alternatif bir eğitim yaratma çalışması kapsamında kitap çıktıktan sonra düşüncelerini aktarmak için birçok gazeteci, sanatçı ve aydın ile bir araya geldiklerini anlatan Kantekin, “Çok büyük bir destek aldık. Kadıköy Kültür Kafe’si de bu alternatif eğitime katkıda bulunan bir mekan sonuç itibariyle. Odak’ın hedef alınmasının en önemli nedeninin bu alternatif eğitim çalışması olduğunu düşünüyorum” dedi.
Bugün ilericileri ve devrimcileri hapse atmanın çok daha kolaylaştığını, bir kitabın, bir telefon konuşmasının yeterli sayıldığını hatırlatan Kantekin, “Sudan sebeplerle Kürt devrimcilerini KCK adı altında tutuklarken, sosyalistleri de Devrimci Karargah adı altında tutukluyorlar. Burada amaç muhalif kesimi sindirip susturmaktır. Alanı boşaltıp rahatça kendi sistemlerini halka dayatmaktır. Gözaltılar da bu sindirmenin ve korkutma politikasının bir parçası” diye konuştu.
Daha önce de alternatif eğitim ve dayanışma amacıyla çalışmalar yürüten ve Fethullah Gülen Cemaati hakkında çok sayıda çalışma yapan Eskişehir üniversitesindeki arkadaşlarının hiç sebepsiz tutuklandığını ifade eden Kantekin, “Kendi yerleştirdikleri sisteme alternatif olacak her düşünceyi, her girişimi yok etmeye çalışıyorlar. Buna artık dur demek lazım ” diye belirtti.
30 Temmuz 2011 tarihinde saat 16.00 sıralarında İstanbul Emniyet’e bağlı Terör ile Mücadele’den gelen 10 sivil polis Kadıköy Kültür Kafe’ye girerek eşyaları içeriyi darmadağın etti. Bilgisayarlara, hard disklere, CD’lere, sol içerikli kitaplara el koyan polisler, hiçbir gerekçe göstermeden Kültür Kafe çalışanı ve üniversite öğrencisi Yeşim Kantekin’i de apar topar gözaltına aldı. Dört gün gözaltında tutulan ve serbest bırakılan Kantekin, ANF’ye konuştu. Odak çevresi olarak uzunca bir süredir Fethullah Cemaatçiliğine karşı alternatif eğitim ve dayanışma projesi yürüttüklerini anlatan Kantekin, bu nedenle hedef seçildiklerini belirtti.
POLİS BASKINI
Baskın sırasında yaşananları anlatan Kantekin, şöyle dedi: “Direkt bize kamerayı doğrultarak arama yapacaklarını söylediler. Ellerindeki arama izin kağıdını gösterdiler. O kağıtta benim, Doğan Can Baran’ın ve de başka bir arkadaşın adı yazılıydı. Kafe’nin alt katını, üst katını aramaya başladılar. Odak dergilerine, başka kurumlardan gelen dergilere, bizim yeni çıkmış olan ‘Eğitim ve Dayanışma Hareketi, Seçmeler 1’ kitaplarına el koydular. Bilgisayarlara, CD ve hard disklere el koydular. Arama bittikten sonra yazdıkları tutanağı okuttular bana. Metinde ‘Devrimci Karargah’ örgütü ile ilişkisi olduğu şüphesiyle Yeşim Kantekin’in gözaltına alınması yazılıydı. O anda gözaltına alınacağımı anladım. Benim iddia edilen örgütle bir ilişkim olmadığı için tutanağı imzalamadım. Beni aramaya bindirip önce Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumuna götürdüler, ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terör ile Mücadele Şubesine götürdüler.”
Kantekin şöyle devam etti: “Aynı zamanda yaklaşık 30 polis de evime baskın yapmışlar. Kardeşim çalıştığı için evde kimse yoktu. Kapıyı çilingirle açmışlar. Evdeki bilgisayarları, kardeşimin dizüstü bilgisayarını, bütün hard diskleri alıp gitmişler. Bunu haber bile vermeden yaptılar. Evi darmadağın etmişler. Daha neleri aldıklarını tam olarak bilmiyorum ancak bu şekilde insanların evine girip istediklerine el koymaları da kabul edilemez.”
GÖZALTINDA BASKI
Gözaltında baskıya maruz kaldığını söyleyen Kantekin, şunları söyledi: “ Saatlerce nezarethanede tutulduktan sonra sorgu odasına alındım. Bana ilk etapta siyah beyaz bir fotoğraf gösterdiler. Şahsı tanıyıp tanımadığımı sordular. Tanımadığım için hayır cevabını verdim. Daha sonra tekrar nezarethaneye soktular. Birkaç saat sonra tekrar geldiler, bu kez de üniversiteden arkadaşımın fotoğrafını gösterdiler tanıyıp tanımadığımı sordular. Ben de tanıdığımı söyledim. Birden ‘Bunu tanıyorsun da diğer gösterdiğimizi nasıl tanımıyorsun?’ diyerek üzerimde baskı kurmaya çalıştılar. Fotoğrafını gösterdikleri üniversite öğrencisi arkadaşım hakkında bir sürü soru yöneltmeye başladılar. En son kafeye ne zaman uğradığını, nerelere gittiğini, neler yaptığını vs… Sonra tekrar bana dönüp hangi yayınları okuduğumu, nasıl geçindiğimi sordular. Daha sonra Beşiktaş Ağır Ceza’ya çıkartıldım, serbest bırakılmama rağmen cep telefonumu hala geri vermiş değiller.”
POLİSİN GÜLEN HASSASİYETİ
Odak çevresi olarak Fethullah Cemaatçililiğine karşı toplumda alternatif bir eğitim ve dayanışma geliştirmek amacıyla çalışmalar yürüttüklerine ve son olarak bu çerçevede ‘Eğitim ve Dayanışma Hareketi’ adlı kitabı çıkarttıklarına dikkat çeken Kantekin, bu çalışmaların polis teşkilatını rahatsız etmiş olabileceğini vurguladı.
AMAÇ KENDİ SİSTEMLERİNE ALTERNATİF HER DÜŞÜNCEYİ YOK ETMEK
Alternatif bir eğitim yaratma çalışması kapsamında kitap çıktıktan sonra düşüncelerini aktarmak için birçok gazeteci, sanatçı ve aydın ile bir araya geldiklerini anlatan Kantekin, “Çok büyük bir destek aldık. Kadıköy Kültür Kafe’si de bu alternatif eğitime katkıda bulunan bir mekan sonuç itibariyle. Odak’ın hedef alınmasının en önemli nedeninin bu alternatif eğitim çalışması olduğunu düşünüyorum” dedi.
Bugün ilericileri ve devrimcileri hapse atmanın çok daha kolaylaştığını, bir kitabın, bir telefon konuşmasının yeterli sayıldığını hatırlatan Kantekin, “Sudan sebeplerle Kürt devrimcilerini KCK adı altında tutuklarken, sosyalistleri de Devrimci Karargah adı altında tutukluyorlar. Burada amaç muhalif kesimi sindirip susturmaktır. Alanı boşaltıp rahatça kendi sistemlerini halka dayatmaktır. Gözaltılar da bu sindirmenin ve korkutma politikasının bir parçası” diye konuştu.
Daha önce de alternatif eğitim ve dayanışma amacıyla çalışmalar yürüten ve Fethullah Gülen Cemaati hakkında çok sayıda çalışma yapan Eskişehir üniversitesindeki arkadaşlarının hiç sebepsiz tutuklandığını ifade eden Kantekin, “Kendi yerleştirdikleri sisteme alternatif olacak her düşünceyi, her girişimi yok etmeye çalışıyorlar. Buna artık dur demek lazım ” diye belirtti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder