KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, DAİŞ'i meşrulaştırıp
teşvik eden AKP hükümetinin tüm dünyaya şantaj yaptığına dikkat çekerek,
Türkiye'ye karşı net tavır alınmasını istedi. DAİŞ belasından kurtulmak
isteyen bütün dünyaya seslenen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil
Bayık, YPG/YPJ'nin öncülük yaptığı QSD'nin DAİŞ'le etkin mücadelesine
dikkat çekerek, "QSD kısa sürede DAİŞ'i Cerablus'tan atabilir. Türkiye
tarafından destek gelmediği takdirde Rakka da alınır. Uluslararası
güçler, Türkiye engelini kaldırsın" dedi.
Türkiye’nin sürekli DAİŞ’le mücadele eden güçleri zayıflatma peşinde olduğunu; şimdi de KDP ile PKK’yi karşı karşıya getirmek istediğini açıklayan Bayık, Türk devletinin gayretini şöyle anlattı: “1 Kasım seçimlerinden sonra Feridun Sinirlioğlu bu nedenle alelacele Hewlêr’e gönderildi. Türkiye, KDP’yi hem Şengal’de PKK ile çatıştırmak istemekte hem de Rojava üzerinden bu yönlü bir çatışma yaratmayı hedeflemekte".
Bayık, Azadiya Welat ve Yeni Özgür Politika’daki köşe yazısında, DAİŞ'le mücadelede Türkiye bariyerinin aşılması, Türk toplumunda gelişen DAİŞ zihniyeti ve Türk devletinin Kürdistan halkını karşı yürüttüğü çok boyutlu askeri ve siyasi saldırılarını değerlendirdi.
Bayık’ın, ‘AKP dünyaya şantaj yapıyor’ başlıklı yazısı şöyle;
‘’Konya’daki Türk milli maçında olduğu gibi, İstanbul’daki milli maçta da saygı duruşu katliama uğrayanları protesto haline getirildi. Paris katliamının kurbanları yuhalanırken, katiller onure edildi. Saygı duruşu canlı bombaların saygı duruşuna dönüştürüldü. Türkiye şimdi bu noktaya gelmiştir. AKP zihniyetiyle IŞİD zihniyetinin aynı olduğunu bu olaylar açıkça ortaya koymuştur.
‘AKP TÜRKİYE’Yİ SİVİLLERİN KATLEDİLMESİNE SEVİNEN BİR ÜLKE HALİNE GETİRMİŞTİR’
Sivillerin ölümüne bu kadar sevinen bir topluluk görülmüş müdür? AKP hükümeti Türkiye'yi sivillerin toplu katledilmesine sevinen bir ülke haline getirmiştir. Toplumun bu hale getirilmesi kadar korkunç bir şey olamaz. Konya ve İstanbul’da katilleri alkışlayan, katliama uğrayanları ıslıklayan bu duruma kendiliğinden gelinmemiştir. Bu durum AKP hükümetinin eseridir. IŞİD sadece siyasi desteği, maddi imkanları Türkiye'den almıyor; moral desteği de en fazla Türkiye'den almaktadır. Bu açıdan Türkiye'nin IŞİD'e karşı mücadele edeceğini sanmak büyük bir yanılgıdır. Aynı zihniyette olanlar birbirlerine karşı mücadele edemezler; olsa olsa birbirlerini güçlendirirler.
‘TÜRKİYE TÜM DÜNYA İÇİN TEHLİKELİ BİR POLİTİKA İZLEMEKTEDİR’
Paris katliamı gösterdi ki Türkiye sadece Kürtler ve Ortadoğu halkları için değil, tüm dünya için tehlikeli bir politika izlemektedir. Ankara katliamı nasıl ki AKP ortaklığının sonucu gerçekleştiyse, Paris katliamı da Türkiye'nin politikaları sonucu gerçekleşmiştir. Kim bu gerçeği görmezse kafayı kuma gömer ve IŞİD'e karşı doğru mücadele yürütemez. Artık AKP zihniyeti ve politikası geriletilmeden, kırılmadan IŞİD belasını def etmek mümkün değildir. Kürt halkının özgürlük güçleri IŞİD’e darbe üstüne darbe vuruyor, ama AKP'nin politikaları nedeniyle IŞİD beslenmeye devam ediyor. AKP hükümeti tüm dünyaya şantaj yapıyor. Tarihte AKP gibi dünyaya şantaj yapan başka bir siyasi güç görülmemiştir.
‘TÜRKİYE’DEN DESTEK GELMEDİĞİ TAKDİRDE DAİŞ RAKKA’DAN ATILIR’
Erdoğan ve AKP her zaman “terörün dini ve kimliği olmaz” diyor. Tabii ki IŞİD’in katliamlarını İslam diniyle bağdaştırmak yanlıştır. Hatta IŞİD İslam’ın imajını kirleten karşıt İslam’dır. IŞİD İslam karşıtı ve İslam düşmanıdır. Bu doğrudur. Ama IŞİD’in İslam toplumu ve coğrafyası içinden çıktığı da bir gerçektir. Kuşkusuz sosyal ve tarihsel etkenler vardır. Ancak siyasal olarak IŞİD'i büyüten ve güçlendiren etkenleri görmek önemlidir. Sorunu sadece toplumsal, tarihsel ve kültürel etkenlere bağlamak yanlıştır. Böyle yaklaşmak, IŞİD’in insanlık düşmanı karakterini meşrulaştırmak olur. AKP yandaşı basın böyle yapmaktadır. Sadece IŞİD meşrulaştırılmıyor, IŞİD’i teşvik etmektedirler.
IŞİD’i geriletmek için ilk önce bu siyasi desteği ortadan kaldırmak lazım. Yoksa sosyal ve kültürel tedbirler geç sonuç alır. Bu açıdan Türkiye'nin desteğinin kesilmesi şarttır. Bunun için de AKP'nin politikasına karşı durulması gerekir. IŞİD'e karşı tüm dünya tutum alıyor. Ancak Türkiye'ye karşı tutum almadan IŞİD'e karşı mücadelede sonuç almak mümkün değildir.
IŞİD'e karşı mücadelede en başta da yerinde mücadele etmek önemlidir. Bu açıdan YPG/YPJ ve demokratik Suriye güçlerinin IŞİD’e karşı mücadelesi çok değerlidir. Eğer IŞİD yenilgiye uğratılacaksa toplumsal desteği olan bu güçler yenilgiye uğratacaktır. Yoksa dışarıdan gelen askeri güçlerin IŞİD karşısında sonuç alması zordur. Ya da alınacak sonuçlar geçici olur.
‘IŞİD YENİLGİ SÜRECİNE GİRMİŞTİR’
IŞİD yenilgi sürecine girmiştir. Yeter ki yanlış politika izlenmesin. YPG ve YPJ’nin de içinde olduğu Demokratik Suriye güçleri IŞİD'i yenecek güce sahiptir. Demokratik Suriye güçleri kısa sürede IŞİD’i Cerablus’tan atabilirler. Türkiye tarafından destek gelmediği takdirde Rakka da kısa sürede düşürülür. Suriye genelinde Kürtler, Araplar, Dürziler, Süryaniler, Ermeniler, kadınlar, gençler ve diğer topluluklar IŞİD ve El Nusra’yı Suriye’den rahatlıkla temizlerler. Türkiye engeli ortadan kalktığı an IŞİD’in sonu gelmiş demektir. Bunu tüm dünya bilmelidir. Bu nedenle uluslararası güçler IŞİD’in yenilgiye uğratılmasını istiyorlarsa ilk önce Türkiye'yi bu mücadele önünde engel olmaktan çıkarmaları gerekir.
‘TÜRKİYE KDP’Yİ PKK İLE ÇATIŞTIRMAK İSTİYOR’
Türkiye sürekli IŞİD’le mücadele eden güçleri zayıflatma peşindedir. Şimdi de KDP ile PKK'yi karşı karşıya getirmek istemektedir. 1 Kasım seçimlerinden sonra Feridun Sinirlioğlu bu nedenle alelacele Hewler’e gönderilmiştir. Türkiye KDP'yi hem Şengal’de PKK ile çatıştırmak istemekte, hem de Rojava üzerinden bu yönlü bir çatışma yaratmayı hedeflemektedir. Böylece IŞİD’e karşı mücadele eden güçleri zayıflatıp kendi pozisyonunu güçlendirmeyi düşünmektedir. IŞİD’e karşı en etkili mücadeleyi de HPG/YJA Star ile YPG ve YPJ verdiği için şimdi KDP ile bu güçleri çatıştırarak en büyük müttefiki IŞİD’i rahatlatmak istemektedir. Kürtler üzerinde kültürel soykırımcı sömürgecilik uygulayan devletler her zaman Kürtler arasında ayrılık ve çatışma yaratmışlardır. Ancak Kürtler bilinçlendi. Tarihlerini iyi öğrendiler. Bu nedenle bu defa Türk devletinin bu oyunları boşa çıkarılacaktır.’’
Türkiye’nin sürekli DAİŞ’le mücadele eden güçleri zayıflatma peşinde olduğunu; şimdi de KDP ile PKK’yi karşı karşıya getirmek istediğini açıklayan Bayık, Türk devletinin gayretini şöyle anlattı: “1 Kasım seçimlerinden sonra Feridun Sinirlioğlu bu nedenle alelacele Hewlêr’e gönderildi. Türkiye, KDP’yi hem Şengal’de PKK ile çatıştırmak istemekte hem de Rojava üzerinden bu yönlü bir çatışma yaratmayı hedeflemekte".
Bayık, Azadiya Welat ve Yeni Özgür Politika’daki köşe yazısında, DAİŞ'le mücadelede Türkiye bariyerinin aşılması, Türk toplumunda gelişen DAİŞ zihniyeti ve Türk devletinin Kürdistan halkını karşı yürüttüğü çok boyutlu askeri ve siyasi saldırılarını değerlendirdi.
Bayık’ın, ‘AKP dünyaya şantaj yapıyor’ başlıklı yazısı şöyle;
‘’Konya’daki Türk milli maçında olduğu gibi, İstanbul’daki milli maçta da saygı duruşu katliama uğrayanları protesto haline getirildi. Paris katliamının kurbanları yuhalanırken, katiller onure edildi. Saygı duruşu canlı bombaların saygı duruşuna dönüştürüldü. Türkiye şimdi bu noktaya gelmiştir. AKP zihniyetiyle IŞİD zihniyetinin aynı olduğunu bu olaylar açıkça ortaya koymuştur.
‘AKP TÜRKİYE’Yİ SİVİLLERİN KATLEDİLMESİNE SEVİNEN BİR ÜLKE HALİNE GETİRMİŞTİR’
Sivillerin ölümüne bu kadar sevinen bir topluluk görülmüş müdür? AKP hükümeti Türkiye'yi sivillerin toplu katledilmesine sevinen bir ülke haline getirmiştir. Toplumun bu hale getirilmesi kadar korkunç bir şey olamaz. Konya ve İstanbul’da katilleri alkışlayan, katliama uğrayanları ıslıklayan bu duruma kendiliğinden gelinmemiştir. Bu durum AKP hükümetinin eseridir. IŞİD sadece siyasi desteği, maddi imkanları Türkiye'den almıyor; moral desteği de en fazla Türkiye'den almaktadır. Bu açıdan Türkiye'nin IŞİD'e karşı mücadele edeceğini sanmak büyük bir yanılgıdır. Aynı zihniyette olanlar birbirlerine karşı mücadele edemezler; olsa olsa birbirlerini güçlendirirler.
‘TÜRKİYE TÜM DÜNYA İÇİN TEHLİKELİ BİR POLİTİKA İZLEMEKTEDİR’
Paris katliamı gösterdi ki Türkiye sadece Kürtler ve Ortadoğu halkları için değil, tüm dünya için tehlikeli bir politika izlemektedir. Ankara katliamı nasıl ki AKP ortaklığının sonucu gerçekleştiyse, Paris katliamı da Türkiye'nin politikaları sonucu gerçekleşmiştir. Kim bu gerçeği görmezse kafayı kuma gömer ve IŞİD'e karşı doğru mücadele yürütemez. Artık AKP zihniyeti ve politikası geriletilmeden, kırılmadan IŞİD belasını def etmek mümkün değildir. Kürt halkının özgürlük güçleri IŞİD’e darbe üstüne darbe vuruyor, ama AKP'nin politikaları nedeniyle IŞİD beslenmeye devam ediyor. AKP hükümeti tüm dünyaya şantaj yapıyor. Tarihte AKP gibi dünyaya şantaj yapan başka bir siyasi güç görülmemiştir.
‘TÜRKİYE’DEN DESTEK GELMEDİĞİ TAKDİRDE DAİŞ RAKKA’DAN ATILIR’
Erdoğan ve AKP her zaman “terörün dini ve kimliği olmaz” diyor. Tabii ki IŞİD’in katliamlarını İslam diniyle bağdaştırmak yanlıştır. Hatta IŞİD İslam’ın imajını kirleten karşıt İslam’dır. IŞİD İslam karşıtı ve İslam düşmanıdır. Bu doğrudur. Ama IŞİD’in İslam toplumu ve coğrafyası içinden çıktığı da bir gerçektir. Kuşkusuz sosyal ve tarihsel etkenler vardır. Ancak siyasal olarak IŞİD'i büyüten ve güçlendiren etkenleri görmek önemlidir. Sorunu sadece toplumsal, tarihsel ve kültürel etkenlere bağlamak yanlıştır. Böyle yaklaşmak, IŞİD’in insanlık düşmanı karakterini meşrulaştırmak olur. AKP yandaşı basın böyle yapmaktadır. Sadece IŞİD meşrulaştırılmıyor, IŞİD’i teşvik etmektedirler.
IŞİD’i geriletmek için ilk önce bu siyasi desteği ortadan kaldırmak lazım. Yoksa sosyal ve kültürel tedbirler geç sonuç alır. Bu açıdan Türkiye'nin desteğinin kesilmesi şarttır. Bunun için de AKP'nin politikasına karşı durulması gerekir. IŞİD'e karşı tüm dünya tutum alıyor. Ancak Türkiye'ye karşı tutum almadan IŞİD'e karşı mücadelede sonuç almak mümkün değildir.
IŞİD'e karşı mücadelede en başta da yerinde mücadele etmek önemlidir. Bu açıdan YPG/YPJ ve demokratik Suriye güçlerinin IŞİD’e karşı mücadelesi çok değerlidir. Eğer IŞİD yenilgiye uğratılacaksa toplumsal desteği olan bu güçler yenilgiye uğratacaktır. Yoksa dışarıdan gelen askeri güçlerin IŞİD karşısında sonuç alması zordur. Ya da alınacak sonuçlar geçici olur.
‘IŞİD YENİLGİ SÜRECİNE GİRMİŞTİR’
IŞİD yenilgi sürecine girmiştir. Yeter ki yanlış politika izlenmesin. YPG ve YPJ’nin de içinde olduğu Demokratik Suriye güçleri IŞİD'i yenecek güce sahiptir. Demokratik Suriye güçleri kısa sürede IŞİD’i Cerablus’tan atabilirler. Türkiye tarafından destek gelmediği takdirde Rakka da kısa sürede düşürülür. Suriye genelinde Kürtler, Araplar, Dürziler, Süryaniler, Ermeniler, kadınlar, gençler ve diğer topluluklar IŞİD ve El Nusra’yı Suriye’den rahatlıkla temizlerler. Türkiye engeli ortadan kalktığı an IŞİD’in sonu gelmiş demektir. Bunu tüm dünya bilmelidir. Bu nedenle uluslararası güçler IŞİD’in yenilgiye uğratılmasını istiyorlarsa ilk önce Türkiye'yi bu mücadele önünde engel olmaktan çıkarmaları gerekir.
‘TÜRKİYE KDP’Yİ PKK İLE ÇATIŞTIRMAK İSTİYOR’
Türkiye sürekli IŞİD’le mücadele eden güçleri zayıflatma peşindedir. Şimdi de KDP ile PKK'yi karşı karşıya getirmek istemektedir. 1 Kasım seçimlerinden sonra Feridun Sinirlioğlu bu nedenle alelacele Hewler’e gönderilmiştir. Türkiye KDP'yi hem Şengal’de PKK ile çatıştırmak istemekte, hem de Rojava üzerinden bu yönlü bir çatışma yaratmayı hedeflemektedir. Böylece IŞİD’e karşı mücadele eden güçleri zayıflatıp kendi pozisyonunu güçlendirmeyi düşünmektedir. IŞİD’e karşı en etkili mücadeleyi de HPG/YJA Star ile YPG ve YPJ verdiği için şimdi KDP ile bu güçleri çatıştırarak en büyük müttefiki IŞİD’i rahatlatmak istemektedir. Kürtler üzerinde kültürel soykırımcı sömürgecilik uygulayan devletler her zaman Kürtler arasında ayrılık ve çatışma yaratmışlardır. Ancak Kürtler bilinçlendi. Tarihlerini iyi öğrendiler. Bu nedenle bu defa Türk devletinin bu oyunları boşa çıkarılacaktır.’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder