SELAMİ İNCE
Dikkat ettiyseniz, CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, sözüne Kürt siyasal hareketi temsilcileri ve genel olarak Kürtler çok ciddi bir tepki vermedi. Hayır, sadece Birgül Ayman Güler’i ciddiye almadıkları için değil, artık milleti ve devleti ciddiye almadıkları için bu tartışmaya daha mesafeli duruyorlar. Buna rağmen Kürt “milliyetçiliği” Türk “ulusçuluğu” tartışmasının tam da Kürt siyasal hareketinin çoktandır terk ettiği “ulus, millet, milliyetçilik, ulus devlet” gibi bir yerden patlaması olukça manidar.
Dikkat ettiyseniz, CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, sözüne Kürt siyasal hareketi temsilcileri ve genel olarak Kürtler çok ciddi bir tepki vermedi. Hayır, sadece Birgül Ayman Güler’i ciddiye almadıkları için değil, artık milleti ve devleti ciddiye almadıkları için bu tartışmaya daha mesafeli duruyorlar. Buna rağmen Kürt “milliyetçiliği” Türk “ulusçuluğu” tartışmasının tam da Kürt siyasal hareketinin çoktandır terk ettiği “ulus, millet, milliyetçilik, ulus devlet” gibi bir yerden patlaması olukça manidar.
Kürt hareketi 2000li yıllardan bu yana “millet” veya “ulus”
siyasetini tamamen terk edip bunun yerine “kimlik siyaseti” ya da
“radikal demokrasi” kavramlarıyla da açıklanabilecek, bu bölgeye oldukça
yeni bir siyasi yaklaşım geliştirdi. Kürt sorunu üzerinde etraflıca
duranlar bile meseleye “devlet söylemi ve güvenlik politikası”
açısından yaklaştığı için Kürt siyasal hareketinin ne dediğine pek
bakılmıyor. Millet, milliyetçilik, Kürt sorunu üzerinde konuşanların
önemli bir kısmı, PKK’nin son döneminde bir özne olarak Kürtlüğün
rolünün en aza indirildiğinden bihaber. Çünkü, PKK üzerine çalışmalar,
resmi ideoloji öyle emrettiği için hala “PKK’den bir anlam çıkarmak
yerine onu bir anomali olarak görme'' eğiliminde. Kürtlerin ve
Türkiye’nin kaderini belirleyen PKK hakkında çok az bilgi sahibi
olunarak, hem PKK ve Kürtler üzerine konuşmak dahası Kürt sorununu
çözmeye kalkmak da sonuçta devlet söylemi ve güvenlik politikaları kısır
döngüsü içinde boğulmayı getiriyor. Türkiye’deki son tartışma da PKK’yi
ve Kürt siyasal hareketini asla ilgilendirmeyen, Kürtlerin çoktandır
terk ettiği “milli devlet” gibi bir kavram üzerinden yürüyor.
Abdullah Öcalan, İmralı’da milliyetçiliği ve devleti reddeden Kürt
hareketinin teorisini yeniden kurdu ve Öcalan’ın yeni Kürt siyasetini
belirleyen bu metinleri, savunma metinleri, ‘hapishane notları’ olarak
yayınlandı. Yine PKK kongre raporları, resmi kararlar ve Mustafa Karasu gibi kadroların yazıları (Radikal Demokrasi kitabını bu yazının sonunda verilan linkten okuyabilir veya e-kitap olarak indirebilirsiniz) “yeni PKK”yi ve PKK’nin milliyetçiliği ya da
devleti reddedişini etraflıca anlatıyor. Hayır, bütün bunları okumanıza
gerek yok. Geçtiğimiz yılın son günlerinde İstanbul’da Vate
yayınlarından çıkan “PKK Üzerine Yazılar “ adlı bir kitap bunların
hepsini elden geçirmiş ve bilimsel bir analizi yapmış durumda.
Kitap PKK’nin nereden gelip nereye gittiğini, devletçi veya
propagandif olmayan bir biçimde analize tabii tutuğu gibi son
milliyetçilik tartışmasında Kürt hareketi konusunda önünü görmek isteyen
herkese kılavuzluk edebilecek nitelikte bilimsel veriler de sunuyor.
Kitabın son bölümündeki makaleler, özellikle de “Siyasal Olanın Yeniden
Düzenlenmesi: PKK ve Radikal Demokrasi Projesi” adlı makale sanki
günümüzdeki “Ulusçululuk – Milliyetçilik – Kürtler” tartışması
düşünülerek yazılmış.
DEVRİMCİ DÜŞÜNCE KİMLİKTEN KAÇMAZ
Makalede Öcalan’ın etkilendiği yeni teorilerden söz ediliyor ve
örneğin Hardt ve Negri’nin teorisinin “yeni PKK” teorisi üzerindeki
etkisine değiniliyor. PKK’nin etkilendiği Hardt ve Negri’nin “kimlik
siyaseti” İmparatorluk’tan yapılan şu uzun alıntıyla daha iyi anlaşılır:
“Devrimci siyaset kimlikten başlamak zorundadır, ama orada sona
eremez. Mesele, kimlik politikası ile devrimci politika arasında bir
ayrım yapmak değil, tersine, kimlik siyaseti içinde birbirine koşut
olarak yer alan ve belki de paradoksal olarak kimliğin ortadan
kaldırılmasını amaçlayan devrimci düşünce ve pratik akışlarını
izlemektir. Başka bir deyişle devrimci düşünce kimlik siyasetinden
kaçmamalı, onun içinden çalışmalı, ondan öğrenmelidir.”
Makale Hardt ve Negri’nin kimlik siyaseti yoluyla gerçekleşecek bu işleyişte üç önemli görevi şöyle tanımlamakta: “Bunlardan
birincisi, kimliğin yeniden edinilmesi anlamına gelmek üzere kimliğin
kendisinin nelere tabi olduğunun görünür kılınmasıdır. İkincisi, tabi
kılınan kimliği özgürlük arayışında bir silah olarak kullanarak
egemenlik yapılarına karşı başkaldırıdır. Üçüncüsü ise kendi kendini
ortadan kaldırma uğraşıdır. Hardt ve Negri bu üç görevi birbirinden
ayrılmaz saymakta ve “devrimci anı belirsiz bir geleceğe ertelemeden üçü
için aynı anda mücadele edilmesi’ gerektiğini savunmaktadır”.
Dolayısıyla, Kürtlerin anadil talebi ve en son savunmada anadil
kullanımının kazanılması, milliyetçilik içinde değil, kimlik içinde
değerlendirilebilecek gelişmeler. Öcalan’ın yeni PKK tezlerinde de
milliyetçilik ve ulus, “takiyye” yapılmadan reddedilmektedir.
Büyük oranda Hardt ve Negri’nin yaklaşımını olumlu değerlendiren
Öcalan –daha önceleri mücadelenin ana amacı olan– bağımsız devlet
taleplerine karşı çıkmış yeni ve ‘gerçekten’ demokratik bir cumhuriyet
önermiştir. Demokratik cumhuriyet kavramı Türkiye Cumhuriyeti’nde bir
reform öngörmektedir. Bununla demokrasi milliyetçilikten ayrışacak,
böylece “demokrasinin erken modern dönemlerdeki kavranışına” ve bunun
radikal dönüştürücülüğüne geri dönülecektir.
AİHM Büyük Dairesine sunulan savunma metinlerinde Öcalan kuramsal
düşüncelerini radikal demokrasi kavramsallaştırmasına dönüştürmüştür. Bu
radikal demokrasi fikri, demokratik cumhuriyet, demokratik özerklik ve
demokratik konfederalizm olmak üzere birbiriyle bağlantılı üç proje
bağlamında geliştirilmiştir. “Bu üç siyasal proje bir ‘stratejik
belirleyen’ olarak işlev görmektedir; başka bir deyişle bunlar,
Kürtlerin siyasal taleplerinin (yeniden) tanımlandığı ve (yeniden)
düzenlendiği fikirler ve araçlardır. Bunların hiç birisi bir ulus devlet
ya da devlet inşasına ait değildir. “
DEVLETİN ÖTESİNDE SİYASET: SOL DAMAR
Yazarlar, kitabın bu bölümüyle ilgili önsözde şunları söylüyor:
“2000'lerde PKK’nin geçirdiği değişimi değişik açılardan tartışıyoruz.
Birinci makalemiz PKK’nin 2000'lerde yaşadığı değişimin anlaşılması için
genel bir çerçeve sunumunu hedefliyor. Bu amaçla, PKK’nin bu süreçte
yaşadığı değişimi ideolojik, örgütsel ve siyasi-askeri mücadele
boyutları ile ele alıyoruz. İkinci ve üçüncü makalelerimizde ise asıl
olarak PKK’nin bu süreçte geliştirdiği ve ‘radikal demokrasi’ kavramı
içinde ifade ettiği siyasal projesini tartışıyoruz. İç içe geçen
demokratik cumhuriyet, demokratik konfederalizm ve demokratik özerklik
olarak adlandırılan projeleri farklı perspektiflerden irdeliyoruz. …
Sonuçta, PKK’nin ortaya koyduğu ve hayata geçirmeye çalıştığı bu
projelerin ‘devletin ötesinde siyaset, partinin ötesinde siyasal
örgütlenme ve sınıfın ötesinde siyasal öznellik’ öngörme anlamında bir
‘radikal demokrasi’ projesi olduğunu ileri sürüyoruz. Bu bağlamda da
PKK’nin oluşumunda belirleyici olan ‘sol’ damarın yeniden üretildiği,
bunun da tarihsel evrimi açısından çeşitli kopmalar/kopuşlar içerse de
bir sürekliliğe/devamlılığa işaret ettiğini belirtiyoruz…”
Joost Jongerden ve Ahmet Hamdi Akkaya’nın daha önce Avrupa’nın
bilimsel dergilerinde yayınlanmış ya da bilimsel toplantılarında
sunulmuş makalelerinden oluşan “PKK Üzerine Yazılar “ı Türkçeye Metin
Çulhaoğlu çevirmiş. Hollanda Wageningen Üniversitesi Kalkınma
Sosyolojisi ve Antropolojisi bölümünde Yardımcı Profesör olarak çalışan
Joost Jongerden Avrupa’da Kürt sorunu konularında önemli bir uzman
olarak tanınıyor. Ahmet Hamdi Akkaya ise, hem gazeteci hem de
akademisyen olarak Kürt sorununu ve bölgeyi çok iyi bilen bir isim. Gent
(Belçika) Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden ‘Irak Kürdistan’ındaki
Ulus-İnşa Sürecinin Kürt Diasporasına Etkisi’ başlıklı tezi ile Yüksek
Lisans derecesini alan Akkaya, aynı üniversitede Siyaset Bilimi
doktorasını sürdürüyor.
BirGün
NOT: Mustafa Karasu'nun Radikal Demokrasi kitabını aşağıdaki linkten okuyabilir veya e-kitap olarak indirebilirsiniz;
http://tr.scribd.com/doc/34893883/Radikal-Demokrasi-Mustafa-Karasu
NOT: Mustafa Karasu'nun Radikal Demokrasi kitabını aşağıdaki linkten okuyabilir veya e-kitap olarak indirebilirsiniz;
http://tr.scribd.com/doc/34893883/Radikal-Demokrasi-Mustafa-Karasu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder