BAKİ GÜL
2 aydır Medya Savunma Alanlarındayım. HPG, KCK, PKK ve YJA Star yetkilileri, gerilla komutanları ve gerillalar ile görüştüm. Bir ay içerisinde 2 kez KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ile röportaj yapma şansım oldu. Hem de gündemin en sıcak zamanlarında. Karayılan, iki görüşmede de AKP ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Devam eden çatışmalar ve olasılıklar üzerine düşüncelerini açıkladı.
Bu sürece gelinmesinde ve sürecin devam etmesinde AKP’nin sorumsuz politikalarının altını çizdi. Karayılan, İmralı’daki işkence ve tecrit; Kürt siyasetçileri ve kurumları üzerindeki baskılar ve tutuklamalar ile gerilla üzerindeki imha politikaları sürdükçe ve Kürtlerin varlığının bir hak olarak tanınmadığı sürece çatışmaların devam edeceğinin tespitini yaptı. “Görüşme” gündeminin sıkışan AKP’nin yeni oyalama ve ortalığı bulandırma siyaseti olduğuna işaret etti.
Şimdi hal böyleyken önce AKP’li bakanlar, daha sonra R. Tayyip Erdoğan’ın danışmanları ve sonra da Erdoğan İmralı’daki görüşmelerden, Oslo müzakerelerinden söz etmeye başladı. Ortada bir tuhaflık vardı. Çünkü çatışmalar tüm hızıyla Şemdinli hattından Çukurca’ya, Van’dan Amed’e, Botan’dan Dersim’e devam ediyordu. Hem de öylesine şiddetli ki asker kayıpları yüzlerle ifade ediliyordu. Gerilla eylemleri yaygınlaşmış ve etkili bir hal almıştı. Türk ordusu ise hava bombardımanlarını, top atışlarını, asker sevkiyatlarını aralıksız sürdürüyordu. Kentlerde KCK operasyonu adı altında Kürt avı da bütün hızıyla devam ediyor. İmralı‘daki tecrit ve işkence sistemine karşı Kürtlerin eylemleri de hiç hız kesmiyordu. Sonra ne oldu ise Recep Tayyip Erdoğan “Gerekirse İmralı ile görüşmeler devam eder” hatta “görüşmeler sürüyor” açıklamaları yapılmaya başladı.
Bu açıklamalara balıklama atlayan Tarafçılar, Fethullahçılar, AKP yanlısı medya ve “stratejisyenler” ile polislikten devşirilme çakma “yazarlar” tezler üzerine tezler yazmaya başladı. Bu durumları gözlemlerken KCK ve HPG yetkilileri ile konuşma fırsatımız oldu. KCK ve HPG’li yetkililer, AKP’nin bu söylemlerine, medyadaki buna paralel yorumlara gülüyorlardı. Bu durumun “klasik bir AKP oyunu ve oyalaması” olduğunun altını çiziyorlardı. Tam da bu sürece denk gelen AKP kongresine dikkatimizi çekiyorlardı. AKP’nin kendisini kurtarmak için bir hamle yaptığını vurguluyorlardı. AKP’nin her seçim öncesi PKK’yi ateşkes sürecine çekme çabasının ve oyalama siyasetin bir parçası olarak tanımlarlarken de 2002’den bu yana AKP’nin bu konuda yaptıklarını örnekleyerek açıklıyorlardı.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan bu konuda çok net ifade etti. Ortada görüşme diye bir şey yok. AKP, özellikle de R. Tayyip Erdoğan Kürt sorununu basitleştirip, sulandırıyor. Ailesinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlığı hakkında bilgi almasını, AKP kendisi için psikolojik savaşta bir hamleye dönüştürme çabasına girmesinin ise anlamsız olduğunu belirtmekte fayda var. AKP kendi kongresini kurtarma, seçime giderken yine istediği ortamı oluşturma planı ile hareket ettiği için bu tür bir gündem oluşturmayı esas aldı. Çünkü AKP gerilla eylemleri ve Kürt direnişi karşısında köşeye sıkışmış ve nefes almak istiyor. Bu nedenle de böylesi bir gündemle Kürt tarafını sıkıştırmak istiyor. Ama bunu yaparken de kendisini çok kötü ele veriyor.
KCK’li yetkililer AKP’nin bu planını şu cümleler ile özetliyor: AKP, bir yandan savaş hazırlıklarını sürdürmek ve sonuç almak için ABD başta olmak üzere bütün bölge ülkeleri ile görüşmeler sürdürüyor. Askeri harcamalara astronomik rakamlar harcıyor, PKK’nin lider kadrosunun tasfiyesi, gerillanın kitlesel imhası için yeni silahlar alıyor, tutuklamaları devam ettiriyor, Kürtleri PKK’ye karşı isyana çağırıyor. Erdoğan önümüzdeki yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için AKP’nin başarısı için zemin yaratmak istiyor. Hatta AKP, sanki ortada bir barış süreci varmış gibi gösterip olası asker kayıpları ve çatışmalar için de Kürtleri provokatörlükle suçlama hazırlığı yapıyor. Yani AKP savaşı durdurmak yerine kurnazlık yapıp savaştan nasıl geçineceğinin hesabını yapıyor.
AKP’nin önceki diğer seçimlerde Kürtleri oyalayıp seçimleri kazandıktan sonra, Kürtler üzerinde ortaya konulan uygulamaları defalarca hatırlatan KCK’li yetkililer, AKP’nin bu dönemdeki Kürt oyununun kesinlikle başarısız olacağının altını çiziyorlar. Çünkü gerillanın kesinlikle direneceğini, Kürt halkının her alanda birlik içinde mücadelesini yükselteceğini AKP’nin değil 2023’ü, 2013’ü bile kurtaramayacak bir durumda olduğuna işaret ediyorlar. İşte bütün bu veriler, yorumlar ve tespitler gösteriyor ki AKP’nin “İmralı ile görüşürüz, Oslo yeniden olabilir” demesinin Kürt tarafında bir zemini yok. Çünkü AKP, sorunun çözümü için görüşme yerine Kürtleri tasfiye etme ve mücadelelerini zayıflatma için çaba gösteriyor.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ile KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan ile görüştüğümüzde vurguladıkları temel nokta şuydu: “Savaşın durması isteniyorsa PKK ile görüşme olur. Çünkü savaşı yürüten PKK’dir. Temel olarak Kürt sorununun temel çözümü için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık/güvenlik ve özgürlük koşullarının düzeltilmesi ve Öcalan başta olmak üzere Kürt siyasal kurumlarının temsilcileri ile tarafların uygun bulduğu zeminde görüşmeler olabilir.”
Evet, AKP 2012 yılının kışının hiç bitmesini istemiyordu. Ancak kış bitti önce bahar ardından da yaz mevsimi geldi ve geçti. Şimdi Ekim ayındayız. Görünen o ki AKP bu sonbaharın ve kışınn da gelmesini istemiyor. Zamanı dondurmak istiyor. Sadece kendisinin istediği durumlarda zamanın akmasını istiyor. Görünen o ki bu sonbahar ve kış mevsimi de öyle normal ve de AKP’nin istediği gibi geçmeyecek. Bunları neye göre mi yazıyorum? Dağlardan görünen gerçeğe göre. Gerillanın 2012 bahar ve yaz aylarında ortaya koyduğu pratik ile kendisini gösteren AKP gerçeğine göre.
Sonuç olarak PKK, AKP’nin gündemi değiştirme ve kendisini kurtarmak için Kürtler üzerinden yaptığı planın ve oynadığı oyunun bütünüyle farkında. Ve bu konuda herkesin de dikkatli olması gerektiğini işaret ediyor.
2 aydır Medya Savunma Alanlarındayım. HPG, KCK, PKK ve YJA Star yetkilileri, gerilla komutanları ve gerillalar ile görüştüm. Bir ay içerisinde 2 kez KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ile röportaj yapma şansım oldu. Hem de gündemin en sıcak zamanlarında. Karayılan, iki görüşmede de AKP ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Devam eden çatışmalar ve olasılıklar üzerine düşüncelerini açıkladı.
Bu sürece gelinmesinde ve sürecin devam etmesinde AKP’nin sorumsuz politikalarının altını çizdi. Karayılan, İmralı’daki işkence ve tecrit; Kürt siyasetçileri ve kurumları üzerindeki baskılar ve tutuklamalar ile gerilla üzerindeki imha politikaları sürdükçe ve Kürtlerin varlığının bir hak olarak tanınmadığı sürece çatışmaların devam edeceğinin tespitini yaptı. “Görüşme” gündeminin sıkışan AKP’nin yeni oyalama ve ortalığı bulandırma siyaseti olduğuna işaret etti.
Şimdi hal böyleyken önce AKP’li bakanlar, daha sonra R. Tayyip Erdoğan’ın danışmanları ve sonra da Erdoğan İmralı’daki görüşmelerden, Oslo müzakerelerinden söz etmeye başladı. Ortada bir tuhaflık vardı. Çünkü çatışmalar tüm hızıyla Şemdinli hattından Çukurca’ya, Van’dan Amed’e, Botan’dan Dersim’e devam ediyordu. Hem de öylesine şiddetli ki asker kayıpları yüzlerle ifade ediliyordu. Gerilla eylemleri yaygınlaşmış ve etkili bir hal almıştı. Türk ordusu ise hava bombardımanlarını, top atışlarını, asker sevkiyatlarını aralıksız sürdürüyordu. Kentlerde KCK operasyonu adı altında Kürt avı da bütün hızıyla devam ediyor. İmralı‘daki tecrit ve işkence sistemine karşı Kürtlerin eylemleri de hiç hız kesmiyordu. Sonra ne oldu ise Recep Tayyip Erdoğan “Gerekirse İmralı ile görüşmeler devam eder” hatta “görüşmeler sürüyor” açıklamaları yapılmaya başladı.
Bu açıklamalara balıklama atlayan Tarafçılar, Fethullahçılar, AKP yanlısı medya ve “stratejisyenler” ile polislikten devşirilme çakma “yazarlar” tezler üzerine tezler yazmaya başladı. Bu durumları gözlemlerken KCK ve HPG yetkilileri ile konuşma fırsatımız oldu. KCK ve HPG’li yetkililer, AKP’nin bu söylemlerine, medyadaki buna paralel yorumlara gülüyorlardı. Bu durumun “klasik bir AKP oyunu ve oyalaması” olduğunun altını çiziyorlardı. Tam da bu sürece denk gelen AKP kongresine dikkatimizi çekiyorlardı. AKP’nin kendisini kurtarmak için bir hamle yaptığını vurguluyorlardı. AKP’nin her seçim öncesi PKK’yi ateşkes sürecine çekme çabasının ve oyalama siyasetin bir parçası olarak tanımlarlarken de 2002’den bu yana AKP’nin bu konuda yaptıklarını örnekleyerek açıklıyorlardı.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan bu konuda çok net ifade etti. Ortada görüşme diye bir şey yok. AKP, özellikle de R. Tayyip Erdoğan Kürt sorununu basitleştirip, sulandırıyor. Ailesinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlığı hakkında bilgi almasını, AKP kendisi için psikolojik savaşta bir hamleye dönüştürme çabasına girmesinin ise anlamsız olduğunu belirtmekte fayda var. AKP kendi kongresini kurtarma, seçime giderken yine istediği ortamı oluşturma planı ile hareket ettiği için bu tür bir gündem oluşturmayı esas aldı. Çünkü AKP gerilla eylemleri ve Kürt direnişi karşısında köşeye sıkışmış ve nefes almak istiyor. Bu nedenle de böylesi bir gündemle Kürt tarafını sıkıştırmak istiyor. Ama bunu yaparken de kendisini çok kötü ele veriyor.
KCK’li yetkililer AKP’nin bu planını şu cümleler ile özetliyor: AKP, bir yandan savaş hazırlıklarını sürdürmek ve sonuç almak için ABD başta olmak üzere bütün bölge ülkeleri ile görüşmeler sürdürüyor. Askeri harcamalara astronomik rakamlar harcıyor, PKK’nin lider kadrosunun tasfiyesi, gerillanın kitlesel imhası için yeni silahlar alıyor, tutuklamaları devam ettiriyor, Kürtleri PKK’ye karşı isyana çağırıyor. Erdoğan önümüzdeki yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için AKP’nin başarısı için zemin yaratmak istiyor. Hatta AKP, sanki ortada bir barış süreci varmış gibi gösterip olası asker kayıpları ve çatışmalar için de Kürtleri provokatörlükle suçlama hazırlığı yapıyor. Yani AKP savaşı durdurmak yerine kurnazlık yapıp savaştan nasıl geçineceğinin hesabını yapıyor.
AKP’nin önceki diğer seçimlerde Kürtleri oyalayıp seçimleri kazandıktan sonra, Kürtler üzerinde ortaya konulan uygulamaları defalarca hatırlatan KCK’li yetkililer, AKP’nin bu dönemdeki Kürt oyununun kesinlikle başarısız olacağının altını çiziyorlar. Çünkü gerillanın kesinlikle direneceğini, Kürt halkının her alanda birlik içinde mücadelesini yükselteceğini AKP’nin değil 2023’ü, 2013’ü bile kurtaramayacak bir durumda olduğuna işaret ediyorlar. İşte bütün bu veriler, yorumlar ve tespitler gösteriyor ki AKP’nin “İmralı ile görüşürüz, Oslo yeniden olabilir” demesinin Kürt tarafında bir zemini yok. Çünkü AKP, sorunun çözümü için görüşme yerine Kürtleri tasfiye etme ve mücadelelerini zayıflatma için çaba gösteriyor.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ile KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan ile görüştüğümüzde vurguladıkları temel nokta şuydu: “Savaşın durması isteniyorsa PKK ile görüşme olur. Çünkü savaşı yürüten PKK’dir. Temel olarak Kürt sorununun temel çözümü için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık/güvenlik ve özgürlük koşullarının düzeltilmesi ve Öcalan başta olmak üzere Kürt siyasal kurumlarının temsilcileri ile tarafların uygun bulduğu zeminde görüşmeler olabilir.”
Evet, AKP 2012 yılının kışının hiç bitmesini istemiyordu. Ancak kış bitti önce bahar ardından da yaz mevsimi geldi ve geçti. Şimdi Ekim ayındayız. Görünen o ki AKP bu sonbaharın ve kışınn da gelmesini istemiyor. Zamanı dondurmak istiyor. Sadece kendisinin istediği durumlarda zamanın akmasını istiyor. Görünen o ki bu sonbahar ve kış mevsimi de öyle normal ve de AKP’nin istediği gibi geçmeyecek. Bunları neye göre mi yazıyorum? Dağlardan görünen gerçeğe göre. Gerillanın 2012 bahar ve yaz aylarında ortaya koyduğu pratik ile kendisini gösteren AKP gerçeğine göre.
Sonuç olarak PKK, AKP’nin gündemi değiştirme ve kendisini kurtarmak için Kürtler üzerinden yaptığı planın ve oynadığı oyunun bütünüyle farkında. Ve bu konuda herkesin de dikkatli olması gerektiğini işaret ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder