23 Eylül 2012 Pazar

Katliamlardan Geçirilen Tamiller Yeniden Örgütleniyor







Türkiye’den yaklaşık 10 bin kilometre uzakta, bir başka halk Kürtlerle benzer bir kaderi paylaşıyor. Uluslararası desteğe sahip katliamcı bir devlet karşısında direnen bir halk Tamiller. 2009 yılındaki kanlı savaşta liderlerini kaybettiler. Ancak Tamil halkı Velupillai Prabhakaran’ın öldüğüne inanmıyor.

Karşılarında insanlığa karşı suç işleyen, insan haklarına ve BM sözleşmelerine uymayan bir rejim var. Katledildiler, cezaevlerine atılarak işkencelerden geçirildiler, ama dilleri Kürtler gibi yasaklanmadı.

İKİ BİN YILLIK YAZILI GELENEKLERİ VAR

Yaklaşık 2 bin yıllık yazılı bir geleneğe sahip olan Tamil dili, klasik bir edebiyata kavuşan ilk Hint dili özelliğini taşıyor. Yoğunlukla Güney Hindistan ve Sri Lanka’da konuşlan onlarca dilden oluşan Dravid dilleri arasında klasik Tamil dili en önemli edebiyata sahip dil olarak övünüyor. Halk olarak Tamiller tarihte müzik, heykel ve mimari alanında önemli eserler verdiler.

2009 yılı sayımlarına göre Tamillerin nüfus 80 milyon dolayındaydı. Bunların 70 milyonu Hindistan’da yaşıyor. 10 milyondan fazlası ise Sri Lanka’da. Hindistan ve Sri Lanka’daki Tamiller aynı kültürleri paylaşsalar da farklı diyalektlerde konuşuyorlar ve ortak bir vatan talepleri yok.

33 YILLIK SAVAŞ

Sri Lanka devlet ile son büyük kapışmadan önce 33 yıllık bir silahlı mücadele vardı. 1976 yılında kurulan Tamil Eelam Özgürlük Kaplanları, adanın kuzey doğusunda kendi kaderinde tayin hakkı ve bağımsız bir devlet için mücadele etti. Kaplanlar, ABD, AB, İngiltere ve Hindistan tarafından “terörist örgütler” listesine alındı.

25 Ocak 2009’da Sri Lanka ordusu Tamil topraklarındaki küçük Mullaitivu kentinin kontrolünü 50 bin askerle ele geçirdi. Buradaki savaş 2 bin Tamil militanına karşı yürütüldü. 25 Nisan’da Kaplanlar, Sri Lanka ordusu tarafından kuşatılan Mullaithivu kasabası yanındaki geniş kıyı şeridi olan Puttumatlan’da 13km2’lik bir alana geriledi. Daha o tarihte en az 50 bin kişi çatışma alanında mahsur kalırken, 100 bin kişi de mülteci kamplarına doldurulmuştu.
17 Mayıs 2009’da Sri Lanka ordusu ülkenin kuzey doğusundaki Tamil topraklarını kuşatırken, bir gün sonra da ''Tamil lideri Velupillai Prabhakaran’ın öldürüldüğünü'' ilan etti. Görüntüleri de basına dağıtıldı. Dünyanın gözleri önünde katliamlar yapıldı. BM’ye göre sadece bu son savaşta 30 bin kişi hayatını kaybetti. Gerçek bilanço ise çok daha ağır.
BİR KAÇ AYDA 170 BİNİ AŞKIN KİŞİ ÖLDÜ

Fransa’nın başkenti Paris’teki Tamil Eelam Derneği, final savaşının başladığı Aralık 2008 ile 18 Mayıs 2009 arasında katledilen 30 bin insanın dışında çoğu kadın ve çocuk 146 bin 679 kişinin öldüğünü söylüyor. Bunların çoğu kayıp insanlar, başlarına neler geldi bilinmiyor. Ancak ölü olarak kabul ediliyorlar.

ANF’ye konuşan Tamil Eelam Evi Başkanı T. Thiruchchoti, savaş sona erdikten sonra teslim olan tüm militanların tutuklandığını belirti. Sayılarının 20 bin olduğunu belirten dernek başkanı, bunların bir kısmının gözetim altında serbest bırakıldığını ifade ediyor.

Tamil derneği başkanı, “Bugün, Sri Lanka makamları tutuklu olanları rehabilite ettiklerini söylüyorlar. Eski savaşçıların rehabilitasyonu ve eğitim için askeri kamplar oluşturuldu. Burada onlara resmi singala dili, singala marşı ve bayrağa saygı dayatılıyor” diyor.

CEZAEVİNDE İŞKENCELER SÜRÜYOR

Tutuklanan askeri şeflerin nerede oldukları ise bilinmiyor. Cezaevlerinde işkence ve ağır hak ihlalleri işleniyor. Bu yaz aylarında en az iki tutuklu cezaevinde maruz kaldıkları şiddet nedeniyle hayatını kaybettiler.
Thiruchchoti, “Askerlerin şiddetinden bir hafta sonra ölen tutuklulardan biri açlık grevindeydi. Aileleri her ikisinin de cezaevinde olduklarını bilmiyordu. 10 yıldır kayıptılar” diye belirtiyor.

Bunlar gibi çok sayıda tutuklu herhangi bir yargılama olmadan cezaevlerinde bulunuyor.

Tamillerin Sri Lanka’daki nüfusunun 12 milyon olduğu tahmin ediliyor. Tamil derneğine göre bunların 2 ila 3 milyon kadarı diasporada yaşıyor. Resmi kaynaklar ise 2001 itibariyle Tamillerin ülkedeki nüfusunu '3 milyonun biraz üzerinde' gösteriyor. Tamiller kendi dillerinde eğitim görebiliyorlar ve siyasi partileri var.

SRİ LANKA’YI BOYKOT EDİN

Halen savaşın ağır izlerini taşıyorlar. Dünyanın gözleri önünde yapılan katliamların sorumlularının yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyorlar. Diasporadaki Tamil organizasyonları, işlenen katliamlardan dolayı Sri Lanka devletinin boykot edilmesi için kampanya yürütüyor. Diğer bir ifadeyle uluslararası topluma, “Sri Lanka’ya turizmi için gitmeyin” zira bu ülke “cinsel turizmi” ile de ünlü, “başta çay olmak üzer Sri Lanka malı ürünleri satın almayın” çağrısında bulunuyorlar. Tarım gibi ağır işlerde çalışanların çoğunluğu Tamillerden oluşuyor. Yine tekstildeki işçiler 19.yüzyıl Avrupa’sındaki koşullarda çalıştırılıyorlar. Boykot aynı zamanda Tamil halkının acılarına ortak olmak ve onlarla dayanışmak için basit ama önemli bir jest olacak.

HİNDİSTAN’DAKİ TAMİLLERLE BACI-KARDEŞ GİBİLER

Diasporadaki Tamillerin geniş bir dernek ağı bulunuyor. Her ülkedeki dernekler federasyonlar altında, onlar da daha üstte bir çatıda birleşiyor.

Thiruchchoti, “Hindistan’ın güneyinde de 70 milyon Tamil var ve Hindistan devleti desteklemese de onlar bizi destekliyor” diye belirtiyor.

Sri Lanka’daki Tamiller, Federal bir devlet olan Hindistan’daki Tamillerle ortak bir toprak talebinde bulunmuyor. Thiruchchoti, “Tıpkı Kosova ve Arnavutluk gibiyiz. İki farklı halkız. Aynı kültürleri paylaşıyoruz ama diyalektlerimiz farklı, yani biraz bacı-kardeş gibiyiz” diye anlatıyor. “Onlar köken olarak Sri Lanka singalaları gibi Hindistan’ın kuzeyindendirler” diye ekliyor.

ÜLKE İÇİNDEKİ SİYASİ MÜCADELE

Ülke içinde ise Tamillerin siyasi partiler ve dernekleri var. 20 dolayında Tamil milletvekili parlamentoda yer alıyor. TNA (Ulusal Tamil İttifakı) bu halkın hakları için mücadelenin öncülüğünü yapan siyasi parti olarak dikkat çekiyor.

Ancak açıktan bağımsız bir devlet talebinde bulunmayan TNA, özerklik içeren siyasi bir çözüm için mücadele ediyor.

“Bizim taleplerimiz değişmedi” diyor Tamil dernek başkanı ve ekliyor: “Çünkü biz zaten demokratik bir mücadele yürütüyoruz. Sri Lanka devletinin 30 yıllık ayrımcı politikalarından sonra halkımız bağımsız bir devlet için karar verdi. Bizim nihai hedefimiz bağımsızlıktır. Ama bir ara çözüm için, konfederasyondan da bahsediyoruz.”

BM’DEN PEK UMUTLU DEĞİLLER

İlk etapta katliamlardan hesap sorulması için uluslararası bir soruşturma yürütülerek adaletin yerini bulmasını isteyen Tamiller, bu konuda Birleşmiş Milletler’den de çok ümitli değiller. Tamil dernek başkanı Kürtlere karşı işlenen suçlara karşı batılı güçlerin sessizliği ve işbirliğini örnek göstererek, Tamiller için de durumun aynı olduğunu anlatmaya çalışıyor.

“BM her şeyden önce bizi bir halk olarak tanımalı” diyen Thiruchchoti, ayrıca adaletin yerini bulması için sorumluların cezalandırılması, Tamil halkının haklarının tanınması, kurbanların ailelerin tazminat verilmesi ve rehabilite edilmelerini talep ediyor.

Daha sonra da Tamiller ile Sri Lanka devleti arasında bir uzlaşıya varılmasın isteyen Thiruchchoti, bu çerçevede “iki uluslu bir devlet” formülünden bahsediyor.

FRANSIZ SOSYALİS HÜKÜMETİ ESKİLERİNDEN FARKLI DEĞİL


Fransa’da da siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile görüşmelerde bulunduklarını ifade eden Thiruchchoti, Dışişleri Bakanı ile görüşmek istediklerini ancak bunun henüz mümkün olmadığını söylüyor. Fransız makamların da kendilerini “teröristlere destek vermekle'' suçladığını söyleyen Thiruchchoti, oysa katliam yapan bir devlete destek olanların de kendileri olduğu tepkisinde bulunuyor. Thiruchchoti, mevcut sosyalist iktidarın kendisinden öncekilerden farkının olmadığını vurguluyor.

Katliamlar karşısındaki sessizlik ve işbirliği, şiddetli bir savaşın sonucu olarak yaşanan ağır bir yenilgiye rağmen Tamiller yeniden örgütleniyor ve mücadelelerini sürdürüyor.
SİLAHLI MİLİTANLAR HALEN VAR

Thiruchchoti, silahlı militanların “halen var” olduğunu ancak büyük bir gizlilik içinde hareket ettiklerini düşünüyor. Bu konuda temkinli konuşmayı tercih eden Thiruchchoti, sadece “varlar” diyor. Ancak mevcut uluslararası ''konjonktürün yeni bir silahlı mücadeleye uygun olmadığını'' sözlerine ekleyen Thiruchchoti, uluslararası destek bulmak için siyasal mücadelenin genişletilmeye çalışıldığına işaret ediyor.

İSYANIN LİDERİ ÖLMEDİ Mİ?

Tamiller “kaybettikleri” isyan liderinin ölümüne de inanmıyorlar. Oysa cenazesinin görüntüleri tüm dünya medyasına servis edilmişti. “Ölüp ölmediğini bilmiyoruz. Ordu bir ceset gösterdi ancak ona benzemiyordu” diyor Thiruchchoti ve ekliyor: “Tamil halkı onun halen yaşadığına inanıyor. Öldüğüne ve devletin elinde olduğuna inanmıyor.”
Thiruchchoti, bu umutlarını da daha önce yaşanmış bir olaya dayandırıyor: “1990’lı yıllarda Hindistan ordusunun Sri Lanka’daki Tamil topraklarında yürüttüğü savaş sırasında Tamil lideri kayboldu. Beş yıl boyunca sağ olup olmadığı bilinmiyordu. Hindistan ordusu öldüğünü söylüyordu. Beş yıl boyunca hiçbir haber gelmedi ancak geri beş yılın sonunda geri döndü.”

Kendisi de Velupillai Prabhakaran’ın öldüğüne inanmıyor. Ama şu ifadeleri ekliyor: “Ölse dahi bu bir son değildir. Onun ideolojisi için bir mücadele var.”


ANF

Hiç yorum yok: