Kürtlerin meydanlarda büyük bedeller vererek bugünlere taşıdığı ve artık Milyonların katılımı ile gerçekleşen Newroz kutlamalarına karşılık peygamber efendimizin doğum günü vesilesiyle Kutlu doğum günü adı altında açık hava kutlamalarını yapmaya başladılar. Tüm Dünya'da olduğu gibi Kürtlerin de yoğun katılımlarla kutladığı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne alternatif, Hz Fatıma'yı Anma ve Dünya Müslüman Kadınlar Günü adı altında çeşitli etkinliklerle kutluyorlar.
Âlim’in bedduası ve cahiliye hareket
Bir zihniyet düşünün ki anadilde eğitim görmek için "Okulları Boykot" kampanyasına cahiliye hareket desin. Allah'ın izniyle bu güçler (BDP) seçimlerde başarılı olamayacaklar bedduasında bulunsun. Kürtlerin demokratik eylemlerini, Kürtlerin ve ümmetin geleceğini kararttığını iddia edip, hak talebinde bulunan veya antidemokratik uygulamaları protesto eden Kürtlerin tasfiyesini istesin.
Bak şu cahiliye tutuma;
Bilindiği gibi, Kürtçe’nin eğitim ve resmi dil olması için 7 yıldır çalışma yürüten Kürt Dili ve Eğitim Hareketi'nin (TZPKurdi), 19-25 Eylül tarihleri arasında başlattığı "Okulları boykot" kampanyası ile on binlerce öğrenci okulları Boykot ederek anadilde eğitim talebini bir kez daha yüksek sesle dillendirmişlerdi. Okul boykotu birçok basın yayın organında olduğu gibi, Hizbullah'a yakınlığı ile bilinen bir haber ajansında da işlendi. Ajansta, "Kürt Halkı, BDP'nin Okul Boykotunu Delip Geçti" başlığı verilen haberde, Boykot'un Cahiliye bir hareket olduğunu bir vatandaşın ağzından vermişlerdi. Kürtlerin tüm etkinliklerini haberleştirirken yandaş basın diye tabir edilen medya ile aynı dili paylaşan Hizbullah basını, Kürtlerin okul boykotuna cahiliye hareket diyerek tam anlamıyla cahiliye bir tutum sergilemiştir. Bu kesim bir yandan Kürtlerin etkinliklerini karalama politikasını esas alarak kara propaganda yaparken diğer yandan da Kürtleri taklit etmekten de geri durmuyorlar.
Kürtlerin meydanlarda büyük bedeller vererek bugünlere taşıdığı ve artık Milyonların katılımı ile gerçekleşen Newroz kutlamalarına karşılık peygamber efendimizin doğum günü vesilesiyle Kutlu doğum günü adı altında açık hava kutlamalarını yapmaya başladılar. Tüm Dünya'da olduğu gibi Kürtlerin de yoğun katılımlarla kutladığı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne alternatif, Hz Fatıma'yı Anma ve Dünya Müslüman Kadınlar Günü adı altında çeşitli etkinliklerle kutluyorlar. Yine son dönemlerde aşiretler ve aileler arasındaki kan davalarını bitirme ve barışın sağlanması için de uğraştıkları bilinmektedir. Birçok ilde dernekleşmeye gidilerek, Gazete, dergi, haber ajansı ve çeşitli haber siteleri de açan bu çevrenin ROJ TV’ye alternatif bir TV kanalı açma gayreti içinde oldukları da basına yansımıştır. Kürtleri kopya etmekten başka bir alternatif üretemeyen, TZP'nin okul Boykotu’na cahiliye hareket diyen bu çevrenin yarın öbür gün başörtüsü yasağını protesto amaçlı okul Boykotu da yapmaları sürpriz olmayacaktır. Yoksul ailelere yardım konusunda ise sıkça eleştirdikleri Gülen Cemaatini çok kötü bir şekilde taklit etmekten öteye gidemiyorlar.
Alimin uykusu ve bedduası
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s), "Alimin uykusu, cahilin ibadetinden hayırlıdır" diye buyurmuştur. Alim, Her şeyi bilen anlamına gelen Allahü teâlânın sıfatlarından biri. Veya Zamanın fen ve edebiyat bilgilerinde yetişmiş, Kur'ân-ı kerimin ve yüz binlerce hadis-i şerifin manasını ezberden bilen, İslâm'ın yirmi ana ilmi ve bunların kolları olan seksen ilminde mütehassıs (uzman), tasavvufun (evliyalığın) en yüksek derecesine ulaşmış, yetişmiş ve yetiştirebilen müçtehit Şeklinde ifade ediliyor.
Peygamberimizin hadisini ve âlimin ne anlama geldiğini belirtmemim nedeni, Muhafazakâr diye bilinen basının sürekli görüşüne başvurduğu, Bediüzzaman Said-i Nursi'nin talebesi ve Kürt âlim Abdülkadir Badıllı şeklinde sunularak Kürtlerin seçimde başarısız olması için bedduada bulunmasıdır. Referandum öncesi Abdülkadir Badıllı’nın şu açıklaması basına yansımıştı" referandumda 'evet' demek 'insaniyet ve hürriyet istemek' demektir. "Kürtlere 'sandığa gitmeyin' diyenler Ergenekon'un kuklasıdır." 15 şubat vesilesi ile yapılan eylemler için de Badıllı " Seçimlerden önce bölgede kaos ortamı çıkarmak isteyenler muzaffer olmayacak. Yıkıcı eylemleri planlayanlar ve yapanlar bölge halkına zarar veriyor. Bu eylemlerin sonucunda görünen şu ki bunlar millet adına bir şey istemiyorlar. Birilerine uşaklık ediyorlar. Bunların amacı yaklaşan seçimleri kazanma düşüncesi. Allah'ın izniyle bu güçler seçimlerde başarılı olamayacaklar."
Bediüzzaman Said-i Nursi'nin talebesi olan bir âlimin görevi, haksızlığa karşı çıkmak için demokratik hakkını kullanıp protesto eylemlerinde bulunan kendi kavminin seçimlerde başarısızlığı için bedduada bulunması olmasa gerek. Bediüzzaman Said-i Kurdi(Nursi) " Haksızlığa karşı susmak, hakka karşı haksızlıktır" der. Yine üstad Bediüzzaman Emirdağ Lahikasında "Ben Risale-i Nur mesleğinin esası ve otuz seneden beri bir düstur-u hayatım olan şefkat itibarıyla, bir masuma zarar gelmemek için, bana zulmeden canilere değil ilişmek, hatta beddua edemiyorum. Hatta en şiddetli garazla bana zulmeden fasık, belki dinsiz zalimlere hiddet ettiğim halde, değil maddi, belki beddua ile de mukabeleden beni o şefkat men ediyor." Dağıstanlı Fettah Efendi "Alemde alimlerin yağcılığı olmasaydı zalimlerin zulme cesareti olmazdı." diyor. Ben de bir cahil ve aciz kul olarak eğer Kürt alim Abdulkadir Badıllı uykuda değilse şunu sormak istiyorum. Sizin Kürt sorununun çözmü noktasındaki İslami bir çözüm modeliniz var mı?
Tam bir akıl tutulması örneği: Müfid Yüksel
Bu yazıda değinmek istediğim diğer bir konu ise Bitlisli Sosyolog, araştırmacı İslamcı Kürt yazar ve aynı zamanda Has Parti Genel İdare Kurulu üyesi de olan Müfid Yüksel ile ilgili rojevakuristan.com sitesinde yayınlanan bir haberdir. Sitede yer alan haber şu:" Has Parti Genel İdare Kurulu üyesi olan yazar Müfid Yüksel facebook sayfasında "Kürdistan'da, çocukları, genç nesli "taş ve slogan" atan çocuklar haline getirip geleceklerini, bölgenin, Kürtlerin, ümmetin geleceğini karartan, kaos dışında bir seçenek tanımayan Stalinist örgüt ve onların şehir yapılanmaları tümüyle tasfiye edilmeli" şeklinde paylaşım yaptı. Buna birçok kişi tepki gösterdi, Yüksel, tepki gösteren kişileri ise facebook sayfasından sildi"
Bölgede yapılan eylemlerde tasvip edilmeyen durumların yaşandığı olmuştur. Yapılan eylemlerde kimsenin canına ve malına zarar gelmemesi herkesin temennisidir. Burada ilginç olan taş atan çocukların ümmetin geleceğini karartıldığını belirtilmesi. Sanırım 17 bin faili meçhul, yüzlerce köyün yakılması, milyonların güçü ve yaşanan onca acı, ızdırap yetmemiş ki Sayın Yüksel, tasfiye ile daha fazlasını istiyor. Bu durum ile ilgili, Rewsen.com sitesinde Aziz Derdan imzalı "Anlamsız İtirazlar" başlıklı yazıdaki bu paragraf başka söze gerek bırakmıyor." Kusura bakmayın Kürt evlatların artık İslamcıları da size karşı. Yani eskisi gibi Kürt gençlerini dinsizlikle suçlayıp sonrada en modası geçmiş İslamcı argümanlarla susturacağınız bir gençlik ve bu fikirleri yüzünden siz İslamcılardan özür dileyip saflarınıza katılacak ve egonuzun şişeceği bir gençlik yok ortada. Artık söz ve acıtmak bizden. İcraat sizden." Ne diyelim akıl tutulması bu olsa gerek Allah akıl ve müspet fikir versin. Âmin. Selam ve dua ile
RAHMETULLAH AYDOĞDU*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder