15 Şubat 2011 Salı

Türkiye Kültürel Soykırımcı Modeldir


Halk direnişiyle Mısır diktatörü devrildi. Bu halk hareketi Ortadoğu'da bir dönüm noktası olacaktır. Özellikle Arap dünyası bundan sonra eskisi gibi olmayacaktır.
Halk direnişiyle Mısır diktatörü devrildi. Bu halk hareketi Ortadoğu'da bir dönüm noktası olacaktır. Özellikle Arap dünyası bundan sonra eskisi gibi olmayacaktır. Zaten şimdiden diğer ülkelerde etkisini göstermektedir. Kuşkusuz bu bir halk hareketidir; herhangi bir devletten esinlenmiş bir hareket değildir. Filistin intifadasından mutlaka etkilenmiştir. Ancak en az bunun kadar yıllardır Türk devletine karşı her türlü baskıya direnen Kürt halkının serhıldanlarından da etkilenmiştir. Ama bugünden sonra Mısır halk hareketi de diğer halk hareketlerini etkileyecektir.
Tunus ve Mısır halk hareketinin Türkiye'den etkilendiğini söylemek en başta da bu halklara hakarettir. Belki başbakan Erdoğan’ın İsrail’e yönelik sözleri Arapların hoşuna gitmiştir. Ancak Türkiye'nin bu halk hareketlerini etkileyen ne demokrasisi ne de özgürlük anlayışı vardır. Türkiye, Ortadoğu'da “sıfır sorunlu politika” söylemiyle bölgenin bütün diktatörlükleriyle iyi ilişkiler içinde olmuştur. İran’da halk harekete geçtiğinde halkın yanında değil, halkı bastıran rejimin yanında yer almıştır.
Türk devleti bırakalım Ortadoğu'da, dünyada bile görülmeyen bir kültürel soykırım yapan ülkedir. Günümüzde en büyük suçlar; kimlik, dil ve kültür üzerindeki baskılardır; farklı Kürtleri yok etmektir. Bunu hala açıkça yapan ve savunan tek ülke Türk devletidir. Kürtleri yok etme hedefinden vazgeçmemiştir. İran ve Suriye bile Türk devleti Kürt sorununu çözmediği için Kürtlerin talepleri karşısında baskıcı politikalar izlemektedir. Türkiye Kürt sorununu çözsün, ikinci gün İran ve Suriye de bu sorunu çözecektir. Güney Kürdistan'daki kazanımlar üzerindeki tehdit de ortadan kalkacaktır.
Kürt halkı, Türk devletinin bu politikalarına karşı sürekli ayakta olmuştur. Mısır’da halk on sekiz gün tahrir meydanında isyan içinde olmuştur. Kürtler ise yıllardır ayaktadır. Türk devletinin de özgürlük ve demokrasi isteyenlere karşı nasıl bir devlet terörü uyguladığını herkes görmektedir. Halklar bu durumda Türk devletini değil de bu zorbalığa karşı direnenleri örnek alırlar. 
Türkiye'nin halklar için örnek alındığını gösteren hiçbir veri yoktur. Aksine Türkiye özellikle Arap ülkelerinde sevilmeyen bir ülkedir. Başbakan’ın İsrail’e yönelik çıkışları bu kötü imajı silmeye yönelik olsa da Türkiye'ye karşı güvensizlik hala devam etmektedir. Çünkü Türkiye'ye güvensizlik bu toplumlarda derinliklere yerleşmiştir. Zaten Başbakan’ın İsrail’e yönelik sadece sözde kalmaktadır. ABD'ye fazlasıyla bağlı olan Türkiye'nin İsrail karşıtlığının söylemden öteye gitmeyeceğini biraz politik olan herkes bilmektedir. Zaten AKP hükümeti son aylarda İsrail’le ilişkilerinde yelkenleri indirmiştir. Seçimden sonra İsrail’le ilişkilerini eski hale getirecektir. 
AKP yandaşı basın, hükümetin Mısır halkını desteklediği yalanını atıyor. Türkiye'nin, halk hareketlerini destekleme gibi bir geleneği yoktur. Türkiye özellikle Mısır gibi ABD için önemli olan bir ülkede halk hareketine ABD'den de onay almadan olumlu yaklaşabilir mi? ABD Hüsnü Mübarek’in gitmesini istediği için Türkiye de bu doğrultuda açıklama yapmıştır. 
ABD kontrollü geçiş istemektedir. Türkiye de aynı şeyi söylüyor; kaos olmamalı, tahriklere fırsat verilmemeli, diyor. ABD yeni işbirlikçi rejim istiyor. AKP işbirlikçilik konusunda örnek olabilir, ancak özgürlük ve demokrasi için örnek olamaz. 
Demokrasinin gerçek anlamda olduğu yerde AKP gibi işbirlikçiler olmaz. Bu nedenle ABD Mısır’da ve hiçbir yerde gerçek demokrasi istemez. ABD, halkın üzerinde meşru otorite olabilecek sınırlı demokratik alanların olduğu ülke ve yönetimler istemektedir. Çünkü eski işbirlikçi yönetimler ABD'nin bölgedeki varlığını tehlikeye atar hale gelmişlerdi.  
Kelin merhemi olsa ilk önce kendi kafasına sürer diye bir söz vardır. Türkiye'nin demokratik zihniyeti olsa en başta kendi sorunlarını çözerdi. Hiçbir ülkede Türkiye'deki gibi kırk yıldır iç savaş düzeyinde süren bir çatışma yoktur. Türk devleti kendi sınırları içinde bir halkın varlığını, dilini yok etmeye çalışacak, ama başka yerlere demokrasi pazarlayacak! Buna kimseyi inandıramaz. 
Türkiye'de böyle bir sahtekârlık gerçekten de vardır. Türkiye bu yönüyle bir özel savaş devletidir. Türkiye'de aydın ve yazlar bile dünyanın başka yerinde Kürt sorunu gibi bir sorun olduğunda tam hak eşitliği ister, ama sıra Kürtlere geldiğinde aynı hakları Kürtlere layık görmezler. Hatta Kürtleri çok şey istiyor diye suçlarlar.
Türk devleti de Kıbrıs’ta Bosna’da ve işine geldiği başka yerlerde demokrasi ve özgürlük ister, ama Kürtlere sıra geldiğinde hak isteyenleri “Türkiye içinde ameliyat yapanlar” olarak suçlar. On yıllardır Kürt halkının demokrasi ve özgürlük sistemine karşı nasıl bir terör estirdiğine dünya şahittir. Dolayısıyla Türkiye Kürt sorununu, Alevilerin sorununu çözmediği müddetçe hiç kimseye ne demokrasi ve özgürlük konusunda model olabilir ne de başkalarına bu yönlü nutuklar atabilir.
Eskiden en fazla Gayrimüslim bulunan ülkelerin başında Türkiye gelirmiş. Şimdi en az Gayrimüslim’in olduğu ülkedir. Bugün Suriye’de bile Ermeni, Süryani ve başka azınlıklara Türkiye'den katbekat saygı vardır. Mısır’da on milyondan fazla Hıristiyan olduğu söylenir. Tarihsel ve toplumsal olarak bazı çatışmalar yaşansa da devlet Hıristiyanlara karşı kışkırtıcı pozisyonda olmamıştır. AKP ise hala devletin Türk-İslam stratejisi gereği Alevileri bile olduğu gibi kabul etmiyor. Yüzyıllardır izlenen politikanın yumuşak biçimini uyguluyor. Kendine göre Alevilik yaratmaya çalışıyor.
Bugün Ortadoğu'da Kürt sorunu hala devam ediyorsa bunun sorumlusu Türkiye’dir. Demokratik Özerklik ve anadilde eğitimi kabul edersek ayrı milletler doğar ve Türkiye parçalanır diyor. Kürtlerin varlığını bölücülük olarak görüyor. Şimdi böyle bir Türkiye bir yerlere örnek olacaksa bu olsa olsa olumsuz yönde olur. 
AKP yandaşı basın ve bazı yazarlar Türkiye'yi başkalarına model yapmayı bırakmalıdırlar. İlk önce Türkiye'yi kendine demokrat kendine Müslüman olmaktan çıkarsınlar. Türkiye, Kürt sorununu çözerek demokratikleşirse o zaman gerçekten tüm Ortadoğu'da demokratikleşme modeli olur. Kürt halkı da Türkiye halkı da önemli demokrasi mücadelesi vermiştir. Türkiye'deki ulus-devlet zihniyetinin gerici direnişi kırılırsa bu demokratik birikimin önü açılır ve Türkiye'nin demokratikleşmesi derinleşir ve kapsamlılaşır. 
Şu anda Türkiye'yi örnek gösterme tamamen propaganda amaçlıdır. Türk devletinin özel savaş karakterini gizlemeye yöneliktir. Bu propaganda esas olarak da Türkiye'deki antidemokratik rejimi, en önemlisi de Kürtler üzerindeki siyasi soykırımı gizlemeye yöneliktir. Kim Türk devletini demokratikleşme konusunda örnek gösteriyorsa, onlar Kürtler üzerinde yürütülen kültürel soykırıma ortak olanlardır. 
Mustafa Karasu

Hiç yorum yok: