15 Eylül 2011 Perşembe

En Eski Kürt Alfabesi-1

Kürtlerin Kökeni

Kürtler, Kuzeyde Azerbaycan'dan, doğuda Hazar Denizi, Fars ve Huzistan'ı kapsayan Güney Batı İran'a, güneyde Basra Körfezi'nden, batıda ise Fırat Nehri'ne kadar uzanan coğrafyanın en kadim sakinleri arasında yer almaktadırlar. Mezopotamya'nın kadim sakinleri Kürtlerin adı, dili ve ana vatanları hakkında çağlar boyunca farklı tezler ileri sürülmüştür. Fakat bu tezler çoğu zaman efsanelere dayanan ve mitolojileri bile aşan hurafelere vardırılmıştır.

Modern çağ akıl, bilim ve kritiğin öncelendiği bir yüzyıl olması hasebiyle bu tür tezlere itibar etmemeyi aksine bilimsel yöntemlerle bu ulusun tarihini, dilini ve etnografyasını ortaya koymayı zorunlu kılan bir çağdır. İşte bu etkenlerden hareketle Kürtlerin kökeni, anavatanı ve dili üzerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda önemli sonuçlara ulaştık.

Tabii ki sosyal bilimler durağan değil aksine sürekli bir devinimi bünyelerinde barındırırlar. Ulaşılan neticeler kesin konuşmak için yeterli olmamakla birlikte bu alanda yeni çalışmara zemin oluşturulması açısından temel görevi görmektedir. Öte yandan Kürdolojinin ana problemleri arasında da yer alan bu konulara katkı sunmak düşüncesiyle bu çalışma kaleme alınmıştır. Konu ile ilgili daha önce yapılmış çalışmalar yahut ileri sürülmüş tezler ve tartışmalar üzerinde durmaktan ziyade ele geçen materyali yarı işlenmiş bir şekilde konunun muhataplarına sunuyoruz.

Kürtlerle ilgili yazıldığı bilinen en eski eser Ebu'l-Hasan el-Medaini (ö. 840) tarafından kaleme alınmış ve İslam'ın yayılmaya başladığı dönemde, Kürtler ve İslam ordusu arasında meydana gelmiş olan savaşları anlatan el-Qila' wel-Ekrad (Kaleler ve Kürdler) isimli eserdir.1 Günümüze ulaşmayan bu eserden Taberi yararlanmıştır.

Kürtler hakkında yazılan en eski eserlerden biri de Tarih, Botanik, Dil ve Astronomi gibi bilimlerde derin bilgiye sahip olan Ebu Hanîfe ed-Dînewerî (ö. 895)'ye aittir. Dîneweri, Ensabu'l-Ekrad (Kürtlerin Soykütüğü) isimli eserinde Kürtlerin kökeni ve soyu ile ilgili araştırmalarını bir araya getirmiştir. Eserin varlığı ise kendisinden çok sonra yaşamış yazarlar tarafından yapılan alıntılar sayesinde öğrenilmiştir.2 Henüz herhangi bir nüshası günümüze ulaşmayan bu eserin, Kürtlerin kökeni ve dillerine dair önemli bilgileri içerdiği muhakkaktır. Rus Oryantalist Romaskevic yaptığı araştırmalar sonucunda Saint-Petersburg Asya Müzesi'nde Risaletu Ensabi'l-Ekrad isimli bir eser gördüğünü söylemesine rağmen bunun kime ait olduğunu kaydetmez.

Bu başlık altında Muhammed Efendi eş-Şehrezori (ö. 1667) tarafından bir eserin kaleme alındığı bilinmektedir.4 Romaskevic'in bahsettiği yazmanın bu yazara ait olma ihtimali ile beraber Dîneweri'ye ait olması da mümkündür. Bu elyazması incelendikten sonra konu netliğe kavuşacaktır. Şehrezori, ayrıca Arapça bir Kürt Tarihi kaleme aldı. Tarixu Kurdistan adını taşıyan bu eser Irak'ın Samerra kentindeki Askeriyyin Kütüphanesi'ndedir. 1113/1701 yılında kopya edilmiş olan nüsha 270 varak 540 sayfadır.5

Kürtler hakkında eserlerinde yer veren en eski yazarlara gelince bunlar arasında muhakkak ki Mesudi ilk sıralarda yer alır. Nitekim o Murucu'z-Zeheb we Ma'dinu'l-Cevahir ve et-Tenbih we'l-İşraf isimli eserlerinin her ikisinde de Kürtlere yer vermiştir.6

'Kürtlerin soyları ve kollarına gelince; insanlar onların kökeni konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Bir görüşe göre Dahhak isimli kralın sırtında yılana benzer iki tane çıkıntı çıkmıştı. Bu yılana benzer çıkıntılar sadece insan beyniyle besleniyordu. Dahhak bu uğurda çok sayıda Fars öldürdü. Dahhakın veziri hergün bir erkek ve bir koç kesiyor, beyinlerini birbirine karıştırıyor ve Dahhakın sırtındaki bu iki yılana benzer çıkıntıya sürüyordu. Kurtulanlar da dağlara kaçıyorlardı. Burada yalnız başlarına yaşamaya başladılar ve çoğaldılar. İşte Kürtlerin kökeni bu olaya dayanır. İşte Kürtler dağlara kaçan bu insanların soyundandırlar. Zamanla kollara ayrıldılar.'7

Mesudi, Kürtlerin kökeni ile ilgili olarak ileri sürülen bütün görüşleri kaydettikten sonra kendi görüşünü de söyler. 'Kürtlerin kollarına gelince ise bunlar Dînewer ve Hemedan şehirleri arasındaki bölgede yaşayan Şohcan, Azerbaycan bölgesindeki Kinkewer bölgesindeki Macurdan, Hezbaniler, el-Cibal denilen Zağros Dağlarında Şadincan, Lur, Madincan, Mezdincan, Barisan, Xali, Cabarqi, Cawani, Mistegan, Şam bölgesindeki Dünbüliler, Yakubiler, Musul ve Cudi Dağı eteklerinde yaşayan Hrıstiyan Cozkan aşiretleridir. Kürtler içerisinde Hz. Osman'ı suçlayan bir grup Harici de vardır.'8 Mesudi, Kürtlerle ilgili olarak mitolojiye varan akıl almaz söylencelere bile yer verdikten sonra kendi kanaatini belirtir. Ona göre Kürtler Kuzey Mezopotamya'nın ünlü Arap kabileleri Mudar ve Rebia'ya mensupturlar. Fakat gerek Mesudi ve gerek o dönemdeki bir çok yazar arasında yaygınlık kazanmış hatta bazı Kürtler tarafından bile benimsenmiş gibi görünen bu algının, Arap olmayan Müslümanların itibar kazanma düşüncesinden hareketle oluşmuş veya oluşturulmuş olduğu düşüncesindeyiz. Nitekim Arap olduğunu iddia eden Kürtlere günümüzde bile rastlamak mümkündür.

Kürtlerin Ülkesi

Kürtlerin yaşadıkları en eski ana vatanları ve tarih içerisinde yaşadıkları ülkeler yeterince bilinmemektedir. En meşhur kanaat onların Mezopotamya'nın yerli halkları arasında olduğudur. Kuşku yok ki Kürtlerin tarih içerisinde yalnızca Mezopotamya'da yaşadıkları söylenemez. Çünkü yaptığımız araştırmalarda Kürt coğrafyasının daha geniş bir bölgeyi kapsadığını gördük. Özellikle Batı İran'ın Kürtlerin önemli yerleşim yerleri arasında olduğu kaynaklar tarafından dile getirilir. Çoğunlukla dağlık olan bu coğrafyada yaşam koşulları tabii ki zordur. Mesudi, Kürtlerin bu çetin coğrafyada yaşamı kendi istekleriyle tercih etmediklerini bilakis maruz kaldıkları zulüm ve baskıdan dolayı dağlara çekilmeye mecbur kaldıklarını ifade eder.

Kürtlerin yaşadıkları coğrafya ilgili araştırmalar yapan bilginlerin en önemlisi kuşkusuz İbn Hawqal'dır. Aslen Nusaybin'li olan bu yazar Kürtlerin yaşadıkları coğrafya ile ilgili çok önemli bilgiler verir. İbn Hawqal, Suretu'l-Ard (Yeryüzünün Şekli) isimli eserinde en eski Kürdistan haritasını resmeder. İbn Hawqal el-Cibal denilen Zağros Dağları arasında kalan geniş bölgeyi kapsayacak şekilde Mesayifu'l- Ekrad we Meşatîhim (Kürtlerin Yaylak ve Kışlakları) adı altında Kürd coğrafyasına yer verir.

Bu haritadan hareketle Kürtlerin anavatanlarından birinin Zağros Dağları olduğu kesinlik kazanmaktadır.9 İbn Hawqal, Zağros Dağlarında yaşayan Kürd aşiretleri arasında Humeydi, Lari, Hezbani ve Mihrani gibi önemli aşiretleri sayar.10

Kürtlerin yaşadıkları coğrafya hakkında bilgi veren bir diğer bilgin Türk Dili uzmanı Qaşgarlı Mahmud'dur. Qaşgarlı Mahmud, Diwanu Luğati't-Türk isimli meşhur Türkçe-Arapça sözlüğünde çizdiği dünya haritasında Şam Azerbaycan, Irakeyn (Irak-ı Arap ve Irak-ı Acem), Mısır ve Hicaz Yarımadası arasında kalan bölgeyi Ardu'l-Ekrad (Kürtlerin Ülkesi/Kurdistan) olarak isimlendirir. Tarif edilen bu yer tam olarakMezopotamya'yı kapsamaktadır. Böylelikle Mezopotamyanın Kürtlerin en eski yurtlarından biri olduğu kesinlik kazanmaktadır.

İbn Hawqal'ın Kürtlerin anavatanı olarak saydığı yerlerden bir diğeri de Fars Körfezi'dir. İbn Hawqal burada yaşayan Kürtlerin, Zemm dedikleri bir sosyal örgütlenmeye sahip olduklarını söyler. Her bir Zemm'e ait köyler ve şehirler vardır. Bütün bu yerlerin vergisini bir Kürt yönetici toplar. Bu kişi kendisine bağlı yerlerin yararını gözetmek, kervanları güvenli bir şekilde geçirmek, bu amaçla yol güvenliğini sağlamak, bağlı bulundukları sultanın işlerini yürütmek ve emirlerini uygulamakla sorumludur. Bu Zemmler birer federal idare birimleridir. Bunlar arasında Remican diye meşhur olan Ciloyeh'in Zemm'i, Şehriyar'a ait Mazincan Zemmi, Salih oğlu Hüseyine ait Diwan Zemmi, Leys oğlu Ahmed'e ait Lewalacan Zemmi, Kariyan Zemmi gibi önemli Zemmleri sayar. Daha sonra Fars bölgesindeki Kürd aşiretlerini sıralar. Bunlar ise, Kirmani, Ramani, Meyden, Beqili, Bendazmehri, Sebbahi, İshaqi, Azırgani, Suhreki, Temadehni, Ziyadi, Sehrewi, Bendazqi, Xusrewi, Zenci, Safari, Şehyari, Mihreki, Mubareki, İstamehri, Şahewi, Furati, Selmoni, Syari, Azaddoxti, Muttalibi, Memali, Lari, Berazdoxti, Şahkani ve Celili aşiretleridir.

İbn Hawqal Kürd, Aşiretlerinin bu saydıkları ile sınırlıolmadıklarını daha fazla olduklarını, yaklaşık olarak yüz tane aşiretin bulunduğunu kendisinin ise sadece otuz civarında aşireti saydığını söyler. Şayet Zek‰t Divanları incelenirse bu sayının artacağını söyler. Zira bu arşivlerde bölgede yaşayan Kürd aşiretleri ve sayıları hakkında istatistiksel veriler mevcuttu. Ona göre burada yaşayan Kürtler toplam 500 bin eve sahiptirler. Her bir aşirette bin tane atlı vardı. Yaz ve kış beraber sürülerine mera bulmak için yaylak ve kışlaklara çıkarlardı. Soğuk bölge sınırlarında yaşayanlarda bu tarz bulunmazdı. Burada yaşayan Kürtler koyun ve katır beslerlerdi. Deve onların bulunduğu bölgede çok azdı. Kürtler binek olarak çoğunlukla katırlara binerlerdi. Yaşam tarzı olarak Araplara benzerler.11

Yukarıda verilen kayıtlar daha çok İran Kürtleri için geçerlidir. Çünkü İran Kürtleri göçebe yaşam sürerken Mezopotamya Kürtleri ise yerleşiktiler. Bu nedenle Kürtlerin tarih içerisinde kurdukları devletlerin büyük çoğunluğunun Mezopotamya ve civarında olduğu görülmektedir. Mezopotamya Kürtleri daha çok tarım, botanik ve sanat alanında dahaileri bir seviyedeydiler. Bu durum yerleşik olmanın sonucudur.

WİSİF ZOZANi
Gazetekurd sitesinden alınmıştır

***

1- İbnu'n-Nedim, Kitabu'l-Fihrist, thk. Rıza Teceddüd, Tahran 2003, s. 116

2- Baba Merdux Ruhani, Tarix-i Meşahir-i Kurd, 1995, c. 3, s. 87

3 -Romaskevic,Melanges Asiatique, New Serie, Petrograd 1918, s. 392 (Minorsky, Kürtler ve Kürdistan, İstanbul 2004, s. 106'dan aktararak)

4-Zebidi, 'Kurd', Tacu'l-Arus,

5- Görgis Avvad, Mazi'l-Ekrad ve Hadiruhum fi'l-Mesadiri'l-Arabiyyeti'l-Qadime ve'l-Hadise, Bağdat 1991, s. 35

6-Mesudi, Murucu'-Zeheb Madinu'l-Cevahir, thq. Muhammed Muhyiddin Abdulhamid, Kahire, c. 2, s. 122

7-Mesudi, s. 122-123

8-Mesudi, s. 124

9-İbn Hawqal, Suretu'l-Ard, edt. J. H. Kramers, Brill 1939, s. 356

10-İbn Hawqal, s. 370

11-İbn Hawqal, 269-271

HAFTAYA: Kürtlerin Dili ve Alfabesi

Hiç yorum yok: