24 Ekim 2011 Pazartesi

Van Belediye Başkanı Kaya: Vali Ortak Çalışmayı Reddetti

Van Belediye Başkanı Bekir Kaya
Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, depremle ilgili açıklama yaptı. Kayıplarla ilgili verilen rakamların doğruyu yansıtmadığını dile getiren Kaya, halkın kandırıldığını söyledi. Valiliğin ortak çalışmayı reddettiğini belirten Kaya, yurttaşların sokakta olduğunu ve hâlâ çadırların verilmediğini kaydetti.

Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, kentte yaşanan ve şuana kadar resmi olarak açıklanan 239 ölü, bin 300 yaralanın olduğu depremle ilgili Kriz Masası'nın kurulduğu Belediye Garajı'nda basın toplantısı düzenledi. Yapılan çalışmalar ve gelen yardımlar hakkında bilgi veren Kaya, Diyarbakır, Hakkari, Muş, Ağrı, Mardin, Bitlis, Kars, Siirt, Şırnak merkez ve ilçeleri başta olmak üzere yardım için seferber olan belediyelere teşekkür etti.

Van'ın depreme hazırlıksız olduğunu belirten Kaya, resmi olarak yapılan açıklamalarla halkın kandırıldığını belirtti. Kaya, "Bizler depremden sonra Valilik ile ortak çalışma yürütmek istedik. Ancak bu talebimiz kabul edilmedi. Hatta kentte kurulan Kriz Masası'na bile dahil edilmedik" dedi.

Şuana kadar merkez ve köylerde yaptıkları incelemelerde gördükleri manzaranın korkunç olduğunu belirten Kaya, depremin üzerinden 24 saat geçmesine rağmen halen yardımların ulaşılmadığını dile getirdi. Kaya, insanların sokaklarda olduğu ve çadır verilmediğini kaydetti.

Resmi olarak yapılan açıklamaların doğru olmadığını söyleyen Kaya, "Ölü ve yaralılar hakkında verilen bilgiler net değildir. Yine kış şartlarına rağmen çadır ihtiyaçları karşılanmıyor. Bizim halkımıza çağrımız yardımların yetersiz kaldığı noktalarda, birbirlerine destek olmalarıdır. Bu konuda bir yardımlaşma duygusu gelişmelidir" dedi. Kaya, işverenler başta olmak üzere duyarlı kesimlere de yardım çağrısında bulundu.

KCK Van İçin Büyük Dayanışmaya Çağırdı

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Van’da meydana gelen 7.2 şiddetindeki depremde yaşamını yitirenlerin aileleri ve yakınların başsağlığı, tüm yaralılara acil şifalar diledi. KCK, “Halkımızın yaşadığı bu derin acıyı yüreğimizde his ediyor ve paylaşıyoruz” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Van’daki depreme ilişkin yaptığı açıklamada, belediyeleri , sivil toplum örgütleri ve yardım kuruluşları başta olmak üzere bütün imkanların seferber edilerek büyük bir dayanışma gösterilmesini istedi.

KCK’nin mesajı şöyle: “Başta Van merkez ve Erciş olmak üzere Kürdistan’ın serhat bölgesinde 7.2 şiddetinde gerçekleşen depremde büyük can ve mal kaybı ile birlikte çok sayıda yaralının olduğu anlaşılmaktadır. Bu büyük felakette yaşamını yitiren insanlarımıza Allah tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, tüm yaralılarımıza ise acil şifalar diliyoruz. Halkımızın yaşadığı bu derin acıyı yüreğimizde his ediyor ve paylaşıyoruz.

CANSİPERANE BİR DAYANIŞMA OLMALI


Büyük felaketin ardından binlerce ailemizin ve on binlerce insanımızın yaşadığı büyük acı ve mağduriyet tüm halkımızındır. Halkımızın belediyelerini, tüm sivil toplum örgütleri ve yardım kuruluşlarını, yine kimin ne imkanı varsa hiçbir şeyini esirgemeden ve bir an olsun gecikmeden tam bir seferberlik ruhuyla ve büyük bir dayanışma içerisinde harekete geçmeye çağırıyoruz. Halen enkaz altında bulunan çok sayıda insanımızın bir an evvel kurtarılması, yaralıların tüm imkânlar seferber edilerek en kısa sürede tedavi edilmesi felaketin ardından yaşanan açlık ve soğuk hava koşullarını gözeterek acıyı birazda olsun hafifletecektir. Bunun için battaniye, yatak, ilaç ve temel gıda maddelerinin temini konusunda her kez gece gündüz demeden cansiperane tam bir dayanışma ve yardımlaşma çabası göstermelidir. Halkımız, devletin vurdun duymaz ve ihmalkar tutumunu beklemeden kendi imkanlarıyla üzerine düşeni tam bir duygu birliği içersinde ve fedakarca yaparak harekete geçmelidir.

Bu büyük felaketin halkımız arasında daha çok birlik ve dayanışmaya vesile olacağına inanıyoruz. Bu temelde tüm halkımıza bir kez daha başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi belirtiyor, hareket ve halk olarak bu acı ve zor sınavdan başarıyla çıkacağımıza inanıyoruz.”

Kürdistan Van İçin Seferber Oldu

Van'da meydana gelen 7.2 şiddetindeki depremin ardından Kürdistan’daki bütün il ve ilçeler yardım için seferber oldu. BDP’li belediyeler enkaz kaldırma için onlarca araç, sağlık ekipleri ve tıbbi malzeme yanı sıra onlarca kamyon dolusu temel ihtiyaç malzemesi gönderirken, il ve ilçelerde sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla belirlenen noktalarda her türlü ilk yardım malzemelerinin toplatılmasına devam ediliyor.

Diyarbakır Yenişehir Belediyesi, yardım için kurduğu komisyona halk yoğun bir şekilde yardım ulaştırıyor. Van'daki deprem nedeniyle battaniye, çocuk bezi, katalitik soba, çadır, yatak, kışlık palto, kışlık ayakkabı ve gıda malzemeleri buradan da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nde kurulan koordinasyona ulaştırılıyor. Komisyon tarafından yapılan açıklamada, yardımların ivedilikle deprem bölgesine ulaştırmaya çalıştıkları vurgusu yapılırken, halkın Yenişehir, Sur, Bağlar ve Kayapınar belediyelerine yardımlarını bırakılabilecekleri belirtildi.

DİYARBAKIR’DAN 16 KAMYON VE 3 OTOBÜS YARDIM GÖNDERİLDİ

Kayapınar Belediyesi tarafından oluşturulan kriz merkezine ise, halktan yoğun destek gelmeye devam ediyor. Kriz merkezinin oluşturulduğu Kayapınar İlçesi'nde dün gece sabah saatlerine kadar halk battaniye, kilim, kuru gıda, çadır gibi ihtiyaç malzemeleri ulaştırdı. Halktan gönüllüler ile belediye personelinin düzenlediği çoğunluğu battaniye, halı ve kilimden oluşan 3 kamyon yardım malzemesi yola çıkarıldı. Kayapınar Belediyesi merkez binası bahçesinde vatandaşlar tarafından getirilen yardımlar, belediye ekipleri tarafından paketlenmeye devam ediliyor. Kayapınar Belediyesi'nden yapılan açıklamada, "Büyükşehirden 4 adet kamyon 3 otobüs, Kayapınar belediyesi 3 kamyon, Sur, Yenişehir ve Bağlar Belediyeleri'de 3'er kamyon acil gıda ve barınma malzemelerini bölgeye gönderilmiştir. Kriz merkezimiz bir araya gelip tüm kentteki duyarlılığı daha organizeli bir biçimde oradaki acıları paylaşmak için elinden gelen çabayı gösterecektir" denildi.

BİSMİL’DEN 1 TIR İLE 2 KAMYON YARDIM GÖNDERİLDİ

Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nde yurttaşlar, yaşam malzemelerini toplayıp belediye bünyesinde kurulan kriz masasına teslim etti. Burada toplanan malzemeleri paketleyen belediye ekipleri, bir tır ve iki kamyona yükleyerek Van'a gönderdi.

SİİRT’TEN 2 KEPÇE VE BİR KAMYON GÖNDERİLDİ

Siirt Belediyesi bünyesinde yardım masası kuruldu. Kurulan 10 komisyon tarafından esnaf ve halktan gelecek yardımlar toplandıktan sonra Van'a gönderilecek.

Öte yandan Siirt Belediyesi ve Özele İdare Müdürlüğü tarafından Van'daki enkazlarda kullanılmak üzere 2 kepçe ve bir kamyon Van'a gönderildi.

BATMAN’DA TAM BİR SEFERBERLİK HAKİM

2006 yılında büyük bir doğal afetin yaşandığı Batman’da ise tam bir seferberlik hakim. Batman Belediyesi ile Batman Demokrasi Platformu tarafından oluşturulan kriz masasında toplanan yardımlar afet bölgesine ulaştırılıyor. Depremin hemen ardından Batman Belediyesi, ilk etapta bölgeye Belediye Sağlık ekibinin yanı sıra ambulans, jeneratör, kepçe, kamyon ile cenaze arabaları ile 500 adet battaniye, çadır, kilim, yağmurluk ile 10 bin adet ekmek, 250 koli su gibi temel ihtiyaç malzemelerinden oluşan yardım konvoyunu Van'a ulaştırdı. Sabah saatlerinden itibaren ise yine Batman halkının afet bölgesine ulaştırılması amacıyla Batman Belediyesine getirdiği katalitik soba, ufo, battaniye, kilim, çocuk bezi, ayakkabı ve elbiselerden oluşan 3 kamyon ihtiyaç malzemesi daha yola çıktı. Belediye Başkanvekili Serhat Temel, Batman halkına, Van halkıyla dayanışma çağrısında bulundu. Temel, "Özellikle kışlık elbise, ayakkabı gibi temel ihtiyaç malzemelerinin belediyeye getirilmesi durumunda, felaket bölgesine ulaştıracağız. Bu konuda çok fazla ihtiyaç var. Hem Van merkez hem de bağlı ilçe ve köyler, en çok da Erciş'te sayıda ölü ve yaralımız var. Kim elinden ne geliyorsa, imkanları neye el veriyorsa bu konuda gerekli duyarlılığı göstermesi çok önemli" dedi.

HAKKARİ’DEN BATANİYE VE EKMEK DOLU 3 KAMYON GÖNDERİLDİ

Hakkari Belediyesi, kentin 15 mahallesinde yaptığı anonslar kısa sürede karşılık buldu ve Hakkarililer evlerinden ve iş yerlerinden çok sayıda battaniye ile kriz masasına akın etti. Kısa sürede 4 bin battaniye ile 6 bin ekmek toplanarak 3 kamyon ile Van'a gönderdi. Belediye yetkililerinden yapılan açıklamaya göre, yardımların bununla sınırlı kalmayacağı ve Hakkari'de el ele vererek Van'da depremden zarar görenlere yardım edileceği bildirildi.

YÜKSEKOVA’DA 3 GÜNLÜK YAS İLAN EDİLDİ

Van'da meydana gelen deprem nedeniyle Yüksekovalılar, 3 günlük yas ilan etti. Halen enkaz altında yüzlerce kişinin bulunması nedeniyle esnaf, bugün kepenk açmadı. Halktan gönüllüler ev ev dolaşarak battaniye, çadır ve yiyecek topladı. Yüksekova belediyesi kriz masasına teslim edilen 600 adet battaniye ile 4 bin adet ekmek Van'a gönderildi.

DERSİM’DEN 40 GÖNÜLLÜ MÜHENDİS VAN’A GİDECEK

Van'daki depremin ardından Dersim'den de yardım ekipleri yola çıktı. Dersim Belediyesine bağlı AKUT ekibi dün gece yola çıkarken, bu sabah ise arama kurtarma malzemelerinden oluşan bir tır bölgeye hareket etti. Belediye'nin çağrısı üzerine esnaf, sivil toplum örgütleri ile halkın topladığı 2 kamyon erzak ise belediye başkanı Edibe Şahin ile BDP Dersim İl Başkanı Suat Demir gözetiminde afet alanına götürülecek. Ayrıca İnşaat Mühendisleri Odası'na bağlı 40 gönüllü mühendis de Van'a gitmek üzere Belediye Hizmet binası önünde toplandı.

DOĞUBEYAZIT’TAN 30 KİŞİLİK KURTARMA EKİBİ İLE ONLARCA KAMYON YARDIM GÖNDERİLDİ

Doğubayazıt Belediyesi ve BDP Doğubayazıt İlçe Örgütü yetkilileri, kampanya başlatarak kriz masası oluşturdu. Bunun üzerine halk, battaniye ve giysilerden oluşan paketleri akşam saatlerde Doğubayazıt Belediyesi'ne teslim etti. Yardımları paketleyen belediye yetkilileri, içinde çadır, yiyecek, battaniye, giysi ve sudan oluşan yardım paketlerini belediyenin kamyonuna yükleyerek akşam saatlerinde Van'a gönderdi. Depremin ardında Doğubayazıt Belediyesi, 30 kişilik yardım kurtarma ekibini deprem bölgesine gönderdi. Ayrıca bu sabah toplanan yardım paketleri, onlarca kamyonla afet bölgesine gönderildi.

ULUDERE KÖYLERİNDEN YOĞUN YARDIM

Şırnak'ın Uludere Belediyesi, yaptığı anons ve çalışmalarla dünden bu yana mahalle ve köylerden topladığı yardım malzemelerini öğlenden sonra bir tırla Van'a gönderecek. Depremzedeler için Uludere'de acil ihtiyaç malzemelerinin dışında para yardımı da yapıldığı belirtildi.

URFA’DA EV EV YARDIMLAR TOPLANDI

Urfa merkezde BDP yöneticileri dün akşamdan beri bütün evleri gezerek yardım çağrılarında bulunduktan sonra bu sabah saatlerinden itibaren halk, BDP il binasına akın etti. Toplanan battaniye, kışlık elbiseler, gıda ve çadır gibi birçok malzeme halk tarafından il binasına getirildi. İl binasında paketlenen yardımlar bu gün saat 13.00'da Van'a gönderilecek.

CEYLANPINAR’DA SEYAR YARDIM TOPLAMA ARAÇLARI DEVREYE KOYULDU

Ceylanpınar Belediyesi tarafından sabahın erken saatlerinden itibaren yapılan anonslarda bölge için yardım çağrıları yapıldı. Öte yandan belediye tarafından ilçe merkezi ve köylere seyyar yardım toplama araçları gönderilirken, halkın oluşturulan kriz merkezine ait telefon numaralarını arayarak yardımda bulunabilecekleri belirtildi. Halkın yoğun ilgi gösterdiği yardım kampanyasında, toplanan malzemeler öğlenden sonra Van'a gönderilecek.

VİRANŞEHİR’DE HALK BELEDİYEYE AKIN ETTİ


Viranşehir İlçesi'nde ise Van halkına yardım etmek için halk belediyeye akın etti. Kışlık giysiler, battaniye, gıda paketleri ile belediyeye gelen yüzlerce kişi getirdikleri kolilerin Van'a ulaştırılmasını istedi. Viranşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Burun, Van halkının acısını yüreğinde hissettiklerini belirterek, tüm halka başsağlığı diledi. Gıda, kışlık giyecekler, battaniye gibi birçok malzeme hazırladıklarını belirten Burun, ayrıca bir ekiple birlikte Van'da aşevi kuracaklarını da söyledi. Bugün saat 13.00'te Van'a gidecek Viranşehir Belediyesi ekibi ve Aş Evi tonlarca gıda malzemesini de kendileriyle götürecek.

SURUÇ’TA YARDIM GETİRENLER YARDIM TOPLAMA GÖNÜLLÜSÜ OLDU

Suruç İlçesi'nde halk, sabahın erken saatlerinden itibaren yanlarında getirdikleri koliler ile Suruç Belediyesi'ne akın etti. Getirdikleri yardım paketlerini belediyeye bırakanlar bu sefer yardım çalışması yapmak için seferber oldu. Burada da belediye önünde toplanacak yardımlar saat 13.00 da Van'a doğru yola çıkarılacak.

Van Depremi ve Vicdan Körelmesi

VAN’da meydana gelen depremin hemen ardından sosyal medyada küçük bir tur atayım dedim.

Hay demez olaydım.

Şöyle bir baktım mesajlara, yorumlara falan:

- Bazıları yürek soğutuyordu.

- Bazıları bilgiç bir edayla “Teröre destek verirlerse böyle olur” diyordu. 

- Bazıları acı olaydan hükümete çakacak malzemeler devşirmeye çalışıyorlardı.

- Bazıları Deniz Feneri olayını gündeme getiriyorlardı.

- Bazıları “Ağlama sırası onlarda” diyorlardı.

- Bazıları sözde biraz daha insaflı bir tavır takınıp “Türk’ün nasıl bir millet olduğunu gösterelim, Van’a yardım edelim” diyorlardı.

- Bazıları “Hükümetin yapamadığını Allah yapıyor” diye yazıyorlardı.

Kısacası... 

Bir akıl tutulması, bir vicdan körelmesi, bir merhamet yoksunluğu, bir cehalet histerisi alıp başını gitmiş durumdaydı.

“Yapmayın, etmeyin, ayıp oluyor” diyen az sayıda sağduyulu ses ise arada kaynayıp gidiyordu. Kısacası Van’ı önce deprem sarstı, ardından da faşizm.

Zaten azıcık kalmış olan insanlığa güvenimi, büsbütün kaybetmemek için olay mahallinden anında kaçtım.
 
Size bir şey söyleyeyim mi?

Ne sınır ötesi ya da sınır içi operasyonlar, ne PKK’nın yeni saldırıları, ne ölümler / kalımlar, ne terörün önlenmesi, ne dağdakilerin indirilmesi, ne kan, ne gözyaşı, ne ağlayan analar...
Önümüzdeki süreçte... 

Bunları bile geride bırakacak çok daha önemli bir sorun bizi bekliyor.

Eğer önlem alınmaz ve tedavi edilmezse... 

Bu akıl tutulması, bu vicdan körelmesi, bu merhamet yoksunluğu, bu cehalet histerisi bayrağını burcun en tepesine dikmeyi başaracak.
Hiçbir şeyden korkmayalım, bundan korktuğumuz kadar.

Depreme dair gelişigüzel notlar


- DEPREME hazırlıksız yakalanmak! 1999’da böyle oldu. 2011’de böyle oldu... Hiç merak etmeyin: 2023’te de aynısı olacak.

- Geçen gün Teşvikiye’de bir kafede oturuyordum. Baktım yoldan ünlü deprem uzmanı Prof. Ahmet Ercan geçiyor. Dalgın ve aheste biçimde yürüyordu Ahmet Ercan... İçimden “Bu adam bir zamanlar Türkiye’yi sallardı, televizyon kanalları peşinde koşardı, herkes ona kulak verirdi” falan dedim. Ertesi gün: Van’da deprem oldu. Haber kanallarını açtım ve Ahmet Ercan karşımdaydı. Yüzüne renk gelmişti. Enerjikti. Dinamikti. 

- Kandilli Rasathanesi Van’daki depremin büyüklüğünü 6.6 olarak açıkladı. Sonra Amerika’dan “7’nin üzerinde” açıklaması geldi. Sonuç? Amerika’nın dediği oldu, Kandilli bilgiyi revize etti.

- Epeydir unutmuştuk! İşte Ahmet Mete Işıkara da ekranlarda... Ve yine aynı şeyi söylüyor: “Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz.”

- Van’da çökmüş bir bina... En alt kat oto galeri... Oto galeri yapmak için kirişlerinin kesildiğine bahse girerim.

Tuttum bu tepkiyi


DENİZ Feneri tutuklularının salıverilmesi üzerine hiç kimse “Neden salıverildiler” demedi.

Özellikle de daha düne kadar “Tutukluluk esas olmamalı” diyenlere kulak kabarttım.

Hepsi “doğrusu yapıldı” diyordu.

Vurgulanan ortak nokta şuydu:
“Deniz Feneri’nde doğrusu yapıldı, şimdi sıra diğer davalarda.”
Yani “Falancalar tutukluysa, filancalar da tutuklu kalmalı” yerine “Filancalar tahliye ediliyorsa, falancalar da tahliye edilmeli” dendi.
Memleketimiz için iyi bir aşama bu...

Van denilince aklıma gelir


- Kahvaltı salonları gelir.

- Yılmaz Erdoğan’ın şiiri gelir.

- Otlu peynir gelir.

- Şimdi nerededir, ne yapmaktadır bilmediğim eski Refah’ın sağlam adamlarından Fethullah Erbaş gelir.

- Caddelerindeki muazzam kalabalık gelir.

- Cömertlikten bunalma gelir.

- Göl kenarında semaver eşliğinde içilen çay gelir.

- Çabucak çatışmaya dönüşen minibüsçü kavgaları gelir.

- Medresetüzzehra gelir.

- Sokaklarında abartılı makyajlarla dolaşan İranlı kadınlar gelir.

- Karın bir şehri güzelleştirici etkisi gelir.

- Kanlı kılıç gelir.

- Kedi gelir.

- Ruhi Su gelir.

- Hüsamettin Subaşı gelir.

İçindeki Cüppeli Ahmet’e ‘dur’ de


“CÜPPELİ Ahmet” denilen adam, 1999 depreminden sonra “Depremin vurduğu yerler fuhuş, zina ve faiz merkezi haline gelmişti. İlahi adalet tecelli etti” türü yorumlar yaptığında “bu çağda bu kafa” falan diye yorumlar yapanlar...

Yani “Cüppeli Ahmet”i küçümseyenler... 

Van depreminin ardından... 

İçlerindeki “Cüppeli Ahmet”i ortay çıkarıverdiler.
“Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı” türü laflar ediyorlar.

Kürt ile teröristi ayırt edemeyen, bir şehrin ahalisini topyekûn terörist ilan eden, acıyı paylaşmayı bilmeyen bu insanlara şöyle demek istiyorum:

“Madem sonunda Cüppeli gibi olacaktınız, adamı neden alaya alıp küçümsediniz.”

Huysuzluk notları


- ADININ başına hep “ünlü organizatör” sıfatı eklenen bir Ahmet San var ya... Bu Ahmet San çok uyanık bir adam... Çeçenistan’daki müptezel etkinliğe katılmadı diye Tarkan’a laf çakmış ve büyük tepki almıştı... Uyanık Ahmet San, aldığı tepkiyi yumuşatmak için Jean-Cloude Van Damme’ı Türkiye’ye getirdi ve kendisini eleştiren medyacıların hizmetine amade kıldı. Bize de “vay uyanık vay” demek düştü.

- AK Parti’den MHP’ye geçen bir milletvekili şimdi de MHP’de sorun olmuş... O zaman kuralı koyalım: “O partiye yar olmayan bir milletvekili, bu partiye de yar olmaz.”

- Son zamanlarda sıkça “Tiyatro öldü” diyorum. Şöyle bir düşündüm: Birkaç istisnayı saymazsak neredeyse 20 yıldır tiyatroya gitmiyorum. Yani tiyatroyu önce kendi hayatımda öldürmüş durumdayım. Karar verdim: Tiyatroya gideceğim. Önyargısız olarak. Yani “tiyatro öldü” hükmüne malzeme devşirmeye çalışmadan... Ardından da deneyimlerimi yazarak paylaşacağım.

Van Belediyesi: 500 Bin İnsan Açıkta

Depremin üzerinden 24 saat geçtikten sonra Van halkının ihtiyaçlarının ne denli büyük olduğu ortaya çıkıyor. Van Belediye Meclis Başkanı Sabri Abi yardımların yetersizliğini, kentte 500 bin kişinin dışarıda olduğunu söylüyor.

Van'da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin üzerinden 24 saat geçti. Van Belediyesi Acil Koordinasyon Merkezi'nde görevli Van Belediye Meclis Başkanı Vekili Sabri Abi, yaptığı açıklamada henüz yeterli yardımın ulaşmadığını belirtti.

Bianet'e konuşan Sabri Abi ihtiyaçlarının öncelikli olarak çadır ve battaniye olduğunu belirterek, "Gıda dahil bütün maddelere ihtiyaç var ama çok büyük oranda çadır ihtiyacı var. Çevre illerden, belediyelerden yardım geliyor ama yetmiyor. Kızılay aşağı yukarı sekiz bin çadır olduğunu söylüyor ama 100 bin de yetmez, halkın tamamı dışarıda. Van'ın yüzde 60'ı yıkılmış durumda. Köyler de durum çok kötü, çok hasar var; 30-40 köy yerle bir olmuş. Türkiye'nin her yanından yardım etmek isteyenler var ama bize henüz ulaşan bir şey yok. Yardımlar yetmiyor. Jeneratör de önemli ihtiyaç. Van'da en az 500 bin insan dışarıda" dedi.

Abi, koordinasyonda fazla sorun olmadığını ancak malzeme eksiğinin büyük olduğunu, her mahalleye yetişilemediğini, yardımların Van Belediyesi'nin kriz merkezinde toplandığını, oradan ihtiyacı olan yerlere dağıtıldığını söyledi; caddelerde tahribatın az olduğunu, yolların açık olduğunu anlattı.

Van Belediyesi Acil Koordinasyon Merkezi'nde çalışan Kazım Kurt ise bazı köylerin durumunun çok kötü olduğunu teyid ederek malzeme dağıtımının köylerin durumuna göre belirlendiğini, tümüyle yıkılan köyler olduğunu ve onlara öncelik verildiğini anlattı.

Kurt özelikle çevre köylerle iletişimin sorunlu olduğunu, telefon haberleşmesinin olmadığını, iletişimin karayoluyla sağlandığını bildirdi. Telefon haberleşmesi için seyyar baz istasyonu gönderilip gönderilmediğini sorduğumuzda da hiç gönderilmediğini söyledi.

Kurt, arama kurtarma ekipleri hariç gönüllüler ve belediye personelinden oluşan yaklaşık 300 kişinin çalıştığını belirtti ve şu ana kadar çevre illerden ellerine en fazla battaniye, gıda ve çadır ulaştığını ancak özellikle çadır ihtiyacının çok olduğunu vurguladı.

Türk Kızılayı ise yaptığı açıklamada 96 kişilik uzman ekiple deprem bölgesine ulaştığını duyurdu. Çadır kurulumu çalışmalarının sürdüğü belirtilen açıklamada bölgeye 7496 çadır ve 22.229 battaniye gönderildiğini bildirdi.

Kızılay ilk planda sevk edilenleri şöyle sıraladı: 7496 çadır, 8 toplu barınma çadırı, 22.229 battaniye, 3812 katalitik soba, 1719 mutfak seti 1120 gıda kolisi, 2320 içme suyu, 5000 ekmek ve 500 kumanya, bir adet mobil fırın ve 21 seyyar mutfak.

Kızılay Erciş stadyum alanında ve Van-Erciş yolunda iki çadırkent oluşturdu. Van'daki aşevi de afetzedeler için yemek çıkarıyor. Ayrıca depremden etkilenenlere psikososyal destek vermek üzere uzman psikologların da bölgede görevlendirildiği duyuruldu.

Deprem'de Ölü Sayısı 279'a Çıktı, 1300 Yaralı Var

Van'da meydana gelen depremin saat 17.00 itibariyle bilançosuna ilişkin açıklama yapan Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) 279 kişinin hayatını kaybettiği, bin 300 kişinin ise yaralandığını kaydetti. AFAD açıklamasında yıkılan bina sayısı ise 2 bin 262 olarak verildi.

Van'da dün meydana gelen ve arama-kurtarma çalışmaları devam eden 7.2 depremin saat 17.00 itibariyle bilançosuna ilişkin AFAD tarafından açıklama yapıldı.

Açıklamada, deprem için yapılan yardımlar ve arama-kurtarma çalışmalarına ilişkin bilgi verilerek, depremde son elde edilen bilgilere göre; 279 kişinin hayatını kaybettiği, bin 300 kişinin yaralandığı ve 2 bin 262 binanın ise yıkıldığı kaydedildi. Açıklamada, arama ve kurtarma çalışmalarının da sürdüğü kaydedildi.

Dumanlı'nın İçindeki Katil Konuştu

Cahit Mervan
Gülen Cemaatinin yayın organı Zaman Gazetesinin genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ‘PKK’nin akibeti Kaddafi gibi olacak’ başlıklı hayal dünyasını hayli zorlayan, cehalet ile artniyetin, Kürt düşmanlığı ile Kürt hareketi karşısında Türk tarafının içine düştüğü kompleksin karışımı bir yazı kaleme almış. Ve açıktan Kürtlere karşı soykırım yapılmasını önermiş.

Sanki Ekrem Dumanlı ve şûrakasının çok umurundaymış gibi yazısına son Çele saldırısında yaşamını yitiren Yozgatlı bir asker ailesinin ölüm haberi karşısında duyduğu tarifi zor acıyı anlatarak, daha doğrusu soykırımcı niyetine malzeme ederek başlamış. Konuya ilişkin görüntüleri sonuna kadar izleyemediği gibi dramatik bir sahne çizen Dumanlı; ‘Allah'ım buna sebep olanları kahreyle’ demekten kendisini alamadığını yazmış.

Ve son dönemlerde Erdoğan’ın PKK’ye ilişkin nakaratını tekrarlamış. Erdoğan’ın en son medya patronları ve genel yayın yönetmenlerine talimat verdiği, Kürtlere karşı özel savaşta görevlerini belirlediği ve rütbe dağıttığı toplantı sonrası yaptığı konuşmayı olduğu gibi, aynı kelime ve cümlelerle, tırnak içine almadan aktararak sözde PKK’nin ne kadar ‘cani bir örgüt’ olduğunu ispatlamaya çalışmış. Aslında şu an artık bir Mahmut Esat Bozkurt rejimine dönüşen AKP’nin karargahlarında hazırlanan bildik yalanlarını ve kara propagandayı tekrarlamış.

Yeşilçam filmlerinden fırlamış jön oyuncular gibi, saçı düzgün, kolalı yakalı ve kravatlı bir ‘Türk beyefendisi’ gibi duran Zaman gazetesinin genel yayın yönetmeni Dumanlı’nın Kürtlere karşı kara propagandaya neden asker ailelerinin acısını, neden savaşta yaşamını yitiren sivillerin acısını sos yaptığını ise çok geçmeden anlaşılıyor.

Dumanlı, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin öncü gücü PKK’yi kast ederek, aslında Kürt halkının hak ve hukuku için mücadele veren herkesi kast ederek, ‘bu örgüt hakkında yapılacak hiçbir misilleme, 'haksız' sayılamaz’ diye yazıyor. Dumanlı açıktan Kürdistan Özgürlük hareketine karşı toplu imha silahlarının, yani kimyasal ve biyolojik silahların kullanılmasını istiyor. Bu en adi, en aşağılık insanlık suçunu işlemek için toplumun acısını kullanmaktan, sömürmekten, onları kirli bir iş için malzeme yapmaktan çekinmiyor.

Dumanlı hayalindeki gerçeğe haklılık kazandırmak için ‘istisnasız herkes "Artık yeter" diyor’ yalanını üfürdükten sonra ‘tanıdık’ bir propaganda argümanıyla devam ediyor. Dumanlı, yarattığı sis içinde ‘daha düne kadar şöyle ya da böyle PKK'ya sıcak mesajlar veren uluslararası güçlerin’ varlığından bahsediyor. Bu güçler içinde ABD ve AB’yi gördüğünden olsa gerek bu güçlerin son ‘dönemlerde verdiği tepkiyi de ‘ kendisine göre yorumlayarak soykırım plan ve niyetlerine ortak arıyor.

Dumanlı çok geçmeden ‘savaşın da bir hukuku vardır, bir ahlakı vardır’ diyerek bir torba kara propaganda kelimeleri sarf ettikten sonra, nerdeyse son Türk devletinin kuruluşuyla yaşıt olan ve Türk olmayan herkesin katlinin fermanı haline getirilen ‘Türkiye’nin büyümesinden rahatsız olan güçler’ baklasını dilinin altından çıkarıyor. Kemalist rejimin bütün ideologları gibi Dumanlı da cumhuriyet tarihinin son Kürt ayaklanmasını ‘dış güçlerin bir maşası’, ‘taşeronu’ olarak gösterme gayreti ve ahlaksızlığı içine giriyor.

Ahlakını, vicdanını ve gazeteciliğini ayaklar altına sererek Kürdistan Özgürlük hareketinin önder kadrolarıyla Libya lideri Muamer Kaddafi’yle aynı kefeye koyuyor. Dumanlı hızını almıyor. Ve bir adım daha ileri çıkarak Kaddafi’nin sağ yakalanmasına rağmen hunharca katledilmesini onaylıyor. Alkışlıyor. Yazdıklarıyla, önermeleriyle Jön yüzlü bu gazeteci müsveddesi içindeki katili konuşturtuyor.

Dumanlı kirli ve ahlak dışı propagandaya kendisini o kadar kaptırıyor ki, ‘PKK'nın içinde onlarca Kaddafi var’ türünden beş para etmez bir tez ileri sürdükten ve Kürt Özgürlük hareketini ‘eşkiya’ olarak niteledikten sonra ‘gereken ders verilecek, verilmek zorundadır’ diyor.

Dumanlı frenleri patlamış bir soykırımcı gibi ‘çünkü tam zamanıdır. ‘annelerin feryadı, "Teröristin hakkından gelin gayrı." diyor. Dünya konjonktürü de böyle dediğine göre daha ne bekleniyor ki’ diye yakınıyor ve Kürdün katli için ferman çıkarıyor.

Hiç kimse kendisini aldatmasın. Dumanlı, insanların acısını kirli bir şekilde kullanarak Gülen Cemaati adına Kürtlere karşı açıktan soykırım öneriyor.

Ancak Dumanlı’nın ataları Enver-Talat-Cemal paşalar 20. yüzyılın başında, Kemalist rejimin önder kadroları Cumhuriyetin ilk yıllarında, şimdiki AKP’nin mirasına sahip çıktığı muhafazakar Türkler 50’li yılların ortalarında, Çiller-Ağar-Güreş ekibi 90’lı yıllarda halklara karşı bütün soykırım ve katliamlarını aynı gerekçelerle yaptılar. Ermenileri, Asuri-Süryanileri, Pontosları, Kürtleri ‘dış güçlerin maşası’, taşeron’, ‘eşkıya’ diye niteleyerek soykırıma tabi tuttular. Dersim’de olduğu gibi mağaralarda zehirli gazlarla öldürdüler. Katlettiler. Daha yakın bir dönemde dört bin köyü haritadan sildiler. Kürdistan’da kuyular cesetlerle dolu.

Şimdi Ekrem Dumanlı’nın ve Gülen Cemaatinin önerdiği budur. Yeni bir katliam ve soykırımdır. Bunu herkes böyle görmeli, bu jön yüzlü, badem bıyıklı sahte Müslüman yeni Mahmut Esat Bozkurt’lara kimse kanmamalıdır.

Operasyona Çıkmayı Reddeden ve Silah Bırakan Korucu Öldürüldü

Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı İslamköy Köyü'nde korucuların operasyonlara çıkmayı reddederek silahlarını Kulp İlçe Jandarma Karakolu'na bırakması ardından, aynı köyden korucu olan Murat Şeker (35) adlı korucu öldürüldü.

Alınan bilgilere göre Kulp ilçesine bağlı İslamköy Köyü'nde operasyonlara çıkmayı reddeden korucular üç hafta önce silahlarını Kulp İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürerek koruculuğu bırakmak istediklerini söylediler. Subayların istifaları kabul etmemesi ardından koruculara yeniden silahları 'operasyonlara götürülmeme' vaadi ile geri teslim edildi.

Silahını bırakan ve operasyonlara çıkmayı reddeden koruculardan Murat Şeker (35) ise dün Kulp-Narlı yol kavşağında Şekilan Çayı kenarında karnından yaralı halde bulundu. Karakol komutanının köylülere haber vermesi ile olay yerine giden köylüler ve korucular, Murat Şeker'in karnından tek kurşunla vurulduğunu, daha sonra Diyarbakır Asker Hastanesi'ne kaldırıldığını ve burada öldüğünü bildirdiler.

ANF NEWS AGENCY

HPG: Kazan Vadisi Operasyonu Bir Senaryo

HPG Anakarargah Komutanlığı, Çukurca’da 19 Ekim günü gerçekleşen büyük eylemlerin ardından düzenlenen operasyonlarda öne sürülen gerilla kayıplarının gerçek olmadığını belirtti. HPG, Kazan Vadisi operasyonunun bir “senaryo” olduğunu belirtirken, Çukurca eyleminde de Güney Kürdistan sınırının hiç kullanılmadığına dikkat çekti.

HPG, 19 Ekim’de gerillanın 18 askeri ve polisiye hedefe düzenlediği kapsamlı eylemlerin ardından, Türk yetkilileri ve medyanın operasyonlarda öne sürdüğü gerilla kayıplarını yalanladı.

HPG Anakarargah Komutanlığı yaptığı açıklamada, “Çukurca’da sömürgeci TC ordusunun saldırılarında şehit düşen Rüstem, Çiçek, Alişer ve diğer tüm arkadaşlarımızın intikamı için gerçekleştirdiğimiz Şehit Çiçek Devrimci Harekat Operasyonu ardından kamuoyunda birçok yalan yanlış haber tartışma konusu yapılmakta, buna dayanarak kimi kirli oyunlar tezgahlanmaktadır” dedi.

KAZAN VADİSİ BİR SENARYO

HPG, altı madde halinde şunları belirtti:

“1. 18-20 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen bu harekatta ve ardından yaşanan çatışmalarda toplam 7 arkadaşımız şehit düşmüş, yüzlerce faşist sömürgeci ordu askeri ve özel harekat polisi öldürülmüş, onlarcası da yaralanmıştır. Bunun dışında özellikle Türkiye kamuoyunda Kazan vadisi olarak adlandırılan alanda değişik sayılarla ifade edilen kayıplarımızın gerçekle bir alakası yoktur.

ÇUKURCA EYLEMİNDE GÜNEY KÜRDİSTAN SINIRLARI KULLANILMADI

2. Eylemlerimiz tümüyle Kuzey Kürdistan sınırları içerisinde örgütlenerek uygulamaya konulmuştur. Eylemin etkisini küçültmek, gerillalarımızın savaş kapasitesini tartışmaya koymak ve değişik ülke ve grupları hedef göstermek amacıyla “Güney Kürdistan’dan saldırıldı” eksenli bir yalan üretilmektedir. Bu harekatımız sömürgeci ordu ve devletin saldırıları karşısında bir savunma harekatı olduğu gibi tüm harekat boyunca Güney Kürdistan sınırları kullanılmamıştır. Bunlar gerçek dışı senaryolar olup Kürtlerin tüm parçalardaki kazanımlarına karşı tahammülsüz yaklaşan Türk gericiliğinin kirli emellerini uygulamaya koyabilmek ve Güney Kürdistan’ı işgal edebilmek için ürettiği bir yalandır. Başta Güneyli halkımız olmak üzere tüm halkımızın ve demokratik kamuoyunun bunu iyi bilmesi gerekiyor.

SALDIRILARA MİSLİYLE CEVAP VERECEĞİZ

3. Bu harekatımız ardından özel savaş medyası eliyle Kürtlere karşı linç kampanyası örgütlemeye konulmuştur. Elazığ başta olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde Kürtlere yönelik gerçekleştirilen bu linç kampanyaları karşısında TC devletini uyarıyoruz. Halkımızı katletmeyi hak görenlerin halkın savunulması eksenli meşru savunmaya dayalı eylemlerini terörist faaliyetler olarak adlandırmasının bir sonucu olarak yaşanan bu linç girişimleri bir an önce durdurulmalıdır. 21. yy.da halen Kürt-Alevi halkımıza Maraş ve Madımaklar yaşatılmaya çalışılıyorsa bu, katliamcı zihniyetlerin iktidarda olduğunu gösterir. Fakat iyi bilinmelidir ki Kürt halkı 80’li veya 90’lı yıllarda yaşamamaktadır. Örgütlü, kendi savunma gücüne sahip bir halktır. Rüstem, Alişer ve Çiçek gibi evlatları vardır ve halkının savunması için gözünü kırpmaksızın gereken her şeyi yapmaya hazırdır. Bir kez daha uyarıyoruz. Halkımızın herhangi bir ferdine yönelik bir linç, katliam girişimi olduğu takdirde misliyle cevap vereceğimiz bilinmelidir.

GENÇLER HALK SAVUNMA GÜÇLERİNE KATILSIN

4. Halkımız da uzun süredir tartıştığı ve uygulamaya başladığı kendi öz savunma mekanizmalarını aktifleştirerek gereken tedbirlerini almalıdır. Kürtler, yaşadığı her mahalle ve sokakta örgütlülüğünü güçlendirmeli, dayanışma içinde dışarıdan gelişebilecek saldırılara karşı duyarlı olmalıdır. Faşist polis gücü ve ırkçı-şovenist kesimlere karşı öz savunma eksenli bir duruş sahibi olmalıdır. Kürt gençlerinin bu konuda yeterli birikim ve cesarete sahip olduğu ortadadır. Bu görevi yerine getirmesine, öz savunmasını yapmasına izin verilmeyen ve KCK operasyonları adı altında zindanlara kapatılma tehdidiyle karşı karşıya bulunan gençlerimiz bu görevini dağa dayanarak, bizzat halkın savunma güçleri içinde yerini alarak da gerçekleştireceğini unutmamalıdır. Kürdistan dağları, Rüstemleri, Çiçekleri, Alişerleri yaratan Kürdistan dağları her zaman kahramanlarını kucaklayacaktır.

GÜLÜNÇ VE TALİHSİZ AÇIKLAMALAR

5. Değişik devlet yetkilileri tarafından Önderliğimize, halkımıza ve gerillamıza yönelik saldırılar karşısında gerçekleştirdiğimiz devrimci harekatımız “vahşet” gibi mesnetsiz bir açıklamaya kavuşturulmaya çalışılmaktadır. Açık bir savaş ilanı yapmış, topyekun bir saldırı içinde bulunan TC devletine karşı boynumuzu uzatmayacağımız açıktır. İlan edilen savaş karşısında gerillamız da savunma hakkını her türlü imkanla devreye koyması beklenen bir durumdu. Buna rağmen Kürt gençleri üzerine atılan tonlarca füze ve bombayı görmeyen, başta Kandil’de katledilen sivil halkımız olmak üzere saatlerce yapılan bombardımanlarla şehit düşürülen gerillalarımızın nasıl yaşamlarından olduklarını anlamak istemeyenlerin vahşet tanımlamaları oldukça gülünç, talihsiz açıklamalardır.

TÜRK ORDUSU ŞU ANA KADAR SINIRLARDAN İÇERİ GİRMEDİ

6.TC ordusu şu ana kadar Güney Kürdistan sınırlarından içeri girmemiştir. Gerillalarımız teyakkuz halinde olup olası bir saldırı karşısında hazır bir halde beklemektedir. Sınır ötesine yönelik herhangi bir operasyon olmadığı ortadayken bu yönlü haberlerin yayılması TC ordusunun aldığı yenilginin üstünün kara propagandayla kapatılması çabasıdır.

Şehit Çiçek devrimci operasyonu esnasında ve bu süreçte şehit düşen diğer yoldaşlarımızın cenazelerinin halkımızca ortaya çıkan kahramanlığa eş düzeyde karşılanacağına inanıyoruz. Yaşanan gelişmeler hakkında gerekli bilgilendirme ve açıklamaları yapmaya devam edeceğiz. Tüm halkımıza ve demokratik kamuoyuna duyurulur.”

ANF NEWS AGENCY

Van'da Can Kaybı 138'e Ulaştı

Van'da meydana gelen 7.2 şiddetindeki depremde Van merkez, Erciş İlçesi ve köylerde yaşamlarını yitirenlerin sayısının 138'e ulaşırken, 350 kişinin de enkaz altında kaldığı belirtildi.

Meydana gelen şiddetli depremin ardından Van ve Erciş'te kurtarma çalışmaları devam ediyor. Van merkezde yıkılan 10 binada kurtarma çalışmaları devam ederken, Maraş Caddesi üzerinde yıkılan binanın enkazından saat 23.40 sıralarında iki kişinin cenazesi çıkarıldı.

Merkeze bağlı Dibekdüzü Köyü'nde 7, Gülsümler Köyü'nde 2, Gedikbulak Köyü'nde 7, Adıgüzel Köyü'nde 1, Arısu Köyü'nde 1, Molakasım Köyü'nde 1, Alaköy Köyü'nde 10, Güveçli Köyü'nde 1, Yemlice Köyü'nde ise 2 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Ciddi zararın olduğu köylere Kızılay tarafından 5'er çadır gönderildi.

Yurttaşlar ise, valilik bahçesi, belediye parkları ve mahallelerdeki boş alanlarda yaktıkları ateşler ve getirdikleri battaniyelerle ısınmaya çalışıyor. Hava sıcaklığının sıfır derece gösterildiği kent merkezinde yurttaşlar geceyi dışarıda geçirecek. Kentin büyük bölümüne elektrik verilmiyor. Neredeyse her sokakta ateş yakıldığı için, kentin üzerini duman kaplamış durumda.

Kentte hava sıcaklığı giderek düşerken, meteorolojinin verdiği bilgilere göre, Van ve çevresinde Salı günü yağmur Çarşamba günü ise kar yağışı bekleniyor.

Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesine kurulan 10 çadırda yaralıların tedavileri devam ediyor. Kentteki hastanelerde yer olmadığı için yaralılar ambulanslarla çevre illere sevk ediliyor.

ERCİŞ'TE KURTARMA ÇALIŞMASI HALA BAŞLATILMADI

Depremin etkisinin en fazla görüldüğü Erciş İlçesi'nde ise 80'e yakın binanın yıkıldığı belirtildi. Kurtarma çalışmalarının devam ettiği ilçede, hala birçok binanın enkazında kurtarma çalışmalarının başlamadığı belirtiliyor. Kurtarma ekipleri yetersiz kaldığı için ilkel yöntemlerle kurtarma çalışmaları yürütülüyor.

Kurtarma çalışmalarının devam ettiği Van Yolu üzerindeki Bayramoğlu Apartmanı'nın enkazından 10 saat sonra 17 yaşındaki Zeynep Karataş sağ olarak kurtarılarak, hastaneye kaldırıldı.

Van-Erciş Karayolu'nda meydana gelen çökmeler nedeniyle yaralılar helikopterle çevre illere sevk ediliyor. Elektriğin verilmediği ilçede, su ve ekmek sıkıntısı yaşanıyor.

İlçede bütün evler boşaltılırken, yurttaşlar sokaklarda yaktıkları ateşlerle ısınmaya çalışıyor. Kızılay'ın ise çadır kent kuracağı bildirildi.

Toplam 38 ilden Van'a yardım gönderildiği bildirildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada Van merkezde 93, Erciş'te 43 kişinin hayatını kaybettiğini, 366 kişinin de yaralandığını bildirdi.

ANF NEWS AGENCY