28 Mayıs 2012 Pazartesi

Katliam Bir Devlet Geleneğidir...

Amed Dicle
 
 
Tarih 11 Haziran 1990...

Yer Şırnak’ın Çevrimli köyü…

Bağında bahçesinde zaman geçiren bu dağ köyüne Türk Ordusu bir operasyon düzenledi.

Köylüler bir yamaçta toplatıldı, iştima yapıldı, hakaret ve tehdit edildi, kadınlar taciz edildi..

Çocuklar korkudan annelerinin dizlerine yapışmış vahşeti izliyorlardı…

Ve yamaçta toplatılmış köy sakinleri üzerine ateş açıldı. 12’si çocuk, 7’si kadın toplam 27 köylü orada öldürüldü.

Çoğunun soyadı Beştaş’tı.

İsimleri İnsan Hakları Derneği raporlarına kaydedildi.

Katliamdan bir gün sonra devletinin sadık medyası katliamın PKK tarafından yapıldığına dair propaganda yapmaya başladı.

Civardaki köyler mesajı almışlardı. Hemen korucu oldular..

Sonra...

1996 yılının Ocak ayında koruculaşan bu köylülerin 11’i Güçlükonak yolu üzerinden öldürülüp minibüsleriyle yakıldı.
İnsan Hakları savunucuları olayı yerinden inceledi “devlet katliamı” diye haykırdı ama kimse duymak istemedi.

Yıllar sonra Kıdemlı Yüzbaşı Özcan Tozlu katliamların devlet tarafından yapıldığını itiraf etti..
Devlet eski insan hakları bakanı Adnan Ekmen katliamları araştırdığını ve devlet tarafından yapıldığını tanıklık yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Kimse duymadı…

Çevrimli’de 12 çocuk, 7 kadın toplam 27 insan öldürüldüğünde Abdulkadir Aksu içişleri bakanıydı.

Katliamdan 12 yıl sonra AKP kurucuları arasında yer aldı. Sonra yine İçişleri Bakanı oldu. Şimdi ise tecrübelerini paylaşmak üzere AKP Genel Başkan Yardımcılığı’nı yapıyor...

***

Tarih 19 Aralık 1991...

Abdulkadir Aksu’nun İçişleri Bakanlığından ayrılmasından 6 ay sonra...

Muş-Kulp arasında bulunan Serê Spî dağlarında bir gerilla kampına operasyon düzenlendi.

Gerillaların kış kampına düzenlenen operasyon bir ihbar üzerine yapılmıştı, hava soğuktu ve yerde bir metre kar vardı.

Bir grup gerilla çatışmada yaşamını yitirdi.

3 gerillanın cenazesi Kulp’a getirilecekti.

Diyarbakır ve çevresindeki merkezlerden binlerce insan Kulp’a akın etti.

3. günün sonunda ilçe merkezine 2 km yakınlıktaki Sarım çayı üzerindeki köprüde bekleyen binlerce insana ateş açıldı.

Cenazeleri almaya giden 7 sivil orada can verdi.

Onlarcası yaralandı.

Henüz 12-13 yaşındaki çocuklardık...

Köprünün üzerinde insanlara nasıl kurşun sıkıldığına tanık olduk...

Ve gözaltına alınan kadınlara binlerce insanın gözleri önünde yapılan tacizlere...

Katliam emri OHAL Valiliği’nden gelmişti.

Vali Necati Çetinkaya’ydı.

Katliamdan 11 yıl sonra AKP kurucular kurulu arasında yer aldı.

Halen AKP milletvekili.


***

Ayşe Üğür 7 çocuk annesiydi. Takriben iki ay sonra 8. Çocuğu olacaktı.

Eşi Nasır Üğür’la Muş’ın Vartinis beldesinde yaşıyorlardı.

1993 yılının 3 Ekiminde sabaha doğru saat 03.00’da evleri özel tim ve askerlerce basıldı.

Ev alt üst edildi. Eşyalar darmadağın edildi. Aynı uygulama komşularında da oluyordu.

Belde’de terör estiren devlet güçleri evlerden çıkardıkları insanları bir sokakta topladı.

Sadece Ayşe-Nasır Üğür ve 7 çocukları evlerinin içinde kilitlendirildi.

Ev ateşe verildi.

Feryatları yeri ve göğü inletiyordu.

7 aylık hamile Ayşe Üğür, eşi Nasır Uğur ve 7 çocuğu diri diri yakılıp can verdiler.


Bu katliamdan tam 8 gün sonra yine Muş’ın Zengok köyü...

80 yaşındaki Sıddık Toktaş ve üniversite öğrencisi kızı göç etmek üzere Muş’tan kiraladıkları bir kamyona eşyalarını taşıyorlardı.

Köye baskın düzenleyen asker ve özel timler eşyaları eve yerleştirdi.

Sıddık Toptaş’ı, kızını ve kamyon şoförünü zincire bağlayarak evin içine götürdüler.

Orada infaz ettiler ve köylülerin gözleri önünde evi cesetlerle ateşe verdiler.

Sıddık Toktaş’ın cesedi saatinden, kızının cesedi kolundaki bilezikten kamyon şoförünün cesedi ise anahtarından tanındı.

Toktaş ailesi Sırrı Sakık’ın akrabalarıydı.

Sırrı Sakık ise 3 Ekimde yakılan Ayşe-Nasır Üğür ve 7 çocuğunun hikayesini katliamdan 2 gün sonra basına ve kamuoyuna deşifre eden DEP milletvekiliydi…

Dönemin Muş Valisi ise başka yerlere tayin edildi... AKP iktidara gelince İçişleri Bakanlığı müsteşarlığıyla terfi edildi.
***

Ve bu katliamlardan sonra devam eden nice katliamlar...

Enes, Uğur, Ceylan’dan taa Roboski’ye kadar...

Katliam bir devlet geleneğidir...

Bu geleneği bugün devam ettiren ise AKP’dir.


ANF NEWS AGENCY