Takvim yaprakları yeni bir yıla girdiğimizi yazsa da aslında geçen
yıllar ve zamanları aşan bir yenilikten bahsetmek mümkün değil. Bu ülke
aynı teraneyi söyleyip durmaktadır. Acaba bu ülkede neler değişti, neler
yenilendi demekten kendimi alamıyorum. Yeni yıla katliamla girdik.
Yaslı bir yürekle özünde biz Kürtler için çokta yeni olamayan yeni yıla
girdik. Bizim payımıza düşen koca bir katliam oldu. Bir ülke için
korkunçlukla tanımlanabilecek bir gerçekliğin mağduruyuz. T.C
devletinin siyasal gündemi iktidar oyunları ve yalanları etrafında
dönmeye devam ediyor. Bugünlerde Başbuğ’un tutukluluk hikâyesi etrafında
gelişen tartışmalarda gerçekler yeniden ters yüz edildi. Toplumda
yasaların dışına çıkanların yargısız kalmayacağı algısı geliştirilmek
isteniyor. Maalesef bu işin vitrin kısmıdır. Her konuda toplumu
kandırmayı marifet bilen iktidar partilerinin akıl almaz
şarlatanlıklarından bağımsız kim ne dersin sorun bu değil. Küresel
güçlerin taşeronu AKP, bağımlısı olduğu güçlerin emirlerini eksiksiz
uygulamak istiyor. Maalesef özel savaşın sersemletici darbeleri altında
düşünemez hale getirilen Türkiye toplumu oynanan oyunu göremeyecek
kadar acizleşmiştir. Mademki hukuk yerini bulacak, mademki amaç
suçluların hak ettikleri cezaları bulmaksa neden eli kanlı paşalar, suç
örgütleri, ölüm fermanları veren bir dönemin vezirleri için yargı yolu
açılmıyor. Yok, efendim mesele bu değil. Amaç gün gibi ortada dururken
AKP’nin estirdiği yalan rüzgârlarına inanmakla kendimize karşı öz
saygımızı yitirmenin gereği yoktur. Savaş suçlusu AKP kendi iktidarının
çirkinlikleri ve zulmünün yarattığı nefret dalgasını örtbas etmek için
Roboski katliamının hemen ardından sözde davalarla eski Türk
Genelkurmayı İlker Başbuğ hakkında tutuklama kararı aldı. Bir iktidar
ancak bu kadar kötü olabilir. Tüm iktidarlar kişiliksizdir. Ama Türkiye
devlet tarihinde gelmiş geçmiş en kişiliksiz en omurgasız iktidar APK
iktidarıdır. En işbirlikçi, en rezil, efendilerine kul köle olan
iktidardır AKP iktidarı. Küresel güçlerin halkların başına getirmek
istedikleri her oyunun pratikçisidir. Paşaları yargılayacakmış, kendin
suçluyken kimleri yargılayabilirsin. Paşalar kanunları delmiş peki ya
sen ne yapmışsın? Senin yaptığını Finoşeler, Hitler, Mübarekler
yapmamış. Paşaların dün gizli yaptığını bugün sen açıktan alenen
yapıyorsun. Sen ki suçsuz insanlara ölüm yağdırıyorsun. Sen barış
sözünü ağzına alan tüm barışseverleri zindana attın. Sen bu halkın
binlerce yıldır taktığı puşiyi taktığı için bir genç kıza yirmi iki yıl
hüküm veriyorsun. Sen bugün demokrasi barış, eşitlik isteyen tüm
insanlara Azrail olmak istiyorsun. Sen ülkeyi küresel güçlere
kullandırtan en günahkâr iktidarsın. Kendi vatandaşına bomba, kimyasal,
kurşun yağdıran biricik iktidarlardan birisin. Senin icraatlarını
saymakla bitiremeyeceğimi biliyorum. Çünkü sen tüm kötülüklerin döl
yatağı olmayı becerdin. Tüm milliyetçiliklerin babası, cinsiyetçiliğin
hamisi, militarizmin kralı, yalan ve sahtekârlık rekortmeni bir
iktidarsın. Kim inanır senin yargı yalanına. Ülkeyi hukuksuzluktan
kurtaracakmış. Bu ülke için varlığının en büyük hukuksuzluk kaynağı
olduğunu bilmeyen mi kaldı. Aslında şöyle demek daha doğru olur; Başbuğ
ikamet ettiği yerde yalnızdır. Onu zihindaşlarından ayrı koymak yanlış.
O yüzden tüm savaş suçlusu paşa ve siyasetçileri yan yana koyarak bu
ülkeyi geçmişi ile yüzleşme yoluna koyabiliriz. Hakikaten bu güzel
ülkeyi özel savaş ekiplerinden arındırmak istiyorlarsa o zaman adresleri
belli olan tüm eli, dili, yüreği kirli şahısları bir araya toplamak
gerekir. AKP bunca suçsuz mazlum Kürt insanını cezaevlerine
dolduracağına kendi kirli iktidarıyla yüzleşmeyi denemelidir. Ama tabii
ki AKP’nin derdi bu değil. Kendi ülkesinin günden güne kaosa sürükleyen
bundan çıkar uman küresel güçlerin ekmeğindeki yağdır AKP… Küresel
hegemonlar her ülkeye nasıl müdahale edeceğini çok iyi biliyor. Bugün
durmadan T.C devletine müdahale ediliyor ama maalesef başını kuma gümmüş
Türkiye toplumu bu gerçeği görmek istemiyor. AKP küresel sistemin
Türkiye devletine müdahalesidir. AKP küresel sistemin elindeki maşadır.
Bu sistem ki Kürt-Türk savaşını yaratmak için elinden geleni ardına
koymuyor. Bu noktada AKP her an halklarımızın bağrına düşen bir ateş
topu rolünü görüyor. Varlık nedeni budur. Sistem AKP’nin Türkiye de
yaratacağı kaos temelinde iktidarda kalmasına icazet veriyor. Efendisi
konumundaki zalimlerin katliam direktiflerini uygulamakla yükümlüdür. O
yüzden bile bile Roboski’ye ölüm bombaları yağdırıldı.
Ama bu
devran böyle sürmez. Dün hamilerinden icazet alan H. Mübarekler misali
deccal Erdoğan’ın kaderi de halkların nazarına çok geçmeden hak ettiği
cezayı bulacaktır. R. T. Erdoğan’a şunu hatırlatmak gerekir. Sonu belli
olan bir oyun oynuyorsun. Senden önce de bu rolü eksiksiz oynayanlarda
oldu. Hiç birisine bir fayda sunmayan bu tiyatronun son perdesine
bakıversen fena olmaz.
Şilan Rojinda
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder