Geçen Cumartesi Frankfurt’ta gazetemiz Yeni Özgür Politika’nın 6’ıncı
Kuruluş yıldönümü etkinliği yapıldı. Çok sayıda sanatçı, yazar, aydın ve
politikacının renk kattığı etkinliğe BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş
da katıldı.
Anlamlı bu günümüzde yanımızda olan Sayın Demirtaş, etkinlik çerçevesinde düzenlenen panelde ve sonrasında yaptığı konuşmalarda oldukça önemli mesajlar verdi.
AKP’ye verilen sürenin yakında sona ereceğini, hükümetin bunun yarattığı panikle çılgınlık dahi herşeyi yapabileceğini ama, buna rağmen sonuç elde edemeyeceğini belirtti.
Roboskî katliamının, peryodik tutuklamaların ve Roj Tv’nin kapatılmasının altında AKP’nin Kürtlerin kolunu kanadını kırmak ve onları bu hayati süreçte güçsüz bırakmak hesabının yattığına dikkat çekti ve bütün hesapların boşa çıkarıldığının altını çizdi.
Çözüm umudunsa çok güçlü olduğunu söyledi.
Direniş sayesinde hükümetin somut bir sonuç elde edemediğini, dolayısıyla yakın erimde, özellikle de Nisan ayında yeniden müzakere masasına dönebileceğini ifade etti.
BDP Eşbaşkanı Frankfurt’ta, Köln’de ve Brüksel’de aynı mesajı verdi; „dik durduk, duracak ve bu sayede kazanacağız“ dedi.
Haftasonu Frankfurt’tan Brüksel’e eşlik ettiğim Demirtaş, kendinden emindi ve morali de oldukça yüksekti.
Yeni dengelerin inşa edildiği Ortadoğu’da Kürt halkının da kendi kaderini tayin edeceğini, başka bir gücün Kürtlere kader çizemeyeceğini söylemesiyse bence çok önemliydi.
Kürdistan kavramını son zamanlarda sıklıkla kullanmasının tesadüfle izah edilemeyeceğini belirtmesi de ayrıca dikkate değerdi.
Türkiye’de
Demokratik Özerklik talebinde ısrar edeceklerini ancak, Irak’ta
bağımsız bir Kürt devleti gündeme gelirse destek vereceklerini ilan
etmesi ve kendi kaderini tayin hakkına özel bir önem atfetmesi de bir o
kadar dikkat çekiciydi.
Demirtaş, Kürt halkının meşru taleplerine yer vermeyen bir anayasaya evet demeyeceklerinin altını da kalın çizgilerle çizdi. İlk üç maddenin aynı kalması halinde yeni anayasanın anlamsız olacağını söyledi.
Ayrıca ‘tekçi ulus devlet’ modeli değişmeden Kürt sorununun çözelmeyeceğini ifade etti ki bunu da bu kadar açık ve net bir biçimde ilk defa ifade etti.
Bütün açıklığıyla, „sorunu milli devlet üretti, o çözemez“ dedi ve yeni bir paragdigmaya ihtiyaç olduğunu belirtti.
Kurdi ve Kürdistanî ağırlıklı yeni bir söylemle ortaya çıkan BDP Eşbaşkanı, ‘erken’ bulduğu ve tartışılmasının ‘zarar verdiğini’ söylediği Meclis’ten çekilme meselesi içinse sabırlı olunmasını istedi.
Ayrıca yoksullukla ve kadına yönelik şiddetle yeterince mücadele edilmediğini kabul ederek, özeleştiri de verdi. Van’da yaşanan deprem felaketi karşısında yetersiz kaldıklarını da samimiyetle dile getirdi.
PKK lideri Öcalan’a uygulanan tecrit konusunda ise artık İmralı sisteminin sonlandırılması ve Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması gerektiğini belirtti.
Roj Tv içinse‚ „Roj Tv bizim sesimiz ama, biz de Roj Tv’nin sesiyiz; hepimiz Roj Tv’yiz“ dedikten sonra, Kürt halkının sesinin kesilmesinin mümkün olamayacağını, özgür basın geleneğinin yoluna devam edeceğine inandığını da sözlerine ekledi.
BDP’nin „kollektif Kürt iradesinin“ önemli bir parçası olduğunun altını çizerek İran, Suriye ve Irak Kürtleri’yle yakın ilişkiler geliştirmeye devam edeceklerini de belirtti.
Toparlayacak olursam; BDP Eşbaşkanı Demirtaş’a göre, AKP’ye Kürt hareketini hırpalaması için iç ve dış dinamiklerce belli bir süre verilmiştir ve artık bu sürenin de sonuna gelinmiştir.
Önümüzdeki aylar bu nedenle oldukça kritik geçecektir. AKP geride kalan 6 aylık sürede somut sonuç elde edemediği ve baskı ters teptiği için yeniden müzakere masasına dönülmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
Dolayısıyla baharla birlikte hem Kürt sorununun Kürt ve Kürdistan’i temelde çözümü hem de PKK lideri Öcalan’ın özgürlüğü gündeme gelecektir.
Bunlar Kürt siyasetinin olmazsa olmazları, onun deyimiyle „kırmızı çizgileridir“.
Baharda bizi sürprizlerin beklediğini söylemek sanırım yanlış olmayacaktır.
Zira yalnızca Demirtaş’ın ve BDP’nin değil, Murat Karayılan ve KCK’nin de yaptığı açıklamalar buna işaret etmektedir.
Dün Fırat Haber Ajansı’na bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, KCK’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı toplantıda yeni önemli kararlar aldığını söylüyor ve bunların yakında kamuoyuna açıklanacağı bilgisini veriyor.
Şubat ayında yeni bir sürecin startının verileceğini belirten Karayılan, „Kürt halkı artık özgür olmak, önderliğiyle birlikte özgür yaşamak istiyor“ diyor.
Bu amaçla yurt içi ve dışında yaygın bir toplumsal mücadelenin başlatılacağı mesajını veriyor.
Demirtaş ve Karayılan’ın açıklamaları bir aşamanın daha geçildiğini ve sıranın kalıcı çözüm hamlesine geldiğine işaret ediyor. Sanırım ve yanılmıyorsam yakıcı bir bahar bizi bekliyor.
GÜNAY ASLAN
gunayaslan@hotmail.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder