7 Ekim 2011 Cuma

Nasıl Bir Vahşet Bu!


Nasıl bir vahşet bu? Siz hangi zihniyetin ürünüsünüz?

Bizler fotoğrafı gördüğümüzde içimiz sancılanırken siz bu vahşeti uyguladınız. Hiç mi vicdanınız kalmamış? Müslümanız diye televizyonlarda naralar atarken bir yandan katliam emirleri veriyorsunuz. Bu mudur din? Daha kaç işkence edilmiş cenazeyle yüz yüze kalacağız? Daha kaç insanımız sokaklarda kurşunlanacak? Daha kaç çocuk için ağıtlar yakacağız? Yüreklerimizi yangın yerine çevirdiniz! Peki bu ateşin dönüp dolaşıp kimi yakacağını biliyor musunuz? Bunun korkusu mu sizi bu denli insanlıktan çıkarıyor?

Tarih boyunca böyle manzaralarla karşılaştık. Marduk kirli iktidarı için tehlike oluşturan Tiamat’ın bedenini parçaladı, Romalı General Pompeius Spartaküs’ün yoldaşı olan 6000 kişiyi ibret olsun diye yol kenarında çarmıha gerdirdi, Hypatia özgür bir kadın olma yolunda ilerlediği için erkek zihniyeti tarafından taşlanarak, derisi yüzülerek öldürüldü, Şex Said, isyanın ardından Diyarbakır Meydanı’nda idam edildi. Kürdistan’da her gün tertemiz halk gerçekliği darağaçlarında idam ediliyor. Bu da yetmemiş gibi cenazelere dahi işkence ediliyor. Bu nasıl bir kindir? Bu nasıl bir nefrettir? Daha ne kadar devam edeceksiniz böyle katliamlara?

“Ne Mutlu Türküm Diyene” yazılmadık tek karış alan bırakmadınız. “Mutlu Türk” mü bıraktınız? Hayal kurabilen bir insan bile kalmadı bu ülkede. Susadıkça kan aradınız geceleri cehenneme çeviren vampirler gibi. Bayrakların asılmadığı tek bir nokta kalmadı. İnsanlara bunları göstere göstere işkence ettiniz. Şimdi nasıl beklersiniz insanların bunları sevmesini? Nefret yüklediniz sadece bu topraklara. Kin yüklediniz ve bunların altında boğulan da yine sizler olacaksınız... Fotoğraf karesinde Atatürk büstünün altında işkence edilmiş gerilla cesetleri... Bu mu sizin Atatürk’e olan saygınız? Bu mu sizin Ortadoğu’ya öncülük etme pozisyonunuz? Hangi psikoloji insana bunu yaptırabilir? Hangi üst düzey bir korku insanı bu denli vahşileştirebilir? Açık bir cevabı var bu sorunun. Özgürlük korkusu. Doğal toplumun ahlaki politik değerlerinden uzaklaşıldığından bu yana egemenlerin en büyük korkusu. Özgürlüğe dair olan her olgu lağvedildi bugüne dek. Bugünden sonra da devam edecek sanıyorsunuz.

Böyle olmayacak! Kazanamayacaksınız!

Bu güzel insanlar toprağa birer tohum gibi düştüler. Bedenleriyle besleyecekler özgür yarınları. Umutları serpiştirecekler doğaya ve insana dair kalanlara. Anlamı bulacak insanlık yeniden, güzelleşecek toplum, güzelleşecek birey. Sizse kendi kirinizin içinde çırpınacaksınız yaşamınız boyunca. Hiçbir zaman güzel bir yaşamın varlığından dahi haberiniz olmayacak ve salyalarınızı akıtarak saldırmaya devam edeceksiniz güzel insanlara. Kan dökeceksiniz, işkence edeceksiniz, cezaevine atacaksınız ama şunu unutmayın ki korkunun ecele faydası yoktur, zihniyetinizin eceli yakındır...

Hiç yorum yok: