7 Ekim 2011 Cuma

KCK Toplumsal Eylemlere Çağırdı

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkmasıyla sonuçlanan 9 Ekim 1998 komplosunun yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, “Gelinen aşamada artık sadece 9 Ekim Uluslararası Komplosu’nun protestosu yetmemektedir” diyerek, “sonuç alacak toplumsal eylemlere” çağırdı. KCK ayrıca AKP’nin “topyekun taarruzuna karşı her yerde ve her zeminde topyekun direnişle cevap verme” çağrısında bulundu.

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, 9 Ekim komplosunun yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada Gemlik Yürüyüşü’nün önemli mesaj verebilecek bir demokratik-toplumsal eylem olduğunu belirtirken, “Serhildan hareketini niteliksel bir sıçrama ile yükseltmeye çağırıyoruz” dedi.

KCK’nin açıklaması şöyle:

KOMPLOYU YENİLGİYE UĞRATACAĞIZ

Kürdistan halkı Mezopotamya’nın en eski halklarından birisi olmasına rağmen, yaşam hakkı tanınmayan, yok edilme sürecine tabii tutulan bir halk durumundadır. Çağımızda hala anadil hakkı bile tanınmayan, bütün insani haklarından mahrum bırakılan Kürdistan halkının özgürlük mücadelesine karşı, uluslararası kapitalist modernitenin ve bölge gericiliğinin ortaklaşa geliştirdiği Uluslararası Komplo’nun start günü olan 9 Ekim 1998’in 12. yıldönümünde Uluslararası Komplocu güçleri şiddetle kınıyoruz. Hiç bir hukuk anlayışına sığmayan bu korsanca komployla Kürdistan halkının özgürlük umutlarını ve geleceğini karartmak isteyen komplocu güçlere karşı “Güneşimizi Karartamazsınız!” şiarıyla Önder Apo etrafında kenetlenen ve bedenlerini ateşe vererek komplocu güçlere gereken cevabı veren 90’a yakın kahraman şehidimizi anıyor, onların anısını Uluslararası Komployu yenilgiye uğratarak yaşatacağımız sözünü bir kez daha veriyoruz.

1999’DA YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI

Dili, kültürü, kimliği ve varlığı reddedilen, tamamen statüsüz-köle bir halk konumunda tutulan Kürdistan halkına karşı Önder Apo şahsında gerçekleştirilen Uluslararası Komplo saldırısı özgürlük hareketinin tasfiye edilmesi ve halkımızın bir daha dirilmemecesine ezilerek köle bir statüye tabii tutulmasını hedefleyen bir saldırıdır. Bu büyük saldırı dalgasını Önder Apo’nun dahiyane bir biçimde paradigmasal değişimle cevap vererek boşa çıkarması ve yurtsever Kürdistan halkının Önder Apo etrafında kenetlenerek büyük bir azim ve kararlılıkla destanlar yaratan bir direnişi geliştirmesi Uluslararası Komployu sonuçsuz bırakmıştır. ABD’nin öncülüğündeki Uluslararası Komplo, Kürdistan tarihine kara bir gün olarak geçen 15 Şubat 1999’da Önder Apo’yu esir alıp Türkiye’ye teslim etmesiyle birlikte Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nde yeni bir dönem başlamıştır.

GEÇEN 12 YIL İÇİN PKK KAT BE KAT GÜÇLENDİ

Özgürlük Hareketi’ne karşı içten bir ihanet şebekesi, dıştan Uluslararası Komplocu güçler tarafından geliştirilen kuşatma ve tasfiye sürecine karşı Güneşimizi Karatamazsınız eylemcilerinin takipçileri, yaşanan kimi yetersizliklere rağmen, Şanlı 1 Haziran 2004 Hamlesi’yle bu direnişi bir üst düzeye çıkartmıştır. Yiğit Kürdistan gençliği, özgürlükçü Kürdistan kadını ve tüm yurtsever halkımız 12 yıl boyunca bitmez tükenmez bir çaba ve yüksek bir fedakarlıkla yürüttüğü mücadele temelinde Uluslararası Komplo’yu geriletmiş, Önder Apo çizgisinde Kürt halkını yenilmez bir irade haline getirmiştir.

Komplo ardından geçen 12 yıl içerisinde, PKK hareketi, kat be kat güçlenmiş, KCK olarak bir sistem haline gelmiş, bütün engellere rağmen her alanda yürüttüğü kapsamlı mücadelesiyle herkesi yeniden düşünmeye zorlayan bir gelişmenin sahibi olmayı başarmıştır. Önder Apo’nun Cinsiyet Özgürlükçü Demokratik-Ekolojik Toplum Paradigması, doğru mücadele çizgisi, İmralı’daki anlamlı-ilkeli direniş, yurtsever halkımızın büyük bir kahramanlıkla serhildan meydanlarında yüzlerce şehit vermesi, büyük komutan Adil ve Nudaların öncülüğünde gelişen gerillanın kahramanlık direnişi ve sınırlı da olsa kardeşlikten yana olan dostlarımızın dayanışması temelinde büyük bir devrimsel hareketin yaratılması gerçekleşmiştir. Uluslararası Komplo karşısında Kürt halkının direnişi en büyük ve yenilmez gücün büyük maddi imkanlar, ordu, tank ve top değil, doğru yol ve haklılık olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Dev güçlerin kuşatmasını ve saldırılarını sonuçsuz bırakma, onların desteğinde gelişen iç ihanet operasyonlarını boşa çıkarma ile bütün zor koşullara rağmen kendinde büyük bir değişim yaratarak Kürt toplumunu yeniden şekillendiren Apocu hareketin yaşadığı bu 12 yıllık destansı süreç herkes için büyük tecrübe ve derslerle dolu bir süreçtir.

TC DEVLETİ YENİDEN ŞİDDETİ GÜNDEME KOYDU

Sadece Kürdistan’ın değil, kapitalist modernitenin yeryüzünde yarattığı ağır sorunlara ve Ortadoğu bölgesinin yaşadığı çelişkiler yumağına cevap olacak alternatif bir perspektifle bu düzeye gelmiş olan yeni PKK ve onun düşünce sistemi temelinde gelişen KCK sistemi, tüm bölgenin umudu olabilecek bir çizgisel güce sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Bütün haksızlıklara, namertliklere, gayri insani uygulamalara karşı hak ve adalet davasını yüksek bir kararlılık ve fedakarlıkla yürüten büyük özgürlük yürüyüşü, bugün Kürt sorununu çözüm sürecine taşımıştır. Barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözüm için tüm koşullar uygun olmasına, sömürgeciliğin uyguladığı şiddet eksenli inkar ve imha politikalarının sonuçsuz bırakılmasına rağmen, AKP’nin öncülüğündeki TC devleti sömürgeci amaçlarından vazgeçmemekte ısrar etmekte ve yeniden şiddeti gündeme koymuş bulunmaktadır.

İMRALI UYGULAMALARI TÜM TAHAMMÜL SINIRLARINI AŞTI

Uluslararası Komplo’nun 12. yıldönümünü yaşadığımız bugünlerde, geliştirilen komplo ve şiddete dayalı tasfiye çabaları sonuçsuz bırakılmasına rağmen, AKP devleti, Uluslararası Komplo’nun sürdürülmesinden vazgeçmemektedir. Komplo’nun amacı olan tasfiye ve yok etmeyi şimdi AKP, Özgürlük Hareketi’ni minimize etme amacıyla oluşturduğu yeni uluslararası destekli konseptle sürdürmek istemektedir. Sömürgeci AKP iktidarı Uluslararası Komplo sürecinde Kürt halkına karşı büyük bir haksızlık yapmış olan Demokrat Parti’nin iktidarındaki ABD’nin, yine aynı partinin iktidarda olduğu ABD’nin bu dönemde de yeni imha konseptine tüm gücüyle katılması için her türlü çabayı sergilemektedir. Barışçıl-demokratik çözümden kaçan AKP iktidarı, tüm insani, ahlaki ve hukuk ilkelerini ayaklar altına alma ile Önder Apo’ya karşı İmralı Sistemi’nin ağır tecridini geliştirerek, Kürdistan halkına karşı savaşın startını vermiştir.

Kürt halkının sabrını zorlayan İmralı’daki uygulamayla birlikte, Kürt siyasetine karşı geliştirdiği siyasal soykırım politikasıyla tüm tahammül sınırlarını aşan bir düzeye getirerek topyekun taarruz sürecini başlatmıştır. Türkiye’yi bir piyon durumuna getirme karşılığında ABD’den aldığı istihbarat ve teknikle Kürdistan dağlarını sürekli bombalayan, gerillayı imha etmek için kimyasal silah kullanmaktan çekinmeyen AKP iktidarının, bugün Kürt halkına, Kürt siyasetine ve Kürt Halk Önderliği’ne karşı geliştirdiği saldırıların amacı tasfiye etme, sindirme, teslim alma temelinde iğrenç sömürgeci politikalarını hayata geçirmektir. Topyekun bir taarruzla Kürt toplumunu iradesizleştirip bastırarak sömürgeci ilkelere dayanan Kürtsüz bir anayasayı kabul ettirmeyi hedeflemektedir. Bunun için kan dökmeyi ve işkence ile şantaj yöntemlerini temel bir yol olarak seçmiş bulunmaktadır.

BOYUN EĞMEYECEĞİMİZİ HERKESE GÖSTERMEK VAZGEÇİLMEZ BİR GÖREVDİR

Tüm yurtsever Kürdistan halkı, değerli Kürdistan gençliği, Kürdistan kadını, Kürdistan’daki tüm demokratik-kurum ve kuruluşlar, bütün yurtsever çevreler ve örgütler; AKP iktidarının topyekun bir saldırıyla geliştirdiği faşist uygulamalarına karşı çıkarak, Kürt halkının iradesine ve özgür geleceğine sahip çıkma göreviyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bunun için büyük bir birlik ve mücadele ruhuyla her alanda direnişi örgütlemek, halk olarak toplumsal direnişi sokaklara dökmek, AKP’nin bu zulüm ve vahşetine boyun eğmeyeceğimizi herkese göstermek vazgeçilmez bir görev haline gelmiştir.

KÜRDİSTAN’DAKİ ZULÜM REJİMİ YIKILMADAN ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ MÜMKÜN DEĞİL

Halkların kardeşliğinden, özgür birliğinden, barış ve demokrasiden yana olan Türkiye’deki tüm demokratik çevrelerin, sol-sosyalist güçlerin ve haktan yana olan bütün insanların AKP’nin bu faşizan zulmüne karşı sesini yükselterek halkların kardeşliğinden yana tutum koyması temel bir demokrasi görevi haline gelmiştir. Kürdistan’daki zulüm rejimi sona erdirilmeden, özgürlük ve demokrasinin Türkiye için mümkün olmayacağını görerek ortak mücadele platformlarını örgütlemek, bir çatı altında birleşmek temel bir görev durumundadır. Bu temelde omuz omuza mücadeleyi yükseltme gününün geldiğini herkes görmeli ve buna göre sorumlu davranmalıdır. Ortak mücadelenin önemli sonuçlar yaratacağı bugünlerde tüm sorumlu kesimleri sorumluluklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.

ARTIK SADECE YÜRÜYÜŞ DEĞİL, TOPLUMSAL EYLEMLERLE YÜRÜMENİN ZAMANI GELDİ


Gelinen aşamada artık sadece 9 Ekim Uluslararası Komplosu’nun protestosu yetmemektedir. Bu komplonun yarattığı bütün sonuçları ortadan kaldıracak mücadelenin başarısı için yürümek gerekmektedir. Bu açıdan Kürt sorununun çözümü, Türkiye’nin demokratikleştirilmesi, Önder Apo’nun özgürleştirilmesi, artık somut hedefler haline gelmiş bulunmaktadır. Uluslararası Komplo’nun tümden yenilgiye uğratılması ve onun yarattığı kara günleri özgürlük günlerine dönüştürülmesinin yolu da buradan geçmektedir. Bunun için artık eskisi gibi protesto ve yürüyüşler değil, somut sonuç alacak toplumsal eylemliliklere yürümenin günü gelmiştir. Günlük olarak uygulamada olan bu tahammül edilemez haksızlıklara karşı Kürdistan halkının bulunduğu her yerde komployu protesto etme ve sonuçlarını ortadan kaldırma eylemlerini yükselterek sonuç almak için gerekli hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan kararlılıkla yürüyerek örgütlü gücünü ortaya koymasını bilmesi gereken dönem gelmiştir.

GEMLİK YÜRÜYÜŞÜ ÖNEMLİ MESAJ VEREBİLECEK BİR TOPLUMSAL EYLEMDİR

Bu açıdan Uluslararası Komplo’nun 12. yıldönümü gününde komplocuların İmralı’da uyguladığı insanlık dışı işkence sistemini protesto etmek, bu lanetli komployu protesto etmek, barış ve kardeşlik sesini yükseltmek, savaşa karşı durmak, demokratik çözümü istemek üzere Kürdistan’daki demokratik kurumların geliştirdiği Gemlik Yürüyüşü önemli mesaj verebilecek bir demokratik-toplumsal eylemdir. Tüm halkımızı ve dostlarımızı bu yürüyüşe katılarak Uluslararası Komplo’ya cevap vermeye, İmralı’daki işkence uygulamasına karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz.

Bütün yurtsever halkımız, Komplo’nun 13. yılını Komplo sonuçlarını ortadan kaldırma yılına dönüştürmek, Önder Apo’nun özgürlüğü, Demokratik Özerkliği ve Demokratik Cumhuriyeti gerçeğe dönüştürmek için AKP’nin topyekun taarruzuna karşı her yerde ve her zeminde topyekun direnişle cevap vermeye, Komplo’nun 13. yılını bir özgürlükler yılı haline getirmenin büyük ve tarihi yürüyüşüne katılmaya, serhildan hareketini niteliksel bir sıçrama ile yükseltmeye çağırıyoruz."

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: