TOKİ kıbleyi şaşırdı TOKİ Kîlîs’teki konutlara yaptığı
caminin kıblesini şaşırdı. Kilis TOKİ Konutları’ndaki bir ev sahibi,
TOKİ’nin yaptığı caminin kıblesinin yanlış olduğu yönündeki şüphesinin
TBMM Dilekçe Komisyonu’na iletti.
1990’lı
yıllarda binlerce köyü boşaltan MGK şimdi de kentlerdeki Kürtleri
göçertiyor. Mersin Akdeniz’de nüfusun yüzde 96’sını Kürtlerin
oluşturduğu 3 mahallenin boşaltılıp TOKİ konutlarının yapılmasının Milli
Güvenlik Kurulu’nda görüşüldüğü ve ardından Bakanlar Kurulu’nda karar
altına aldığı ortaya çıktı.
MGK’den tehcir kararı
1 990’lı yıllarda köylerinden sürgün edilerek Mersin’e yerleşen Kürtler bu kez de Mersin’de sürülmek isteniyor. 2008 yılında Mersin’in Kürtlerden arındırılması için Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) alınan karar AKP hükümeti tarafından TOKİ aracılığıyla uygulamaya konulmak isteniyor.
MGK’de alınan kararın ardından Kürtlerin yaşadığı Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerini boşaltmak için harekete geçen hükümet, Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca TOKİ eliyle bu mahallelerde istimlak çalışması başlattı. Bakanlar Kurulu kararıyla Mersin’deki Kürt mahallelerinin boşaltılmak istendiğini söyleyen Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, Mersin’de Kürtlerin ikinci bir göç ile karşı karşıya olduğunu kaydetti. Fazıl Türk, “Bu 2008 yılında alınan bir karardır. O dönemde, göç ile gelen insanların ‘ikinci bir göç’e tabi tutulduklarına dair bir çalışma olmuştu. Bizden önce, Akdeniz ilçesinde MGK’nin söz konusu Kürtlerin yaşadığı yerleri dağıtmak ile ilgili bir kararı vardı. Nasıl eskiden köyünden etmişlerse, şimdi de aynı kararı burada uygulamak istiyorlar” dedi.
Etnik arındırma çalışması
Kürtlerin Mersin’den sürülmesi kararının MGK tarafından verildiğini söyleyen BDP İl Eşbaşkanı Musa Kulu ise, AKP’nin fırsatı değerlendirip yeşil sermayeye alan açtığını belirterek, TOKİ’nin bu amaçla kullanıldığını söyledi. Kulu, kararın dayandırıldığı Kamulaştırma Kanunu’nun 27’inci maddenin Mersin’deki duruma uymadığını belirterek, şöyle konuştu: “Madde deprem, sel, afet ve savaş gibi anlarda yürürlüğe girer. Ancak Akdeniz ilçesinde sel, deprem ve savaş söz konusu değildir. Buna rağmen bu yasanın devreye konulması aslında ikinci bir göçe zorlamaktan başka bir şey değildir. Bu uygulama sadece siyasi değil, etnik arındırma uygulamasıdır. Orada oturanların listesi belli, orada oturanların yüzde 96.3’ü göç sebebi ile Mersin’e gelen Kürt insanıdır. Ve büyük kısmı BDP’ye oy veren insanlardır. Akdeniz Belediyesi BDP’nin seçilmiş belediyesidir. Belediyeyi BDP’den almak niyeti söz konusudur.”
Yüzde 93 TOKİ’ye karşı
Bakanlar Kurulu’nun kentteki yerel yönetimleri baypas ettiğini söyleyen Akdeniz Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Altuntaş ise TOKİ’nin belediye ve kamuoyundan habersiz Bakanlar Kurulu’ndan kamulaştırma yetkisini aldığını söyledi. Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerinin gecekondu önleme bölgesi ilan edildiğini hatırlatan Altıntaş, “Ancak bu mahalleler gecekondu mahalleleri değildi. Ayrıca Bakanlar Kurulu Kiremithane mahallesini bu projenin içine almamış. TOKİ kentleşme adına Çay mahallesinin tamamını yıkıp 13 katlı yüksek bloklar dikmek, diğer taraftan da ticari alana dönüştürmek, Özgürlük mahallesi sakinlerini de binalara sıkıştırmak istiyor” dedi. Kürtlerin yaşadığı 3 mahallenin de gecekondu olmadığını kaydeden Altıntaş, mahallelerin gecekondu önleme bölgesi olarak ilan edilmesinde usulsüzlük olduğunu söyledi. Akdeniz Belediyesi çok kısa bir süre önce bir anket çalışması yapmış ve sonuç olarak halkın yüzde 93’ünün TOKİ’ye karşı olduğu çıkmıştı. Ayrıca Bakanlar Kurulu’nun söz konusu kararına karşı Akdeniz Belediyesi ve yurttaşların idare mahkemelerine açmış olduğu iptal davaları sürüyor.
1 990’lı yıllarda köylerinden sürgün edilerek Mersin’e yerleşen Kürtler bu kez de Mersin’de sürülmek isteniyor. 2008 yılında Mersin’in Kürtlerden arındırılması için Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) alınan karar AKP hükümeti tarafından TOKİ aracılığıyla uygulamaya konulmak isteniyor.
MGK’de alınan kararın ardından Kürtlerin yaşadığı Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerini boşaltmak için harekete geçen hükümet, Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca TOKİ eliyle bu mahallelerde istimlak çalışması başlattı. Bakanlar Kurulu kararıyla Mersin’deki Kürt mahallelerinin boşaltılmak istendiğini söyleyen Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, Mersin’de Kürtlerin ikinci bir göç ile karşı karşıya olduğunu kaydetti. Fazıl Türk, “Bu 2008 yılında alınan bir karardır. O dönemde, göç ile gelen insanların ‘ikinci bir göç’e tabi tutulduklarına dair bir çalışma olmuştu. Bizden önce, Akdeniz ilçesinde MGK’nin söz konusu Kürtlerin yaşadığı yerleri dağıtmak ile ilgili bir kararı vardı. Nasıl eskiden köyünden etmişlerse, şimdi de aynı kararı burada uygulamak istiyorlar” dedi.
Etnik arındırma çalışması
Kürtlerin Mersin’den sürülmesi kararının MGK tarafından verildiğini söyleyen BDP İl Eşbaşkanı Musa Kulu ise, AKP’nin fırsatı değerlendirip yeşil sermayeye alan açtığını belirterek, TOKİ’nin bu amaçla kullanıldığını söyledi. Kulu, kararın dayandırıldığı Kamulaştırma Kanunu’nun 27’inci maddenin Mersin’deki duruma uymadığını belirterek, şöyle konuştu: “Madde deprem, sel, afet ve savaş gibi anlarda yürürlüğe girer. Ancak Akdeniz ilçesinde sel, deprem ve savaş söz konusu değildir. Buna rağmen bu yasanın devreye konulması aslında ikinci bir göçe zorlamaktan başka bir şey değildir. Bu uygulama sadece siyasi değil, etnik arındırma uygulamasıdır. Orada oturanların listesi belli, orada oturanların yüzde 96.3’ü göç sebebi ile Mersin’e gelen Kürt insanıdır. Ve büyük kısmı BDP’ye oy veren insanlardır. Akdeniz Belediyesi BDP’nin seçilmiş belediyesidir. Belediyeyi BDP’den almak niyeti söz konusudur.”
Yüzde 93 TOKİ’ye karşı
Bakanlar Kurulu’nun kentteki yerel yönetimleri baypas ettiğini söyleyen Akdeniz Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Altuntaş ise TOKİ’nin belediye ve kamuoyundan habersiz Bakanlar Kurulu’ndan kamulaştırma yetkisini aldığını söyledi. Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerinin gecekondu önleme bölgesi ilan edildiğini hatırlatan Altıntaş, “Ancak bu mahalleler gecekondu mahalleleri değildi. Ayrıca Bakanlar Kurulu Kiremithane mahallesini bu projenin içine almamış. TOKİ kentleşme adına Çay mahallesinin tamamını yıkıp 13 katlı yüksek bloklar dikmek, diğer taraftan da ticari alana dönüştürmek, Özgürlük mahallesi sakinlerini de binalara sıkıştırmak istiyor” dedi. Kürtlerin yaşadığı 3 mahallenin de gecekondu olmadığını kaydeden Altıntaş, mahallelerin gecekondu önleme bölgesi olarak ilan edilmesinde usulsüzlük olduğunu söyledi. Akdeniz Belediyesi çok kısa bir süre önce bir anket çalışması yapmış ve sonuç olarak halkın yüzde 93’ünün TOKİ’ye karşı olduğu çıkmıştı. Ayrıca Bakanlar Kurulu’nun söz konusu kararına karşı Akdeniz Belediyesi ve yurttaşların idare mahkemelerine açmış olduğu iptal davaları sürüyor.
TOKİ kıbleyi şaşırdı
TOKİ Kîlîs’teki konutlara yaptığı caminin kıblesini şaşırdı.
Kilis TOKİ Konutları’ndaki bir ev sahibi, TOKİ’nin yaptığı caminin kıblesinin yanlış olduğu yönündeki şüphesinin TBMM Dilekçe Komisyonu’na iletti. Meclis’ten istenen yardım üzerine komisyon, konuyla ilgili TOKİ Başkanlığı’ndan bilgi istedi. TOKİ’nin cevabı, yurttaşın şüphesinin haklı olduğunu gösterdi. TOKİ yapılan bu hatanın gerekçesini, “Çok yoğun çalışıyoruz. Yürütülen bu büyük projelerde bazen bu tür istenmeyen hatalar olabiliyor” diye açıkladı.
TOKİ Kîlîs’teki konutlara yaptığı caminin kıblesini şaşırdı.
Kilis TOKİ Konutları’ndaki bir ev sahibi, TOKİ’nin yaptığı caminin kıblesinin yanlış olduğu yönündeki şüphesinin TBMM Dilekçe Komisyonu’na iletti. Meclis’ten istenen yardım üzerine komisyon, konuyla ilgili TOKİ Başkanlığı’ndan bilgi istedi. TOKİ’nin cevabı, yurttaşın şüphesinin haklı olduğunu gösterdi. TOKİ yapılan bu hatanın gerekçesini, “Çok yoğun çalışıyoruz. Yürütülen bu büyük projelerde bazen bu tür istenmeyen hatalar olabiliyor” diye açıkladı.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı ile ilgili yazılı açıklama yaptı.
Soğancı, 17 Ağustos 2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanan 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na tüm ülke toprağını tapulu veya tapusuz istediği gibi kullanma yetkisi verdiğini belirterek, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki kanun tasarısı ile de yetkinin hangi araç ve yöntemlerle kullanılacağının düzenlendiğini vurguladı. Soğancı, tasarının yasalaşması durumunda hiçbir kayıt ve koşula bağlı kalmaksızın yerleşim yerleri, orman alanları, kıyılar, boğaziçi, meralar, kültür ve tabiat varlıkları, tarım arazileri ve zeytinlikler gibi özel koruma altında olan alanların özel mevzuattaki kısıtlamalara bağlı olmaksızın rezerv yapı alanları, riskli alanlar ve riskli yapı statüsüne alınıp, tasfiye, dönüştürme, yeniden yerleştirme ve yıkım işlemlerine tabi tutulabileceği uyarısında bulundu. Soğancı, uygulamada gerek bireyin, bölge halkının ve gerekse kamu yararını koruma altına alan yasa hükümlerinin devre dışı bırakıldığını ve idarenin denetim yolarından olan yargısal denetim yolunun kapandığını ifade etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder