2 Şubat 2012 Perşembe

Cevap Ver Sultan !!!

AKP Genel Başkanı Erdoğan, Roboskî Katliamı'yla ilgili hesap vereceğine yine BDP'ye hakaret etti.

BDP Eş Başkanı Demirtaş'ın Roboskî Katliamı'nın talimatını verip vermediğini sorduğu Türk Başbakan Recep T. Erdoğan, cevap vermek yerine hakaret ve tehditlerini sürdürdü. Bunun üzerine Demirtaş, bir kez daha hatırlattı: Soru halen orta yerde duruyor; Uludere'de vurun talimatı verdin mi vermedin mi?

AKP Genel Başkanı Erdoğan, Roboskî Katliamı'yla ilgili hesap vereceğine yine BDP'ye hakaret etti. Demirtaş'ın "Vurun dedin mi" sorusuna Erdoğan'ın yanıtı, "Bu iddianın içinde husumet, cahillik var. Ama daha da kötüsü bu iddianın içinde siyasi ahlaksızlık var" oldu. Hakaretlerinin ardından "Biz güvenlik güçlerine genel çerçevede yetki veririz. O genel çerçeve içinde de güvenlik güçlerimiz, yetkisini kullanır. Gerekirse bazı konularda bize danışabilirler" itirafında bulunan Türk Başbakan, savaşa devam edeceklerini, kimsenin devlet güçlerinin motivasyonunun kırmayacağını belirterek, tehditler de savurdu: "Terör örgütüyle mücadele, siyasi temsilcileriyle de müzakere ederiz demiştim. Ben bu sözümün yine arkasındayım. Ama bu çerçeveyi iyi korumaları lazım. Açık söylüyorum; kim terör örtüyle içli dışlı olursa yargı da gider gereğini yapar."

AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında konuştu. Geçtiğimiz hafta BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Roboskî'de 34 sivilin F-16 bombalarıyla katledildiğini hatırlatarak, Erdoğan'a şu soruyu sormuştu: "Uludere bombardımanı yapılmadan hemen önce askeri yetkililer Başbakan olarak sizi arayıp '50 kişilik grup var, içlerinde sivil de var' dediklerinde siz 'vurun' dediniz mi demediniz mi?"
Yanıt 1 hafta sonra geldi

Erdoğan dün bu soruya ağır hakaretlerle yanıt verdi. İşte Erdoğan'ın yanıtı: "Geçen hafta BDP Genel Başkanı şahsımla ilgili hiçbir dayanağı olmayan bir iddia ortaya attı. Güya Uludere’de operasyon bana sorulmuş. 50 kişilik grup var, içlerinde sivil var ne yapalım diye bana sormuşlar. Ben de vurun demişim. İşte bu tür siyaset, seviyesiz siyaset, ahlaksız siyasettir. Ben hep diyorum ya bunlar 5 koyunu ellerine ver güdemezler, kaybederler. Ya da tenhada kesip kebap yapmanın derdine düşerler. Bu iddianın içinde husumet, cahillik var. Ama daha da kötüsü bu iddianın içinde siyasi ahlaksızlık var. Böyle bir hezeyanı gündeme getirmek acziyettir. Siyaset, muhalefet üretemeyenler acziyet üretirler ve onun altında kalırlar. Şunu BDP Genel Başkanı'na hatırlatmak isterim; Başbakan'a yönelik bu tür cahilce iddialar, BDP'nin Uludere hadisesini istismar çabalarını, Uludere hadisesi için yapılan basın toplantısında da kahkaha atma ahlaksızlığını örtmez, örtemeye de yetmez. Bu cahilce ithamlar, BDP'nin artık gizlenemez hale gelen kimlik bunalımını da saklamaya, örtmeye yetmez.
Devlet güçlerine yetki

Biz güvenlik güçlerimize genel çerçevede yetki veririz. Siyaset budur, Hükümet etme budur. O genel çerçeve içerisinde de güvenlik güçlerimiz ama TSK ama Emniyet o genel çerçeve içerisinde yetkisini kullanır. Gerekirse bazı konularda yine bize danışabilirler, sorabilirler. Ama tabii bunların bugüne kadar böyle bir şey yapmaları söz konusu olmadığı için, bunlara talimat dağdan geldiği için böyle yapmaları mukadder. Sürekli olarak İmralı'yı adres gösteriyorlar, sonra da çıkıp diyalogdan, siyasette muhatap alınmaktan bahsedeceksiniz. Biz sizi siyasette muhatap aldık. Ben de görüştüm, yardımcılarım da görüştü, defaetle görüştüler. Ama siz dağa sormadan, İmralı'dan haber gelmeden hiçbir zaman adım atamadınız. Sizin iradeniz yok, karar verme yetkisiniz yok. Ancak oralardan size müsaade gelirse siz adım atabilirsiniz. Ama biz sadece ve sadece halkımıza soruyoruz, halkımızdan aldığımız yetkiyi de kullanırız.

Gereğini yaptıracak

Bir uluslararası toplantıdan dönerken medya mensuplarıyla uçakta yaptığımız görüşmede de söylemiştim; Biz özelikle terör örgütüyle mücadele ederiz ve siyasi temsilcileriyle de müzakere ederiz demiştim. Ben bu sözümün yine arkasındayım. Ama bu çerçeveyi iyi korumaları lazım. Söyledikleri ne? Efendim, 'BDP'yi kriminalize ediyormuşuz.' Açık söylüyorum; kim ilegaliteye bulaşırsa, kim terör örtüyle içli dışlı olursa, kim hak hukuk tanımazsa, yargı da gider gereğini yapar. Kimsenin hukuk karşısında imtiyazı yoktur, kimseye de ayrıcalık yapılamaz.

Savaşa devam

Uludere istismarı üzerinden devam eden terörle mücadeleyi akamete uğratacaklarını sananlar büyük bir yanılgı içinde. Askerimizle, polisimizle, tüm istihbarat ve güvenlik birimlerimizle yürüttüğümüz başarılı mücadele, kesintisiz sürecektir. Buna ara vermek yok. Terör olduğu sürece terörle mücadelede olacaktır. Kimsenin güvenlik güçlerimizin motivasyonunun kırmasına izin vermeyeceğiz. Yaşananlardan dersler çıkararak daha büyük bir azimle terörle etkin mücadele etmeyi sürdüreceğiz.''

Demirtaş soruyu tekrarladı

Türk Başbakan'ın sorusuna yanıt vermek yerine hakaret ve tehditlere başvurması üzerine BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, şu kısa açıklamayı yaptı: "AKP Genel Başkanı'na sorduğum basit sorunun cevabı halen yok. Uludere'de 'vurun' talimatı verdin mi vermedin mi? Bu sorunun cevabı basittir; ya 'evet verdim' ya da 'hayır filan yetkili talimat vermiş' diyecek. Hakaret ve tehditle bu sorunun cevabını geçiştiremez. Ortada 19'u çocuk 34 sivil cenaze var; bu sorumluluktan kurtulamaz. Suçluluk psikolojisiyle hareket edip bize saldırarak katliamı örtemez. Uludere defteri kapanamaz. Soru halen orta yerde duruyor; Uludere'de vurun talimatı verdin mi vermedin mi?"

Yeni Özgür Politika

Hiç yorum yok: