6 Ağustos 2012 Pazartesi

KCK: Yeni Bir Savaş Süreci Yaşanıyor


Behdinan - KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Türk hükümetinin Şemdinli ve Çukurca’da eylemlerini “dış güçlerle” irtibatlandırmasının 90 yıldır süren anlayışın devamı olduğunu belirtirken, “Kürdistan’da gelişen süreç, bir savaş sürecidir” dedi. KCK, “Özellikle Şemzînan, Gever-Oramar ve Colêmerg-Çelê alanları başta olmak üzere tüm Kürdistan’da yeni bir savaş süreci yaşanmaktadır” diye ekledi.

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı yaptığı yazılı açıklamada, Şemdinli ve Çukurca’daki gerilla hareketi ile Türk hükümetinin bu eylemler karşısındaki tavrını değerlendirdi.
YENİ BİR SAVAŞ SÜRECİ YAŞANMAKTADIR

KCK’nin açıklaması şöyle: “AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan 2011 yılının Temmuz ayından bu yana Kürt sorununun diyalog ve barışçıl yöntemlerle çözüm sürecini tek taraflı olarak askıya alıp, Önderliğimize, halkımıza ve hareketimize karşı bir savaş ilan etmiştir. Kürdistan Özgürlük Gerillasını Tamil Kaplanları gibi tasfiye edeceği senaryolarıyla başlatılan bu savaş sürecine karşı bugün Kürdistan Özgürlük Gerillaları dönem taktiğini uygulama çerçevesinde Şemzînan, Gever ve Çelê alanları başta olmak üzere Kürdistan’ın değişik yerlerinde Türk devletinin saldırılarına karşı kapsamlı bir devrimci hamle sürecini pratiğe koymuştur. Açık ki, Kürdistan’da gelişen süreç, bir savaş sürecidir. Bu savaş sömürgeci egemen devletin faşist saldırılarına karşı Devrimci Halk Savaşı perspektifi ile halkımızın meşru savunma savaşıdır.

Bu kapsamda özellikle Şemzînan, Gever-Oramar ve Colêmerg-Çelê alanları başta olmak üzere tüm Kürdistan’da yeni bir savaş süreci yaşanmaktadır. Ancak AKP hükümeti ve Türk basını tüm maharetini ortaya koyarak bu gerçeği kamuoyundan gizlemekte ve yaşanan savaşın Türk devleti açısından yarattığı kayıpları kamuoyuna yansıtmamaktadır.

ÖZGÜRLÜK HAMLESİ’NİN SURİYE’DEKİ İÇ SAVAŞLA ALAKASI YOK

AKP devleti bir taraftan bunu yaparken, diğer taraftan ise gelişen bu savaş sürecinde gerillanın göstermiş olduğu yüksek performansı göstermemek ve halkımızın sömürgeciliğe karşı öz gücüne dayanarak yürüttüğü bu haklı-meşru savaşı gölgelemek için gelişen bu devrimci hamleyi dış güçlerle bağlantılandırmak istemektedir. Bizzat Başbakan ve AKP temsilcilerinin bunu Suriye veya farklı dış güçlerle bağlantılandırarak izah etmeye çalışması, bu görkemli direnişi çarpıtma isteminden başka bir şey değildir. Daha bir yıl öncesine kadar 8 yıl boyunca Suriye ve İran ile ittifak halinde, hareketimize karşı her türlü saldırıyı geliştirerek hareketimizi tasfiye etmek isteyen AKP hükümeti, şimdi hareketimizi arası bozulmuş olan bu güçlerle ilişkilendirerek gerçeğin üstünü örtmek ve tasfiye amaçlarını gerçekleştirmek istemektedir. Bölgedeki gelişmeler elbette ki Kürt halkını da etkilemekte ve bu süreçte Kürt halkı da özgürleşecektir. Ancak Kürdistan’da yükselen özgürlük hamlesinin Suriye’deki iç çatışma süreciyle uzaktan-yakından hiçbir alakası yoktur. Kaldı ki kendisini bile koruyamayan bir gücün Kürdistan halkına verebileceği ne olabilir ki? Kürdistan halkı 30 yıldan bu yana özgürlük mücadelesini yürütmekte ve bu dönemde bunu başarıya taşımak istemekte ve mücadelesini üst bir aşamaya taşımış bulunmaktadır. Yaşanan gerçeklik budur.
90 YILDIR “DIŞ MİHRAKLARLA” İZAH YAPILIYOR

Birçok koldan yoğun psikolojik savaş saldırıları, tehdit ve şantaj ile gerillanın ve halkımızın haklı davasını gölgelemek için, bu direnişi dış güçlerle izah etme anlayışı, TC devletinin 90 yıllık pratiğinin tekrarından başka bir şey değildir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türk sömürgeciliğine karşı halkımızın haklı özgürlük mücadelesi sürekli “dış mihrak”larla izah edilmiş ve böylece halkımız soykırım ve katliamlara tabii tutulmuştur.

HİÇBİR GÜÇ TARİHİN AKIŞINI DURDURAMAYACAKTIR

AKP de şimdi aynı şeyi yapmaktadır. AKP’nin bu yönlü yaptığı propagandalar tamamen gerçek dışıdır. Bizzat Başbakan’ın ifade ettiği “Türkiye sınırları içerisinde kontrolümüz dışında hiçbir yer yoktur, Şemdinli’de yalnızca 2 şehidimiz, terör örgütünün ise 115 kaybı vardır” sözü gerçek bir psikolojik savaş yalanından başka bir şey değildir. Hakikat olan şu ki Kürdistan gerillası öz gücüne dayanarak haklı bir savaş yürütmekte ve bunu üst bir aşamaya taşırarak bir çok yerde alan hakimiyetini kurarak final sürecine girmiş bulunmaktadır. Bu gerçeğin üstünü hiçbir tehdit, saldırı ve sömürgeci yalan örtemeyecektir. Hiçbir güç tarihin akışını durduramayacaktır.

ERDOĞAN ÖNCE İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARINA BAKMALI

Gerilla karşısında acze düşen AKP hükümeti, Şemzînan ve Gever’de halkımızın mal, mülk ve bahçelerini hedefleyerek bombalamakta, böylece alçakça bir taktikle halkımızı hareketimize karşı tepkilendirmeye çalışmaktadır. Gerilla güçlerinin tuttuğu mevziiler yüksek zirvelerde olmasına rağmen, 15 günden bu yana Şemzînan’da bilinçli bir şekilde her gün vadilerde yaşayan köylülerin bağ, bahçe ve mal-mülkünün hedeflenmesinin başka bir izahı yoktur. Buradaki köylülerimizin mal ve bahçelerinin hedeflenmesi, tamamen bilinçli ve özel savaş taktikleri çerçevesinde geliştirilen bir hedeflemedir.

AKP hükümeti ve Erdoğan, halkımızın gelişen özgürlük mücadelesini, kendisi gibi Kürdistan üzerinde sömürgecilik siyasetini sürdüren devletlerle irtibatlandıracağına Kürdistan’da yürüttüğü faşist, insanlık dışı, hiçbir etik ve hukuka dayanmayan uygulamalarına bakmalıdır.


BAŞBAKAN, 11 YAŞINDAKİ ÇOCUK NEDEN KATLEDİLDİĞİNİ KENDİSİNE SORSUN


Erdoğan, daha 1 gün önce cenazesi kaldırılan 11 yaşındaki Mazlum Akay adındaki Kürt çocuğunun ne için katledildiğini kendine sorarsa bu savaşın da ne için böyle yükseliş kazandığını öğrenmiş olacaktır. En son 7 gün önce Adana’nın Yüreğir ilçesinde Önder Apo üzerinde uygulanan ağır tecridi protesto etmek için sivil bir eylem yapmakta olan Kürt gençlerine karşı polisin vahşi saldırısı sonucu Mazlum Akay şahadete ulaşmıştır. Değerli ailesine ve Kürdistan halkına başsağlığı diliyoruz. Tüm kamuoyu biliyor ki Mazlum Akay ilk değildir, şimdiye kadar onlarca Kürt çocuğu bu biçimde polisin vahşi uygulamaları ve kurşunlarına hedef olarak şahadete ulaşmış ve bu uygulamaları yapan hiç kimseden herhangi bir hesap da sorulmamıştır. İşte şimdi Şemdinli’de, yaşamlarını yitiren Uğur Kaymaz, Enes Ata, Ceylan Önkol, Mazlum Akay ve katledilen tüm çocuklarımızın hesabı sorulmaktadır.

SÖMÜRGECİ VAHŞETE KARŞI HAKLI VE MEŞRU BİR SAVUNMA

Kürdistan’da yürütülen savaş, Türk sömürgeciliğinin vahşetine ve zulmüne karşı halkımızın haklı ve meşru savunma savaşıdır. Bu savaşın sonuçlarından sorumlu olan Kürt sorununa ısrarlı bir biçimde şiddeti dayatan AKP hükümetinin kendisidir. Bu direniş savaşı Kürdistan Özgürlük Gerillasının yeni hamlesiyle taktik bir aşama yapmış, başarı yolunda önemli bir mesafe kat etmiştir. Açık ki Kürdistan’da zorbalığa karşı gerilla savaşı gelişecek, yaygınlaşacak, halkımızın serhildan hareketiyle yükselişi kazanacak ve sonuç almayı başaracaktır. Tüm yurtsever halkımız bilmeli ki, hareketimizin kendi öz gücüne dayanarak geliştirdiği bu direniş Önder Apo’nun ve Kürt halkının özgürlük yürüyüşünü başarıya taşıma direnişidir.

KÜRDİSTAN GENÇLİĞİ HER BİÇİMDE DİRENİŞLERE KATILMALI

Bu tarihsel direnişte direnerek ölümsüzleşen kahraman şehitlerimizi anıyoruz. Şemzînan ve Rindikê direnişinde şahadete ulaşan tüm şehitlerimizin değerli ailelerine ve tüm Kürdistan halkına başsağlığı diliyor, şehitlerimizin anılarını özgürlük mücadelesini başarıya taşıyarak yaşatacağımızın sözünü veriyoruz.

Özellikle tarihin bu önemli aşamasında gelişen görkemli direnişlere Kürdistan gençliği her biçimde katılmalı ve sahip çıkmalıdır. Tüm yurtsever Kürdistan gençliğini gerilla saflarına katılmaya çağırıyoruz. Tüm yurtsever halkımızı da bu direniş etrafında kenetlenmeye ve sömürgeciliğe karşı haklı-meşru özgürlük mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.”


ANF

Hiç yorum yok: