KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi |
İstanbul -
KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, PSK’nin eski lideri Kemal
Burkay’ın devlet projesi olduğunu belirterek, ‘‘Kemal Bey’in halkla
ilgisi yok ki. Onun devlet projesi olması Kürtlerde tasvip görmez,
aksine nefret uyandırır. Şahsen Kemal Bey’in tutumuna acıdım‘‘ dedi.
Radikal Gazetesi’nde Ezgi Başaran’ın sorularını yanıtlayan KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, Kürtlerin istekli ve gönüllü olarak silaha başvurmadıklarını ancak 'silahlı mücadele olmasaydı Kürtlerin Türkiye’nin gündemine oturması, Kürtlüğün konuşulabilir düzeye gelmesi mümkün olmazdı' dedi.
''Böyle bir ortamda siz, ‘İnsanlar niye silaha sarılıyor, dağa çıkıyor’ diyemezsiniz’’ diye konuşan Elçi, şunları söyledi:
‘‘Kaç kez bu silahlı örgüt ateşkes ilan etti. Eğer devletin bu sorunu silahsız çözmek gibi bir arzusu olsaydı o dönemleri kullanırdı. Aksine bakıyorsun, o dönemlerde Kürt meselesi sanki sumenaltı ediliyor.
Eskiden meseleye 'eşkıyaları dağdan indirme' olarak bakılıyordu. Sonra ‘bölücülük faaliyetlerini önleme’ oldu. Şimdi de 'terörizm' bahanesiyle, hiç alakası olmayan insanları hapse atıyorlar, engelliyorlar.
Mesela ben… Siyasi hayatım boyunca terörizme karşı olan ben, Milletvekili olmama rağmen terörist sıfatıyla hâlâ yargılanıyorum. Benim gibi binlerce insan var.
Seçimden sonra iş olabildiğince rayından çıktı. Değdin-değmedin kabilinden, olur olmaz insanlar KCK operasyonu bahanesiyle hapse atıldı. Hiç şüphen olmasın ki tutuklananların çoğunun KCK’yle alakası yoktur.
Devletin birşeyi bilmesi lazım: Bir Kürt’e yapılan haksızlık, en azından yüzlerce insanda devlet nefretinin gelişmesine sebep olur.
Kürtlerin mücadelesi devletledir. Eğer devlet halkları birbirine düşüren milliyetçiliği dayatmazsa, Türklerle Kürtler arasında problem olmaz.
AKP’nin seçim döneminde milliyetçi tutumu devam ediyor. İçişleri Bakanı olarak tayin ettiği kişinin Mustafa Kemal döneminin Kürtleri yok etme ideoloğu Mahmut Esat Bozkurt’tan farkı yok. Şimdi diyorlar ki, ‘Kürtler-Türklerle eşit haklara sahip’. Olur mu öyle şey. Bir Kürt ancak Türklüğü benimserse, Türk gibi olursa hakları eşittir.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz, milyonlarca insan taparcasına seviyor Öcalan’ı. Binlerce insan onun bir sözüyle ölüme gitmeye hazır. Böyle bir insanı tamamen dışlayarak Kürtleri ikna edemezsiniz.
Çözümün formülü basit: Kürtleri tatmin etmek, Türkleri ikna etmek.
Kürtleri 4 maddeyle tatmin edersin:
Radikal Gazetesi’nde Ezgi Başaran’ın sorularını yanıtlayan KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, Kürtlerin istekli ve gönüllü olarak silaha başvurmadıklarını ancak 'silahlı mücadele olmasaydı Kürtlerin Türkiye’nin gündemine oturması, Kürtlüğün konuşulabilir düzeye gelmesi mümkün olmazdı' dedi.
''Böyle bir ortamda siz, ‘İnsanlar niye silaha sarılıyor, dağa çıkıyor’ diyemezsiniz’’ diye konuşan Elçi, şunları söyledi:
‘‘Kaç kez bu silahlı örgüt ateşkes ilan etti. Eğer devletin bu sorunu silahsız çözmek gibi bir arzusu olsaydı o dönemleri kullanırdı. Aksine bakıyorsun, o dönemlerde Kürt meselesi sanki sumenaltı ediliyor.
Eskiden meseleye 'eşkıyaları dağdan indirme' olarak bakılıyordu. Sonra ‘bölücülük faaliyetlerini önleme’ oldu. Şimdi de 'terörizm' bahanesiyle, hiç alakası olmayan insanları hapse atıyorlar, engelliyorlar.
Mesela ben… Siyasi hayatım boyunca terörizme karşı olan ben, Milletvekili olmama rağmen terörist sıfatıyla hâlâ yargılanıyorum. Benim gibi binlerce insan var.
Seçimden sonra iş olabildiğince rayından çıktı. Değdin-değmedin kabilinden, olur olmaz insanlar KCK operasyonu bahanesiyle hapse atıldı. Hiç şüphen olmasın ki tutuklananların çoğunun KCK’yle alakası yoktur.
Devletin birşeyi bilmesi lazım: Bir Kürt’e yapılan haksızlık, en azından yüzlerce insanda devlet nefretinin gelişmesine sebep olur.
Kürtlerin mücadelesi devletledir. Eğer devlet halkları birbirine düşüren milliyetçiliği dayatmazsa, Türklerle Kürtler arasında problem olmaz.
AKP’nin seçim döneminde milliyetçi tutumu devam ediyor. İçişleri Bakanı olarak tayin ettiği kişinin Mustafa Kemal döneminin Kürtleri yok etme ideoloğu Mahmut Esat Bozkurt’tan farkı yok. Şimdi diyorlar ki, ‘Kürtler-Türklerle eşit haklara sahip’. Olur mu öyle şey. Bir Kürt ancak Türklüğü benimserse, Türk gibi olursa hakları eşittir.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz, milyonlarca insan taparcasına seviyor Öcalan’ı. Binlerce insan onun bir sözüyle ölüme gitmeye hazır. Böyle bir insanı tamamen dışlayarak Kürtleri ikna edemezsiniz.
Çözümün formülü basit: Kürtleri tatmin etmek, Türkleri ikna etmek.
Kürtleri 4 maddeyle tatmin edersin:
1- Kendi kimliklerinin anayasal güvenceyle
tanınması
2-Kürt dilinin eğitim dahil, kamusal ve özel alanda serbestçe
kullanılması.
3-Kürtlerin kendi kimlikleri ve ülkelerinin adlarıyla
örgütlenme hakkı.
4-Kendi bölgelerinde bir öz yönetime kavuşması. Son
madde yalnız Kürtler açısından değil Türkler için de gereklidir.
PKK, hatta diyasporadaki Kürtler ikna edilmeden bu iş olmaz zaten. Ama Öcalan’ın razı olmayacağı bir formüle de PKK onay vermez.
Ama şimdi… Gelip devletin politikasından çıkmayacağım diye tamamen anti-PKK’cilik yaparak sen PKK’yi etkileyemezsin ki. Burkay’ın politik olarak en ufak bir etkinliği olmaz. Devlet o hesapları çok yanlış yaptı. Kemal Bey’in halkla ilgisi yok ki. Onun devlet projesi olması Kürtlerde tasvip görmez, aksine nefret uyandırır. Şahsen Kemal Bey’in tutumuna acıdım. Eskiden dar bir çevrede de olsa sevilen sayılan biriydi.
En tepedekinden en alttakine kadar PKK, benim onlardan farklı çizgide olduğumu bilir. Ama ben yalnız PKK’yi değil, siyasette karşı olduğum hiçbir oluşumu tahkir etmem, iftira etmem.
Yani ben PKK’ye hakaret etmeyi marifet haline getirmedim. Ağır eleştiriler yaptığımda, PKK beni son derece saygılı biçimde dinledi. Adamlar senin sadece düşmanlık duygularıyla üstlerine yürümediğini hissetse, niye anlayışlı olmasınlar. Siyasi hareketler de biyolojik varlıklardır. Doğum dönemi vardır, çocukluk, gençlik var. Şu anda PKK’nin olgunluk dönemindeyiz. Onlar da olgunlaşıp Hanya’yı Konya’yı anlıyorlar. Bizim de gençliğimizde öyle heyecanlarımız vardı. Gençliğim PKK’ye rast gelseydi, ben de katılırdım.
Şimdi ben PKK’nin öldürdüğü Kürtleri izliyorum. Hepsi itirafçı olup ihanet edenlerdir. Kendi dışından ona muhalefet edenlere PKK dokunmuyor. Yıllardır bunu yaşıyorum. Benden çok rahatsızlar ama hiç tehdit almadım. Düne kadar PKK’nin eteği altında olan sonra aniden anti-PKK’ci olanlara haliyle kızıyorlar.
Ama yani… Diyelim (Orhan) Miroğlu… Çok kısa süre önce BDP’den aday olmuştu. 2007’de. Veya Kemal (Burkay)… Eğer PKK, onun iddia ettiği gibi Ergenekon tarafından kullanılıyorsa, niye kaç kez Bekaa’ya gittin? Öcalan’la protokol imzaladın? Beraber çalıştın? Ergenekonsa, hep Ergenekon vardı. Devlet, MİT hep vardı.‘‘
ANF NEWS AGENCY
PKK, hatta diyasporadaki Kürtler ikna edilmeden bu iş olmaz zaten. Ama Öcalan’ın razı olmayacağı bir formüle de PKK onay vermez.
Ama şimdi… Gelip devletin politikasından çıkmayacağım diye tamamen anti-PKK’cilik yaparak sen PKK’yi etkileyemezsin ki. Burkay’ın politik olarak en ufak bir etkinliği olmaz. Devlet o hesapları çok yanlış yaptı. Kemal Bey’in halkla ilgisi yok ki. Onun devlet projesi olması Kürtlerde tasvip görmez, aksine nefret uyandırır. Şahsen Kemal Bey’in tutumuna acıdım. Eskiden dar bir çevrede de olsa sevilen sayılan biriydi.
En tepedekinden en alttakine kadar PKK, benim onlardan farklı çizgide olduğumu bilir. Ama ben yalnız PKK’yi değil, siyasette karşı olduğum hiçbir oluşumu tahkir etmem, iftira etmem.
Yani ben PKK’ye hakaret etmeyi marifet haline getirmedim. Ağır eleştiriler yaptığımda, PKK beni son derece saygılı biçimde dinledi. Adamlar senin sadece düşmanlık duygularıyla üstlerine yürümediğini hissetse, niye anlayışlı olmasınlar. Siyasi hareketler de biyolojik varlıklardır. Doğum dönemi vardır, çocukluk, gençlik var. Şu anda PKK’nin olgunluk dönemindeyiz. Onlar da olgunlaşıp Hanya’yı Konya’yı anlıyorlar. Bizim de gençliğimizde öyle heyecanlarımız vardı. Gençliğim PKK’ye rast gelseydi, ben de katılırdım.
Şimdi ben PKK’nin öldürdüğü Kürtleri izliyorum. Hepsi itirafçı olup ihanet edenlerdir. Kendi dışından ona muhalefet edenlere PKK dokunmuyor. Yıllardır bunu yaşıyorum. Benden çok rahatsızlar ama hiç tehdit almadım. Düne kadar PKK’nin eteği altında olan sonra aniden anti-PKK’ci olanlara haliyle kızıyorlar.
Ama yani… Diyelim (Orhan) Miroğlu… Çok kısa süre önce BDP’den aday olmuştu. 2007’de. Veya Kemal (Burkay)… Eğer PKK, onun iddia ettiği gibi Ergenekon tarafından kullanılıyorsa, niye kaç kez Bekaa’ya gittin? Öcalan’la protokol imzaladın? Beraber çalıştın? Ergenekonsa, hep Ergenekon vardı. Devlet, MİT hep vardı.‘‘
ANF NEWS AGENCY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder