1 Kasım 2011 Salı

Fethullah Gülen'e Reddiye

Bizi yaratan Yüce Rabbimin Adıyla

Kürdün katline fetva veren Fethullah Gülen'i cevaplamak insani bir görev, Rabbimin emridir.

Bir insanın ne olduğunu, ne yapmak istediğini anlamak için onun hangi mertebelerden geçerek bugüne geldiğini bilmekten geçiyor.

Fethullah Gülen çocukluğundan eğitim sürecini tamamladığı sürece kadar devletin imkanlarıyla yetişip büyümüş ve hayata atılmıştır. Kemalist sistemin has fideliğinde yeştişmiştir. Aslında buna yetişme değil, "yetiştirme" demek gerekiyor. Nasıl yetiştirildiğini Türk İslam sentezi çerçevesinde yürüttüğü faaliyetlerden de anlamak mümkün. Bu faaliyetlerinin özü, dine yakınlık duyan kesimleri Türkçülük ideolojisi etrafında devlete ruhsal bağlarla zincirlemektir.

Fethullah Gülen'in Kürdistan'da yürüttüğü bu çalışma deşifre olmuştur. Bu deşifrenin verdiği korku ve hınçla Kürtlere pervasızca saldırmaktadır. Görülen o ki Çukurca eylemi askerden daha çok onu korkutmuştur. Bunun için hükümeti yetersiz kalmakla eleştiriyor. İnternet sayfalarına düşen video konuşmalarında Kürtlerin katli için fetvalar veriyor, "neden katliam yapmıyorsunuz?" diye devleti eleştiriyor.

"Ayıptır. 30 senedir dağdaki bir avuç şakinin hakkından gelmiyorusunuz. Böyle bir dönemde, senelerin ihmalinden dolayı bir kısım müesseleri tenkit manasına gelecek sözler sarfetmek ve onları suçlamak doğru değil. Ne varki bu mübarek vatanın parçalanması karşısında Gandhi'nin Hindistan hakkındaki sözlerini hatırlıyorum. Gözlerim doluyor. Hindistan'ın bölündüğü, Pakistan'ın ayrıldığı günlerde Gandhi, Muhammed Aliye "Beni testere ile ortadan biç ikiye böl. Fakat Hindistan'ı bölme!" İşte o ölçüde ızdırap olmayınca gerekli stratejiler üretilemez. O gailenin hakkında gelinemez"

Fethullah Gülen bu sözleriyle devlete ve cemaatine "Kürtlerin hakkında gelin!" talimatını veriyor. Ancak unuttuğu çok önemli bir husus var. Gandhi'nin ülkesinde 80 kadar dil ve bir o kadar da din resmidir. Gandhi zulme ve sömürüye başkaldıran üstün ahlakın temsilcisidir. Oysa ki onun devleti dinlere ve dillere yasak koyan, zulmeden bir devlettir. Kendisi de bu zalim devletin ahlaksız elidir.

İnsan kendisini bir başkasıyla mukayese ederken savunduğu değerlere, uğruna mücadele ettiği hak, hukuk adalet ve nısfet ilkelerine bakar. Geçmişte Kürtlere zulüm yapan bu devlet bu ordu değil miydi? Fethullah Gülen darbe yapan, insanlara dışkı yediren devletin bu zulmüne ne zaman karşı çıktı? İki çift söz söyledi? 12 Eylül cuntası için "Allah bu orduya zaval vermesin" diyen o değil miydi? İki gün önce yaptığı konuşmada bile "bu ordu Kürtlerin kökünü neden kazımadı" diye eleştiriyor. Ordunun ve devletin neden Kürtlere zulüm yaptığını sorgulamıyor, neden az zulüm yaptığını sorguluyor! Ayıptır, yazıktır. Allah ve Resulüne karşı insanda biraz haya ve iffet olur.

Haydi düşman olduğun Kürtleri bir yana bırakalım. Camileri ahıra çeviren, ezanı, namazı yasaklayan, kadınların başındaki örtüyü, erkelerin şalvarını yırtan bu ordu değil miydi? Müslümanlara bu kadar zulmü kim yaptı? Neden bunu sorgulamıyorsun da "Allah zeval vermesin" diyorsun. Zalimler için ıstarap çektiğini söylüyorsun. Müritlerini ve devleti Kürtlerin üzerine sürüyorsun.

Fethullah Gülen Hoca! Burada din iman ahlak yok, büyük bir sahtekarlık ve ahlaksızlık vardır.

"Müminler bir bedenin azaları gibidir. Vucutta bir aza hasta ise bütün beden acı çeker" diyor Allah'ın Resulü. 40 bin Kürt katledilip, köyleri şehirleri yıkılıp yakılırken ne kadar acı çektin? İşkencehanelerde parça parça edilen Müslüman kardeşlerin için ne kadar ızdırap duydun? Izdırap çekmediğini biliyoruz. Asıl sen ne kadar sevindiğini söyle! Demek ki İslam dininin değil, devletin bir parçasısın. Acıların da ondandır.

Sen Kürtleri Türkleştirme gayreti içindesin. İslam Peygamberi ise "Her kim ki soyunu bırakıp kendisini başkasına nispet ederse bu küfürdür. Her kimki soyundan, babasından başkasını kendini nispet ederse Allah'ın azabına uğrar" diyor. (Tecridussarih no: 1420). Senin yaptıklarınla İslam Peygamberinin söyledikleri biribirine taban tabana zıt. Şimdi senin yaptığın küfür mü, İslam'a hizmet mi?

Esas Bin Kays anlatıyor: "Kindilerle birlikte Hz Peygambere gittik. Onlar bana fazla ilgi gösterdiler. Ben bu arada sen de bizden degilmisin diye bir soru sordum? O bana, ben Kinane Oğullarındanım. Annenizi iffetsizlikle itham etmeyin, babanızı inkar etmeyin dedi. Ravi Es As da sözlerini söyle sürdürüyor "Hz Muhammed'in bu açıklaması üzerine artık kim soyunu inkar ettiyse ben onu dayakla cezalandırdım" diyor. (K.s İbrahim Canan tercümesi 17/325 hadis no 6806) Bu hadis ve İslam uygulamasının anlamı şu: Irkını inkar eden sopa yiyer. Sen Kürtlerin ırkını inkar etmesini istiyorsun. Bunun için bütün yaşamını Kürt çocuklarının dimağını değiştirmeye/Tükleştirmeye adadın. Yani İslam hukukuna göre dayak hak ediyorsun, hoca efendi.

Kürtler de Allah'ın kulu. Türklerin devlet kurma hakları var da Kürtlerin kendi devletlerini kurma hakkı neden olmasın? Kürtlerin devlet kurmaları İslam'a aykırı mı? "Andolsun biz Peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde Kitabı ve Mizani indirdik“. (Hadid ayet 25)
"Zulm edenlere meyl etmeyin; sonra size ateş dokunur." (Hud ayet 113 ) Kur´an da 360'tan fazla zulümle ilgili ayet mevcüttur . Yine Kur´anda zalimler lanetlenmistir. Kürtler binlerce yıldır bu topraklarda yaşıyor. Türkler ise toprakları zorla ve zulümle işgal etmişlerdir. "Zulme karşı susan dilsiz şeytandır" (Hadis). Zulme karşı bu suskunluğunun anlamı nedir Hoca Efendi?

Kürtlere reva gördüğün bu zulüm neden? Türklerin yurdunu mu işgal etmişler. Dillerini mi yasaklamışlar? Asimile mi ettiler. Köylerini, şehirlerini, coğrafyasını mı yaktılar? Yüzbinlercesini işkencelerden mi geçirdiler? Onbilercesini katledip zindana mı attılar? Kürtlere karşı duyduğun bu öfkenin kaynağı nedir, hoca efendi nedir? Kitleleri galeyena getirip Kürtlere saldırtıyorsun?

"Zalimler icin yasasin cehennem. (Bediuzzaman Said-i Nursi)

"Hiç biriniz, kendisi için istediğini mümin kardeşi için istemedikçe iman etmiş sayılmaz" (Hadisi Şerif) Arapların 22, Türklerin 6, Farsların da iki devleti var. 40 milyon Kürdün neden bir devleti olmasın? Devlet bir yana bırakalım. Katliamları reva görüyorsunuz. Bu hadis ve ayetler karşısında Allah ve Resulüne iman ettiğinden şüphe etmek gerekmiyor mu Hoca Efendi? Sen de imanından şüphe etmiyor musun? Açık söyleyelim. İslam'ı öğretmiyor, tahrif ediyorsun.

Hz.Peygamber (s.a.v) gençliğinde Mekke'de zulme karşı kurulmuş "Hilful Fuduldur" isimli organizasyonda görev almıştı. Bu organizasyon zulme uğrayanların hakkını arıyordu. İslam dini geldikten sonra ona sormuşlar. "Şimdi böyle bir organizasyon olsa içinde yer alır mısın?" "Seve, seve" diye buyurmuştur. Eğer Allah ve Resulüne inanıyorsan, tevbe edip derhal ama derhal safını değiştirmen gerekiyor. Yoksa "Zalimler için yaşasın cehennem!"

Korkuların Allahın gazabı değil, Kürtlerin hak talebidir. Ki bunun için " Bu iş böyle giderse, BM'nin hakemliğine kadar gidilir" diyorsun. Demek ki Kürtlere yapılanların zulüm ve adaletsizliik olduğunu çok iyi biliyorsun. Merak etme ve kuşkun olmasın bu iş oraya kadar gider!

"Onların üstlerini altlarına getir. Birliklerini boz. Evlerine ateş sal. Köklerini kurut" diyorsun. İmanın yok, yada çok zayıf onun için korkuyorsun.

Rabbim, Rahman ve Rahimdir. Zalimlere karşı da Kahhar ve Cebbar'dır. Ayetlerini tahrif edenlere işte böyle korkular salar. Azap çektirir. Rezil u rusvay eder. Hak gününde de cehenneme gönderir.

Allah'ın selamı bütün Müslümanların ve mazlumların üstüne olsun.

H.Ahmet Turhallı

Hiç yorum yok: