10 Ekim 2010 Pazar

Zaza Kralligi


Med İmparatorluğunun mirasına konan Pars /Persler tüm Anadolu’ya hakim olduktan sonra doğuda hindi kuş dağları, batıda Afrika’nın kuzey kıyıları, kuzeyde ise Kafkaslara kadar hakimiyet sağladılar. Ancak, M.Ö.331 yılında Büyük İskender Pers imparatorluğunun iktidarına son verince Pers saltanatı yıkıldı ve bu geniş alanda bulunan kavimler Roma’ya bağlı -ama nispeten- özerk yaşama kavuştular.
İskender Babil’de yakalandığı hastalıktan ölünce yerine komutan Selefkus geçti. İskender’den sonra yönetimi devralan Selefkus (Selefkeliler / Rum Selçukluları) Med yönetim tarzını benimseyerek bölgeyi yönetir. Selefkus ölünce oğlu Antokios kral olur ve Antakya şehrini yaptırarak başkenti Babil’den Antakya’ya taşır. Başkentin Akdeniz kıyısına taşınması devletin bölgeler üzerindeki etkinliğini azaltır ve meydana gelen otorite boşluğu yer yer isyanların çıkmasına sebep olur. (M.Ö.255) Bu isyanlar sonrasında Mezopotamya’da pek çok aşiret bağımsızlığını ilan ederek krallığını kurdu.. Bu krallıklardan bazıları:
1-Sophene - Zaza Krallığı,
2-Koma gene (Koma geli)
3-Kordu ene Krallığı (Kurtiler) 4-Ad-ya-bene Krallığı (A.Mezopotamya Yahudi Kürtler krallığı M.Ö.1.yy.)
Romanın doğu sınırında yaşayan Partlar, Mezopotamya’da küçük krallıkların ortaya çıkması üzerine bölgeyi işgal ederek krallıkları vergiye bağladılar.  M.Ö.164 yılında Partların zayıflamasıyla Romalı kumandan Pompeus bölgeyi tekrar Roma topraklarına katar. M.Ö.100 yıllarına gelindiğinde Part kralı Mühürdüd Ermenilerle birleşerek elde ettiği güç ile Kuzey Mezopotamya’yı tekrar Romalılardan geri alır ve bölgeyi Ermeni egemenliğine bırakır. Strabon bu dönemle ilgili şöyle der;” Ermenilerin hakimiyetindeki Kürtler, sanat, mimarlık ve fen dallarında çok ünlenmiş ve kral Dikran / Tigran bu yüzden Kürtlere çok önem vermişti…” Romalı kumandan Lukulus kaybedilen toprakları geri almak için Ermenilerin üstüne yürüyerek kral Dikran’ı devirir, Ermeni ve Part egemenliğine son verdikten sonra Sophene krallığı ve diğer küçük krallıklara da özerkliklerini geri verir.(M.Ö.70-60) Dr. Asad Khailany Sophene (Zaza) Krallığı hakkında şöyle der: " Sophene Krallığı Dicle ve Fırat nehirlerinin arasından kurulmuş bir krallıktır. Ermenistan Krallığının güneybatısında olan Sophene Krallığı bir çok kere Perslerin, Ermenilerin ve Romalıların hakimiyetine girmiştir. Sophene Krallığı, Zaza Kürtlerinin coğrafik yerleşim yeriyle kesişmektedir. Bu Krallığın Zaza Kürtleri tarafından kurulmuş olduğu tarihçiler tarafından söylenmektedir. Bu krallıkla ilgili ilk bilgiler; M.Ö 201 yılında Büyük Antiochus’un kuzey Mezopotamya’yı fethiyle ortaya çıkar. Antiochus, generallerinden Zariadesi Sophene valisi olarak atar. Ancak Antiochus’un Romalılara karşı M.Ö 201 yılında yenildiği Magnesia (Manisa) savaşında, General Artaxias ve Sophene valisi Zariades ayaklanırlar. Bu ayaklanma sonrası Artaxias büyük Ermenistan’ı, Zariadres de Sophene Krallığını bağımsız olarak yönetmeye başladılar. Kral Zariades’in yaptıklarına bakıldığında Zaza Kürdü olduğu izlenimi vermektedir. Zariades (Zareh) kelimesi de Kürtçeden kaynaklanıyor. Zar kelimesi Kürtçe ve Zazaca “Sarı” demektir…" Yabancı akademisyenler “a" harfini "e" , "ia” yı da “ya” gibi okurlar. Yani Zariades “Zer-ya-des “ gibi telaffuz edilmelidir. Akademik çalışma yürüten batılıların dillerindeki fonetik farklılıklar bize ait isimlere yansıyınca farklı telaffuzlara neden olmaktadır.
"..Sophene (Şupan, Supani) krallığı, bir asır sonra M.Ö. 95’te Büyük Ermenistan kralı olan II. Tigran tarafından devrildi. O tarihe dek bağımsız olan Sophene ilhak edildi ve Ermenistan’a bağlandı. Ermenicede Tsophk adıyla bilinen Sophene Krallığı bugünkü Elazığ-Dersim bölgesine tekabül ediyor.
O dönemde Sophene kralı Artanesdi . Artanes, Zariades’in soyundandı. (Plutarch, Lucullus, Bölüm XXI), (Strabon XI. 532)
Kaynak: Bydigi Forum
Bazı kaynaklara göre Urartu kralı Menua’nın bölgedeki fetihlerini anlatan Bagin’deki yazıtında da Dersim ve Elazığ yörelerine Supani demektedir. Bu adın sonraları Sophene olarak değiştiğini görmekteyiz. Yine Urartu Kralı I.Argistis de bazı yazılarında (kitabelerinde) Zazalar’ı “Zavaidi” diye belirtmiştir. Zaza Kürtlerinden Pers Kralı Darius da bahsetmektedir. Pers İmparatorluğunun hükümdarlığını yapan Kralı I.Darius, M.Ö 515 yıllarında çivi yazısı ile yazdırdığı Behistun yazıtlarıyla ün kazanmıştır. Darius, yerden 100 metre yükseklikteki kayalıklara yazdığı Behistun kitabesinde Pers tarihinden bahsederken, birinci sütunda Fırat nehrinin kenarında Zazana adında bir bölge olduğunu yazarak Dersim ve Elazığ havalisini "Zazana” adı ile anmaktadır.
Yunanlı Ksenofon’da bu bölgede (M.Ö. 401 yılında), “SuSa" adında bir şehirden bahsetmektedir. Bu şehir, Zazalar tarafından kurulduğu söylenen “Sophene” krallığının merkezi olarak kabul edilmektedir. Ünlü Yunanlı tarihçi, felsefeci ve coğrafyacı Strabon; " Roma imparatoru Pompey, Sophene’yi Tigran’dan aldı ve Nero (M.S. 54-68) onu ayrı bir krallık olarak Sohaemus’a geri verdi. Sophene, daha sonra ise ayrı bir krallık olarak tarih kaynaklarda gösterilmeye başlandı” der. Tarihçi büyük Pliny, M.S. 2. yüzyılda Anadolu ve Mezopotamya cıvalarındaki ülkeler ve eyaletlerden bahsederken birçok kere Sophene adını kullanmaktadır .
Tarihçi Prof. Dr. Mehrdad I
zadi, Sophene’yi (Şupani) Elazığ’ın büyük Subhan aşiretinden saymaktadır. Bu aşiret halen mevcuttur. Ünlü Suriyeli Arap tarihçi, Yakut İbn El Hamavi 12. yüzyılda Sophene’nin başkenti Arsamosat kentinin %25’inin Ermeniler, geriye kalan %70-75’inin de Zaza Kürtleri tarafından mesken tutulmuş olduğunu belirtmektedir.

Sophene’
nin başkent adının Kürtçe olduğuna dair görüşler: Başkentin Kürd dilindeki adı Şemşat'tır. 
Şatır eski dilde site ya da şehir yöneticisi anlamında olup, "Şat" sözcüğünden türetilmiştir. Şat sözcüğünün İrani dillerde 'Şar', 'Şahr', 'Şehr' gibi versiyonları da vardır. "Şat" şeklinde söyleneni en eskisidir. Şah sıfatı dahi bu Şat kelimesinden türetilmiştir. “Şem” ise şems, yani güneş (Arapça) anlamında kullanılmış olup, Güneş şehri anlamını taşımaktadır..." Ancak burada bir yanılgı olduğuna inanıyorum. “Şem" Kürtçedeki "Çem"dir. “Çem” ve “Şet” Kürtçede ırmak ve nehir anlamında kullanılır. Kentin Murat Nehri kıyısında olması bu ismin verilmesine sebep olmuş olabilir.  "..Şemşat, Elazığ’ın Palu sınırları içerisinde, Murat ırmağının Güney kıyısındadır. Palu merkez bucağa bağlı Xaraba Köyü'nün Şupani krallığının tarihi başkenti olduğunu aynı yerdeki Şemşat Kalesinin varlığından biliyoruz. " İsmi 'Örencik' olarak Türkçeleştirilmiştir.

"
Yunanlı coğrafyacı Strabon Sophene’nin başkentini Karkathiokerta olarak göstermektedir. Bu şehrin Elazığ (Harput) şehrine yakın olduğu anlaşılmaktadır (XI.14.2). 20. yüzyılın ünlü tarihçilerinden Marquart’a göre Karkathiokerta kenti aslında Argatiokerta kenti olarak düzeltilmesi gerekir. Argatiokerta kenti Sophene kralı Zariades’in oğlu Argatyas tarafından kurulmuştur.
Marquart’a göre bu kentin kalıntıları Dicle nehrinin kaynağı Eğil veya Arghana (Ergani) Suyu yakınlarındadır. Strabon’daki Artanes, C. Toumanoff’a göre, Sophene kralı Zariades (Zareh)’in oğlu Mithrobuzanes olup, doğru adı Me(h)ruzan’dır. Zariades (Zareh) ise bağımsız Sophene’nin krallığını yapmıştır ve Zaza Kürdlerindendir. Mehruzan ile Zareh adları Kürtçedeki Mihrican, Mîrzeban, Zara ve Zarê adlarıyla etimolojik olarak çok yakınlık göstermektedir…"
Yabancı akademisyenlerin geneli Zazaların aryan boyu olduklarını, Hititler gibi Güney Hazar ve Zagroslar’dan Anadolu’ya göç ettiklerini belirtmektedirler.
Hititlerle aynı yolu, aynı kaderi, aynı dili ve aynı coğrafyayı paylaşmaları aynılıklarını göstermektedir.
Avesta Kürtçesinin de daha çok Zazaca Kürtçesiyle benzerlik gösterdiği yine araştırmacılar tarafından ileri sürülmektedir.
Zazaların sadece fonetik özellikleriyle değil, diğer tüm kültür öğeleriyle Ari bir özellik taşıdığı genel kabul görmektedir.
Bundan da anlaşılıyor ki, Zazalar bir ari boyudur, yani Kürtlerle aynı soydan gelmektedirler. Bu sebeple yukarıda adı geçen tarihçiler Zazaları Kürt olarak ifade etmişlerdir.
Ancak TC, 1980 sonrasında Zazaları Kürtlerden ayırmak amacıyla böl yönet politikası uygulamış ve Zazaların Kürtlerle bir ilgisi olmadığı tezini ortaya atmıştır. Resmi tarihin çürük tezlerle yok etmeye çalıştığı Kürt hafızası ve moral değerleri aydınlanan gerçek Kürt tarihiyle birlikte aslına dönmeye başlamıştır. Sorun, Zazaların kendilerini Kürt sayması ya da saymaması değil... Farklılıklara karşı gösterdiğimiz tepkidir! (devam edecek)
Fikret YAŞAR
Kaynak: -E.XEMGİN - Kürdistan Tarihi -Dr. Asad Khailany's - Researches based on thousands of historical resources.
What the ancients referried to Kurds as:

  
Fikret Yaşar
fktyasar@gmail.com

3 yorum:

Adsız dedi ki...

hayatımda okuduğum en uydurma masalcı tarihçilik timsalinden.Kürtlerin niye gelişemeyip hep aşiret düzeninde ilkel bir Ortadoğulu tebaa olduklarınının da alemi aslında.Zazalara Kürt deme faşizmini bir tarafa bırakırsak; bu topraklara Kürtlerin yaylması ancak 9. yyda Abbasi hilafetine bağımlı uç-beylikler olarak yaşamalarıyla oalcaktır.1071'den önce Kürtler ancak Hakkari ve Botan/Cizre yöresinde vardı.Ondan önce Strabon'un bahsettiği "Cordouene" halkından "Kürt" diye bahsetmek zavallılıktır.Madem Kürtler o kadar zamndır bu topraklarda var niye Ermeniler-Rumlar-Lazlar gibi bir yazılı taş, bir sikke, bir kitap bir kalıntı bırakamadılar.Seyyahlar buralarda gezerken "Kürt" milletinden bashetmiyorlar.Marco Polo bile ta 13. yyda Diyar-ı bekri tanıtırken Türkmen ve Ermeni kenti diyor.Kendinize kandırmayın kardeşler.Kürtler bu kadar ucuz bir millet değil.Kürtler için Dağ Türkü diyen Kemalist türklerden farksızdır Zazaları Kürt yapmak ya da Medleri-Kardoukoileri kürt diye anmak.

Adsız dedi ki...

Zazalar Kürtlerle aynı bölgede komşu olarak yaşamış,kız alıp vermişlerdir.Ancak, Zazalar Kürt değildir.Çok uydurma bir yazı gibi geldi bana.

Unknown dedi ki...

yorumcu efendiler kürtler artık eski kürtler degil asil siz bizi kandirmayi birakiğ kendinize gelin kürt halki zaza lor kurmanc soranlarin olusturdugu KURD halkidir, kalkip bize akil vermeyin siz ellerinize bulasmis kanimizi temizlemeye bakin..