13 Mayıs 2012 Pazar

Nazilerin Kürdistan’ı İşgal Planı


Bir Alman ajanı olan Gottfried Johannes Müller 1942 yılının baharında İstanbul’dan Almanya’ya geri döndüğünde Alman ordusunun en önemli sorunlarından biri çok geniş bir coğrafyaya yayılan güçlerin yakıt ihtiyaçlarının karşılanmasıydı. Müttefiklerin yakıt depolarına karşı sürekli düzenlediği hava saldırıları ve sabotajlar, yakıt sıkıntısını gün geçtikçe daha da büyütüyordu.

Sovyet cephesine gönderilecek kuvvetlerin eğitiminden sorumlu olan Müller’in yakın arkadaşlarıyla yaptığı tartışmalarda sürekli olarak yakıt sıkıntısı gündeme geliyordu. Sonunda Müller Alman Genelkurmayına bir rapor yazmaya karar verdi. Bu raporda Kerkük ve Musul’daki petrol kaynaklarına dikkat çeken Müller, Güney Kürdistan’daki Kürt aşiretlerinin İngilizlere karşı ayaklanabileceğini ve Nazi Almanya’sının bölgeyi işgal edebileceği fikrini öne sürdü.

Müller kısa bir süre sonra General Wilhelm Keitel tarafından Berlin’e davet edildi. (Keitel savaş sonrasında Nürnberg mahkemelerinde yargılanıp idam edilmişti) Müller’in sunduğu plan basitti. Bir istihbarat ekibi ile Güney Kürdistan’a gidilecek, orada aşiretler ayaklandırılarak ve ayaklanmanın ardından iki hafta içinde Alman ordusu havadan Güney Kürdistan’a indirme yapacaktı. Keitel bir hafta sonra gönderdiği yanıtta Müller’e derhal operasyon için hazırlanmasını ve gelişmeleri Hitler’in karargahına rapor etmesini emretti.

Müller operasyon için hazırlığa giriştiğinde ilk iş olarak istihbarat arşivlerinde Kürdistan ile bilgi aradı. Ancak çok az şey bulabildi. Alman Genelkurmayı da söz verdiği personel desteğini veremiyordu. Bu yüzden Müller kendi ekibini kendi kurmaya karar verdi. Dört kişi buldu. Ancak hiçbiri Kürt değildi. Müller kendisiyle beraber Güney Kürdistan’a gidebilecek ve operasyonun her aşamasında bulunabilecek bir Kürt’ün bulunması için tüm Avrupa’yı birbirine kattı ancak kimseyi bulamadı.

Sonunda İstanbul’da birlikte çalıştığı dostları ona Remzi diye bir Kürt’ü önerdi. Remzi bir Kürt aşiret ağasının oğlu olduğunu söylüyordu.

Remzi, Güney Kürdistan’daki operasyon için Bodental’da eğitim gören Müller ve arkadaşlarının yanına geldiğinde karşısındakilerin neyi amaçladığı konusunda hiçbir fikri yoktu. Müller ona Kürdistan’ın Nazi Almanyası tarafından özgürleştirileceğini, İngilizlerden kurtulacaklarını ve bunun karşılığında da Kürtlerin Almanlara petrol yataklarını açması gerektiğini söyledi. Remzi kısa bir konuşmanın ardından ikna oldu ve operasyona katılmayı kabul etti.

Remzi’nin aşiret ağası olan babası Hewler’de yaşıyordu ancak aşireti Süleymaniye’nin doğusundaki dağlık bölgede yerleşikti. Remzi, Müller’e aşiret ağalarıyla iyi ilişkiler kurabileceğini ve onları isyan etme konusunda ikna edebileceğini söyledi.

Operasyonun adı da bu aşamada konuldu: “Mamut Operasyonu”

Remzi ve Müller üç ay sonra 10 kişiden oluşan operasyon ekibiyle Berlin’deydi. Ekipten 4 kişi bu aşamada görevden affını istedi ve Müller onları hemen oracıkta bıraktı. Hedefleri fazla yerleşimin olmadığı Urumiye gölünün batısındaki dağlık bölgeydi. Yani günümüzdeki Xakurke–Xinere bölgesi.

Müller ve Remzi Berlin’de bir süre Adolf Hitler’den gelecek onayı bekledi. Onay gelir gelmez ekip Kırım’daki bir askeri üsse nakledildi. Buradan havalanan uçak rotasını Türkiye üzerinden İran’a çevirdi.

Ancak tam da bu noktada ciddi bir aksaklık yaşandı. 7 bin metreden paraşütle atlayış yapacak ekip için yeterli oksijen maskesi yoktu. Bu yüzden uçak önce düşük irtifaya geçti. Fakat bu kez de pilot tam olarak nerede olduklarını bilmiyordu. Ulaştıkları nokta üzerinde sürekli daireler çizerek uçuyorlardı. Sonunda pilot doğru noktada olduklarını söyledi ve ekip atladı.

Ancak Xakurke-Xinere hattındaki insansız bölgeye ulaşmak isteyen Remzi ve Müller kendilerini bir köyün yakınlarında buldu. Bu her ikisi için de büyük bir hayal kırıklığıydı. Müller ve yanındakiler hemen Kürt kıyafetlerini giydi ve paraşütlerini toplayıp sakladı. Musul ve Hewler arasında bir noktada olduklarını anlamaları fazla uzun sürmedi.

Köyler arasından geçip Hewler’e ulaştıklarında onları kötü bir sürpriz bekliyordu. Remzi’nin babası Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizlere karşı savaştığı için evi sıkı bir şekilde gözetleniyordu. Burada ancak kendilerini dağlara ulaştırabilecek bir rehber bulabildiler. Ayrıca tüm Irak’ta onların ülkeye girdiklerinin bilindiğini ve başlarına ödül konduğunu da öğrendiler. Sonunda Remzi’nin ilişkileri sayesinde dağlık bölgeye ulaştılar. Ama burada bir grup kaçakçıya rastlayan Müller kim olduklarını açık etti. Kaçakçılar iki gün sonra onlara malzeme getireceklerini söyleyip yanlarından ayrıldı.

Remzi de bu sırada Hewler’e gitmişti. Müller ve yanındaki iki Alman subayı ertesi gün peşmergeler tarafından yakalandı. Remzi ise babası ve büyük kardeşi tutuklandığı için gidip teslim olmuştu.

Nazi Almanyasının Güney Kürdistan’ı işgal planı böylece daha yürürlüğe konmadan bitti. Müller ve yanındakiler İngilizler tarafından Bağdat’ta uzun süre sorgulandı. Sorgu sırasında yoğun bir şekilde işkence gördüler. Müller’in yanındaki Alman subayları ve Remzi sorgularda akli dengelerini kaybetti. Müller savaşın sona ermesinden iki sene sonra ülkesine dönebildi.

Remzi 1960'lı yılların sonlarında köyünde öldü. Müller savaştan sonra değişik işlerden çalıştı, ardından 1957’de evsizlere yardım için Salem Kardeşliği adlı bir sivil toplum örgütünü kurdu. 2009 yılında Höchheim’da 95 yaşında öldü.

Müller Mamut Operasyonu hakkında “Yakıcı Doğu’da–Ortadoğu’da tehlikeli görev 1943” adlı bir kitap kaleme aldı. Türkçe’ye de çevrilen kitap operasyonla ilgili birçok ayrıntıyı içeriyor.

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: