26 Şubat 2012 Pazar

Pozantı Cezaevi'nin Duvarları Yıkılmalı

Mehdi Atay
 
 
Onlar doğmadan çok önce başladı savaş. Her birinin en az bir yakını Kürdistan'da sürmekte olan savaşta yaşamını yitirdi. Onlar savaşın karanlığına doğdu. Doğar doğmaz kendilerinden önce toprağa düşen bir yakınlarının adını aldılar. Dağlara çekilen ablalarının ağabeylerinin şehre düşen izdüşümleri oldular.

Küçücük bedenlerinde kendilerinden büyük bir ruhla büyüdüler savaşın ortasında. Polisi, askeri, devleti sokakta tanımadan önce kundakta, yer yatağında ev baskınlarında aileleri coplanır, dipçiklenirken kendilerini hedef olarak karşılarında buldular.

Devleti örgütlenmiş bir hizmet sistemi olarak değil işkenceci, katil olarak tanıdılar. Toprağa düşenlerin adlarını alıp sokaklara çıktılar. Ülkelerinin zapt edilmesi yetmezmiş gibi resmi ideolojinin sınırlarını çizdiği eğitimin asimilasyonuna direnerek bilendiler. Kuşaklardır bastırılan, katliamla, zulümle, işkenceyle örselenmiş bir coğrafyanın özgürlüğe en yakın nesli olmaya çocuk yaşta soyundular.

Kürdistan şehirlerinde, kasabalarında çoğalan şehitliklerdeki mezar taşlarından aldılar adlarını; Mazlum, Hogir, Zilan, Şoreş, Dicle, Rojin, Rojda, Neval, Armanc, Pelşin, Bager, Cudi, Tekoşin, Rojbin, Peyman, Rozerin...

O adları alırken Kürdistan'ın vebalini de aldılar. Türk Devleti'nin kinini, nefretini üstlendiler, inkarının karşısına dikildiler. İşgalcinin tankının, panzerinin karşısına dikildiler yürekleri kadar taşlar ellerinde.

Türk Başbakan Tayyip Erdoğan, ailelerini ve onları hedef alarak, ”gereken ceza verilecek” dediğinde, ”örgüt üyesi, terörist” olarak cezaevlerine kapatılıp yargılanmaya başlamışlardı. Kürdistan'ın bir çok şehrinde sokak ortasında polislerin, özel timin işkencesine maruz kaldılar. Sokak ortalarında kemikleri kırıldı. Evlerinin kapısında yaşlarından çok mermiyle parçalandı bedenleri. Türk askerinin roketli saldırılarının hedefi oldular.

Şimdi, ”dindar nesil yetiştireceğini” açıklayan Başbakan'ın iktidarında, devletin denetiminde tecavüze uğruyorlar. Nereye giderse gitsin kendi çocuklarını yanı başından ayırmayan başbakanın talimatıyla ağır cezalara çarptırılan Kürt çocuklarına tecavüz ediliyor. Kendi sağlığı için tüm devlet olanakları seferber edilen Başbakan'ın iktidarında küçücük bedenler, ruhlar parçalanıyor. Başbakan Kürt çocuklarının vebalini alıyor. Başbakan kendini bundan soyutlayamaz. Uzun uzun konuşup hiç bir şey söylememeyi devlet adamlığı sayarak bu konuyu da geçiştiremez. AKP iktidarının arkasında duran liberaller, kendi çocuklarını laiklikten korumak için dini eğitim isteyen ”müslüman” AKP yandaşları bu vebalden kurtulamazlar.

Roboski'de savaş uçaklarıyla Kürt çocuklarını katleden devlet, cezaevlerindeki Kürt çocukları'nın tecavüzüne göz yumuyor. Kürt çocukları sistemli bir devlet terörünün hedefi haline getiriliyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, insanlık aleminin yüzüne nasıl bakıyorsunuz? Denetiminizdeki küçücük çocuklara tecavüz eden bir devlet başısınız. Utanmıyor musunuz?
Kürtler infial halinde. Kürtler açısından Pozantı Cezaevi'nin yıkılması mübahtır. Bu çocuklara reva görülen zulmün hesabı derhal sorulmayacaksa, Pozantı Cezaevi'nin duvarları yıkılmalı. Bugün o cezaevi işgal edilse kimsenin buna söyleyecek tek bir lafı olamaz. Çocukları yüksek duvarların arkasına kapayıp zulmünüzü büyütmenize izin verilemez.

AKP'li adalet bakanının denetimindeki Pozantı Cezaevi'nde Kürt çocuklarını adlilerin koğuşuna koyarak her türlü saldırının hedefi yapanlar bunun hesabını vereceksiniz. Bu insanlık dışı alçakça saldırının o cezaevi yönetiminden başlayarak silsile halinde tüm iktidarın denetiminde yapıldığı alenen ortada. Ya bu dünya da bize vereceksiniz bu hesabı ya da inandığınız öteki dünyada mahkeme-i kübrada sabi sübyana yaptığınız bu zulmün hesabını mutlaka vereceksiniz.

Kendi çocuklarınıza tabletli, akıllı tahtalı eğitim hesapları yaparken Kürt çocukların bedenlerini, ruhlarını paramparça ederken iktidarınızı pekiştirdiğinizi mi sanıyorsunuz? Özgürlük mücadelesini mi bitireceksiniz? Siz çokça zikrettiğiniz kardeşlik ruhuna tecavüz ediyorsunuz.

O körpe bedenler üzerinden Kürdistan'a verdiğiniz mesajın cevabını alacaksınız.

Hiç yorum yok: