26 Şubat 2012 Pazar

Kimdir bu Fethullah Gülen?

''Beyazlar, ülkemize geldiklerinde beraberlerinde kırmızı kaplı bir kitap (İncil) getirmişlerdi. Önceleri o kırmızı kaplı kitabı beraberce huşu içinde okuduk, sonra dediler ki, gözlerinizi kapayarak okuyun, gözlerimizi kapatıp kırmızı kaplı kitabı kendimizden geçercesine okumaya başladık, sonra bir gün gözümüzü açtığımızda kırmızı kapaklı kitap bizim olmuştu ülkemiz de beyazların.’’ 

Afrikalı önderlerin bu söylemi bizi de tarif ediyor. Türkler, Farslar ve Araplar kendi milliyetçi duyguları doğrultusunda dini kullanırken, yine dine dayandırılarak Kürtlerin kendi gerçekliğinden kopmasını istiyorlar. Yaptıkları katliamları din ile üstünü örtmeye çalıştılar, çalışıyorlar. Türk egemen sınıfı ise dini tamamıyla milliyetçi ve Turancı hedeflerine alet etmiş bulunmakta.
 
Gülen’in hedefi İslam’ı yaymak değil. Ki Kürtlerin ezici çoğunluğu zaten Müslüman’dır. Asıl hedefleri Türkçülüğü yaymaktır. Eski Orgeneral Çevik Bir’e yolladığı mektubunda bunu açıkça da ifade ediyor: ‘’Kahraman ordumuzun şerefli bir mensubu ve en yüksek rütbede bir komutanı olarak takdir buyuracağınız üzere,’’ demeden önce, okullarının Türkçülüğe sıkı sıkı bağlı olduğunu ve bu okulları devletin istediği zaman alabileceğini söylüyor. Bununla da bitmiyor. Devam ediyor;

‘’Bilhassa Kars, Erzurum, Ardahan gibi Serhat şehirleri sık sık düşman işgaline uğradığı için, bu şehirler halkında milliyetçilik duyguları çok ileridir’’ diyor ve kendisinin de bu nedenlerden dolayı milliyetçi olduğunu vurguluyor.
 
‘’Türklük gururu elvermediği için’’ yanına gitmediği üstadı Said-i Kurdi’yi sürgün ve hapislerde çürütenlerle aynı zihniyete sahip olan Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünde yayınladığı başsağlığı mesajında, ülkesinin büyük bir adam kaybettiğini söylüyordu. Muhsin Yazıcıoğlu’nun yüzlerce masum insanın ölümüne neden olduğunu biliyoruz.

Said-i Kurdi ırkçılığı kesin bir dille ret etmişti. Fethullah ve adamları Türklüğü ve Türkçeyi yaydıkları için övünüyorlar. Ve onun içindir ki Said-i Nursi’nin kitapları tahrif edilerek Türkçülüğe uygun bir hale getirildi.
 
1876’da dünyaya gelen Said-i Kurdi’nin yaşamı sürgün ve eziyetlerle geçerken, Fethullah Gülen hareketi serbestçe örgütlemesini yapabilmekte. Said-i Kurdi’nin Kürtçe okul talebi, akıl hastanesine atılmasına neden olurken, Fethullahçı cemaat istediği yerde okul ve vakıf açabilmekte. Fakir Kürt çocuklarını okul ve ışık evleri dedikleri öğrenci yurtlarında Türkçü yetiştirebiliyor...

‘Küçük Dünyam’ adlı kitabında da belirttiği gibi, gittiği her medresede kovulan, hatta ilkokul beşi bile bitirmeden okuldan da uzaklaştırılan ve huşu içerisinde bizi bitirip, bizi birbirimize düşürmek isteyen bu adam kim?

Eğitimci mi? Milyonlarca dolara sahip bir işadamı mı? Din adamı mı? Yoksa ajan mı? Aslında hepsi. Amerika’da kalmasını sağlayan CİA ajanlarıdır. Türkiye’de büyümesini sağlayan 1980’deki askeri cuntaydı. Ordudaki subayların övgülerine mazhar olduğuna göre, vaazlarında ve medyasında sürekli propagandasını yaptığı ordunun da adamıdır; Türkçüdür, Turancıdır. Araratnews Publishing yayınları arasından çıkan ‘Fethullah Gülen ve Said-i Nursi Gerçeği’ adlı kitap bizi bu söylediğim sonuçlara götürüyor.

MEHMET SÖĞÜT

Hiç yorum yok: