İki kız kardeş, baba-kız, anne-oğul, kardeşler vb çeşitlilikte gerillaya katılımlar var. Ailelerin kendi elleri ile getirdiği gençler var. Her katılımın öyküsü gerçekten ilgi çekici. Gever’den Amed’e, Mardin’den Batman’a, Siirt’e, Dersim, Kars’a kadar, her ilde serhildanlara katılan gençler şimdi gerilla saflarında. |
30 Ağustos 2010’da emekli olan Türk Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ göreve geldiğinde ‘’Gerillaya katılımı engelleyip, dağdan inişi de hızlandırıp” PKK’yi bitirip çökerteceğini deklare etmişti. Başbuğ’un emekli olduğu süreçte Türk devletinin bu politikası nasıl bir sonuç vermişti; bu süreci yerinde görmek istediğimiz HPG yetkililerine soruyoruz.
Gerillaya katılanların profili zengin
HPG yetkilileri sorumuzu yanıtlamak yerine bizi bir törene davet ediyor. Zaman gece yarısını geçiyor. Dolunayın aydınlattığı gecede önümüzdeki birkaç gerillanın rehberliğinde ilerliyoruz. Saatler süren yolculuğumuz dağların doruklarına yakın yerden geçiyor. Kayalıklar, vadiler aşıyoruz. Daha sonra bir dağın eteğinden iniyoruz. Cennetten bir köşe gibi olan ırmağın kıyısında dinleniyoruz. Kayaların arasından akan pınardan buz gibi su ile serinliyoruz. Daha sonra bir gerilla bizi alıp ‘’Yeni Savaşçıların” kampına götürüyor. Sabahın ilk saatleri. Etraftaki kuş seslerine gerillaların “rojbaş!” selamlamaları karışıyor. Ormanın içinden farklı yönlerden gelen patikalardan gerillalar akıyor. Çınar ve ceviz ağaçlarının gölgesinde biriken gerillaların sayısı öylesine çok ki. Yanımdaki gerillalar bu kalabalığı anlatıyor: ‘’Yeni Savaşçıların Mezuniyet Töreni olacak. Aynı zamanda biten devreler yerine yeni devreler açılacak.” Sayıları yüzü bulan yeni savaşçılar mezun olacak. Mezun olacakların yerine ise yine sayıları yüzü bulan yeni savaşçı adayları eğitime başlayacak. Bu sadece bu alan için. Diğer alanlarda da benzer törenler yapılıyor.
Bir HPG’li komutana soruyorum; aynı zaman diliminde Medya Savunma alanlarında çok sayıda eğitim devresi var. Yani üç ayda bir yüzlerce gerilla adayı mezun oluyor yüzlercesi de eğitime katılıyor. Hem de Kürdistan’ın dört parçasından, Avrupa’dan ve dünyanın birçok yerinden Kürt gençleri HPG saflarına katılıyor. Gençlerin profili de zengin. Üniversite öğrencilerinden, işçi gençliğe, işsizlere, köylü gençlere kadar her sınıf ve statüden gençler var. İki kız kardeş, baba-kız, anne-oğul, kardeşler vb çeşitlilikte katılımlar var. Ailelerin kendi elleri ile getirdiği gençler var. Her katılımın öyküsü gerçekten ilgi çekici. Gever’den Amed’e, Mardin’den Batman’a Siirt’e Dersim Kars’a kadar her ilde serhildanlara katılan gençler şimdi gerilla saflarında. Doğu Kürdistan’dan Küçük Güney’den katılanların sayısı da hiç de azımsanmayacak kadar. Genç kadınların sayısının fazlalılığı da dikkatimizi çekiyor. Ve bu tablonun çarpıcı sonucunu KCK Meşru Savunma Komitesi Üyesi Rıza Altun, yine HPG komutanlarından Renas Türkmen ve diğer gerillalar şu cümleler ile özetliyorlar: Türk Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Gerillaya katılımı ve dağa çıkışları engelleyip, dağdan inişi de hızlandırıp PKK’yi bitireceğini söylüyordu, ama o şimdi emekli olurken gerillaya katılım eskisinden daha çok artıyor. Dağdan iniş ise onun söylediği gibi hiç olmuyor. Söz İlker Başbuğ’a ve Başbuğun gerillayı ‘indirmesi’ konusuna gelince bir gerilla komutanının şu çarpıcı belirlemesi bomba gibi tartışmanın ortasına düşüyor. Gerilla İlker Başbuğun BDP milletvekillerine ‘meclise gireceklerine dağa çıksınlar’ sözlerine atıfta bulunarak diyor ki ‘İlker Başbuğ gerillayı dağdan indireceğini söylüyordu, geçenlerde tv’ye çıkıp gider ayak BDP milletvekillerine dağa çıkın diye sesleniyor. Çok tutarsız, ne yaptığını o bile anlamamış sanırım’ Usta bir gazeteci gibi çok ince bir yerden yakalıyor gerilla. Biz ise ortama hakim olan kahkahalar arasında bu sözleri hemen not ediyoruz.
Gerçekten karşılaştığımız tablo hem heyecan verici hem de sarsıcı. Yeni savaşçıların töreni bitince gerillaların düzenlemeleri okunduğunda savaşın yoğun olduğu yerlere giden gerillaların sevinci ve alkışların çokluğu dikkatimizi çekiyor. Herkes birbirini kucaklıyor. Çınar ve ceviz ağaçlarının gölgesinde, kendince akıp giden bir ırmağın kıyısında genç gerillalar şarkılar söyleyip, halaylar çekiyor. Genç gerillaların mizahına gülen bütün gerillaların kahkahaları dağlarda yankılanırken, biz yaz sıcağının ortasındaki bu gerilla esintisinden ayrılıyoruz. Belleğimizde yüzlerce öykünün satırbaşı cümleleri ile yola koyuluyoruz. Halk Savunma Merkezi’ne doğru gidiyoruz.
Heyecanlı ama disiplinliler
Bu kez bizi KCK Yürütme Konseyi ve Meşru Savunma Komitesi Üyesi Duran Kalkan karşılıyor. Duran Kalkan, yoğun çalışma temposu içinde. Sürekli çalışıyor. Toplantılar yapıyor, eğitimler veriyor, yazılar yazıyor. Akşam üzeri haberleri izlemek için televizyonun olduğu bir gerilla mangasına geçiyoruz. Haberleri izliyoruz. HPG ve KCK yetkilileri de var. Yeni savaşçı kampında çektiğimiz program yayınlanıyor. Bu programı televizyondan izlerken KCK ve HPG yetkilileri ile yan yanayız. Orada gördüğümüz tablo bu kez farklı özellikleri ile özetleniyor. Ertesi gün yine çekim için yola çıkıyoruz. Dağların içinden geçip, derin bir vadide bir gerilla kampına giriyoruz. Gerillaların tören hazırlığı var. Burada da yeni savaşçılar mezun olup yeni gerilla adaylarının eğitime başlayacağını öğreniyoruz. Yine yüzlerce gerilla var. Bir yandan tören için prova yapılıyor, diğer taraftan güvenlik tedbirleri alınıyor. Zaman ilerliyor. Gerillanın hareketliliğinde artış var. Bu törene katılım daha da yoğun. KCK Yürütme Konseyi ve Meşru Savunma Komitesi Üyesi Duran Kalkan, Rıza Altun ve HPG’li komutanlar geliyorlar. Genç gerillalar heyecanlı ama disiplinliler. Tören kıtası denetleniyor. Kısa konuşmalar yapılıyor. Sonra toplantı ve tabii ki şarkılar, kılamlar, halaylar… Ve hiç eksilmeyen gerilla kahkahaları kulaklarımızda çınlıyor. Duran Kalkan güncel siyasete ilişkin sorularımızı çarpıcı üslubu ile yanıtlıyor. Sürecin özelliklerini, Türk devletinin durumunu ve medyadaki durumu analiz ediyor. Tabii ki konu Türk genelkurmayı ve AKP hükümetinin Kürt politikasına gelince gördüğümüz tabloyu bize özetliyor. Gerillanın direncini, ‘’modern gerilla” ile yakalanan düzeyi özetliyor. HPG’ye yeni katılan gençlerin sosyal-kültürel ve siyasal özelliklerini analiz ediyor. İlker Başbuğ’un neden ve nasıl başarısız olduğunu anlatıyor. Devletin neden gerillayı yenemeyeceğini siyasal-kültürel-tarihsel ve sosyal dinamikleri ile özetliyor.
Duran Kalkan’ın bu konudaki değerlendirmelerinden en çarpıcı olanı yeni neslin hangi koşullar içerisinde büyüdüğüne dair çarpıcı belirlemeleri. Kalkan, PKK’nin yarattığı özgür ortam içerisinde PKK kültürünün içinde doğan ve büyüyen, mücadele etmek ve mücadeleyi büyütmek isteyen ve bunun için geçmiş yıllara göre çok daha fazla imkanlara sahip bir PKK neslinin ortaya çıktığına vurgu yapıyor. Katılım ve hayat hikayeleriyle her yeni gerilla adayı aslında Kalkanın bu belirlemelerini doğruluyor. Kürdistan’da yeni yaratılan sosyalitenin her saniyesine, her anına PKK mücadelesinin yarattığı ahlaki değerlerin işlendiği açıkça ortaya çıkıyor. Çokça örneklendirilen yeni doğan çocuklara gerilla isimlerinin verilmesi bir tarafa artık gerilla gibi yaşamayı, o sosyalite ile büyümeyi tercih eden bir toplum ve değerler bütünü ortaya çıkıyor. Belki de PKK’nin, artık klasik bir parti olmaktan çıkan elle tutulur ve görülür maddi bir olgu olmaktan çıkan PKK’nin yenilmezliğinin sırrı da bu oluyor diye düşünüyor insan.
HPG’li komutanlara baskın!
Coşkulu ve neşeli bir gerilla kampını daha geride bırakıyoruz. Kürdistan dağları üzerinden gün batmak üzere iken geri dönüyoruz. Kürdistan’ın güzel köyleri ve bahçelerini geçiyoruz. Akşamüzeri serinliğinde yaptığımız çalışmaları düzenlemek için geldiğimiz gerilla kampında kimlerle karşılaşmıyoruz ki!... HPG Anakarargah Komutan Nurettin Sofi, YJA Star Anakarargah Komutanı Zozan Çewlik, HPG Komuta Konsey üyeleri, Kuzey Kürdistan’ın Serhat, Dersim, Amed, Erzurum, Botan eyaletlerinden gelen gerillalar… Bir gazeteci için o kadar güzel bir an ki! Kafamızdaki bütün sorulara yanıt alabileceğimiz, toplumda ve siyasette tartışılan birçok konu ve kişi bir arada. Bu anı değerlendirmeye çalışıyoruz.
KCK Yürütme Konseyi ve Meşru Savunma Komitesi Üyesi Duran Kalkan ve Rıza Altun, Nurettin Sofi ve diğer yetkililerle sohbet ediyoruz. Değerlendirme ve yorumlar ölçülü yapılıyor. Arada yapılan espriler ile herkes gülümsüyor. Türk genelkurmayındaki atama krizini HPG Anakarargah Komutanı Nurettin Sofi’ye soruluyor. Hatta karşısındaki Türk ordusunun komutanının olmaması savaş kurallarına göre nasıl yorumlanır diye soruluyor. HPG’nin çıkıp açıklama yapması gerek diyor ve gülerek şunu söylüyor bir yetkili ‘’Sofi arkadaş çıkıp bu savaşta muhatabımız belli olana kadar savaşa ara veriyoruz demeli” Herkes gülüyor.
Ankara’nın içinde bulunduğu asker-hükümet krizinin sonuçları kısa sürede ortaya çıkıyor. Genelkurmay’daki asker atamaları krizi Ankara’daki krizin gidişatını gösteriyor. İlker Başbuğ’un gelirken yaratmak istediği “hava” gerilla mücadelesi ve Kürtlerin siyaseti sonrasında tam bir çöküşe işaret ediyor. Duran Kalkan Ankara’daki krizi “karışık işler ve yanlış planlar” olarak özetliyor. Asker ile AKP arasındaki çelişkinin devlete egemen olma çelişkisi gibi göründüğünü ama Kürtler söz konusu olunca da ittifakın sağlamlığına işaret ediyor. Özellikle Dolmabahçe görüşmelerinde Erdoğan ve askerin yaptığı ittifaka gönderme yapılıyor.
Gerilla karargahında eylemsizlik yorumu
“Eylemsizlik sürecine giriş” tartışmaları daha fazla gelişiyor. Bu sürecin özellikleri ve sonuçları üzerine HPG Anakarargah Komutanı Nurettin Sofi’ye birkaç soru soruyoruz. Askeri inisiyatifin gerillanın elinde olduğu, 2,5 aylık süreçte gerillanın askeri inisiyatifi ele aldığını söyleyen Nurettin Sofi özetle Devlet ve bazı bölgesel güçlerin gerillanın eylem ve hareket kabiliyeti üzerine yorumlarda bulunduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor. “1 Haziran’dan sonra ortaya konulan gerilla pratiği gösterdi ki gerilla mevzilenmesi eskisinden daha güçlü. Gerillanın yayılma alanı sadece Kürdistan değil, Karadeniz’den Akdeniz Amanoslara, Marmara’ya kadar devam ediyor. Gerilla, sadece kırsal alanda değil kentlerde ve kasabalarda da var. Bu süreç siyasal sonuçlarını da daha net ortaya çıkaracak. Yine demokratik özerklik çözümü konusunda gerillanın yüklendiği rol var. Gerilla halk savunma gücü olarak her zaman halkın yanında olacak. Gerilla, Demokratik Özerk Kürdistan çözümündeki rolünün farkında.” Gerillanın kendisinden emin ve toplum üzerindeki etkisinin de giderek arttığına dikkat çeken HPG Anakarargah Komutanı Sofi; Kürdistanın dört parçasından gerillaya katılımın olduğunu söylüyor.
Gerçekten de gerilla Kürdistan’da ulusal birliği hayata geçiren temel güç gibi görünüyor. HPG, her parçadan ve Kürt toplumunun her kesiminden gelenlerin oluşturduğu dinamik siyasal ve askeri bir güç. Kürdistani hiçbir örgüt ve yapı HPG ya da PKK gibi bütün parçaları birleştirebilmiş bir özellikte değil.
Kuzey gerillaları ile sohbet notları
HPG Anakarargah yetkilileri ile süreç ile ilgili sohbetlerimiz kesintisiz devam ediyor. Bu sürece damgasını vuran Gedikli Tepe ve Hantepe eylemlerinin Türk kamuoyunda tartışılma biçimini de soruyoruz. Çoğu tartışmalara gülüyorlar. Eylemlerin gerçekleşme zemini ve özelliklerinden bağımsız ezbere tartışmalar olduğuna işaret ediyorlar. Kuzey Kürdistan’ın Dersim, Botan, Serhat, Erzurum, Amed vb eyaletlerinden gelen gerillalar ile de bu dönemi konuşuyoruz. Türk medyasında ve kamuoyundaki “Heron tartışması, İskendurun, Reşadiye vb” alanlardaki eylemleri üzerine yapılan spekülasyonların anlamsız olduğunu, hem Türk medyasının hem de bu işin uzmanı olan kişilerin HPG’nin yeni döneme hazırlıklarını anlamadıklarına dikkat çekiyorlar. Türk medyasında ve Ankara merkezli siyasette tartışmanın merkezine konulan gerilla eylemlerinin yanlış zemin üzerinden tartışıldığını, özellikle AKP taraftarı medyanın bu süreci saptırmak için eylemleri ve sonuçlarını saptırdığına vurgu yapıyorlar. Türk ordusunun tekniği ve silahının gerillanın hareket kabiliyetini sınırlandıramayacağını onlarca örnek vererek anlatıyorlar. Dersim’den Erzurum’a, Botan’dan Amanoslara, Karadeniz’e kadar kendi öz güçleri ile üstlendiklerini ve halkın desteği ile ayakta kaldıklarını belirten gerillalar daha sonra bizzat tanık olduğum gerçekliği ayrıntıları ile anlatıyorlar. Kendi kameralarıyla çektikleri eylem görüntülerini izlediğimde hayrete düşüyorum. Dersim’de Botan’da askerle iç içe olup o kadar sağduyulu ve sakin görünen gerillaları sorduğumuzda bize gülümsüyorlar ve “bu gerillanın bir savaş gerçeğidir. 24 saatimiz böyle geçiyor. Bizim de kendi taktiklerimiz var.” Kuzeyden gelip, kuzeye giden gerillaların anlatımlarından ve yorumlarından detaylıca notlar alıyoruz. Botan’da Dersim’de, Garzan’da ve daha birçok yerde de aynı Medya Savunma Alanları gibi gerillanın denetiminde olan bölgeler var. Gerilla yol kontrolleri yapabiliyor. Toplumda çıkan sorunlar devlet kurumları yerine gerillaya gidiyor. Kısacası Demokratik Özerkliğin savunma gücü olan gerilla çeyrek asırlık mücadele birikimi ile bu sürece Kuzey Kürdistan’da hazır gibi.
Yarın:Asker ve gerilla mevzileri karşı karşıya
- Dağların isimleri gerillada farklı
- Zap en stratejik cephe
HAZIRLAYANLAR: BAKİ GÜL-DOĞAN ÇETİN-ALİ KANİROJ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder