Almanya’da tek ebeveynli aileler giderek artıyor. Tek Ebeveyn Anne ve Babalar Federal Birliği Basın Sözcüsü Peggi Liebisch, klasik aile yapısının yıkılmaya başladığını ve bekarlığın da tek ebeveyn aile şeklini solladığını söyledi. |
Tek ebeveynli ailenin giderek çoğaldığı Almanya’da, konuya ilişkin geçtiğimiz günlerde, Anayasa Mahkemesi tartışmalı bir karar aldı. Geçtiğimiz aylarda Almanya Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvuran bir baba, kendi çocuğu üzerinde ‘doğuştan bakım hakkı’ talebinde bulundu. Mahkemede, babayı haklı bularak, bu hakkı onayladı. Karar ile annelerin yanında artık babalara da ayrılma ve boşanma sonrası çocuklara bakım hakkı ile direk teslim alabilme imkanı sağlanıyor.
Oysa karar öncesi boşanma durumunda annenin rızasıyla ortak bakım hakkı tanılıyor ya da bu hak tanınmayarak baba aile mahkemesine kadar gidebiliyordu. Mahkeme kararıyla çocukların bakımı yüzde 90’lık bir oran ile anneye tanılıyordu. Almanya Federal Anayasa Mahkemesi’nin artık babalara da çocuğu üzerinde doğuştan bakım hakkı tanıyan bu kararı, Alman basınında büyük yankı uyandırdı. Doğuştan bakım hakkı (Sorgerecht von Geburt an) olarak tanımlanan bu karar, başta tek ebeveyn kadınların, annelerin ve tüm kadın aktivistlerin yoğun tepkilerine yol açtı.
Tek Ebeveynler Birliği karara karşı
Konu ile ilgili Tek Ebeveyn Anne ve Babalar Federal Birliği Basın Sözcüsü Peggi Liebisch ile görüştük. Merkezi Almanya’nın Berlin kentinde bulunan Tek Ebeveyn Anne ve Babalar Federal Birliği (Verband Alleinerziehender Mütter und Väter, Bundesverband e.V. VAMV), kuruluş yılı olan 1967 yılından bu yana toplam 3 milyon tek evebeyn aileyi temsil ediyor. 1967 yılında “Bekar Anneler Birliği” olarak kurulan ve daha sonra “Tek Ebeveyn Anne ve Babalar Federal Birliği” olarak ismini ve tüzüğünü değiştiren bu kuruluşun, Berlin, Aşağı Saksonya olmak üzere toplam 11 eyalette şubeleri bulunuyor. Bu şubelerde 9 bin aktif üyesi görev alıyor. Birlik; çocuk parasının yükseltilmesi, çocuk bakımının devlet makamlarınca desteklenmesi, gıda ve giyim vergilerinin yükseltilemesi ve tek ebeveynlerin vergi sınıflanmasındaki dezavantajlarına karşı birçok başarılı kampanyaya imza attı.
‘Tek Ebeveynlerin hakları savunulmuyor’
Anayasa Mahkemesi kararını eleştiren Birlik’in basın sözcüsü Peggi Liebisch, Almanya’da tek ebeveyn olarak yaşamanın zorluklarına değindi. Liebisch, Gençlik Dairesi’nin (Jugendamt) tek ebeveynlerin haklarını yeterli savunmadığını, çocuk bakım yerlerini bulma ve kaydetme konusunda yardımcı olmadıklarını vurguladı. Tek ebeveynler için ikinci bir sorun olarak iş sektörüne değinen Liebisch, “tek ebeveynler işlerini kaybetmemek için tüm günlük çalışmadan yarım günlük işe geçmek zorunda kalıyorlar ve bu karar birçok işveren tarafından adeta dayatılıyor. Bunun sonucunda daha az veya hatta asgari ücretle çalışan ve çoğumuzun günümüzde tanıdık arkadaş ve aile çevresinde bulunan tek ebeyevnler basın ve kamoyunda ‘yardıma muhtaç bir sorun’ olarak damgalanıyorlar” dedi.
Almanya’da klasik aile çöküyor
Yaklaşık 82 milyonluk nüfusa sahip Almanya’da klasik aile tablosunun günümüzde toplam 9,4 milyon ailede bulunduğunu hatırlatan Liebisch, “Almanya’da tek ebeveynlerin sayısı artarken, CDU/CSU gibi muhafazakar partiler tarafından savunulan klasik aile şekilleri gün geçtikçe azalıyor. Şimdi Almanya’da tek ebeveyn yaşam şeklini sollayan yaşam biçimi bekarlıktır” şeklinde konuştu. Liebisch bekarların çoğalması ve doğumun az olmasının, Almanya’da nüfusun azalmasına dayalı toplumsal bir sorun yarattığını da sözlerine ekledi. Günümüzde en fazla kadınların boşanma davası açtığına değinen Liebisch, böylece kadınların tek ebeveyn olarak çocuk büyütmenin zorluğu yanında bir de sosyal devletin desteğinden mahrum bırakıldığı görüşünü savunuyor.
‘Toplum ilerliyor, partiler yerinde sayıyor’
Almanya’da farklı yaşam şekillerine karşı hoşgörü ve kabul açısından toplumun ilerlediğini fakat Almanya siyesetinin yerinde saydığını vurgulayan Liebisch, devamla şunları söyledi: “Almanya toplumu tek ebeyevn ve benzeri yaşam ve aile şekillerini çoktan kabul etmişken, CDU/CSU gibi büyük fakat bir o kadar tutucu, gerici, konservatif partiler halen ‘klasik’ aile şeklini ve ‘erkek çalışır, kadın ise yarım gün çalışır veya tümden ev hanımı olur’ klişesini savunarak, diğer aile şekillerini dışlamaya çalışıyor. Tek ebeveynleri bir maddi sorun olarak damgalamaya çalışan Almanya bürokrasisi bu konuda ne destekçi ne de ön açıcı bir tutum belirliyor. Bu da tek ebeveyn anneler olmak üzere hem velilerin yaşam standartlarını, hem de çocukların eğitim ve gelişme alanlarını olumsuz etkiliyor”
Kamu hizmetlerinin tek ebeveyn aile şekline karşı engel teşkil ettiğini de belirten Liebisch; çocuk kreşleri, okullar ve hastane gibi kamu hizmeti sunan alanların açılış saatlerinde esnek olmamasının annelerin modern hizmet sektöründe çalışmalarına engel olduğunu ifade ediyor. Buna rağmen Federal İstatistik Dairesi’nin 2009 raporuna göre, tek ebeveyn annelerin yüzde 60’ı, evli olanların ise yüzde 58’i çalışıyor. Liebisch, bunun tek ebeveynlerin ‘muhtaç’ konumdan uzak olduklarını göstermeye yettiğini belirtiyor.
Anneler hakları için mücadele etmeli
Peggi Liebisch, gazetemiz aracılığıyla tek ebeveyn annelere şöyle çağrıda bulundu: “Annelerimiz çocuk bakımı, iş sektöründe eşitlik, Almanya siyaseti tarafından destek ve makamlarca tanınma açısından kendi hakları için mücadele etmeliler. ‘Hak verilmez alınır’ mantığı ile yaklaşmalarını ve yaşamda aktif olarak, ‘yardıma muhtaç’ yargısından kendilerini kurtarmalarını istiyoruz.”
NİHAL BAYRAM
Oysa karar öncesi boşanma durumunda annenin rızasıyla ortak bakım hakkı tanılıyor ya da bu hak tanınmayarak baba aile mahkemesine kadar gidebiliyordu. Mahkeme kararıyla çocukların bakımı yüzde 90’lık bir oran ile anneye tanılıyordu. Almanya Federal Anayasa Mahkemesi’nin artık babalara da çocuğu üzerinde doğuştan bakım hakkı tanıyan bu kararı, Alman basınında büyük yankı uyandırdı. Doğuştan bakım hakkı (Sorgerecht von Geburt an) olarak tanımlanan bu karar, başta tek ebeveyn kadınların, annelerin ve tüm kadın aktivistlerin yoğun tepkilerine yol açtı.
Tek Ebeveynler Birliği karara karşı
Konu ile ilgili Tek Ebeveyn Anne ve Babalar Federal Birliği Basın Sözcüsü Peggi Liebisch ile görüştük. Merkezi Almanya’nın Berlin kentinde bulunan Tek Ebeveyn Anne ve Babalar Federal Birliği (Verband Alleinerziehender Mütter und Väter, Bundesverband e.V. VAMV), kuruluş yılı olan 1967 yılından bu yana toplam 3 milyon tek evebeyn aileyi temsil ediyor. 1967 yılında “Bekar Anneler Birliği” olarak kurulan ve daha sonra “Tek Ebeveyn Anne ve Babalar Federal Birliği” olarak ismini ve tüzüğünü değiştiren bu kuruluşun, Berlin, Aşağı Saksonya olmak üzere toplam 11 eyalette şubeleri bulunuyor. Bu şubelerde 9 bin aktif üyesi görev alıyor. Birlik; çocuk parasının yükseltilmesi, çocuk bakımının devlet makamlarınca desteklenmesi, gıda ve giyim vergilerinin yükseltilemesi ve tek ebeveynlerin vergi sınıflanmasındaki dezavantajlarına karşı birçok başarılı kampanyaya imza attı.
‘Tek Ebeveynlerin hakları savunulmuyor’
Anayasa Mahkemesi kararını eleştiren Birlik’in basın sözcüsü Peggi Liebisch, Almanya’da tek ebeveyn olarak yaşamanın zorluklarına değindi. Liebisch, Gençlik Dairesi’nin (Jugendamt) tek ebeveynlerin haklarını yeterli savunmadığını, çocuk bakım yerlerini bulma ve kaydetme konusunda yardımcı olmadıklarını vurguladı. Tek ebeveynler için ikinci bir sorun olarak iş sektörüne değinen Liebisch, “tek ebeveynler işlerini kaybetmemek için tüm günlük çalışmadan yarım günlük işe geçmek zorunda kalıyorlar ve bu karar birçok işveren tarafından adeta dayatılıyor. Bunun sonucunda daha az veya hatta asgari ücretle çalışan ve çoğumuzun günümüzde tanıdık arkadaş ve aile çevresinde bulunan tek ebeyevnler basın ve kamoyunda ‘yardıma muhtaç bir sorun’ olarak damgalanıyorlar” dedi.
Almanya’da klasik aile çöküyor
Yaklaşık 82 milyonluk nüfusa sahip Almanya’da klasik aile tablosunun günümüzde toplam 9,4 milyon ailede bulunduğunu hatırlatan Liebisch, “Almanya’da tek ebeveynlerin sayısı artarken, CDU/CSU gibi muhafazakar partiler tarafından savunulan klasik aile şekilleri gün geçtikçe azalıyor. Şimdi Almanya’da tek ebeveyn yaşam şeklini sollayan yaşam biçimi bekarlıktır” şeklinde konuştu. Liebisch bekarların çoğalması ve doğumun az olmasının, Almanya’da nüfusun azalmasına dayalı toplumsal bir sorun yarattığını da sözlerine ekledi. Günümüzde en fazla kadınların boşanma davası açtığına değinen Liebisch, böylece kadınların tek ebeveyn olarak çocuk büyütmenin zorluğu yanında bir de sosyal devletin desteğinden mahrum bırakıldığı görüşünü savunuyor.
‘Toplum ilerliyor, partiler yerinde sayıyor’
Almanya’da farklı yaşam şekillerine karşı hoşgörü ve kabul açısından toplumun ilerlediğini fakat Almanya siyesetinin yerinde saydığını vurgulayan Liebisch, devamla şunları söyledi: “Almanya toplumu tek ebeyevn ve benzeri yaşam ve aile şekillerini çoktan kabul etmişken, CDU/CSU gibi büyük fakat bir o kadar tutucu, gerici, konservatif partiler halen ‘klasik’ aile şeklini ve ‘erkek çalışır, kadın ise yarım gün çalışır veya tümden ev hanımı olur’ klişesini savunarak, diğer aile şekillerini dışlamaya çalışıyor. Tek ebeveynleri bir maddi sorun olarak damgalamaya çalışan Almanya bürokrasisi bu konuda ne destekçi ne de ön açıcı bir tutum belirliyor. Bu da tek ebeveyn anneler olmak üzere hem velilerin yaşam standartlarını, hem de çocukların eğitim ve gelişme alanlarını olumsuz etkiliyor”
Kamu hizmetlerinin tek ebeveyn aile şekline karşı engel teşkil ettiğini de belirten Liebisch; çocuk kreşleri, okullar ve hastane gibi kamu hizmeti sunan alanların açılış saatlerinde esnek olmamasının annelerin modern hizmet sektöründe çalışmalarına engel olduğunu ifade ediyor. Buna rağmen Federal İstatistik Dairesi’nin 2009 raporuna göre, tek ebeveyn annelerin yüzde 60’ı, evli olanların ise yüzde 58’i çalışıyor. Liebisch, bunun tek ebeveynlerin ‘muhtaç’ konumdan uzak olduklarını göstermeye yettiğini belirtiyor.
Anneler hakları için mücadele etmeli
Peggi Liebisch, gazetemiz aracılığıyla tek ebeveyn annelere şöyle çağrıda bulundu: “Annelerimiz çocuk bakımı, iş sektöründe eşitlik, Almanya siyaseti tarafından destek ve makamlarca tanınma açısından kendi hakları için mücadele etmeliler. ‘Hak verilmez alınır’ mantığı ile yaklaşmalarını ve yaşamda aktif olarak, ‘yardıma muhtaç’ yargısından kendilerini kurtarmalarını istiyoruz.”
NİHAL BAYRAM
İstatistiklerde tek ebeveynli aile
Almanya Federal İstatistik Dairesi’nin 2009 genel raporuna göre, aile şekillerinin yüzde 72 evli çiftlerden (Ehepaare), yüzde 9’u evli olmayan çiftlerden (Lebensgemeinschaft), yüzde 19’u ise tek ebeveyn /eşsiz çocuk büyütenlerden (Alleinerziehende) oluşuyor. Bu verilere göre Almanya genelinde her beşinci aile şekli, tek ebeveyn /eşsiz çocuk büyüten (Alleinerziehende) oluyor. 1996 yılına göre (yüzde 13,8) 2009 yılında yüzde 19,0 ile açık bir sayı artışı izlenirken, kadınların daha çok bu yaşam ve aile şeklini benimsedikleri görülmektedir. Tek ebeveyn boşanma sonrası benimseniyor
Tek ebeveyn hayat ve aile şekline geçişin boşanmalar sonucunda tercih edildiğini açıklayan raporda, 2009 yılında kayıtlara alınan ve tek ebeveyn aile şeklini benimseyenlerin % 42’si boşanma sonrasında, yüzde 17’si ise hiç evlenmeden tercih ediyor. Boşanıp tek ebeveyn aile şeklini benimseyenlerin yaş grupları ise şöyle: % 74’ü 45-54 yaş arasında en yüksek potansiyeli oluştururken, 35-44 ve 55’in üzerinde olan yaş grubları % 67 oranı ile aynı orantıyı paylaşıyor. Tek ebeveynli aile daha çok çalışıyor
Baden-Würtemberg, Bavyera, Saksonya ve Türingen eyaletlerinde tek ebeveynlere ayrıca eyalet eğitim parası (Landeserzeihungsgeld) ödenecek. Almanya Federal İstatistik Dairesi’nin güncel verilerine göre Almanya’da toplam 1,4 milyon tek başına çocuk büyüten annelerin /kadınların, yüzde 60’ı aktif iş hayatına sahip. Bunun yanısıra Almanya genelinde toplam 6,7 milyon evli olmayan ve evli olan çifler arasında kadınların yüzde 58’i aktif bir iş alanında çalışıyor. Dairenin ikinci bir araştırmasına göre, Almanya’da evli olan veya ilişkisi olan annelerin (%27) eşsiz yani bekar olan annelerden (%42) daha az tüm günlük (Vollzeit) işlerde çalışıyor.
Bu konuda gazetemize konuşan Almanya Federal İstatistik Dairesi Başkanı Roderich Egeler, iş hayatında olan kadınların ne kadar /günde kaç saat çalıştıkları ve hangi işlerde çalıştıkları evli olup olmamalarına bağlı olmadığını, daha çok çocuklarının yaş grubuna bağlı olduğunu söyledi.
Egeler, 15 ile 17 yaş grubu çocukları olan annelerin yüzde 73’ünün, 3 yaş altında çocukları olan annelerin ise sadece yüzde 23’ünün çalıştığını sözlerine ekledi.
Kaynaklar:
http://www.vamv.de
http://www.destatis.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder