16 Nisan 2015 Perşembe

Ağrı Operasyonunun Planlayıcısı Efkan Ala - Ses Kaydı Çüzümü

-Musa sen yakasına yapışacaksın yetki bende, ben ne dersem o diyeceksin, bu bizim için çok önemli, o ibnelere belediyeyi kaptırdık, öyle kolay değil… Analarının şeyini göstereceğiz onlara…..
 
ON, ONBEŞ YETER BİZE!

Ağrı’daki operasyonun emrini veren Vali Musa Işın 2014-Şubat 2015 arasında İçişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği yaptı, yani Efkan Ala’nın sekreteri idi.

16 Şubat’ta yayınlanan kararname ile Ağrı Valiliğine atandı.

Vali Musa hakkında biraz bilgi verelim ki, Bingöllü hemşerilerimiz nasıl bir Vali hemşerilerine sahip olduklarını öğrenmiş olsunlar.

1968, Adaklı Doğumlu. Uzun süre Kiğı ilçesiyle birlikte Erzurum'a bağlı bir köy statüsünü sürdüren Adaklı, 1926 yılında Erzincan'a, 1936 yılında nahiye olarak Bingöl iline bağlanmıştır.

Hala yöre halkı arasında Azaxpert olarak bilinir. 1982 Elazığ Akçakiraz İlköğretim Okulu, 1985 Elaz Lisesi, 1989 Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 1990 Erzurum Kaymakam Adaylığı, 1991 Erzurum-Aşkale Kaymakam Vekilliği, 1994-1995 Denizli-Baklan Kaymakamlığı, 1995-1997 Şırnak-Beytüşşebap Kaymakamlığı, 1997-2001 Sivas-Gürün Kaymakamlığı ve Valiliğe atanmadan önce Ala’nın Sekreterliği görevindeydi.

11-12 Nisan 2015 tarihinde Ağrı İli Diyadin İlçesi Yukarıtütek Köyünde çıkarılan çatışmayı AKP’nin yapmasına rağmen, Hükümet gözlerimizin içine baka baka yalan üzerine yalan atıyor.

Şimdi Vali’yi tanıdıktan sonra Ağrı vakasına girelim.

8 Nisan gece saat 22.03, Ağrı Valisi Musa Işın’ın ev telefonu çalıyor. Arayan Efkan Ala’dır!

-Efkan Ala: Musacığım hayırlı akşamlar, nasılsın?
-Vali: Sayın Bakanım saygılarımı sunarım sizlere…

-Efkan Ala: Ne yaptın konuştun mu?
-Vali: Evet Sayın Bakanım Jandarma Alay Komutanı tamam dedi ancak, bir Albay var sorun çıkarıyormuş…

-Efkan Ala: Kimmiş o niye?
-Vali: Sayın Bakanım kuzuyu kurda teslim etmeğe vicdanım el vermiyor diyormuş…

-Efkan Ala: Onun vicdanına sıçarım,
-Efkan Ala: Senin emirlerine uymak zorundalar…
-Vali: Birde yukarda yazılı emir istiyormuş?

-Efkan Ala: Puşt oğlu puşta bak.
-Efkan Ala: Musa sen yakasına yapışacaksın. Yetki bende, ben ne dersem o diyeceksin, bu bizim için çok önemli, o ibnelere belediyeyi kaptırdık öyle kolay değil… Analarının şeyini göstereceğiz onlara…..
-Vali: Sayın Bakanım il Jandarma Alay Komutanı tamam dedi, zaten orda bir şenlikleri varmış. MIT Bölgeden de bize iletildi orda 30’a yakın vardırlar.

-Efkan Ala: Bizde biliyoruz ama çok iyi hesaplamalısınız akşama doğru havadan şey yapsınlar, onların yakınlarına yolları kapamalısınız tümü karınca geçmemeli, yollananlara çok malzeme verilmemeli…
-Vali: Sayın Bakanım Komutan’ın bir endişesi var…

-Efkan Ala: Nedir?
-Vali: Onlar emirlere çok itaat ediyorlar, ateş açmayabilirler diyor.

-Efkan Ala: O…. çocukları onlardan bir iki kişiyi indirsinler bakalım nasıl ateş etmezlermiş, dediğim gibi karınca geçmeyecek, müdahalede edilmeyecek, o sizin dediğiniz şekilde bazı dağ yollarında giden olan o….. ibnelerden bir kaçını indirsinler….
-Vali: Evet biz de öyle düşünmüştük….

-Efkan Ala: Götürdüklerinizi iyi seçin, her taraftan olsun onlara şenlik güvenliği için mi dersiniz rutin mi dersiniz…..
-Vali: Onu komutan hallediyor Sayın Bakanım…..

-Efkan Ala: Havadan müdahale olmayacak ne kadar olacak?
-Vali: Komutan 20-25 civarı….

-Efkan Ala: Evet yeterlidir 10 üzerinde kurda kaptırırsak yetiyor zaten sen gör analarını s…….lerim hiç bir şehire girebiliyorlar mı? Musa hiç bir aksilik istemiyorum…. O dediğin sorun çıkarmaz mı ? Onun da anasını…….. engel olmaz değil mi?
-Vali: Hayır Sayın Bakanım yalnızca ben yukardan yazılı emir almadan böyle bir işe karışmam…….
-Efkan Ala: O çocuğu ulan sen benden emir alıyorsun demedin mi, neyse sonra onu da hallederiz o….çocuğunun. Bu ib…..lerin önünü bir şekilde kesmemiz gerekiyor; müsteşar beyinde haberi var……

-Vali: Sayın Bakanım, tabi ben istihbarat için söyledim.
-Efkan Ala: Aksilik istemiyorum onu şimdiden söyleyeyim, sende o işi idare edecek komutana iletirsin selamlarımı söylersin…o daha önceki konuşmamız da dediğimiz şekilde götürülenler çok renkli olsun.( her bölgeden askerler olsun)
-Vali: Tamam efendim.

-Efkan Ala: Gerekirse ben de konuşurum komutanla.
(12 Mekanize Piyade Tugay Topçu Taburu ismi geçiyor anlaşılmıyor…)
-Efkan Ala: Elini masaya vurmalısın, onlar sana itaat etmeliler hadi kulağımız sende olacak. Detayları o konuştuğumuz şekilde yaparsınız.
-Vali: Evet aynen…

-Efkan Ala: Zaten başka yerlerde de o ib….. noktalarına havadan ve karadan bazı vuruşlar yapacağız, O…..çocukları bunun sorumlusu olacaklar. Analarının a……larını görecekler
-Vali: Sayın Bakanım onlar batıda hiç bir şehire giremeyecek.

-Efkan Ala: Bize kafa tutmanın ne olduğunu görecekler. Kendi şehirlerine de giremeyecekler o oros….çocuğu Demirtaş mı ne elini kürsüye vurarak neler söylüyor, ulan sen kimsin ip…… Ağa babalarına güveniyor.
-Efkan Ala: Sayın Valim hayırlı geceler, kulağımız sizde olacak..
-Vali: Sizede hayırlı geceler Sayın Bakanım sizi mahcup etmeyeceğim.

Provokasyon’u herkes bekliyordu belki. Ama Ağrı-Diyadin’deki kadar “acemice” yapılacağını hiç kimse beklemiyordu. Devlet ve hükümeti ile her türlü “zekâ” ve “yaratıcılık” unsurunu da tüketmişe benziyorlar. Nitekim Helikopterlerle bir noktaya indirilen 25 askere harita üzerinde çıplak bir taşlık alanda kalmaları talimatı verilmiş. Saat 03.32 sıralarında üst teğmene gelen telsiz mesajında neden çatışma başlatmadığı soruluyor. Ve mesaj sonrası ilk silah patlıyor ve ilk ateşte nöbette olan bir gerillanın şehit düştüğü tahmin ediliyor.

Gerilla komutanı askerin hayati olmayan yerlerine ateş edilmesi emrini veriyor. Buda yaralanan askerlerinin yaralarından da bu anlaşılıyor. Gerilla isteseydi tüm askeri rahatlıkla öldürebilirdi.

Genelkurmay’ın Cumartesi günü yayınlanan ilk bildirisi söz konusu provokasyon da "acemiliği" olayda haberi olmadığının göstergesiydi sanki.

10 Nisan gecesi Ağrı Tendürek’te AKP ordusunun yaptığı operasyon ve sonrası yaşanan çatışma, bu şekilde planlanmış ancak amacına ulaşmamıştır. Artık AKP, ateşkesi bozarak çatışmalı bir süreci başlatmak istiyor. AKP’nin bu tutumu gerçek niyetini ele verdiği gibi çözüm sürecine taktik ve araçsal yaklaşımını da çok açık bir biçimde ortaya koyuyor.

Herkes tarafından şu çok iyi bilinmeli ki; AKP’nin çözüm niyeti olsaydı iç savaşa çanak tutan güvenlik yasalarını çıkarmazdı. AKP demokratik çözüm yöntemine inansaydı ve güvenseydi, ‘iç güvenlik paketi’ yerine Türkiye’nin iç barışını sağlayacak, demokrasisini geliştirecek kapsamlı bir demokrasi paketiyle toplumun karşısına çıkardı. AKP bu paketle tercihini barıştan, çözümden yana değil savaştan yana yapmıştır.

AKP meclisten geçirdiği iç güvenlik yasasıyla zaten savaş kararını almıştı ve bu kararı kamuoyuna deklare etmiştir. AKP, Valilere sınırsız yetkiler vererek, Valileri bir nevi 1990’lı yılların olağanüstü hal valilerinin yetkileriyle donattı. Valilere istedikleri zaman askeri operasyon yapma inisiyatifi tanıdı. Bu manada Tendürek Dağı’nda gerilla noktasına yapılan baskını, bazılarının yaptığı gibi şaşkınlık numaraları içerisine girerek karşılamak veya PKK’yi suçlayarak ucuz değerlendirmelere gitmek, PKK’ye en büyük haksızlık olur.

Sınır hatlarında askeri operasyonlar, karadan gerilla noktalarına obüs ve havan saldırıları, havadan ise kobra saldırıları aralıksız bir biçimde devam etmiştir. Savaş ve keşif uçaklarının Gerilla Alanları’nda uçmadığı gün yoktur. AKP ateşkes sürecinde baraj, karakol-kalekol yapımlarını hızlandırarak sürdürmüştür. HES’lerin güvenliği adı altında yüzlerce kişiyi koruculaştırmıştır. Kürdistan’da onlarca çocuk ve genç insan polis kurşunuyla katledilmiştir. Tek bir katliamın hesabı dahi sorulmamıştır.

AKP bu süreçte de savaşı sürdürmüş, daha kapsamlı bir savaş için ise hazırlık yapmıştır. Şu anda da sınır hatlarına ve bütün karakollara ciddi bir güç yığınağı her gün yapılmaktadır.


(NOT: Bu ses kaseti Ala'nın dinlendiğini ortaya koymakta. Bu ses kasetini gazeteci bir arkadaşım yolladı. Doğruluğundan emin olmasaydım yazmazdım.)



Oktay Yıldız
 
 

Hiç yorum yok: