11 Temmuz 2012 Çarşamba

KPSS Sorularının Cemaat Tarafından Sızdırıldığı İtiraf Edildi

Savcılıkta ifade veren Baki Saçı, soruları cemaatten aldığını itiraf etti. Aynı gün gazetelere YÖK’ün ÖSYM’yi doğrudan hükümete bağlayacak yasa tasarısı yansıdı. Hükümet ise milyonlarca gencin kaderi ile dalga geçmeye devam ediyor.

Bugün gazetelerde yayınlanan iki haber, AKP ve cemaatin milyonlarca gencin geleceği ile nasıl oynağını, insanların gözlerinin içine baka baka nasıl yalan söylediklerinin acı kanıtları niteliğinde. Günlerdir ısrarla cemaat bağlantısı iddialarının ‘komik’ olduğunu belirten AKP’li bakanlar bununla da yetinmeyip skandalı fırsata çevirmek gerektiğini açıklamışlardı.

soL’un iki gün önceki manşetini aynı gün doğrulayan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, ÖSYM’yi doğrudan hükümete bağlayacak tasarıyı da skandal öncesinde Milli Eğitim Bakanlığı’na sunduklarını açıkladı. Hükümetten gelen açıklamalar ise skandalı fırsata çevirmek konusunda hiç beklenilmeyeceğini göstermiş oldu.

Bugün Milliyet gazetesinden Tolga Şardan ve Türker Karapınar’ın haberi ise cemaatin ÖSYM’deki büyük skandalın merkezinde olduğunun itirafı oldu. Hükümetin ve cemaat medyasının şimdi ne diyeceği ise merakla bekleniyor.

“Sorular cemaatten”

2010 KPSS sınavının kilit isimlerinden olan ve savcılıkta ifade veren Ispartalı Baki Saçı (24), KPSS sorularını “sana bir hediyem var” diyerek e-mail’ine gönderdiğini söylediği Berat Koşucu’nun, geçmiş yıllarda bir akrabasına da yine e-mail yoluyla Yüksek Lisans Sınav Soruları’nı ilettiğini itiraf etti. Savcılığın, gözaltına alınıp serbest bırakılan Saçı’nın ifadesinde ortaya çıkan bu gelişmeler üzerine soruşturmayı genişleterek, geçmiş yıllarda gerçekleştirilen ALES sınavlarını da soruşturmaya dahil ettiği öğrenildi.

“Sana imkanlar sunarız”

Saçı, ifadesinde, KPSS sınavıyla alakalı cemaat odaklı iddialarla ilgili de ayrıntılı bilgiler verdi. Saçı, üniversiteye hazırlanırken gittiği bir dershanede Fethullah Gülen cemaati mensuplarıyla tanıştığını, “sana imkânlar sunarız” diyen cemaate ait evlerde 4 yıl boyunca kaldığını ve cemaati bu şekilde tanıdığını belirtti.

Saçı, “Arkadaşım Berat Koşucu’nun bildiğim kadarıyla aynı cemaatle bağlantısı vardır ama ne derecede olduğunu bilmiyorum” dedi.

“4 yıl cemaat evinde kaldım”

Saçı, ifadesinde “Yalvaç’ta lise son sınıfa giderken 2004 yılı içinde Gölcük Dershanesi’ne üniversiteye hazırlık için gittim. Dershanenin yöneticileri cemaatçi olup, Fethullah Gülen cemaatine bağlıydılar. Zamanla beni de bu cemaate yakınlaştırdılar. Ben bu şekilde cemaati tanıdım. Ancak, cemaate yönelik herhangi bir olaya karışmadım, herhangi bir etkinlikte bulunmadım.

Aynı yıl üniversiteyi kazanınca dershanenin müdür ve öğretmenleri Bursa’da ‘yerimiz, yurdumuz, evimiz var, senin bu evde kalmanı sağlarız. Ayrıca sana burs da veririz. Sana çeşitli imkânlar sunarız’ demeleri üzerine tavsiyelerine uyup ailemin ekonomik durumunun da iyi olmaması nedeniyle Bursa’da 4 yıl boyunca Fethullah Gülen cemaatine ait evlerde benim gibi öğrencilerle bir arada kaldık” dedi.

“Abiler evi yönetiyordu”

Saçı ayrıca “4 yıl boyunca toplam 4-5 değişik evde değişik şahıslarla kaldım. Bu evlerde abilerimiz vardı. Bu abiler evi yönetiyordu, evin temizliğinden yemeğine kadar onlar yapıyordu. Bazen toplu namazlar kılıyorduk. Bana herhangi bir baskı yapılmadı. Dinsel, siyasal anlamda bir eğitim de almadım. Bursa’da kalmış olduğum süre içinde cemaatin üyesiydim. Ancak okul bittikten sonra ilişkimi kestim.

Arkadaşım Koşucu’nun bildiğim kadarıyla aynı cemaatle bağlantısı vardır ama ne derecede olduğunu bilemiyorum. Mustafa Süleyman İnanıcı’nın ise herhangi bir cemaatle bağlantısı yoktur. Soruların Koşucu’ya ne şekilde geldiğini bilemiyorum. Bu sorular belki cemaat bağlantılı da olabilir. Cemaatten birileri Koşucu’ya göndermiş olabilir. Ancak tam emin değilim” dedi.

İmam Hatipli olduğunu söyleyen Baki Saçı Koşucu ve İnanıcı’yla liseyi beraber okuduklarını, Koşucu’nun, Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği’nde çalıştığını belirtti.

Berat Koşucu kim?

Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği’nde bilgi işlem sorumlusu olarak çalıştığı öğrenilen Koşucu’nun, soruşturma nedeniyle dernekle ilişiği kesildi. AKP’ye ve Cemaat’e yakınlığı ile bilinen dernek şimdiye kadar Ali Babacan, Bülent Arınç, Abdullah Gül, Ahmet Çalık ve Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği ödüllerle dikkat çekti. Seçim süreçlerinde AKP’yi destekleyen derneğin en çok ses getiren icraatı ise Adnan Menderes, Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan’ın resimlerinin üzerinde “Demokrasinin yıldızları” yazılı reklamları Türkiye’nin dört bir yanına asması olmuştu.

Koşucu’nun facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde üyesi olduğu gruplar arasında “Muhterem Fethullah Gülen”, “Türkçe Olimpiyatları” gibi gruplar bulunuyor.

Cemaat soruları sızdırdı, AKP fırsata çevirdi!

Yusuf Ziya Özcan’ın “bu durumu fırsata çevirmeliyiz” diyerek müjdelediği ÖSYM tasarısında isteyenin istediği zaman bilgisayar ortamında sınava girebilmesine olanak sağlayacak TOEFL benzeri sınav uygulamalarının da önünü açıyor.

Yükseköğretim ile ilgili bütün sınavların usul ve esasları ile tabi olacağı kuralların YÖK’ün onayıyla gerçekleşeceği belirtilen taslakta, öne çıkan ve sınavları daha da kuşkulu hale getirecek düzenlemelerden bazıları şöyle:

- ÖSYM tarafından gerçekleştirilen seviye tespiti veya yarışma sınavları, o alanla ilgili öğretim elemanı veya uzmanlar tarafından hazırlanan soruların, tüm adaylara farklı mekanlarda eş zamanlı olarak sorulduğu kağıt ortamında yapılan sınavlar veya ilgili soruların alan dağılımı ve zorluk düzeyine göre güvenli biçimde saklandığı zengin bir soru bankasından, başvuran her bir adaya farklı zamanlarda farklı soruların sorulabildiği bilgisayar tabanlı sınavlar biçiminde yapılabilir. Sınavlarda sorulacak soruların hazırlanması, soru bankasının oluşturulması ve şifrelenmesi, sınav sorularının elektronik veya kağıt ortamında güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılacak işlemlerin usul ve esasları ile sınavlarda görev alacakların uyması gereken kurallar yönetmelikle düzenlenir.

ÖSYM Yönetim Kurulu’nu da AKP seçecek!

- ÖSYM Başkanlığının yönetimi ve yönetim kurulu kararlarının uygulanmasından sorumlu olan ÖSYM Başkanı, YÖK Başkanı tarafından profesör unvanına sahip üniversite öğretim üyeleri arasından 3 yıllığına atanır. (Mevcut durumda ÖSYM Başkanı’nın profesör olma şartı yok ve başkan 6 ay için atanıyor.) ÖSYM Başkanı da Yönetim Kurulu üyelerinden birini ÖSYM Başkan Yardımcısı olarak görevlendirir. Merkezin karar organı olan Yönetim Kurulu, ÖSYM Başkanı dahil 7 kişiden oluşur.

- Yönetim Kurulu’nun başkan dışındaki üyeleri, Devlet Personel Başkanlığından daire başkanı veya üstü görevde çalışan 1, YÖK’te daire başkanı veya üstü görevde çalışan 1, MEB’den ölçme ve sınav konularında uzman daire başkanı veya üstü görevlerde çalışan 1; ÖSYM Başkanı’nın önerdiği, üniversitelerde merkezin görev alanına giren konularda görev yapan 6 aday arasından YÖK Genel Kurulu tarafından seçilen 3 öğretim üyesinden oluşur. Üyelerin görev süresi 3 yıldır. Başkan ve Başkan Yardımcısı dışındaki üyelerin asli görevleri devam eder. Yönetim Kurulu ÖSYM Başkanı’nın çağrısı ve oluşturduğu gündemle en az 5 üye ile toplanır ve oy çokluğu ile karar alır. Oyların eşit olması halinde Başkan’ın oyu yönünde karar alınır.

Soruları gerçekten AKP hazırlayacak!

Taslakta, ÖSYM Yönetim Kurulu’nun görevleri de şöyle sıralanıyor:

- Sınavlarda sorulacak soruların hazırlanmasına veya sınavların yapımına yönelik olarak gerekli komisyonları oluşturmak ve bu komisyonlarda veya sınavların icrasında görevlendirilen kişilere yapılacak ödemelerin miktarını tespit etmek.

(soL – Haber Merkezi)

Hiç yorum yok: