Ankara -
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hocalı katliamı anmasının
ırkçılık gösterisine dönüştüğünü belirterek, “Taksim meydanında ırkçılık
yapan kim. Sıfatı bakan ama ırkçılığın manifestosunu yapıyor. Aynı
bakan Hrant Dink'i katleden örgütü ortaya çıkarmakla sorumlu olan
bakandır. Niye ortaya çıkmadığı görünüyor. Mahkemeye buyurun Taksim'e
gelin Hrant'ı katleden örgüt ordadır” dedi. Bugün yaşananları 28 Şubat
dönemine benzeten Demirtaş, AKP’nin 28 Şubat’ın çocuğu olduğunu
kaydetti.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Demirtaş, Adana'nın Kozan İlçesi'nde yaşamını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, aranan işçilere de sağ salim ulaşmasını temenni etti. Demirtaş, yaşanan facianın ilk olmadığını bildiklerinin belirterek, "Afşin'de göçük oldu. Tuzla'da yüzlerce iş cinayeti yaşandı. Bunlarla ilgili ne etkili bir denetim ne soruşturma yapıldı. Ne yapıldı. İşçilerin hakkını savunan sendika yöneticilerine davalar açıldı. Onlar yargılanıyorlar. Türkiye'de iş cinayetleri kader değildir. Ağır ihmalin ve sömürü sisteminin sonucudur" dedi. Postmodern darbe 28 Şubat'ın yıldönümü olduğunu belirten Demirtaş, "Bizler 28 Şubat darbe sürecinden kendi penceremizden doğru sonuçlar çıkarmadığımız müddetçe kurtulamayız. Türkiye toplumu asıl çıkarlarla yüzleşmezse darbeler toplumu olmaya devam edecektir. Darbeler önündeki yılları dizayn için yapılır. 28 Şubat'ta sadece milli görüşe ve rahmetli Erbakan'a yapılmış darbe değildir. Toplumun tümünü dizayn etme, muhalefeti sindirme darbesidir" diye kaydetti.
AKP 28 ŞUBAT’IN ÇOCUĞU
Demirtaş, 28 Şubat darbesini sinmiş bir toplum yaratmayı amaçladığını belirterek, "Bir Başbakanı indirme gibi bir basit nedeni yoktur. 28 Şubat asıl nedeninde incelendiğinde bunu yapanlar başarılı olmuştur. 28 Şubat 10 yıl bile sürmedi diyenlere şaşıp kayıyorum. Meselenin doğru anlaşılması lazım. O dönemin iktidarı ve o koltukta oturan rahmetli Erbakan, beğenin veya beğenmeyin bir mücadele sürdürmüştür. Ve koltuğundan alındı. Peki onun yerine gelenler koalisyonu saymazsak. 2002'de iktidara gelenler darbeyle yüzleşmek için ne yaptı. O çizgiyi inkar eden sizsiniz. 'Biz milli görüş gömleğini çıkardık' diyen sizdiniz. Darbenin amacı buydu zaten. Siz de bu tasfiyeye hizmet ettiniz. 28 Şubatın çocuğu olarak 2002'de iktidara geldiniz" dedi.
Demirtaş, 28 Şubat'ın diğer ayağının neo-liberal politikalara Türkiye'ye getirmek olduğunu belirterek, AKP'nin bu amacı gerçekleştirdiğini vurguladı. AKP'nin 28 Şubat sürecinin ürünü ve destekçisi olarak iktidara geldiğini belirten Demirtaş, "AKP, 28 Şubatçılardan hesap sordu demek yanılgıdır. 28 Şubat'ı sorgulamayan toplum yaratmak isteği vardıysa bu güne de bakmak gerekir. 28 Şubat'ta DGM'ler eliyle aydınlar, yazarlar tutuklandı. Medyaya sipariş manşetler veriliyordu. Gazeteler 'İçimizdeki alçakları tanıyalım' diye manşet atıyordu. Gazeteciler Genelkurmay'a çağrılarak brifing alıyorlardı. Seçilmişlere yönelik tutuklamalar oluyordu. Milli görüşün belediye başkanları tutuklanıyordu" dedi.
DARBEYLE YÜZLEŞİYORMUŞ, YEMEZLER!
Demirtaş, saydıklarını büyük bir kısmının bugün de yaşandığına dikkat çekerek, "AKP bu yöntemleri kullanmıyor mu? Gazetecilere brifing vermiyor mu? Hakimlere nasıl karar verileceklerini söylemiyorlar mı? Belediye başkanlarının tutuklanmasına siyasi destek sunmuyorlar mı? Kendi gazeteleriyle 'Katiller bunlar' manşeti attırmıyor mu? Sokaklarda tank değil de panzer yürütmüyor mu? Neyle mücadele ettik dedilerse onu bize karşı kullanıyorlar. Bundan dolayı 28 Şubat süreci başarılı olmadı demek doğru değildir" şeklinde konuştu. Demirtaş, bugün 28 Şubat belgeseli yapanların ilerde AKP'nin 28 Şubat'ı nasıl kolladığının belgeselini çekeceklerini belirterek, "Uğruna mücadele ettiğini bütün değerleri bir kenara bırakacaksın. 'Gömleği çıkardım askeri parke giydim' diyeceksin. Sonra da darbeyle yüzleşeceksin. Yemezler bunları. Ortada darbe varsa sizin zihniyetinizdir. O dönem DGM vardı şimdi Özel Yetkili Mahkemeler var. Kendi bakanları itiraf ediyor. Biz DGM'leri sadece özel yetkili mahkeme yaptık. Hiçbir şeyi değiştirmedik diyorlar utanmadan" ifadesini kullandı.
OHAL’İN SADECE İSMİ KALKTI
AKP'li bakanların "Bu mahkemelere ihtiyaç var" dediklerini hatırlatan Demirtaş, "Aynı mahkeme kendi başkanını içeri attı. O dönem adı DGM idi. Bu bakana göre bu mahkemeler çete ve organize suçlar ile terör örgütlerini yargılıyor. Aynı mahkeme senin genel başkanını yargıladı. Buna ne diyeceksin? Bunlar bu kadar tutarsız ve ilkesizdir. OHAL'i kaldırdık diyorlar sadece ismi kalktı. Emasya kaldırıldı onun yerine AKP genelgesi ile valiler Emasya'ya vali oldular" dedi. AKP'nin özel mahkemelere sığınarak, muhalifleri kaldırmaya çalıştığını belirten Demirtaş, "Bu mahkemeler Dersim'de ve Zilan'da katliam yapanlara da lazımdı. Evren ve Çiller nasıl özel mahkemeleri kullandıysa bunlarda onu yapmaya çalışıyorlar. İçeri atılan binlerce arkadaşımızın yargılanması yasa dışıdır. Çünkü bu mahkemelerin meşruiyeti yoktur Özel yetkili mahkemeler kaldırılmadığı sürece bizi kimse şeffaflaşmaya inandıramaz" dedi.
AKP KENAN EVREN’İN MGK’SINA HESAP VERİYOR
AKP hükümetinin uygulamaya çalıştığı 4+4+4 sistemine değinen Demirtaş, "Geçen hafta AKP'nin 4x4'lerini konuşuyorduk. Namaza 4x4'ler ile gidiyorlardı. Şimdi ise 4+4+4'ü konuşuyoruz. Bu kadar önemli bir konu teklif olarak sunuldu. Hükümet tasarı olarak sunup meseleyi üstlenmiyor bile. Toplumu aptal yerine koyuyorlar. Tartıştırıp, tepkilere bakacaklar hükümet ona göre sahiplenecek. Bakan bunun savunmasını nerede yapıyor? Sendikalarda değil MGK'da bilgi veriyor. Milli Eğitim Bakanı, MGK'ya ikna etmeye gidiyor. Ama ikna olup geliyor. Kenan Evren'in facia kurumu MGK'ya gidip hesap veriyor AKP. MGK'dan karar çıkıyor. Parlamentoya düşende MGK'nın onayladığı bu kararı yasalaştırmak. Parlamentonun iradesine saygıları bu kadar işte" dedi.
AMAÇ DİNDAR GENÇLİK DEĞİL, UYSAL GEÇLİK
Demirtaş, teklifin içeriğine iyi bakılması gerektiğini belirterek, "Bu konuyu imam hatip eksenli ele alırsanız sığ bir tartışma olur. AKP'ye anahtar teslimi İslam devleti verin kabul etmez. Çünkü böyle bir amacı yoktur. Konuyu böyle tartıştırır ve asıl amacını hayata geçirir. Mesele 'dindar gençlik' meselesi değil uysal gençlik meselesidir. Gerçek anlamda dindar gençlik sorgulayandır. Gerici değildir. Allahtan başkasına kulluk etmez. Ezilenin yanında yer alır. Bunlar biat eden bir gençlik istiyor. Daha eğitimli modern köleler yetiştirmemiz lazım diyorlar. Piyasanın ara eleman ihtiyacını karşılamak istiyorlar. Toplum sorgulayan toplum olsun, çocuklar iyi eğitim alsın, hoşgörü gelişsin, toplumsal bilinç oluşsun gibi bir anlayış yok ki" diye kaydetti. Demirtaş, AKP'nin eğitim politikasını torna masası gibi gördüğünü belirterek, eğitimden arz ve talep meselesini anladığını söyledi.
EĞİTİMLİ UCUZ İŞ GÜCÜ YARATIYORLAR
Demirtaş, MGK kararlarını hatırlatarak, "MGK'da bölge illerinin eğitim sorununu konuşuyorsun. Öğretmen açığına MGK karar veriyor. Ne alaka. Eğitim politikalarını bu ülkede hep MGK belirlemiştir. Bu nedenle 4+4+4 mü? 4x4 mü? Orda karar veriliyor. Tartışmayı imam hatip meselesine çekip ana meseleyi kapatmak istiyorlar. Bunun alternatifi herkesin eşit eğitim yapmasıdır. Bütün olanakların topluma eşit olarak sunulmasıdır. Düzenleme konunun uzmanı sendikalar ve meslek örgütleri ile bir araya gelinerek yapılabilir. Bunlar olmayacak iş değil. Ama bu yapılırken piyasa koşulu esas alınmaz. Almanya'da İngiltere'de meslek lisesi şu kadar diyorlar. Sanırsın bizde meslek lisesini bitiren hemen iş buluyormuş gibi. Yok böyle bir şey. Eğitimli ucuz iş gücü yaratıyorlar" dedi. Türkiye'de İslam'ın kendisinin tehlike olmadığını ancak AKP'nin İslam'ı köhnemiş sistemin tekeline sokmaya çalıştığını belirterek, "Bütün halk bu konularda dikkatli olmalı. Tartışmaların yanlış yöne yönlendirmesine karşı uyanık olmalıdır. AKP'nin ustalık dönemi budur. Eğitim modeli bile bu kadar ustaca bir tartışma ile yürütülüyor. Toplumsal mühendislik ustalığı yapıyorlar" ifadesini kullandı.
CEMAAT EVLERİ
Demirtaş, AKP'nin Eğitim Destek Evleri'ne yaklaşımını eleştirerek, "Cemaat ve ona bağlı evler her yerde valilik ve hükümet desteği ile çoğaldı. Ama belediyelerimizin yoksul öğrencilere destek için açtığı Eğitim Destek Evleri kapatılıyor. 2 binden fazla öğrenci sınava 1,5 ay kala eğitimden yoksun kaldı. Daha önce valilik ile protokolü uyduruyorlardı. Onu da yaptılar belediyelerimiz buna rağmen kapatıldı. Batman'da 60 depremzede de burada eğitim alıyordu. Ama orası da kapatıldı. İşte 28 Şubat'ta da bunları yapıyorlardı. Cemaatin bütün yerlerini kapatıyorlardı" dedi.
UCM ROBOSKİ BAŞVURUMUZU USUL AÇISINDAN KABUL ETTİ
Demirtaş, 1996'da Güçlükonak'ta 11 köylünün minibüste yakıldığını faillerin ortaya çıkarılmadığını belirterek, "Şimdi yıl 2012 Roboski ortadadır. Başbakan bu gün çıkmış 65 gün sonra ''ortaya çıkaracağız'' diyor. Basit bir soru soruyoruz. Vurun emrini verdin mi vermedin mi? Evet ya da hayır buna bile cevap vermiyorsun. 4 saatlik görüntüleri halen açıklamıyorsun. Siz kendi yetkinizde olan idari soruşturmayı sonuçlandırmıyorsun. Sonra da çıkıp 'Roboski'yi unutmadık' diyeceksin. Bu işte katliam sorumlularının psikolojisidir. UCM'ye yaptığımız başvuru usul açısında kabul edildi. Bu konuda savcılığın yazdığı yazı da geldi" dedi. Roboski için yapılacak olan ışık söndürme eylemini desteklediklerini belirten Demirtaş, Roboski katliamına ilişkin bütün gelişmeleri yakından izleyeceklerini söyleyerek, "Sen iktidarın döneminde bunu saklamaya çalışabilirsin ama bu sonuna kadar gitmeyecek" dedi.
HRANT’I KATLEDEN ÖRGÜT TAKSİM MEYDANINDA
Taksim'de yaşanan Hocalı protestosuna değinen Demirtaş, "O bakanın bu katliamın sorumlularını ortaya çıkarması mümkün müdür? Gösteri ırkçı bir gösteriye dönüştü. Bunun organizasyonunun bizzat bakanlık yapıyor. Taksim meydanında ırkçılık yapan kim. Sıfatı bakan ama ırkçılığın manifestosunu yapıyor. Aynı bakan Hrant Dink'i katleden örgütü ortaya çıkarmakla sorumlu olan bakandır. Niye ortaya çıkmadığı görünüyor. Mahkemeye buyurun Taksim'e gelin Hrant'ı katleden örgüt ordadır. Böyle bir bakanın sorumlu olması vahimdir. İşte AKP budur. Bakan daha AKP'yi nasıl anlatsın. Bakın ne diyor İçişleri Bakanı, 'Bu kan yerde kalmayacak. Türkün başkasından dostu yoktur' bunu söyleyenin sıfatı İçişleri bakanıdır. Sıfata bak. Bunun onda birini ben söylesem hemen tutuklanırdım. Bu bakan bizi ırkçılıkla suçluyoruz. Kendisi de demokrat oluyor! Hem de sıfatı da bakan. Hayırlı olsun AKP'ye durmak yok yola devam" dedi.
IRKÇILIK KUSAN BAKAN, KCK OPERASYONLARI YÜRÜTÜYOR
"Irkçılık kusan bakan KCK operasyonlarını yürüten bakan" diyen Demirtaş, "Katliamları hep birlikte lanetleyelim. Hocalı'yı da, Dersim'i de. Ama böyle ırkçılık yaparak değil. Hocalı'da o katliamı yapanlar, Taksim'de o ırkçılığı yapanların Ermeni olanlarıdır. Irkçılık, ırkçılıktır. İnsanoğlunun tutulduğu yüzyılın hastalığıdır" şeklinde konuştu. Dargeçit'te çıkan kafataslarını hatırlatan Demirtaş, "Madem katliam arıyorsun Dargeçit, Diyarbakır JİTEM kazısı bunlara bak. Daha bunun onlarcası var. Silopi kimsesizler mezarlığı var. Orda duruyor. İşte hepsini lanetleyelim. İşte Hakikatleri Araştırma Komisyonu bu nedenle önemlidir. Dersim'e ilişkin yaptığımız panel bundan önemliydi. Orada çıkan sonuç Hakikatleri Araştırma Komisyonu'nun kurulması ve devlet adına gerçek bir özrün dilenmesidir" şeklinde konuştu. Demirtaş, katliamların araştırılması için 16 defa TBMM'ye önerge verdiklerini ancak bunların AKP tarafından reddedildiğini belirterek, "İçerde bunu yapmayan bakanın ırkçılık yapması kendini küçültmektir" dedi.
CEZAEVİ KOŞULLARI İNSAN ONURUNA AYKIRI
Bir ülkede cezaevlerinin o ülkede demokrasinin aynası olduğuna vurgu yapan Demirtaş, şunları kaydetti: "Devlet orada vatandaşlarına nasıl davranıyorsa demokrasi standardı öyledir. Türkiye'nin hiçbir cezaevinde insan onuruna layık koşullar yok. Pozantı cezaevindeki cinsel istismar gündemde. Bu cezaevinin kapatılması konusunda defalarca rapor hazırlanmıştır. Bu işin peşini bırakmayacağız. Diğer cezaevleri de farklı değildir. Kapasiteler yüzde 300 artmış durumdadır. AKP iktidara geldiğinde cezaevindeki insan sayısı 60 bin civarında bu gün 127 bin oldu. Buna 'Suçun takibini daha iyi yapıyoruz' diyorlar. Alakası yoktur."
Cezaevlerinde yaşananların sistematik işkence olduğunu belirten Demirtaş, "Bunu çözmenin çaresi yeni cezaevi değildir. Adalet sistemi ve ekonomik sorunu çözmektir. Oralarda çalışan görevliler de gönüllü mahkumlardır" dedi.
AÇLIK GREVİNDEKİLERİN SAĞLIK DURUMU TEHLİKEDE
3 Milletvekilinin açlık grevinde olduğunu hatırlatan Demirtaş, "15. Gündeler. Sağlıkları da artık tehlike altında. Bütün cezaevlerinden 400'den fazla insan açlık grevinde. Bu içerdeki koşullardan dolayı değil dışarıdaki şartlardan dolayı yapıyorlar. İmralı'daki tecrit ve askeri ile siyasi operasyonlardan dolayı yapıyorlar. Yurttaşları onlarla kenetlenmeye çağırıyoruz" dedi. Demirtaş, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde sokakların mor renge boyanacağını ve kadınların mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.
ANF NEWS AGENCY
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Demirtaş, Adana'nın Kozan İlçesi'nde yaşamını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, aranan işçilere de sağ salim ulaşmasını temenni etti. Demirtaş, yaşanan facianın ilk olmadığını bildiklerinin belirterek, "Afşin'de göçük oldu. Tuzla'da yüzlerce iş cinayeti yaşandı. Bunlarla ilgili ne etkili bir denetim ne soruşturma yapıldı. Ne yapıldı. İşçilerin hakkını savunan sendika yöneticilerine davalar açıldı. Onlar yargılanıyorlar. Türkiye'de iş cinayetleri kader değildir. Ağır ihmalin ve sömürü sisteminin sonucudur" dedi. Postmodern darbe 28 Şubat'ın yıldönümü olduğunu belirten Demirtaş, "Bizler 28 Şubat darbe sürecinden kendi penceremizden doğru sonuçlar çıkarmadığımız müddetçe kurtulamayız. Türkiye toplumu asıl çıkarlarla yüzleşmezse darbeler toplumu olmaya devam edecektir. Darbeler önündeki yılları dizayn için yapılır. 28 Şubat'ta sadece milli görüşe ve rahmetli Erbakan'a yapılmış darbe değildir. Toplumun tümünü dizayn etme, muhalefeti sindirme darbesidir" diye kaydetti.
AKP 28 ŞUBAT’IN ÇOCUĞU
Demirtaş, 28 Şubat darbesini sinmiş bir toplum yaratmayı amaçladığını belirterek, "Bir Başbakanı indirme gibi bir basit nedeni yoktur. 28 Şubat asıl nedeninde incelendiğinde bunu yapanlar başarılı olmuştur. 28 Şubat 10 yıl bile sürmedi diyenlere şaşıp kayıyorum. Meselenin doğru anlaşılması lazım. O dönemin iktidarı ve o koltukta oturan rahmetli Erbakan, beğenin veya beğenmeyin bir mücadele sürdürmüştür. Ve koltuğundan alındı. Peki onun yerine gelenler koalisyonu saymazsak. 2002'de iktidara gelenler darbeyle yüzleşmek için ne yaptı. O çizgiyi inkar eden sizsiniz. 'Biz milli görüş gömleğini çıkardık' diyen sizdiniz. Darbenin amacı buydu zaten. Siz de bu tasfiyeye hizmet ettiniz. 28 Şubatın çocuğu olarak 2002'de iktidara geldiniz" dedi.
Demirtaş, 28 Şubat'ın diğer ayağının neo-liberal politikalara Türkiye'ye getirmek olduğunu belirterek, AKP'nin bu amacı gerçekleştirdiğini vurguladı. AKP'nin 28 Şubat sürecinin ürünü ve destekçisi olarak iktidara geldiğini belirten Demirtaş, "AKP, 28 Şubatçılardan hesap sordu demek yanılgıdır. 28 Şubat'ı sorgulamayan toplum yaratmak isteği vardıysa bu güne de bakmak gerekir. 28 Şubat'ta DGM'ler eliyle aydınlar, yazarlar tutuklandı. Medyaya sipariş manşetler veriliyordu. Gazeteler 'İçimizdeki alçakları tanıyalım' diye manşet atıyordu. Gazeteciler Genelkurmay'a çağrılarak brifing alıyorlardı. Seçilmişlere yönelik tutuklamalar oluyordu. Milli görüşün belediye başkanları tutuklanıyordu" dedi.
DARBEYLE YÜZLEŞİYORMUŞ, YEMEZLER!
Demirtaş, saydıklarını büyük bir kısmının bugün de yaşandığına dikkat çekerek, "AKP bu yöntemleri kullanmıyor mu? Gazetecilere brifing vermiyor mu? Hakimlere nasıl karar verileceklerini söylemiyorlar mı? Belediye başkanlarının tutuklanmasına siyasi destek sunmuyorlar mı? Kendi gazeteleriyle 'Katiller bunlar' manşeti attırmıyor mu? Sokaklarda tank değil de panzer yürütmüyor mu? Neyle mücadele ettik dedilerse onu bize karşı kullanıyorlar. Bundan dolayı 28 Şubat süreci başarılı olmadı demek doğru değildir" şeklinde konuştu. Demirtaş, bugün 28 Şubat belgeseli yapanların ilerde AKP'nin 28 Şubat'ı nasıl kolladığının belgeselini çekeceklerini belirterek, "Uğruna mücadele ettiğini bütün değerleri bir kenara bırakacaksın. 'Gömleği çıkardım askeri parke giydim' diyeceksin. Sonra da darbeyle yüzleşeceksin. Yemezler bunları. Ortada darbe varsa sizin zihniyetinizdir. O dönem DGM vardı şimdi Özel Yetkili Mahkemeler var. Kendi bakanları itiraf ediyor. Biz DGM'leri sadece özel yetkili mahkeme yaptık. Hiçbir şeyi değiştirmedik diyorlar utanmadan" ifadesini kullandı.
OHAL’İN SADECE İSMİ KALKTI
AKP'li bakanların "Bu mahkemelere ihtiyaç var" dediklerini hatırlatan Demirtaş, "Aynı mahkeme kendi başkanını içeri attı. O dönem adı DGM idi. Bu bakana göre bu mahkemeler çete ve organize suçlar ile terör örgütlerini yargılıyor. Aynı mahkeme senin genel başkanını yargıladı. Buna ne diyeceksin? Bunlar bu kadar tutarsız ve ilkesizdir. OHAL'i kaldırdık diyorlar sadece ismi kalktı. Emasya kaldırıldı onun yerine AKP genelgesi ile valiler Emasya'ya vali oldular" dedi. AKP'nin özel mahkemelere sığınarak, muhalifleri kaldırmaya çalıştığını belirten Demirtaş, "Bu mahkemeler Dersim'de ve Zilan'da katliam yapanlara da lazımdı. Evren ve Çiller nasıl özel mahkemeleri kullandıysa bunlarda onu yapmaya çalışıyorlar. İçeri atılan binlerce arkadaşımızın yargılanması yasa dışıdır. Çünkü bu mahkemelerin meşruiyeti yoktur Özel yetkili mahkemeler kaldırılmadığı sürece bizi kimse şeffaflaşmaya inandıramaz" dedi.
AKP KENAN EVREN’İN MGK’SINA HESAP VERİYOR
AKP hükümetinin uygulamaya çalıştığı 4+4+4 sistemine değinen Demirtaş, "Geçen hafta AKP'nin 4x4'lerini konuşuyorduk. Namaza 4x4'ler ile gidiyorlardı. Şimdi ise 4+4+4'ü konuşuyoruz. Bu kadar önemli bir konu teklif olarak sunuldu. Hükümet tasarı olarak sunup meseleyi üstlenmiyor bile. Toplumu aptal yerine koyuyorlar. Tartıştırıp, tepkilere bakacaklar hükümet ona göre sahiplenecek. Bakan bunun savunmasını nerede yapıyor? Sendikalarda değil MGK'da bilgi veriyor. Milli Eğitim Bakanı, MGK'ya ikna etmeye gidiyor. Ama ikna olup geliyor. Kenan Evren'in facia kurumu MGK'ya gidip hesap veriyor AKP. MGK'dan karar çıkıyor. Parlamentoya düşende MGK'nın onayladığı bu kararı yasalaştırmak. Parlamentonun iradesine saygıları bu kadar işte" dedi.
AMAÇ DİNDAR GENÇLİK DEĞİL, UYSAL GEÇLİK
Demirtaş, teklifin içeriğine iyi bakılması gerektiğini belirterek, "Bu konuyu imam hatip eksenli ele alırsanız sığ bir tartışma olur. AKP'ye anahtar teslimi İslam devleti verin kabul etmez. Çünkü böyle bir amacı yoktur. Konuyu böyle tartıştırır ve asıl amacını hayata geçirir. Mesele 'dindar gençlik' meselesi değil uysal gençlik meselesidir. Gerçek anlamda dindar gençlik sorgulayandır. Gerici değildir. Allahtan başkasına kulluk etmez. Ezilenin yanında yer alır. Bunlar biat eden bir gençlik istiyor. Daha eğitimli modern köleler yetiştirmemiz lazım diyorlar. Piyasanın ara eleman ihtiyacını karşılamak istiyorlar. Toplum sorgulayan toplum olsun, çocuklar iyi eğitim alsın, hoşgörü gelişsin, toplumsal bilinç oluşsun gibi bir anlayış yok ki" diye kaydetti. Demirtaş, AKP'nin eğitim politikasını torna masası gibi gördüğünü belirterek, eğitimden arz ve talep meselesini anladığını söyledi.
EĞİTİMLİ UCUZ İŞ GÜCÜ YARATIYORLAR
Demirtaş, MGK kararlarını hatırlatarak, "MGK'da bölge illerinin eğitim sorununu konuşuyorsun. Öğretmen açığına MGK karar veriyor. Ne alaka. Eğitim politikalarını bu ülkede hep MGK belirlemiştir. Bu nedenle 4+4+4 mü? 4x4 mü? Orda karar veriliyor. Tartışmayı imam hatip meselesine çekip ana meseleyi kapatmak istiyorlar. Bunun alternatifi herkesin eşit eğitim yapmasıdır. Bütün olanakların topluma eşit olarak sunulmasıdır. Düzenleme konunun uzmanı sendikalar ve meslek örgütleri ile bir araya gelinerek yapılabilir. Bunlar olmayacak iş değil. Ama bu yapılırken piyasa koşulu esas alınmaz. Almanya'da İngiltere'de meslek lisesi şu kadar diyorlar. Sanırsın bizde meslek lisesini bitiren hemen iş buluyormuş gibi. Yok böyle bir şey. Eğitimli ucuz iş gücü yaratıyorlar" dedi. Türkiye'de İslam'ın kendisinin tehlike olmadığını ancak AKP'nin İslam'ı köhnemiş sistemin tekeline sokmaya çalıştığını belirterek, "Bütün halk bu konularda dikkatli olmalı. Tartışmaların yanlış yöne yönlendirmesine karşı uyanık olmalıdır. AKP'nin ustalık dönemi budur. Eğitim modeli bile bu kadar ustaca bir tartışma ile yürütülüyor. Toplumsal mühendislik ustalığı yapıyorlar" ifadesini kullandı.
CEMAAT EVLERİ
Demirtaş, AKP'nin Eğitim Destek Evleri'ne yaklaşımını eleştirerek, "Cemaat ve ona bağlı evler her yerde valilik ve hükümet desteği ile çoğaldı. Ama belediyelerimizin yoksul öğrencilere destek için açtığı Eğitim Destek Evleri kapatılıyor. 2 binden fazla öğrenci sınava 1,5 ay kala eğitimden yoksun kaldı. Daha önce valilik ile protokolü uyduruyorlardı. Onu da yaptılar belediyelerimiz buna rağmen kapatıldı. Batman'da 60 depremzede de burada eğitim alıyordu. Ama orası da kapatıldı. İşte 28 Şubat'ta da bunları yapıyorlardı. Cemaatin bütün yerlerini kapatıyorlardı" dedi.
UCM ROBOSKİ BAŞVURUMUZU USUL AÇISINDAN KABUL ETTİ
Demirtaş, 1996'da Güçlükonak'ta 11 köylünün minibüste yakıldığını faillerin ortaya çıkarılmadığını belirterek, "Şimdi yıl 2012 Roboski ortadadır. Başbakan bu gün çıkmış 65 gün sonra ''ortaya çıkaracağız'' diyor. Basit bir soru soruyoruz. Vurun emrini verdin mi vermedin mi? Evet ya da hayır buna bile cevap vermiyorsun. 4 saatlik görüntüleri halen açıklamıyorsun. Siz kendi yetkinizde olan idari soruşturmayı sonuçlandırmıyorsun. Sonra da çıkıp 'Roboski'yi unutmadık' diyeceksin. Bu işte katliam sorumlularının psikolojisidir. UCM'ye yaptığımız başvuru usul açısında kabul edildi. Bu konuda savcılığın yazdığı yazı da geldi" dedi. Roboski için yapılacak olan ışık söndürme eylemini desteklediklerini belirten Demirtaş, Roboski katliamına ilişkin bütün gelişmeleri yakından izleyeceklerini söyleyerek, "Sen iktidarın döneminde bunu saklamaya çalışabilirsin ama bu sonuna kadar gitmeyecek" dedi.
HRANT’I KATLEDEN ÖRGÜT TAKSİM MEYDANINDA
Taksim'de yaşanan Hocalı protestosuna değinen Demirtaş, "O bakanın bu katliamın sorumlularını ortaya çıkarması mümkün müdür? Gösteri ırkçı bir gösteriye dönüştü. Bunun organizasyonunun bizzat bakanlık yapıyor. Taksim meydanında ırkçılık yapan kim. Sıfatı bakan ama ırkçılığın manifestosunu yapıyor. Aynı bakan Hrant Dink'i katleden örgütü ortaya çıkarmakla sorumlu olan bakandır. Niye ortaya çıkmadığı görünüyor. Mahkemeye buyurun Taksim'e gelin Hrant'ı katleden örgüt ordadır. Böyle bir bakanın sorumlu olması vahimdir. İşte AKP budur. Bakan daha AKP'yi nasıl anlatsın. Bakın ne diyor İçişleri Bakanı, 'Bu kan yerde kalmayacak. Türkün başkasından dostu yoktur' bunu söyleyenin sıfatı İçişleri bakanıdır. Sıfata bak. Bunun onda birini ben söylesem hemen tutuklanırdım. Bu bakan bizi ırkçılıkla suçluyoruz. Kendisi de demokrat oluyor! Hem de sıfatı da bakan. Hayırlı olsun AKP'ye durmak yok yola devam" dedi.
IRKÇILIK KUSAN BAKAN, KCK OPERASYONLARI YÜRÜTÜYOR
"Irkçılık kusan bakan KCK operasyonlarını yürüten bakan" diyen Demirtaş, "Katliamları hep birlikte lanetleyelim. Hocalı'yı da, Dersim'i de. Ama böyle ırkçılık yaparak değil. Hocalı'da o katliamı yapanlar, Taksim'de o ırkçılığı yapanların Ermeni olanlarıdır. Irkçılık, ırkçılıktır. İnsanoğlunun tutulduğu yüzyılın hastalığıdır" şeklinde konuştu. Dargeçit'te çıkan kafataslarını hatırlatan Demirtaş, "Madem katliam arıyorsun Dargeçit, Diyarbakır JİTEM kazısı bunlara bak. Daha bunun onlarcası var. Silopi kimsesizler mezarlığı var. Orda duruyor. İşte hepsini lanetleyelim. İşte Hakikatleri Araştırma Komisyonu bu nedenle önemlidir. Dersim'e ilişkin yaptığımız panel bundan önemliydi. Orada çıkan sonuç Hakikatleri Araştırma Komisyonu'nun kurulması ve devlet adına gerçek bir özrün dilenmesidir" şeklinde konuştu. Demirtaş, katliamların araştırılması için 16 defa TBMM'ye önerge verdiklerini ancak bunların AKP tarafından reddedildiğini belirterek, "İçerde bunu yapmayan bakanın ırkçılık yapması kendini küçültmektir" dedi.
CEZAEVİ KOŞULLARI İNSAN ONURUNA AYKIRI
Bir ülkede cezaevlerinin o ülkede demokrasinin aynası olduğuna vurgu yapan Demirtaş, şunları kaydetti: "Devlet orada vatandaşlarına nasıl davranıyorsa demokrasi standardı öyledir. Türkiye'nin hiçbir cezaevinde insan onuruna layık koşullar yok. Pozantı cezaevindeki cinsel istismar gündemde. Bu cezaevinin kapatılması konusunda defalarca rapor hazırlanmıştır. Bu işin peşini bırakmayacağız. Diğer cezaevleri de farklı değildir. Kapasiteler yüzde 300 artmış durumdadır. AKP iktidara geldiğinde cezaevindeki insan sayısı 60 bin civarında bu gün 127 bin oldu. Buna 'Suçun takibini daha iyi yapıyoruz' diyorlar. Alakası yoktur."
Cezaevlerinde yaşananların sistematik işkence olduğunu belirten Demirtaş, "Bunu çözmenin çaresi yeni cezaevi değildir. Adalet sistemi ve ekonomik sorunu çözmektir. Oralarda çalışan görevliler de gönüllü mahkumlardır" dedi.
AÇLIK GREVİNDEKİLERİN SAĞLIK DURUMU TEHLİKEDE
3 Milletvekilinin açlık grevinde olduğunu hatırlatan Demirtaş, "15. Gündeler. Sağlıkları da artık tehlike altında. Bütün cezaevlerinden 400'den fazla insan açlık grevinde. Bu içerdeki koşullardan dolayı değil dışarıdaki şartlardan dolayı yapıyorlar. İmralı'daki tecrit ve askeri ile siyasi operasyonlardan dolayı yapıyorlar. Yurttaşları onlarla kenetlenmeye çağırıyoruz" dedi. Demirtaş, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde sokakların mor renge boyanacağını ve kadınların mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.
ANF NEWS AGENCY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder