5 Şubat 2013 Salı

Pontus Rum Soykırımı



Küçük Asya'daki Yunan varlığı en zından Homeros zamanına dayanır. Türkler tarafından isgal edilmeden önce Yunanlılar Küçük Asya'da yaşayan birkaç yerli halklardan biriydi. Coğrafyacı Strabon Küçük Asya'nın ilk Yunan kenti olarak Smyrna'dan (Izmir) bahsetti. Yunanlılar Karadeniz'e "Pontos Euxinos" veya "konuksever deniz" diye adlandırdılar ve MÖ sekizinci yüzyılda kıyılarında
gezinmeye ve sahilleri boyunca yerleşmeye başladılar.Karadeniz'in en bilinen Yunan kentleri Trebizond (Trabzon), Sampsounta (Samsun), Sinope (Sinop) ve Herakleia Pontika (Karadeniz Ereğli civarı) idi.Orta Çağda Trebizond önemli ticari merkez ve kendi devleti Trabzon İmparatorluğu'nun başkenti oldu.

Türklerin Yunan nüfusa karşı yürüttüğü kampanyanın nedenleri arasında bu nüfusun Osmanlı Devleti'nin düşmanlarına yardım edeceği korkusu, bazı Türkler arasında varolan, bir modern ulus devleti oluşturmak için modern Türk ulus devletinin bütünlüğünü tehdit eden grupların devletin topraklarından temizlenmesi gerektiğine dair inanç idi.

Olaylar

1914 yılının yaz mevsiminde hükûmet ve ordu yetkilileri tarafından desteklenen Teşkilat-ı Mahsusa, askerlik çağında olan Trakya ve Batı Anadolu'lu Rum erkekleri işçi taburlarına aldırdı ve bunların yüzbinlercesi öldü. Yüzlerce mil mesafeden İç Anadolu'nun içine sevkedilen bu askerler yol yapma, bina yapma, tünel kazma ve diğer saha çalışmasında istihdam edildi. Fakat onların sayısı yoksulluk ve kötü muamele ya da Türk muhafızları tarafından düpedüz katledilmesiyle büyük ölçüde azaldı.Bu zorla askere alma programının kapsam alanı daha sonra Pontus dahil olmak üzere Osmanlı Devleti'nin diğer bölgelerine genişletildi.

Rum erkeklerin zorla askere alınması, genel nüfusune yönelik katliamlar ve ölüm yürüyüşleri de dahil olmak üzere sürgün ile tamamlandı. Rum köy ve kasabalarını Türkler tarafından kuşatılıp komşulari tarafından öldürülecektir. Örneğin, 12 Haziran 1914 tarihinde Batı Anadolu'da Smyrna (İzmir)'nın 25 mil kuzeybatısında bulunan Phokaia (Yunanca: Φώκαια, Foça, İzmir)'da erkek, kadın ve çocukların ölüleri bir kuyuya atıldı.

Temmuz 1915'te Yunanistan'ın maslahatgüzarı, sürgünlerin Türkiye'deki Yunan milletine karşı yok etme savaşı ve onları İslam'a dönmesini zorlamak için uygulanan tedbirden başka bir şey olmadığını, ven bunun açık amacının da savaş bittikten sonra tekrar Avrupa'nın hristiyanları korumak için yapacak müdahalesini mümkün olduğu kadar az kılmak olduğu açıkladı.

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı görevlisi George W. Rendel'e göre, 1918 yılına kadar ... 500.000'den fazla Rum sürgün edildi ve orantılı olarak bunların az kısımı hayatta kaldı.

Hatıralarında, 1913 ve 1916 yılları arasındaki ABD'nin Osmanlı Devleti Büyükelçisi Her yerde Rumlar grup halinde toplatıldı ve Türk jandarmaların "koruması" altında iç bölgesine, büyük kısmı yaya olarak, nakledildi. Kaç kişinin bu şekilde dağıldığı kesin olarak bilinmemektedir, tahimleri 200.000 ile 1.000.000 arasında değişir. diye yazdı.

14 Ocak 1917 tarihinde İsveç'in Konstantinopolis Büyükelçisi Cosswa Anckarsvärd, Osmanlı Rumlarının sürgün kararıyla ilgili şu acil telgraf gönderdi:


Bir Alman askerî ataşesine göre, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa Ekim 1915'te kendisinin savaş sırasında Ermeni Sorunu'nu çözdüğüne inandığı aynı yöntemle Yunan Sorunu çözmek istediğini açıklamıştır


I. Dünya Savaşı esnası ve sonrasında (1914–1923 arasında), Osmanlı İmparatorluğu hükümetinin ülkedeki Rum nüfusa karşı yürüttüğü kampanya sonucu oluşan kırımdır.Bu kampanya çeşitli katliamlar, ölümüne sürgünler ve mezalim içermekteydi. Çeşitli kaynaklara göre, bu süreçte yüz binlerce Osmanlı Rum vatandaşı öldürüldü. Bu katliamlarından kurtulan Rumlar ise Rusya topraklarına kaçtı.

Hikmet Bayur tarafından hazırlanıp Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanmış olan Türk İnkılâbı Tarihi adlı kitapta 800.000 Ermeninin yanı sıra 200.000 Rumun da katl ve tehcir yüzünden veya amele taburlarında öldüğüne dair bilgi Yarbay Nihat'ın bizim resmi kaynaklara göre de doğru saymak gerekir yazısyla birlikte aktarılmaktadır.

Henry Morgenthau, 200.000 - bir milyon Rumların her yerde grup halinde toplanıp iç bölgelere dağıtıldığını ancak, Ermeniler ile farklı olarak genel bir kırıma uğramadıklarını aktarmaktadır. Elefterios Venizelos ise Paris Barış Konferansı'nda 300.000 Rum'un yok edildiğini ve 450.000 Rum'un Yunanistan'a sığındığını ileri soyledi.

Yunan kaynaklarında, soykırım ile ilgili kişiler arasında, Alman İmparatorluğu'nun Atina Gesandter'i Hans von Wangenheim'in şansölye Bernhard von Bülow'e yolladığı rapordan alıntı yapılarak "Türk Başbakanı" "Sefker Pasha"nın adı ve Merkez "Kolordu"ya bağlı bir kumandan "Mehmet Azit"'in adı anılmaktadır.

Pontus İsyanı ve Koçgiri İsyanı olarak adlandırılan olaylar sırasında gerçekleştirilen katliamlarda Sakallı Nurettin Paşa komutasındaki Merkez Ordusu tarafından öldürülen Rumların sayısı, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı'nın gösterdiği resmî rakama göre, 11.181 kişidir.


aykırıdoğrular.com

Hiç yorum yok: