23 Kasım 2012 Cuma

Kürdistan'ı Savunma Yasası Gerekiyor

Hasan Bildirici ypg suriye

Dörtlü sömürgeciliğin her birinin Kürtlere saldırmasının bahaneleri bitmez. Suda balık, denizde kum, bataklıkta kurbağalar biter ama, başını Türk sömürgeciliğinin çektiği dörtlü grühun Kürde saldırmasının bahaneleri son bulmaz. Kurtla koyunun hikayesini biliyorsunuz herhalde. Baş aşağı akıp giden suda kurt yukarıda, koyun aşağıda su içmektedir. Buna rağmen kurt, suyumu bulandırdın diyerek koyunu yemek ister. Koyun, aşağıda su içtiğini, bu nedenle suyu yukarıya doğru bulandırmasının olanaksız olduğunu anlatmaya çalışır, ama kurt koyunu yiyecektir:

"Olsun," der. "Vakti zamanında senin deden benim dedemin suyunu bulandırmıştı."

Türk devleti kurt, Türk devletine göre Kürtler ise koyundur. Tabii bu ara garip bir açmazı da yok değildir.  "Kendi Kürdünü döv, başkasının Kürdünü sev" olgusu gereği, başından beri Güney Kürdistan'ı hem PKK'ye hem de Irak merkezi hükümetine karşı el altında tutmak istemiştir. Bu durum çıkarcı, aptal ve cepçi Kürtlerde, Türk devletinin Irak sınırları içinde bir Kürdistan'ı desteklediği şeklinde oluşan algının da nedenidir.

Dört parçalı Kürdistan'ın ve Kürdistan halkının stratejik düşmanı Türk devletine olan çıkarcı ve cepçi Kürt ilgisinin olayları vardırdığı nokta, sömürgeci şımarıklıktır.

Soykırım ve katliam sanığı Türk devleti, şımarık bir sömürgecidir. Kürtler eğer şımarık bu sömürgeciye karşı alt edici bir mücadele yürütselerdi, şimdi bu sömürgecinin tozu bile kalmayacaktı. Tabii Türk devleti işini biliyor. Kürtlerin memurluğa ve paraya ne kadar düşkün olduğunun farkında. Birkaç yüz temsilcisiye memurluk, birkaç yüz vicdanı satlığa yatırıyor parayı, bir kısım aydın ve siyasetçi geçinene de sunuyor olanağı, ondan sonra da Kürdistan'daki inkar politikasını sürdürüp götürüyor.

Geçtiğimiz gün HAMAS, İsrail devleti ile ilişki haline olan altı yurtaşını götürüp kurşuna dizdi. Türk İslam tacirlerinden ibaret Türk iktidarı bunu sorun yapmadı. PKK, anadilinde bir kreşi dahi bulunmayan gasp edilmiş Kürdistan ülkesinin kurtuluş mücadelesini yürütüyor. PKK, Kürdistan'ı gasp etmiş Türk iktidarlarına kendini satan Kürde ufak bir eleştiri yönelttiğinde, Türk basın üç kağıtçılığı ve satılmış Kürtler yaygarayı koparıyor:

"PKK, düşünce özgürlüğüne saldırdı!"

Utanmazlık ancak bu kadar olur. Hangi düşünce ve davranış özgürlüğü? Senin hiç mi ulusal ve toplumsal bir yasan olmayacak? En az dört bin köyünü boşaltmış, beş milyon insanını sürgüne çıkarmış, binlercesini de acımasızca öldürmüş Türk iktidar eteğinin altına sığınıp, oradan düşünce özgürlüğü naraları atmak Kürtlük adına yapılmış en büyük sahtekarlıktır.  

Türk devletine karşı bunca yıldır dişe diş bir mücadele yürüten PKK'nin Kürdistan yasaları nedir? KCK'nin Kürdistan vatandaşlık hukuku nasıl işliyor? Sömürgeciyle girilen ekonomik ve siyasi işbirlikçiliğe karşı Kürdistan ulusunun hiç mi kendini koruma yasası olmayacak?

Türk devletinden bağımsız, iki kelimelik ortak Kuzey Kürdistan hukuku gösterin bana, bu yazıyı toplayıp çöpe atayım.

Niye yok o zaman? Kürtler ne için savaşıyor?

Maliyecisi, MİTÇİSİ, Nüfus memuru, ajanı, tetikçisi, müfettişi, tapukadastro görevlileri, MHP'liler, AKP'liler Kürdistan'da istedikleri gibi at koşturuyorlar. Türk sömürgeciliğinin ve uşaklığının Kürdistan konumlanması serbest, ama Kürdistan örgütlenmesi Kürdistan'da bile yasak... Cezaevleri tıklım tıklım dolu...  

Sömürgeciliğe karaşı mücadele sadece sabahtan akşama kadar mermi patlatmak ve slogan atmakla sürdürülemez. Sömürgeciliğe karşı mücadele aynı zamanda psikolojik bir harekattır. Türk sömürgeci alçaklığı Kuzey Kürdistan yetmiyormuş gibi, şimdi de Batı Kürdistan şehirlerine tanklı, toplu, ağır silahlı İslamcı tetikçiler gönderiyor. Batı Kürdistan halkı bu çetelere karşı yiğitçe savunma yapıyor, ama Türk devleti Kürdistan sınırlarından nasıl bu kadar silahlı grup gönderebiliyor? O grupların bir Kürdistan şehrinde başarlı olması halinde, işleyecekleri El Kaide türü cinayetin haddi hesabı olmayacak.

Türk'ün gasp ettiği Kürdistan'ı yönetme yasaları varsa, Kürtlerin de kendilerini yönetme ve savunma yasaları olmalıdır.

KCK, Batı Kürdistan'ın Serêkaniyê kentine yönelik saldırıdaki "AKP-El Kaide kirli ittifakına" karşı koymaya, "Kardeş Kürt halkını katletmek üzere özellikle bir koridor haline getirilen Antep-Urfa-Mardin hattında katillerin geçişlerinin engellenmesi için" halkı yollara dökülmeye çağırmış. Kürtler hep yollardadır. Urfa, Antep, Mardin hattı ise en azından öteki tarafta çetelerin denetiminde olmaması gerekmektedir.

Türk kontrolündeki cinayet şebekelerine karşı Batı Kürdistan'ı savunmak gerekiyor. Doğu, Güney ve Kuzey Kürtlerinden Batı Kürdistan'ı savunmak isteyen bir çok insan çıkacaktır. Bu insanları dağlara çıkarmak yerine Batı Kürdistan şehirlerinin savunmasına götürmek lazım. Madem Türk destekli cinayet çebekeleri gözü kara bir biçimde Kürdistan'ın köy ve şehirlerine saldırıyor, diğer parçadaki Kürtler de Batı Kürdistan'ı korumak için seferber olmalıdır.

Batı Kürdistan, dört parçalı Kürdistan ulusal mücadelesinin kendini deneyip bulacağı eşsiz bir alandır. Bu alan Türk sömürgeciliğine ve onun çetelerine kapatılmalıdır.

bildiricihasan@hotmail.com

Hiç yorum yok: