Gerilla grubu ile yürüyoruz. Şemzînan
kuşatmasında yer alan, yaralanan ve tedavi olduktan sonra yine cepheye
giden gerillalar var. Keskin nişancı kadın gerillalar, uyguladıkları
teknikleri anlatıyor. Şemzînan üzerine uyarlanmış gerilla şarkılarını,
dengbêj tadındaki gerilla sesiyle yol alıyoruz.
Gerilla alanlarında gördüklerimiz, yaşadıklarımız ve bize anlatılanları burada ne kadar yazsak da eksik kalır. Özellikle 2012 yılının bahar ve yaz mevsimi Türk ordusu ve gerilla arasındaki 29 yıllık savaşta farklı bir özelliğe sahip. Kuşkusuz gerilla savaşının her dönemi kendine özgü ve önemli. Ancak Kürt Özgürlük Hareketinin 4. Stratejik Dönem olarak tanımladığı bu süreçteki gerilla eylemleri 2010 1 Haziran’ından günümüze tarihi önemde sonuçlar ortaya çıkardı. Kürt sorununu çözümü için müzakere ve görüşmeler, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve PKK’nin muhataplık kurumuna dönüşmesi ve siyasal/toplumsal alandaki sonuçları tarihi önem taşıyor.
2012’deki gerilla hamlesinde öne çıkan Şemzînan’daki gerilla kuşatması ise bu dönemin sembollerinden biri oldu. Devletin ve ordunun geriletildiği, gerillanın ise mevzilerini ilerletmesi savaştaki yeni sürecin temel özelliğini ortaya koyuyordu. Çukurca’dan sonra Şemzînan cephesine doğru yol alırken, bizim görüp yaşadığımız ve tanık olduğumuz bu gerçeğin üzerinin devlet tarafından neden gizlendiğini de daha iyi anlıyoruz. Şemzînan cephesine doğru gerilla birliği ile yola çıkarken azıcık tecrübemiz var. Hava saldırıları, karadan bombardımanların rutin ve sonuçsuz olduğunu yaşayarak görüyoruz.
Şemzînan’daki gerilla ve AKP’nin yalanları
Gördüklerimizi kayıt altına almak ve kamuoyuna yansıtmak ise bizim için en önemli çalışma. Zaten gazetecilik denilen mesleğin başka da ne işlevi olabilir ki!.. İktidarların halktan gizlediğini ortaya çıkarmanın zor ama güzel bir hakikat uğraşı olduğunu söylerdi meslek büyüklerimiz. Gerçekten de öyle. Bütün bunların farkında olarak Şemzînan’a doğru yola koyuluyoruz. Tam da bu süreçte Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Şemdinli’de 1 metrekare bile denetimimiz dışında değil” açıklaması gündemdeydi. Oysa gerilla Şemzînan’da geniş bir alan tutmuş, askeri üslerin çoğunu bloke etmiş ve kenti kontrol altına almıştı. Gerilla yetkilileri bize bu açıklamaları yapmıştı. KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan da Erdoğan’ın bu sözlerinin gerçeği yansıtmadığını “Eğer Tayyip Erdoğan 2010’da gelip poz verdiği Gediklitepe’ye tekrar gelirse, bizim söylediklerimiz yalan. Ama gelemezse onun söyledikleri yalandır” sözleriyle ifade ediyordu. Gerilla eylemleri ise Şemzînan’da kesintisiz bir şekilde devam ediyordu. İşte böylesi bir gündem içerisinde Şemzînan’a gitmek için hareket ettik.
Medya Savunma Alanları’ndan Şemzînan’a giden gerilla grubu ile yolculuğumuz hızlı başladı. Gerilla grubunun temposu oldukça yüksek. Devrim şarkıları söyleyerek kendilerine doğrultulan namluların üzerine doğru yürüyen bu heyecanlı gerilla grubunun her anına tanıklık etmek istiyoruz. Her anını kayıt altına almak ve sizlere ulaştırmak için çaba harcıyoruz. Gerilla grubunun komutanları bize yolu anlatıyor. Kolay bir yol değil. Dağları aşacağız. Tepeleri geçeceğiz. Şemzînan’a yaklaştıkça savaş uçakları ve bombardıman sesleri hiç dinmiyor. Gerillalar ise bu konuda her zamanki gibi tedbirli ve kendine güvenli.
Metrekarede dört mevsim ve on gün
Gerilla grubu ile yürüyoruz. Orman bitiyor. Dağların doruklarına yakınlaştığımız zaman mevsim değişir gibi hava değişiyor. Durmadan tırmandığımız yoldaki yarpuz, kekik ve yayla çiçeklerinin kokuları arasındaki pınarlarda “gerilla molası” veriyoruz. Kısa sohbetler ve gülümsemelerle saatler süren yolculuğun yorgunluğu hemen unutuluyor. Gerilla grubundaki genç gerillalara deneyimli olanları can kulağı ile dinliyor. Cepheden gelen son haberlere kulak kabartılıyor. Gerillanın temposu ile yolculuğumuz dağın doruğuna kadar devam ediyor. Savaş uçakları yaklaştığında hemen tedbirlerini alan gerillalar sürekli ileri doğru adımlarını atıyor. Kendilerinden eminler. Coşkulu ve heyecanlılar. Biz onların temposuna ayak uydurmaya çalışıyoruz.
Kuzey Kürdistan toprakları ve Şemzînan sırtları görünene kadar yürüyüşümüz sürüyor. Gece yıldızların altında dağın doruğunda uzak kent ışıklarına karşı duruyoruz. Dağın serinliği ile yıldızlara bakıyoruz. Sonra bulutların seri bir şekilde toplanması. Ve ansızın bastıran yağmurun altında uyumak için uzanıyoruz. Nöbetçiler ise tetikte. Birkaç saatlik uyku molasından sonra yolumuza devam ediyoruz. Çıktığımız dağı daha hızlı bir şekilde iniyoruz. Ama dağ bitmiyor. Bu kez başka bir tepeye tırmanacağız. Yolumuz uzun. Tayyip Erdoğan’ın bir metrekaresi o kadar uzun ki! Hala yürüyoruz. On gün süren “bir metrekare” alandaki yolculuğumuzda dört mevsimi yaşıyoruz.
Asker mevzileri gerillanın elinde
Kameraman arkadaşımız Mehdi Doğan, güzel kareler yakalamak için kah grubun önüne koşuyor, kah arkasında kalıyor. Yolculuğumuzda gerillalaların heyecanla anlattıklarına kulak kabartıyoruz. Şemzînan kuşatmasında yer alan, yaralanan ve tedavi olduktan sonra yine cepheye giden gerillalar var. Keskin nişancı kadın gerillalar, uyguladıkları teknikleri yanındakilere anlatıyor. Şemzînan üzerine uyarlanmış gerilla şarkılarını, dengbêj tadındaki gerilla sesiyle yol alıyoruz. Yol üzerindeki bir gerilla mevzisinde kadın gerillalar bizi karşılıyor. Arkadaşlarına ve bize sıcak çay ikram ediyorlar. Bardak sayısı az. Biz ise kalabalığız. Ancak gerillanın pratik çözümü var. Küçük reçel kavanozları doyumluk çay bardağı oluyor. Akşam üzeri, Şemzînan sırtlarında gerillalar bize araziyi anlatıyor. Gerillalar “Kuşatma ve alan hakimiyetinden önce geldiğimiz 2 günlük yol önce 1 haftaydı” diyorlar. Şimdi iyi bir yürüyüşle 24 saatte gidilebiliyor. Çünkü öncesinde asker mevzileri varmış. Asker tepeleri tutmuş. Ama o tepeler ve mevziler şimdi gerillanın elinde.
Ve moladan sonra Şemzînan’a giriyoruz. Medya Savunma Alanları’ndaki gibi durum. Gerillalar rahat. Sınır diye tanımlanan alanı ve taşları gayet normal geçiyoruz. Gerillanın sınır tanımazlığını gösteren yürüyüşün içindeyiz. Sınırı geçtiğimizde savaş uçakları bizi karşılıyor. Uçakların yoğun uçuşu ve bombardıman seslerine tanığız. Yolculuk ettiğimiz gerilla grubunu karşılayan gerillalar tedbirli olmamızı istiyor. Ama onlar rahatlar. Çünkü 2 ayı aşkın bir süredir bombardımanı yaşıyorlar. Uçaklara alışkınlar. Sonra gece konaklamamız için bize yer gösteriyorlar. Karanlıkla beraber yine savaş uçaklarının uçuşu. Yine bombardıman sesleri. Biz dinlenmek için geceyi güvenli bir alanda geçiriyoruz. Sabahın ilk saatlerinde yine dağların doruğuna doğru gidiyoruz.
Uçak bombardımanına karşı gerilla yürüyüşü
Genç gerillalar şarkılar söylüyor. Mola için duruyoruz. Varacağımız noktaya az bir süre kaldı. Heyecanlıyız. Yine uçak sesleri. Uçakların hareketini izliyoruz. Kazan bombası yanı başımızda patlıyor. Sonra az ötemizde başka patlamalar. Ve HPG’nin Şemzînan Cephe Komutanlarından Reşit Serdar ve Çiçek Botan “Şemzînan’a hoşgeldiniz” diyor. Gülümsüyoruz. Olağanüstü bir bombardıman var. Uçaklar durmuyor. Havan, obüs ve tank atışları da. Onlar için oldukça normal.
Yolda dururken genç bir gerilla görüyoruz. Goman tepesindeki eylemlerden geliyor. 5 gündür ekmek bir yana su bile içmediğini söylüyor. Gerilla iradesi diye mırıldanıyorum. Bir gerilla ise günlerdir yaralı. Ancak mevzisini bırakmamak için arkadaşlarına yaralı olduğunu söylemiyor bile. Arkadaşları fark ediyor yarasını. Zorla ikna edip tedavi için cephe gerisine çağırıyorlar. İki genç gerilla ise “iç firar” etmiş. “İç firar” gerilla içinde yöneticilerine haber vermeden görev yerini isteğine göre değiştirmek anlamına geliyor. Genç gerillalar medya savunma alanlarından Şemzînan’a savaş cephesine gelmek için “firar” etmiş. Kendi mangalarına “Bizi başka yerde aramayın. Biz Şemzînan’da cephedeyiz. Bijî Serok Apo!” afişleri yazıp Şemzînan’a kadar gelmişler. Böyle yapan çok gerilla varmış. Bir kısmı eski görev yerine giderken ezici çoğunluk ise cephede kalmayı başarmış. Bu tabloya Çelê hattında ve başka yerlerde de tanık olmuştuk.
Gerillalar ön cephede görev almak için ısrarlı öneriler yapıyor. Ön cephede ise “Neden saldırı gruplarında yer almıyoruz” diyorlar. Eylemleri koordine etmesi gereken tabur komutanları bile saldırı grubu içinde yer alıyor. Hüseyin Bingöl (Ekin Morsümbül) de bunun en tipik örneği. 20 yılı aşkın bir süre mücadele içinde yer alan Hüseyin Bingöl arkadaşlarına haber vermeden asker tepelerine sızıyor. Ve 3 askeri vurduktan sonra yaşamını yitiriyor. Bu gerillanın ruh halini ve savaşın atmosferini en iyi anlatan kare olarak belleğimizde yer alıyor.
N.Özel Şemzînan’da başarısız oldu!
Ve Şemzînan’ı çevreleyen dağlardayız. Kuzey Kürdistan toprağında. Şemzînan köyleri hemen yakınımızda. Aşağıda gerillaların yol kontrolleri devam ediyor. Şemzînan ise az ötemizde. Kenti çevreleyen bütün tepelerde gerilla mevzilenmesi var. Askerler ise ancak karakol çevresinde. Ve bizim olduğumuz zamanda Türk genelkurmay başkanı Necdet Özel ve kuvvet komutanları da Şemzînan’daymış. Askerin hareketliliğinde ve hava saldırılarındaki artışın nedeni de buymuş. Biz cephe komutanlarından Reşit Serdar ile bu konuyu konuşuyoruz. Askerin araziye çıkma çabasını söylüyor. Ve o an gerillanın eylemlerini, kobra saldırısını, Haruna Karakolu’na yapılan baskını, yol kontrolünü anlatıyor. Bütün eylemler o zaman dilimi içinde yapılıyor. Asker ise Rubarok karakoluna atanmış yeni komutanı götürmek istiyor. Ancak gerillalar ne helikopterlerle ne de karadan karakol komutanının geçişine izin vermiyor.
Şiddetli çatışmalara tanıklık ediyoruz. Ancak bütün bu tablo Türk medyasında hiç yer bulmuyor. Hükümet de, asker de bu gerçeğin üzerini örtme telaşında. Ama biz birebir tanık oluyoruz. Asker ölümleri. Kobra saldırıları ve bombardımanlar... Gerillalar yaptıkları eylemde birçok asker malzemesi ele geçirmiş. Silahlar, sırt çantaları, askerlerin isim ve telefon listeleri... Listelere bakıyoruz. Çoğu asker tepede ölmüş. Ancak sadece birkaçının ismi açıklanmış. Tayyip Erdoğan’ın “görmeyin, vermeyin ve duyulmasın” talimatını anımsıyoruz. Ama işte gerçek gizli kalmıyor. HPG komutanlarından Reşit Serdar bir isim listesini okuyor. Başka listeler de var. Askerlerin bireysel eşyaları, cüzdanları, banka kartları vb... Ama hükümet ve medya bu gerçeği hala gizleme telaşında... Oysa Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ‘un 2008’de Zap’ta yenildiği ordu bu kez de Şemzînan’da bizzat Necdet Özel’in komutasında büyük bir başarısızlık yaşadı.
Gerilla geçit vermiyor
Gerilla mevzilerinde gerillalar elleri tetikte bekliyor. Hemen altımızda ise asker mevzilenmek istiyor. Paralı asker ve köpeklerle mevzi tutmaya çalışıyorlar. Biz de görüyoruz. Gerillalar ise izin vermiyor. Gerillalar o tepelere eylemler gerçekleştiriyor. Gece boyunca savaş uçakları, kobra helikopterleri, tanklar ağır bir bombardıman yapıyor. Gerillalar güvenliğimiz için bizi daha güvenli bir alana götürüyor. Ancak çatışmanın şiddetine bütünüyle tanık oluyoruz. Sabahı bekliyoruz. 10’un üzerinde asker ölüyor. 2 gerilla yaşamını yitiriyor. Savaş tüm şiddeti ile sabah da devam ediyor. Çok sayıda uçak araziye rastgele bombalar bırakıyor.
Sabah bulunduğumuz çatışma alanından başka bir yere gitmek için yola koyuluyoruz. Yolculuğumuzda bize kuryelik yapan gerilla, Goman tepesinde Şemdinli Tugay Komutanlığının üzerine bayrak diken gerilla olduğunu öğreniyoruz. Atik ve cesaretli. “Neden o bayrağı diktin” diye soruyoruz. Genç gerilla: “Niye Kürtler her rojbaşa kalktığında Türk bayrağını görüyor. Bu kez de Türk ordusu uyandığında gerillanın bayrağını görsün. Hem Türk medyası propaganda yapıyordu Goman’da gerilla yok. Ama bu bayrakla gerillanın varlığını görmüş oldular.”
Yol boyunca savaş uçakları, keşif uçağı ve top atışları devam etti. Ancak mevzideki gerillalar için hiçbir şey değişmiyor. Onlar karakolların tepelerinde kararollara giriş çıkışları ve askerin hareketliliğini takip ediyorlar. Gerilla mevzilerinden biz de karakollara bakıyoruz. Askerin hareketliliği yok. Askerler nöbet değiştirirken önce kendi kuklalarının sallıyor. Eğer gerilla ateş etmezse koşarak nöbet yerlerine gidiyorlar. Askerlerin ruh halinin iyi olmadığını söylüyor gerillalar. Eskiden tuttukları mevziler şimdi gerillanın elinde. Karakolların tepeleri, Tayyip Erdoğan ve dönemin genelkurmayının gelip poz verdiği Gediktepe ve Şemzînan’ın dört bir yanındaki stratejik mevziler de gerillanın kontrolünde. Bütün bu alanlardaki geniş bir cephedeki gerçeği biz de kayıt altına alıyoruz.
Halkın gerillaya desteği ve ilgisi artıyor
Yol kontrollerinde halkın gerillaya ilgisinin yoğunluğuna dikkat çekiyorlar. Şemzînan halkının gerillaya desteği kadar duyduğu güveni de örnekleyerek anlatıyorlar. Biz de buna tanıklık eden anları yaşıyoruz. Bu anların tarihi anlar olduğunun gerilla da halk da farkında. Devletin bütün gücünü bu alana yığması da bunu gösteriyor.
Gerillalar halka çağrılar yapıyor. Şemzînan halkına, gençlere, koruculara. Böylesi bir dönemde Kürtler için koruculuğun artık işlevsiz olduğunu, Kürdistan’daki gelişmelerde onurlu yer almak isteyenlerin artık devletin yanında yer almaması gerektiğini söylüyorlar. Devletsiz de Kürt halkının özgürce yaşayabileceğini gösteren örnekler veriyorlar. Rojava, Medya Savunma Alanları ve Güney Kürdistan’daki gerilla kazanımlarının böyle anlaşılması gerektiğini söylüyorlar.
AKP’ye alet olan Kürtlere gerilladan çağrı
Kürt halkının gerillanın bu hamlesinin bir parçası olduğuna işaret ediyorlar. Ödenen bedelleri hatırlatıyorlar ve Kürt halkının önderliği ile artık özgür yaşaması gerektiğini ve AKP’nin oyunlarına kimsenin kanmaması gerektiğini vurguluyorlar. AKP’den R. Tayyip Erdoğan’dan beklentili olan ve onların oyunlarına gelenlere tepkilerini seslice ifade ediyorlar.
Bütün bu şiddetli çatışma ortamında güncel gelişmeleri de dikkatle izliyorlar. Medyadaki tartışmalarda kim ne söylemiş ve söylediklerinin ne anlama geldiğini bize yorumluyorlar. Leyla Zana ve bazı Kürtlerin AKP’nin ekmeğine yağ sürmemesi gerektiğinin altını çiziyorlar.
Evet gerillanın cephedeki atmosferini, ruh halini ve verdikleri mesajlarını bu koşullarda sizin için böyle özetleyebiliyoruz. Savaş bütün hızıyla devam ediyor. Gerillanın alan hakimiyeti de derinleşerek devam ediyor. Yürütülen savaştaki cesaret ve kahramanlık örneği ise ne yazmakla, ne anlatmakla bitmez. Kürt gençleri kadınıyla erkeğiyle ile bir halkın özgürlüğü için Kürdistan dağlarındalar.
Gösterilen direniş ve ödenen bedellin özgürlükten başka bir karşılığı da yok. Gerillalar “Halkımızın, Önderliğimizin ve ülkemizin özgürlüğü için buradayız. Apocu Fedai Savaşı’nın tarihi örneğini ortaya koyuyuoruz” diyorlar. Devrim ve direniş şarkıları ve marşları söyleyerek cepheye giden gençlerin yaşadıklarına tanık olmak bizim için önemli bir an...
Evet Kürdistan dağlarında kıyasıya devam eden savaşta cesaretin ve fedakarlığın örneklerine biz de yaşayarak tanık olduk Çelê ve Şemzînan cephelerinde. Ama gerilla sadece bu iki cephe de değil; Amed’de, Botan’da, Dêrsim’de, Serhat’ta, Garzan’da, Amonoslarda ve Koçgiri’de bu direnişini sürdürüyor...
BİTTİ
Yeni Özgür Politika
Gerilla alanlarında gördüklerimiz, yaşadıklarımız ve bize anlatılanları burada ne kadar yazsak da eksik kalır. Özellikle 2012 yılının bahar ve yaz mevsimi Türk ordusu ve gerilla arasındaki 29 yıllık savaşta farklı bir özelliğe sahip. Kuşkusuz gerilla savaşının her dönemi kendine özgü ve önemli. Ancak Kürt Özgürlük Hareketinin 4. Stratejik Dönem olarak tanımladığı bu süreçteki gerilla eylemleri 2010 1 Haziran’ından günümüze tarihi önemde sonuçlar ortaya çıkardı. Kürt sorununu çözümü için müzakere ve görüşmeler, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve PKK’nin muhataplık kurumuna dönüşmesi ve siyasal/toplumsal alandaki sonuçları tarihi önem taşıyor.
2012’deki gerilla hamlesinde öne çıkan Şemzînan’daki gerilla kuşatması ise bu dönemin sembollerinden biri oldu. Devletin ve ordunun geriletildiği, gerillanın ise mevzilerini ilerletmesi savaştaki yeni sürecin temel özelliğini ortaya koyuyordu. Çukurca’dan sonra Şemzînan cephesine doğru yol alırken, bizim görüp yaşadığımız ve tanık olduğumuz bu gerçeğin üzerinin devlet tarafından neden gizlendiğini de daha iyi anlıyoruz. Şemzînan cephesine doğru gerilla birliği ile yola çıkarken azıcık tecrübemiz var. Hava saldırıları, karadan bombardımanların rutin ve sonuçsuz olduğunu yaşayarak görüyoruz.
Şemzînan’daki gerilla ve AKP’nin yalanları
Gördüklerimizi kayıt altına almak ve kamuoyuna yansıtmak ise bizim için en önemli çalışma. Zaten gazetecilik denilen mesleğin başka da ne işlevi olabilir ki!.. İktidarların halktan gizlediğini ortaya çıkarmanın zor ama güzel bir hakikat uğraşı olduğunu söylerdi meslek büyüklerimiz. Gerçekten de öyle. Bütün bunların farkında olarak Şemzînan’a doğru yola koyuluyoruz. Tam da bu süreçte Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Şemdinli’de 1 metrekare bile denetimimiz dışında değil” açıklaması gündemdeydi. Oysa gerilla Şemzînan’da geniş bir alan tutmuş, askeri üslerin çoğunu bloke etmiş ve kenti kontrol altına almıştı. Gerilla yetkilileri bize bu açıklamaları yapmıştı. KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan da Erdoğan’ın bu sözlerinin gerçeği yansıtmadığını “Eğer Tayyip Erdoğan 2010’da gelip poz verdiği Gediklitepe’ye tekrar gelirse, bizim söylediklerimiz yalan. Ama gelemezse onun söyledikleri yalandır” sözleriyle ifade ediyordu. Gerilla eylemleri ise Şemzînan’da kesintisiz bir şekilde devam ediyordu. İşte böylesi bir gündem içerisinde Şemzînan’a gitmek için hareket ettik.
Medya Savunma Alanları’ndan Şemzînan’a giden gerilla grubu ile yolculuğumuz hızlı başladı. Gerilla grubunun temposu oldukça yüksek. Devrim şarkıları söyleyerek kendilerine doğrultulan namluların üzerine doğru yürüyen bu heyecanlı gerilla grubunun her anına tanıklık etmek istiyoruz. Her anını kayıt altına almak ve sizlere ulaştırmak için çaba harcıyoruz. Gerilla grubunun komutanları bize yolu anlatıyor. Kolay bir yol değil. Dağları aşacağız. Tepeleri geçeceğiz. Şemzînan’a yaklaştıkça savaş uçakları ve bombardıman sesleri hiç dinmiyor. Gerillalar ise bu konuda her zamanki gibi tedbirli ve kendine güvenli.
Metrekarede dört mevsim ve on gün
Gerilla grubu ile yürüyoruz. Orman bitiyor. Dağların doruklarına yakınlaştığımız zaman mevsim değişir gibi hava değişiyor. Durmadan tırmandığımız yoldaki yarpuz, kekik ve yayla çiçeklerinin kokuları arasındaki pınarlarda “gerilla molası” veriyoruz. Kısa sohbetler ve gülümsemelerle saatler süren yolculuğun yorgunluğu hemen unutuluyor. Gerilla grubundaki genç gerillalara deneyimli olanları can kulağı ile dinliyor. Cepheden gelen son haberlere kulak kabartılıyor. Gerillanın temposu ile yolculuğumuz dağın doruğuna kadar devam ediyor. Savaş uçakları yaklaştığında hemen tedbirlerini alan gerillalar sürekli ileri doğru adımlarını atıyor. Kendilerinden eminler. Coşkulu ve heyecanlılar. Biz onların temposuna ayak uydurmaya çalışıyoruz.
Kuzey Kürdistan toprakları ve Şemzînan sırtları görünene kadar yürüyüşümüz sürüyor. Gece yıldızların altında dağın doruğunda uzak kent ışıklarına karşı duruyoruz. Dağın serinliği ile yıldızlara bakıyoruz. Sonra bulutların seri bir şekilde toplanması. Ve ansızın bastıran yağmurun altında uyumak için uzanıyoruz. Nöbetçiler ise tetikte. Birkaç saatlik uyku molasından sonra yolumuza devam ediyoruz. Çıktığımız dağı daha hızlı bir şekilde iniyoruz. Ama dağ bitmiyor. Bu kez başka bir tepeye tırmanacağız. Yolumuz uzun. Tayyip Erdoğan’ın bir metrekaresi o kadar uzun ki! Hala yürüyoruz. On gün süren “bir metrekare” alandaki yolculuğumuzda dört mevsimi yaşıyoruz.
Asker mevzileri gerillanın elinde
Kameraman arkadaşımız Mehdi Doğan, güzel kareler yakalamak için kah grubun önüne koşuyor, kah arkasında kalıyor. Yolculuğumuzda gerillalaların heyecanla anlattıklarına kulak kabartıyoruz. Şemzînan kuşatmasında yer alan, yaralanan ve tedavi olduktan sonra yine cepheye giden gerillalar var. Keskin nişancı kadın gerillalar, uyguladıkları teknikleri yanındakilere anlatıyor. Şemzînan üzerine uyarlanmış gerilla şarkılarını, dengbêj tadındaki gerilla sesiyle yol alıyoruz. Yol üzerindeki bir gerilla mevzisinde kadın gerillalar bizi karşılıyor. Arkadaşlarına ve bize sıcak çay ikram ediyorlar. Bardak sayısı az. Biz ise kalabalığız. Ancak gerillanın pratik çözümü var. Küçük reçel kavanozları doyumluk çay bardağı oluyor. Akşam üzeri, Şemzînan sırtlarında gerillalar bize araziyi anlatıyor. Gerillalar “Kuşatma ve alan hakimiyetinden önce geldiğimiz 2 günlük yol önce 1 haftaydı” diyorlar. Şimdi iyi bir yürüyüşle 24 saatte gidilebiliyor. Çünkü öncesinde asker mevzileri varmış. Asker tepeleri tutmuş. Ama o tepeler ve mevziler şimdi gerillanın elinde.
Ve moladan sonra Şemzînan’a giriyoruz. Medya Savunma Alanları’ndaki gibi durum. Gerillalar rahat. Sınır diye tanımlanan alanı ve taşları gayet normal geçiyoruz. Gerillanın sınır tanımazlığını gösteren yürüyüşün içindeyiz. Sınırı geçtiğimizde savaş uçakları bizi karşılıyor. Uçakların yoğun uçuşu ve bombardıman seslerine tanığız. Yolculuk ettiğimiz gerilla grubunu karşılayan gerillalar tedbirli olmamızı istiyor. Ama onlar rahatlar. Çünkü 2 ayı aşkın bir süredir bombardımanı yaşıyorlar. Uçaklara alışkınlar. Sonra gece konaklamamız için bize yer gösteriyorlar. Karanlıkla beraber yine savaş uçaklarının uçuşu. Yine bombardıman sesleri. Biz dinlenmek için geceyi güvenli bir alanda geçiriyoruz. Sabahın ilk saatlerinde yine dağların doruğuna doğru gidiyoruz.
Uçak bombardımanına karşı gerilla yürüyüşü
Genç gerillalar şarkılar söylüyor. Mola için duruyoruz. Varacağımız noktaya az bir süre kaldı. Heyecanlıyız. Yine uçak sesleri. Uçakların hareketini izliyoruz. Kazan bombası yanı başımızda patlıyor. Sonra az ötemizde başka patlamalar. Ve HPG’nin Şemzînan Cephe Komutanlarından Reşit Serdar ve Çiçek Botan “Şemzînan’a hoşgeldiniz” diyor. Gülümsüyoruz. Olağanüstü bir bombardıman var. Uçaklar durmuyor. Havan, obüs ve tank atışları da. Onlar için oldukça normal.
Yolda dururken genç bir gerilla görüyoruz. Goman tepesindeki eylemlerden geliyor. 5 gündür ekmek bir yana su bile içmediğini söylüyor. Gerilla iradesi diye mırıldanıyorum. Bir gerilla ise günlerdir yaralı. Ancak mevzisini bırakmamak için arkadaşlarına yaralı olduğunu söylemiyor bile. Arkadaşları fark ediyor yarasını. Zorla ikna edip tedavi için cephe gerisine çağırıyorlar. İki genç gerilla ise “iç firar” etmiş. “İç firar” gerilla içinde yöneticilerine haber vermeden görev yerini isteğine göre değiştirmek anlamına geliyor. Genç gerillalar medya savunma alanlarından Şemzînan’a savaş cephesine gelmek için “firar” etmiş. Kendi mangalarına “Bizi başka yerde aramayın. Biz Şemzînan’da cephedeyiz. Bijî Serok Apo!” afişleri yazıp Şemzînan’a kadar gelmişler. Böyle yapan çok gerilla varmış. Bir kısmı eski görev yerine giderken ezici çoğunluk ise cephede kalmayı başarmış. Bu tabloya Çelê hattında ve başka yerlerde de tanık olmuştuk.
Gerillalar ön cephede görev almak için ısrarlı öneriler yapıyor. Ön cephede ise “Neden saldırı gruplarında yer almıyoruz” diyorlar. Eylemleri koordine etmesi gereken tabur komutanları bile saldırı grubu içinde yer alıyor. Hüseyin Bingöl (Ekin Morsümbül) de bunun en tipik örneği. 20 yılı aşkın bir süre mücadele içinde yer alan Hüseyin Bingöl arkadaşlarına haber vermeden asker tepelerine sızıyor. Ve 3 askeri vurduktan sonra yaşamını yitiriyor. Bu gerillanın ruh halini ve savaşın atmosferini en iyi anlatan kare olarak belleğimizde yer alıyor.
N.Özel Şemzînan’da başarısız oldu!
Ve Şemzînan’ı çevreleyen dağlardayız. Kuzey Kürdistan toprağında. Şemzînan köyleri hemen yakınımızda. Aşağıda gerillaların yol kontrolleri devam ediyor. Şemzînan ise az ötemizde. Kenti çevreleyen bütün tepelerde gerilla mevzilenmesi var. Askerler ise ancak karakol çevresinde. Ve bizim olduğumuz zamanda Türk genelkurmay başkanı Necdet Özel ve kuvvet komutanları da Şemzînan’daymış. Askerin hareketliliğinde ve hava saldırılarındaki artışın nedeni de buymuş. Biz cephe komutanlarından Reşit Serdar ile bu konuyu konuşuyoruz. Askerin araziye çıkma çabasını söylüyor. Ve o an gerillanın eylemlerini, kobra saldırısını, Haruna Karakolu’na yapılan baskını, yol kontrolünü anlatıyor. Bütün eylemler o zaman dilimi içinde yapılıyor. Asker ise Rubarok karakoluna atanmış yeni komutanı götürmek istiyor. Ancak gerillalar ne helikopterlerle ne de karadan karakol komutanının geçişine izin vermiyor.
Şiddetli çatışmalara tanıklık ediyoruz. Ancak bütün bu tablo Türk medyasında hiç yer bulmuyor. Hükümet de, asker de bu gerçeğin üzerini örtme telaşında. Ama biz birebir tanık oluyoruz. Asker ölümleri. Kobra saldırıları ve bombardımanlar... Gerillalar yaptıkları eylemde birçok asker malzemesi ele geçirmiş. Silahlar, sırt çantaları, askerlerin isim ve telefon listeleri... Listelere bakıyoruz. Çoğu asker tepede ölmüş. Ancak sadece birkaçının ismi açıklanmış. Tayyip Erdoğan’ın “görmeyin, vermeyin ve duyulmasın” talimatını anımsıyoruz. Ama işte gerçek gizli kalmıyor. HPG komutanlarından Reşit Serdar bir isim listesini okuyor. Başka listeler de var. Askerlerin bireysel eşyaları, cüzdanları, banka kartları vb... Ama hükümet ve medya bu gerçeği hala gizleme telaşında... Oysa Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ‘un 2008’de Zap’ta yenildiği ordu bu kez de Şemzînan’da bizzat Necdet Özel’in komutasında büyük bir başarısızlık yaşadı.
Gerilla geçit vermiyor
Gerilla mevzilerinde gerillalar elleri tetikte bekliyor. Hemen altımızda ise asker mevzilenmek istiyor. Paralı asker ve köpeklerle mevzi tutmaya çalışıyorlar. Biz de görüyoruz. Gerillalar ise izin vermiyor. Gerillalar o tepelere eylemler gerçekleştiriyor. Gece boyunca savaş uçakları, kobra helikopterleri, tanklar ağır bir bombardıman yapıyor. Gerillalar güvenliğimiz için bizi daha güvenli bir alana götürüyor. Ancak çatışmanın şiddetine bütünüyle tanık oluyoruz. Sabahı bekliyoruz. 10’un üzerinde asker ölüyor. 2 gerilla yaşamını yitiriyor. Savaş tüm şiddeti ile sabah da devam ediyor. Çok sayıda uçak araziye rastgele bombalar bırakıyor.
Sabah bulunduğumuz çatışma alanından başka bir yere gitmek için yola koyuluyoruz. Yolculuğumuzda bize kuryelik yapan gerilla, Goman tepesinde Şemdinli Tugay Komutanlığının üzerine bayrak diken gerilla olduğunu öğreniyoruz. Atik ve cesaretli. “Neden o bayrağı diktin” diye soruyoruz. Genç gerilla: “Niye Kürtler her rojbaşa kalktığında Türk bayrağını görüyor. Bu kez de Türk ordusu uyandığında gerillanın bayrağını görsün. Hem Türk medyası propaganda yapıyordu Goman’da gerilla yok. Ama bu bayrakla gerillanın varlığını görmüş oldular.”
Yol boyunca savaş uçakları, keşif uçağı ve top atışları devam etti. Ancak mevzideki gerillalar için hiçbir şey değişmiyor. Onlar karakolların tepelerinde kararollara giriş çıkışları ve askerin hareketliliğini takip ediyorlar. Gerilla mevzilerinden biz de karakollara bakıyoruz. Askerin hareketliliği yok. Askerler nöbet değiştirirken önce kendi kuklalarının sallıyor. Eğer gerilla ateş etmezse koşarak nöbet yerlerine gidiyorlar. Askerlerin ruh halinin iyi olmadığını söylüyor gerillalar. Eskiden tuttukları mevziler şimdi gerillanın elinde. Karakolların tepeleri, Tayyip Erdoğan ve dönemin genelkurmayının gelip poz verdiği Gediktepe ve Şemzînan’ın dört bir yanındaki stratejik mevziler de gerillanın kontrolünde. Bütün bu alanlardaki geniş bir cephedeki gerçeği biz de kayıt altına alıyoruz.
Halkın gerillaya desteği ve ilgisi artıyor
Yol kontrollerinde halkın gerillaya ilgisinin yoğunluğuna dikkat çekiyorlar. Şemzînan halkının gerillaya desteği kadar duyduğu güveni de örnekleyerek anlatıyorlar. Biz de buna tanıklık eden anları yaşıyoruz. Bu anların tarihi anlar olduğunun gerilla da halk da farkında. Devletin bütün gücünü bu alana yığması da bunu gösteriyor.
Gerillalar halka çağrılar yapıyor. Şemzînan halkına, gençlere, koruculara. Böylesi bir dönemde Kürtler için koruculuğun artık işlevsiz olduğunu, Kürdistan’daki gelişmelerde onurlu yer almak isteyenlerin artık devletin yanında yer almaması gerektiğini söylüyorlar. Devletsiz de Kürt halkının özgürce yaşayabileceğini gösteren örnekler veriyorlar. Rojava, Medya Savunma Alanları ve Güney Kürdistan’daki gerilla kazanımlarının böyle anlaşılması gerektiğini söylüyorlar.
AKP’ye alet olan Kürtlere gerilladan çağrı
Kürt halkının gerillanın bu hamlesinin bir parçası olduğuna işaret ediyorlar. Ödenen bedelleri hatırlatıyorlar ve Kürt halkının önderliği ile artık özgür yaşaması gerektiğini ve AKP’nin oyunlarına kimsenin kanmaması gerektiğini vurguluyorlar. AKP’den R. Tayyip Erdoğan’dan beklentili olan ve onların oyunlarına gelenlere tepkilerini seslice ifade ediyorlar.
Bütün bu şiddetli çatışma ortamında güncel gelişmeleri de dikkatle izliyorlar. Medyadaki tartışmalarda kim ne söylemiş ve söylediklerinin ne anlama geldiğini bize yorumluyorlar. Leyla Zana ve bazı Kürtlerin AKP’nin ekmeğine yağ sürmemesi gerektiğinin altını çiziyorlar.
Evet gerillanın cephedeki atmosferini, ruh halini ve verdikleri mesajlarını bu koşullarda sizin için böyle özetleyebiliyoruz. Savaş bütün hızıyla devam ediyor. Gerillanın alan hakimiyeti de derinleşerek devam ediyor. Yürütülen savaştaki cesaret ve kahramanlık örneği ise ne yazmakla, ne anlatmakla bitmez. Kürt gençleri kadınıyla erkeğiyle ile bir halkın özgürlüğü için Kürdistan dağlarındalar.
Gösterilen direniş ve ödenen bedellin özgürlükten başka bir karşılığı da yok. Gerillalar “Halkımızın, Önderliğimizin ve ülkemizin özgürlüğü için buradayız. Apocu Fedai Savaşı’nın tarihi örneğini ortaya koyuyuoruz” diyorlar. Devrim ve direniş şarkıları ve marşları söyleyerek cepheye giden gençlerin yaşadıklarına tanık olmak bizim için önemli bir an...
Evet Kürdistan dağlarında kıyasıya devam eden savaşta cesaretin ve fedakarlığın örneklerine biz de yaşayarak tanık olduk Çelê ve Şemzînan cephelerinde. Ama gerilla sadece bu iki cephe de değil; Amed’de, Botan’da, Dêrsim’de, Serhat’ta, Garzan’da, Amonoslarda ve Koçgiri’de bu direnişini sürdürüyor...
BİTTİ
Yeni Özgür Politika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder