12 Ağustos 2012 Pazar

Rus Basını: Ortadoğu’da Kürtler Oyuna Girdi

Rusya’da yayın yapan çeşitli gazete ve siteler Kürtlerin yükselen mücadelesini değerlendirerek Ortadoğu’nun dördüncü büyük ulusunun oyuna girdiğini ve gelişmelerde kilit bir rol oynadıklarını yazıyor. “Kürt baharına hoş geldiniz başlığı atan news BCM, Kürtlerin Türk paronayasına karşı birleştiklerini ve bölgenin denetimini ele aldıklarını yazdı.

“Savaş beklendiği gibi Türkiye’nin kapısına dayandı” diye yazan digitalmetro.us PKK’nin Kuzey Kürdistan’da başlattığı hamleye dikkat çekerek PKK militanlarına terörist demenin yanlış olduğunun altını çizdi. Gazete, Suriye’de muhalefetinde paralı ve çok sayıda adi suçlular olduğu halde Kürt militanların kendi toprakları için savunduğunu yazdı.

fincake.ru sitesinde bir yazı kaleme alan Elena Leonova ise “Suriye ve Irak yerine bağımsız bir Kürdistan olabilirdi ama birinci dünya savaşından üstün çıkan devletler bunun tersine karar verdiler. Kürtler çok önemli bir askeri gücü ifade ediyor” dedi.

fincake.ru sitesinde “petrol nasıl bir rol oynuyor ve yatırımcılar nelere dikkat etmeli” başlığıyla bir yazı kaleme alan Elena Leonova Suriye’de olanlar son on yıldır Ortadoğu ve Arap Dünyasında yaşanan değişimlerin bir halkası olduğunu yazdı. Bölgedeki güç dengesinin temelden değiştiğini savunan Leonova yazısını şöyle sürdürüyor “Bu ABD ve Fransa İngiltere’nin yoğun katılımı, Arap Türk ve Fars çelişkileri üzerinden sürdürülüyor.

Belki de gelecekteki tüm olayların fitilini çekip sadece bölgede değil farklı devletleri de etkileyecek olan yüzlerce yıldır bekleyen yavaş ve tesirli mayın var. Dünyanın hâkimleri onları gizli bir güç olarak beklettiler ama bu gizli bir silah, aşiret ya da tarikat değil söz konusu olan bir halktır. Yani 35 milyonluk Ortadoğu’nun dördüncü büyük halkı Kürtlerdir. Bunlar sayısal olarak sadece Farslar Araplar ve Türklerden azdır ve bu devletler tarafından parçalan haldeler. Artık geleneksel üçlü çelişkiye dördüncü çelişki olan Kürtlerde katılıyor bu kartların yeniden dağıtılmasına yol açabilir.

Kürt sorunu esas olarak büyük bir halkın devlet olmamasıdır. Bu halk esas olarak kendi özgün kimliği, tarihi, dili, ulusal eliti, ve politik çıkarları bulunmaktadır. Yani diplomatik bir dille ifade edersek Kürt sorunu birkaç yönden; hukuksal, politik, askeri, hümaniter sorunlar içeriyor ve bu sorunlar bir Kürt devletinin oluşmasına imkân tanıyor.

Tarih olarak Kürdistan bölgesi yani Kürtlerin etnik olarak % 90’ın bu topraklarda çok eskiden beri yaşarlar. Suriye ve Irak yerine bağımsız bir Kürdistan olabilirdi ama birinci dünya savaşından üstün çıkan devletler bunun tersine karar verdiler. Kürtler çok önemli bir askeri gücü ifade ediyor. Tarih boyunca çok sayıda askeri birlikler barındırırlar, 13 yaşına gelmiş her Kürt askeri bir kişiliktir. Bunlar güçlü sosyal bağlarla örgütlüdürler. Şu anda orda PKK hareketi radikal bir şekilde Kürtlerin özgürlüğünü savunuyor.”


KÜRTLER TÜRKİYE’NİN PARONAYASINA KARŞI BİRLEŞİYOR


News BCM sitesi Suriye ayaklanmasının ön görülmeyen en önemli noktanın Kürtlerin politik talepleri olduğunu yazdı. “Kürt baharına hoş geldiniz” başlıklı yazıda şunlar söylendi: “Kürt ulusal konseyi ve PYD arasında çelişkiler ortaya çıkabilir ama onların ortak bir noktası var. Suriye Kürdistan’ın Suriye savaşının içine sürüklenmemesi gibi ortak bir amaçları var. Onlar ne Esat’ı nede muhalefeti destekliyorlar Kardeş Irak Kürtleri gibi olmak istiyorlar. Oldukça rahat bir biçimde bölgelerini denetimlerine aldılar. Onlar Türk paranoyasına karşı birleşiyorlar. Oysa Kürdistan Türklerin olabilirdi ama bu paronaya izin vermedi.”

PKK MİLİTANLARINA TERÖRİST DENEMEZ

Savaş beklendiği gibi Türkiye’nin kapısına dayandı diye yazan digitalmetro. us PKK’nin Kuzey Kürdistan’da başlattığı hamleye dikkat çekerek PKK militanlarına terörist demenin yanlış olduğunun altını çizdi. Gazete Suriye’de muhalefetinde paralı ve çok sayıda adi suçlular olduğu halde Kürt militanların kendi toprakları için savunduğunu yazdı.

Site yazısını şöyle sürdürdü “ Suriye’de kiralık insanlar savaşıyorlar bu savaşçılar para karşılığında savaşıyorlar ki bunlar burada her hangi bir şey talep etme hakkına da sahip değiller. Oysa Türkiye’de devlete karşı savaşanlar o toprakların sahipleridir. Yani çok farklıdır. Tam bu noktada Türkiye hükümeti kendi halkına karşı yaptıklarından suçludur. Türkiye’deki bu durum yakın zamanda büyük bir gündem yaratabilir.

Avrupa topluğu yakın zamanda birkaç rahatsız edici nokta ile karşı karşıya gelecek Esat ile Erdoğan’ın kendi vatandaşlarına yaptıklarının yarattığı çelişkilerle yüzleşmek zorunda kalacaklar.

Peki ya Rusya nasıl yaklaşacak? Eğer Rusya Türkiye’nin pozisyonunu desteklerse o zaman geleneksel olduğunu söyleyebiliriz ki zaten bunun için Esatı destekliyor. Eğer Rusya Kürtleri desteklerse Rusya’yı ilerici olarak değerlendirebiliriz ve dünyanın yeniden oluşmasındaki katkısını ve payını yükseltir. Bu Rusya ile ABD’yi de yakınlaştırır. Ama bazı şeyler ( Çeçenistan ve diğer Kafkas halklarının politik mücadelesini kast ederek)Rusya’nın kendi içinde bazı sorunlara yol açabilir ve kendi içinde de bazı dayatmalar ortaya çıkabilir. Bunun için dengeli olmalı. Burada şöyle bir nokta ortaya çıkıyor, eğer Rusya uluslar arası politikanın objesi ise o zaman bizim dediğimiz gibi yapmalı, eğer Rusya kendisini uluslar arası politikanın subjesi olarak görüyorsa o zaman istediği gibi davranabilir. Yani birincisinde Kürtleri destekleyebilir, ikincisinde ise kendi konumundan dolayı Kürtleri görmezden gelebilir.

Türkiye’ye gelince şunu anlamalıyız, bundan sonra Washington ve Avrupa Suriye’deki şeyi destekleyip Türkiye’deki Kürtlere karşı çıkamaz, bu yürümez ve tutarsızlık olur. Tüm bu yeni yaşananlara şunu eklemeliyiz bu iki ülke arasında Suriye’ye karşı savaşanlar uluslar arası çöp gibi kaçaklar ve para karşılığında savaşıyorlar. Bunlar kendi aralarında bile birlik değiller. Bunların arkasında Müslüman kardeşler var ama öne çıkmıyorlar. Buna rağmen ABD’den büyük destek alıyorlar. Ortada büyük bir rant var. “


Rusya’nın büyük gazetelerinden Gazeta. ru için “Türkiye’nin manevraları” adlı bir makale kaleme alan “Rusya’nın Küresel ilişkiler “ dergisi editörü Fiyodr Lukyanov Suriye’de yaşanan olayların Türk dış politikası stratejisini gömdüğünü yazdı. Lukyanov Türkiye’nin Suriye’de yaşanacakları sağlıklı bir şekilde analiz edemediği için İran Arap ülkeleri ve Ruslarla karşı karşıya geldiğini yazdı. Gazete “Suriye’deki durum Türkiye’yi çok etkileyebilir. Eğer senaryo olumsuz bir şekilde gelişirse Türkiye diğer dış oyunculardan daha fazla şey kaybeder. Şu anda gündem de olan etnik gruplar var önemli rol oynayabilirler. Türkiye Şam’ın kontrolünden çıkan Kürt oluşumundan korkuyor. Bu Türkiye sınırında otonom bir yapı olarak belirdi ve bu PKK denetiminde. Oysa Türkiye onlarla onlarca yıldır çatışıyor.” diye yazdı. 


ANF

Hiç yorum yok: