23 Mayıs 2012 Çarşamba

HDK’ye Yeni Katılımlar Gündemde


İstanbul – Halkların Demokratik Kongresi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Ender İmrek, Türkiye'de farklı kesimlerden kimselerin ortak hedeflerde buluşabileceğine ve önemli bir muhalefet ağı oluşturabileceğine dikkat çekti. İmrek, şu ana kadar HDK olarak yürüttükleri çalışmalarının seyri içinde çeşitli kesimlerin uyum sağladıklarını belirterek, partileşme kararıyla birlikte yeni grupların-çevrelerin de HDK'ye katılacağının sinyalini verdi.

Sol, sosyal demokrat, çevreci, feminist ve sosyalist çevrelerin, Kürt hareketinin, Alevilerin pek çok 'birlikte hareket etme' deneyimleri oldu. ANF'ye değerlendirmelerde bulunan HDK MYK Üyesi Ender İmrek, HDK'nin bu deneyimlerden ayıran özelliklerine değinmeden, şu girişi yaptı:

"HDK’nin bileşenlerinin hepsi olmasa da bir bölümü çeşitli dönemlerde yan yana gelerek birlikte hareket etti, yerel ya da genel düzeyde birlikler ve ittifaklar yaptılar. Irkçı ve şoven kampanyaların yükseldiği dönemler de dahil olmak üzere, Kürt hareketiyle çeşitli alanlarda güç birlikleri yapıldı. Yerel ve genel seçimlerde seçim ittifakları gerçekleşti. Sol ve sosyalist güçlerin kendi aralarında, ya da bir bölümüyle Kürt hareketi arasında birlikler yapıldı. Kürt sorunun eşit haklara dayalı, barışçı demokratik çözümü, halkların kardeşliği mücadelesinde bu birliktelikler önemliydi. Sendikal alanlarda da yapılan ve süren ittifaklar var. Bunların her biri kendine has özgünlükler taşıyor ve oldukça kıymetlidir. Yapıldığı koşullarda bir şeylere karşılık geliyordu ve anlamlıydı."

'HDK BİR KAMPANYA HAREKETİ DEĞİL; SÜREKLİLİĞİ OLACAK'

Ancak HDK'nin daha kapsamlı bir birlik hareketi olduğuna dikkat çeken Ender İmrek, sadece sol-sosyalist güçler ve Kürt hareketiyle sınırlı olmadıklarını; emek ve meslek örgütleri, bağımsız bireyler, ekoloji mücadelesindeki oluşumlar, LGBT bireyler, feminist çevreler, farklı inanç grupları, birçok halklardan temsiliyetlerin yer aldığı geniş bir oluşum olarak faaliyet yürüttüklerini kaydetti.

"Hem nitelik bakımından farklılıkları var, hem de nicelik, kapsam olarak farklı. HDK, öncekilerden farklı, yeni bir deneyim. Daha önce de bu yönlü girişimler oldu, ancak bu aşamaya getirilemedi. Tabii bugün geldiğimiz aşamayı geçmişte sarf edilen çabalardan, yaşanmış deneyimlerden, tecrübelerden, mücadelelerden bağımsız düşünmek olmaz. Oralardan güç alıyoruz. Geçmişte yapılanlar bu gün daha ileriden bir iş yapıyor olmamızı kolaylaştırdı. Bu aşamayı, geçmişte yaptığımız işlerden, olumlu, olumsuz deneylerden çıkardığımız derslere, güven ve umut aşılayan mücadelelere borçluyuz" diye konuşan İmrek, şu tarifi yaptı. "HDK’nin, önceki 'birlikte hareket'lerden en önemli farkı, sürekliliği. Yani bir işle, bir dönemle, bir seçimle, belirli zamanla sınırlı olmaması. Bir kampanya çalışması değil. Bir örgütlenme ve kazanma mücadelesi. Ezilen ve sömürülen tüm halkları, inançları, sınıfları ve cinsleri bir araya getiren ve yerellerde örgütleyerek, bir halk hareketi yaratmayı amaçlayan bir çalışma. Kapitalizme ve baskıya karşı bir alternatif yaratma mücadelesi. Demokrasinin, emeğin, barışın kazanılması mücadelesi."

HDK'nin mahallelerden başlayarak, işyeri, belde, ilçe, il meclisleri olarak esnek ve halka dayanan bir mücadele merkezi olarak geliştireceklerini anlatan İmrek, HDK'nin, 'Türkiye’nin her yanında meşru ve fiili bir mücadele ve direnme gücü olacağını' belirtti.

HDK'den Ender İmrek, şöyle devam etti: "AKP Hükümeti ve CHP, MHP gibi diğer düzen partileri, gerici, statükocu, şoven ve ırkçı güçlerin karşısında, kapitalizme ve baskıya direnen bir örgütlenme hareketi. Halkların eşitliğinin, basın, düşünce ve örgütlenme özgürlüklerinin kazanılması, gerçek anlamda laik bir ülkenin yaratılması bu mücadele ile başarılacak. Parti bu mücadelede, seçim süreçlerine müdahale edeceğimiz bir araç. Yerel seçimlerde, Cumhurbaşkanı seçimi ve genel seçimlerde bir halk seçeneği ve temsiliyeti yaratmak için bir araç olacak. Örgütlü halkın elinde, dilediği zaman kullanacağı, sadece bu gün HDK içinde yer alanlarla da sınırlı kalmamasını düşündüğümüz, barajları, engelleri, anti demokratik uygulamaları alt edecek, gücünü kongreden alacak bir parti olacak."

İmrek, sıraladığı bu planlara hazır olup olmadıklarının belirleyiciliğini ise, şöyle özetliyor: "Özellikle HDK çalışmalarının seyri içindeki uyum ve birlikte hareketimizin yarattığı güç ve Türkiye’nin koşulları, buna hazır olduğumuzu gösterdi. Henüz yolun başındayız. Ancak uyum, mücadele azmi, birlikten güç alma, bir işçi, emekçi ve halk alternatifine olan ihtiyaç, Kürt sorununun çözümü, inançlar üzerindeki baskılar, çevrenin rant politikalarına teslim edilmesi, ekonomik, sosyal baskılar ve kısıtlamalar ve önümüzdeki dönem karşı karşıya kalacağımız seçimler, partiyi de gündeme almamıza neden oldu."

'HDK'DE HİÇBİR ÇEVRE DİĞERİNDEN FARKLI HAKKA SAHİP OLMAYACAK'

HDK'yi aynı zamanda, 'Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi boyunca çözmediği, çözemediği sorunları tartışan, ele alan, soran sorgulayan ve çözüme kavuşturma iddiasında olan bir yapı' olarak niteleyen İmrek, politik yaklaşımlarını da şöyle anlattı: "Türkiye’nin emperyalist politikalar ve neoliberal, kapitalist politikalara teslim olmasına itirazı olan tüm güçleri birleştirmeyi ve davalarının başına geçmelerini arzu ediyoruz. Darbeleri, katliamları, idamları, işkenceleri, soykırımları, faili meçhulleri açığa kavuşturacak ve hesap soracak bir halk hareketi olarak ilerleyeceğiz. Mustafa Suphilerin Karadeniz’de boğulmasından, Şeyh Sait katliamına, Dersim katliamından, sürgünlere, İstiklal Mahkemelerine, laik-şeriat ayrışması üzerinden yaratılan provokasyonlardan, 'tek din', 'tek dil', 'tek ulus' projelerine, 61, 71, 80 darbelerinden, 28 Şubat darbelerine kadar, Sünni ve Türk yurttaşlarımızın ırkçı ve şoven, inkar ve asimilasyon politikalarına alet edilmesinden, 6-7 Eylül olaylarına, 1 Mayıs 77 katliamına, Maraş, Çorum, Sivas katliamlarına, Kontgerilla tertiplerine, Özel Harp Dairesi, JİTEM organizasyonlarına... kısacası, ekonomik, soyal ve siayasal hayatımızı ilgilendiren tüm geçmişi deşecek ve halk egemenliğine dayalı bir değişimi sağlayacak bir etki ve gelişim sağlamak istiyoruz."

HDK'de yer alan bütün kesimlerin eşit olarak söz hakkı olacağını belirten İmrek, şunları ifade etti: "Hiçbir ön yargıya sahip olunmadan, kimsenin kimseyi küçük, kendisini büyük saymadığı, her birey ve çevrenin kendi özgünlüğü ve iradesiyle, birlikte, birbirinden güç ve destek alarak ve ortak hedefe ulaşmak için enerjisini birleştirerek ilerleyeceği bir hareket, HDK. İyi bir başlangıç yapıldığını, beklenenden daha hızlı bir mesafe alındığını söylemek mümkün. Ancak karşı karşıya olduğumuz güçler olarak bir birimizi iyi tanıyoruz ve karşımızdaki güçleri küçümsemek mümkün değil. 

Eksiklerimiz, zaaflarımız, yetersizliklerimiz, tereddütlerimiz yok değil. Bunları halka dayanarak, halkın örgütlenmesi, sınıfın ve emekçilerin, ezilen ve sömürülen tüm güçlerin birliğinin önündeki engelleri ortadan kaldırarak aşacağız. Ancak HDK teorik olarak, her çevrenin kendisini yabancı görmeden yer alabileceği ve inisiyatif alarak örgütlenebileceği bir oluşum."

'İSLAMİ KESİM, KEMALİZMİN ETKİSİNDE KALANLAR, SEÇİMDE BLOK'A DESTEK VERENLER...'

HDK'nin sadece Kürtleri ve sosyalistleri barındırmayacağını, bunu aşan bir ortaklıklar yaratacağını söyleyen HDK MYK Üyesi İmrek, çeşitli kesimlere yönelik çağrı niteliğinde, şunları söyledi: "Halklar ve inançlar alanında önemli bir katılım olacak. Çevre hareketleri var. Aydın, akademisyen, sanatçı çevreler... Bireyler, bağımsız gruplar. LGBT bireyler, feministler var. İslamî kesimden bireylerin giderek büyüyeceğini düşünüyoruz. Anti-kapitalist Müslüman Gençler gibi hareketlerin HDK içinde yer alacağını düşünüyoruz. Derin devletle ilişki içinde olmayan, ırkçı ve şoven olmayan Kemalizmin etkisindeki çevrelerin arayışının olumlu bir gelişme göstermesini kaçınılmaz gibi görüyoruz. Türk ama, ırkçı ve şoven olmayan, ancak egemen güçlerin suiistimal ettiği geniş halk kitlelerinin HDK gibi bir oluşumda yer almamaları için bir neden yok. 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’na destek veren aydın, sanatçı, yazar, akademisyen çevrelerin daha güçlü bir katılım göstereceğini düşünüyoruz. Gençlik daha mücadeleci ve kitlesel bir katılımla HDK içinde yer alacaktır. Kadın hareketinin bu tabloyu değiştirmek üzere harekete geçmesi beklenmelidir. İşçi ve kamu emekçileri sendikaları, meslek odaları, yöre dernekleri gibi alanlarla her geçen gün daha çok birleştiğimizi, birlikte hareket edeceğimizi düşünüyorum."

'ORTADOĞU'DAKİ DİRENİŞ HAREKETLERİ KOORDİNELİ OLMALI'

İmrek son olarak Ortadoğu'da yaşananlara dair yaklaşımları hakkında, şu değerlendirmeyi yaptı: "Ortadoğu’daki gelişmelerin esas nedeninin diktatörlüklere, statükoya, baskı ve sömürü düzenlerine karşı tepki, itiraz, direniş ve ayaklanmalar olduğu kesin. Ancak örgütlü, koordineli ve belirlenmiş hedefe bağlanmış hareketler değil. Emperyalist güçler, halkların özgürlük ve eşitlik taleplerini suiistimal ederek, mevcut yönetimlere ve diktatörlüklere karşı biriken ve patlayan öfkeyi kendi yeni kukla yönetimlerinin dayanağı yapmak için kullanmak istiyor. HDK, dünyanın herhangi bir ülkesine ve Ortadoğu’daki bir ülkeye ya da ülkelere yapılacak müdahalelere karşıdır. Buna karşı mücadele eder. Irak işgalinin gerekçeleri ve sonuçları ortada. 1 milyon 300 bin kişi hayatını kaybetti.

 Afganistan, Balkanlar, Kafkaslar ve başka yerlerde yaşanan müdahalelerin hiçbiri masumane değil. Biz halkların kendi direnişi ve iradeleri ile kendi sorunlarını çözebileceğini düşünüyoruz. Tabii dünya halklarının desteği ve direnişiyle. Ülkelerin içişlerine karışılmamalıdır. Devletlerin değil, halkların ilişkileri ve iradelerine dayalı politikaların önemli olduğunu düşünüyoruz."

Hiç yorum yok: