24 Mayıs 2012 Perşembe

Erdoğan’ın ‘Samimi’ Roboskî İtirafları...

Roboskî katliamının üzerinden beş ay geçti.

Hükümetten bugüne değin doğru dürüst tek bir açıklama gelmezken, Amerika’da yayın yapan Wall Street Journal Gazetesi tarafından yayınlanan haberde, Roboskî katliamın da istihbaratın predatörler tarafından verildiğinin duyurulması ve ABD’nin de bu katliamda rolünün olduğu açığa çıktı. Bunun üzerine Erdoğan, Pakistan’dan Roboskî katliamına ilişkin, “Burası, halkın oturduğu bir bölge değil, terör bölgesidir. 30-40 kişilik grup, katırlar, insanlar var. O yükseklikten bu Ahmet midir? Mehmet midir? Bilmek mümkün değil. TSK görevini samimi şekilde yapmıştır. Hata da olabilir. Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık, tazminatı da açıkladık. Ama birileri istismar ediyor. Allah aşkına tazminatsa tazminat” diye seslenerek hepimizin kulağını çekti…

 “Katliam emrini Erdoğan verdi” diyenlere de, “Biz güvenlik güçlerimize, askerimize, polisimize yetkiyi veririz. Onlar da yetkileri dairesinde kullanır. Yetkiyi vermişiz, TSK bunu kullanmış. Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz bu görevi samimi bir şekilde yapmıştır. Hata da olabilir” diyerek tescilledi. Acaba yine dili mi sürçtü?

Yani demek istediği şu mu? Çoğunluğu çocuk olmakla birlikte 34 sivil Kürt insan katledilmiş ne diye konuşup duruyorsunuz? Hem Amerika’nın ne alakası var, benim şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerim dururken, başkalarını karıştırmayın, bizim kimseye ihtiyacımız yok. 34 ölen Kürt insanı için bu kadar yaygara koparmaya gerek var mı?

Elbette var… Erdoğan için değil ama bizler için insan hayatından daha değerli, daha kıymetli bir şey yok. Bırakın 34 masum insanın ölümünü, bir kişinin burnu dahi kanasa bizim içimiz acır…

Erdoğan, “Burası, halkın oturduğu bir bölge değil, terör bölgesidir” diyor. TSK’ye ait F-16 savaş uçakları tarafından bombalanan, insansız hava araçları Predatörler ve Heronlar tarafından kaydedilen görüntüler, köye doğru gelen konvoyda yük katırları ve köylüler olduğunu aktarmasına rağmen katledildi. Peki, çoğu çocuk 34 kişi terörist miydi? Bunun için mi öldürdünüz? Varsayalım sizin dediğiniz gibi olsa dahi öldürmeniz mi gerekiyordu? Sizin adalet, hukuk, yargı sisteminiz böyle mi çalışıyor? Yine Erdoğan, “Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık” diyor, ama ben herhangi bir özür açıklaması duymadım. AKP Hükümeti, ne hesap verdi ne de sorumluları yargı önüne çıkardı. Aksine Erdoğan bombardımandan hemen sonra, Genelkurmay Başkanı’na teşekkür etti. Ha mesele tazminatsa gerçekten kabak tadı vermeye başladı.

Özür nasıl olur biliyor musunuz başbakan? Katliamı yapan sorumlular yargı önüne çıkarılarak, başta da siz… “Emri ben vermedim, yetki TSK’de” diyerek olmaz. Peki, TSK emri kimden alıyor? Bu katliam tazminatla da kapanmaz başbakan. Tazminatları sus payı olarak ailelerin hesaplarına yatırdınız ama onlar o parayı çekip kullanma tenezzüllünde bile bulunmadılar. Evlat acısından daha büyük bir acı yoktur başbakan! Siz bunu bilmezsiniz, asla da yaşamanızı istemem ama biri çıkıp karşınıza “Evladınızı öldürdüm, kusura bakmayın, alın size şu kadar para” dese ne hissedersiniz? O yüzden din aşkına, ahlak aşkına, vicdan aşkına, insanlık aşkına ölenlere ve geride kalanlara bu hakareti yapmayın…

Tazminat ödeyip bütün suçları işlemek için devlet mi olmak gerekiyor? Hani bizim de öyle bir şansımız var mı?

Devletin sözcüleri, uygun gördükleri vakitte, uygun gördükleri bilgi kadarıyla yetinmemizi mi istiyorlar? Hiç kusura bakmasınlar bunu bekliyorlarsa daha çok beklerler. Azıcık vicdan sahibi olan insanlar Roboskî katliamını unutmayacaklar…

Başbakanın Roboskî katliamına ilişkin samimi itirafları ortaya saçıldı, süpürün bakalım süpürebilirseniz… Daha ne kadar halı altına saklayacaksınız? Sizi bahar temizliği bile kurtaramaz…
Bir de AKP’yi kurtarmaya çalışan, aydınlar, yazarlar, gazeteciler siz ne diyeceksiniz? Belli ki; bir kere içinize devlet kaçmış, çıkarın bakalım nasıl çıkartacaksınız? 

ESRA ÇİFTÇİ
e.ciftci96@gmail.com

Hiç yorum yok: