15 Mayıs 2012 Salı

Bir KCK Davası Komedisi: İddianamede Nasıl ‘Delil’ Oldum!

Bahoz Deniz
 
 
KCK adı altında 20 Aralık 2011'de çoğu gazeteci olan 36’sı tutuklu 44 kişiye yönelik yapılan operasyonla ilgili iddianame, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. ''KCK basın komitesi''nden olduğu iddia edilen gazeteciler için yazılan iddianame tam anlamıyla pes dedirtiyor. Büyük bir kısmı gazetecilerin ev aramalarında çıkan not defterleri, kitapları, CD'leri, gazetecilerin yaptıkları haberleri, haber kaynaklarıyla yaptıkları telefon görüşmeleri vs. oluşturuyor. İddianameyi okumaya başlayınca ‘bu kadarı da olamaz’ diyordum ki ilerleyen sayfalarında kendi adımı görünce resmen dumura uğradım! İddianameyi hazırlayan savcıya göre Vatan Gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus, aslında Bahoz Deniz’miş yani ‘ben’miş!
İddianame baştan sona tam bir absürt komedi örneği. Savcı, iddianamede adı geçen kişileri suçlu yapmak için ‘kanıt’ oluşturma konusunda akla hayale gelmeyen bir yaratıcılık örneği sergilemiş! İddianamede en dikkat çeken bölümlerden biri de Vatan Gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus ile ilgili olan bölümde önümüze çıkıyor.

Savcı, gazeteci Çağdaş Ulus’un, ANF yöneticisi İsmet Kayhan’la yaptığı ve tamamen gazeteci dayanışması, haber paslaşmalarından ibaret olan mail yazışmalarını ve telefon konuşmalarını tüm detaylarıyla iddianameye koyduktan sonra kararını şu şekilde veriyor:

‘Bu hususun ispatlanması amacıyla açık kaynaklardan yapılan araştırmada; www.haberlink.com adlı sitede 04.11.2011 ve 15.01.2012 tarihlerinde 2 ayrı habere imza attığı, her iki haberinde alt kısmında “BAHOZ DENİZ/ANF” şeklinde haber yapanın ve çalıştığı kurumun isminin yazılı olduğu tespit edilmiş olmakla, şüpheli Çağdaş Ulus’un Vatan Gazetesi’nde muhabir olarak çalıştığı sırada BAHOZ DENİZ kod adıyla örgütün yayın organı olan Fıratnews (ANF) haber ajansına örgütün Avrupa sorumlusu İsmet Kayhan’ın talimatları doğrultusunda haber yaptığı tespit edilmiştir. Şüphelinin KCK/PKK terör örgütünün üst düzey askeri sorumlusu olan ve onlarca Türk karakolunu basarak yüzlerce insanımızın şehit edilmesine sebebiyet veren HPG sorumlusu BAHOZ ERDAL’ın kullandığı kod ismini kullanarak haber yapması şüphelinin örgütle olan gönül bağını ve irtibatını göstermektedir. !!!

Yine bu noktada kayda değer başka bir husus da şüphelinin Vatan Gazetesinde çalıştığı sırada örgütün Avrupa yayın organına da haber yapmak suretiyle örgüte olan bağlılık ve yakınlığını ortaya koymuş olmasıdır.’

Nasıl?

Tam bir absürd komedi türü değil mi?

Şimdi gelelim savcının ‘delil’ diye ortaya koyduklarına.

Birincisi ‘Bahoz Deniz’ benim ve ANF’de ‘Bahoz Deniz’ imzasıyla yayınlanan tüm haber ve yorumlar bana aittir! Ve hayatımda Çağdaş Ulus’u ne gördüm, ne konuştum ne de tanıyorum. Bu hadiseden önce adını dahi duymamıştım!

İkincisi ve önemlisi; ‘kanıt’ diye gösterilen haberler!

Savcının gösterdiği iki haber de bizzat benim yazdıklarımdır.

1.‘kanıt’ haber; 04.11.2011 tarihinde yazdığım ve ‘Başkomutan Fethullah’ın Savaşı’ başlığıyla ANF’de yayınlanan Fethullah Gülen’in Kürt özgürlük hareketine yönelik yaptığı katliam çağrısını değerlendiren bir analiz yazısıydı.

2.‘kanıt’ haber ise; Tekirdağ Cezaevi’nde bir yakınımı ziyaretim sırasında edindiğim izlenimlerimi anlattığım ve ‘Tekirdağ F Tipi Cezaevi İzlenimleri’ adıyla yayınlanan yazımdı. Tabi burada en dikkat çeken nokta: Tarih.

Yazının yayım tarihi:15.01.2012. Çağdaş Ulus’un tutuklanma tarihi ise 24.12.2011.
Yani savcıya göre Çağdaş Ulus Kandıra Cezaevi’nde tutukluyken Tekirdağ Cezaevi’ne ziyarete gitmiş ve izlenim yazısı yazmış ve bunu ANF’de yayınlamış!

Pes doğrusu!

Türkiye’nin adeta bir ‘gizli tanık Cumhuriyeti’ne döndüğünü ortaya koyan bu iddianameler artık birer hukuk skandalı olarak ortadayken bakarsınız aynı savcı bu yazıyı bile Çağdaş Ulus’a ya da başka bir gazeteci arkadaşımıza mal ederek hakkında ‘delil’ olarak kullanır.

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: