4 Mayıs 2012 Cuma

AKP’ye PKK Dersleri

Kürt meselesi AKP’yi giderek sıkıştırıyor. Bu sıkışmayı gören AKP, kendisine yakın gazetelerden “PKK ile görüşmeler yeniden başladı” şeklinde haberler yayıyor. “Tutuklu vekiller vb” konulardaki girişimleri de kendisine göre sunmaya çalışıyor. Ancak PKK cephesinde AKP’nin bu yaklaşımlarının “özel psikolojik savaş haberleri” olduğu belirtiliyor. Zaten Kürt meselesi merkezli olarak 2012 yılının sert mücadele yılı olacağı geçtiğimiz yıldaki gelişmelerden rahatlıkla okunuyordu. AKP vargücü ile Kürt muhalefetinin askeri, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarına yüklendi. Diplomatik alandaki ilişkilerinde ABD’ye dayanıp, bölgesel konjonktürü de kendisine göre yorumlamaya çalıştı. Ancak AKP istediği sonucu alamadı.

AKP bu kez de Kürtler arasındaki ilişkilere girmeye başladı. PKK’yi muhatap almak istemediğinden, Güney Kürdistan üzerinden çeşitli müdahalelerle kendisini etkili kılmaya çalışıyor. AKP’nin etkili olmak istediği alan ise Kürtler arasında gerçekleştirilmesi düşünülen Ulusal Kongre ya da Konferans. AKP Türk devlet politikaları ile etkisizleştiremediği PKK’yi Kürtler için önemi olan Ulusal Konferans zemininde sıkıştırıp, silahsızlandırmak ve tasfiye etmek istiyor.

İşte AKP’nin Kürt meselesinde anlamadığı, görmediği ve en büyük zaafiyeti bu nokta oluşturuyor. AKP Kürt meselesi içinde istediği gibi at koşturacağını sanıyor. Ancak Kürt siyasal hareketinin geldiği düzey, bölgesel şartlar ve güçlerin dağılımı AKP’nin bu politikasına hiç mi hiç şans vermiyor. PKK’nin tasfiyesini amaçlayan bir konferans ne Kürt Ulusal Konferansı olabilir ne de Kürtler için meşruiyet zemini bulabilir. Bu günümüzdeki Kürt siyasal hareketinin doğasına ve varlık koşullarına aykırıdır.

AKP’nin Kürt politikası yanında yer alacak herhangi bir Kürt siyaseti, ister KDP, YNK olsun ister başka bir siyasal güç olsun Kürtler arasında meşruiyeti sorgulanır düzeye gelir. Kaldı ki Kürt Ulusal birliği için kongre ve konferans girişimlerinin en istekli yapısını PKK oluşturuyor. PKK öncülüklü Kürt siyasal hareketi kuruluşundan günümüze bu konferansı temel hedef olarak önüne koymuş durumdadır. Dolayısıyla KDP ya da herhangi bir gücün eliyle PKK’yi etkisiz hale getirmeye çalışmak ve tasfiye etme girişimleri 1990’larda Ergenekon-JİTEM yapılanmalı Türk devlet politikasının bir devamı sayılacaktır. Ancak o dönemin hiçbir politikası Türk devletine hiçbir şey kazandırmadı. Hatta PKK lideri Abdullah Öcalan bir savunmasında Türk devletinin bu politikalarının “Güney Kürdistan’daki Federe Kürdistan’ın oluşmasına ebelik ettiği”ni belirtmişti.

Şimdi AKP öncülüklü Türk devlet politikalarının Kürtleri bölmek yerine daha da birleştirebileceğini de iyi görmek gerekiyor. Bölgesel konjöktür, Kürtlerin örgütlülük düzeyi ve topladıkları güç başka devletlere yaslanarak gelişmeyi değil; ulusal birlik hattında kalarak güçlenmeyi gerektiriyor. Bu PKK için de KDP ve YNK için de diğer Kürt siyasal yapıları için de geçerlidir. Aksi durum Kemal Burkay gibi ortalıkta kalmayı beraberinde getirir.

Dolayısıyla AKP kendi Kürt meselesi üzerinden yaşadığı sıkışmayı Kürtlerin arasına girerek aşamaz. PKK’yi sıkıştıracağını düşündüğü bütün girişimler PKK’yi daha fazla güçlendirecektir. Çünkü PKK’nin esas aldığı temel politikalar örgütsel yapısını ulusal birlik üzerinden güçlendirirken diğer yanı ile bölgesel siyasal yapıda temel bir dinamik haline gelmiş durumdadır. AKP Kürtler arasına girerek PKK’yi zayıflatma planı yaparken; Kürt özgürlük hareketi 1 Mayıs’ta görüldüğü gibi Türkiye’de demokratik güçlerle kitlesel buluşmayı kalıcı örgütlenmeye dönüştürüyor. Suriye’de Demokratik Özerklik’in inşaasını yaparken kendi statüsünün hangi ölçüler içerisinde olduğunu da ortaya koyuyor. 

PKK, Güney Kürdistan’da temel siyasal merkez konumunu sürdürüyor. Doğu Kürdistan’da en etkili yapılanma. Avrupa’da dinamik, kitlesel ve sonuç alıcı bir durumda. PKK, askeri alanda daha da derinleşerek mücadelesini sürdürme kararlılığında. Ne PKK lideri Abdullah Öcalan, ne siyasal ve askeri örgütlenme AKP önünde ilkesel duruşlarından bir milim bile geriye gitmiyor.

Sonuç olarak AKP’nin tasfiyeyi içeren her adımı PKK’yi her alanda daha fazla güçlendirecektir. Yakın tarih bunun sayısız örnekleri ile doludur. AKP’nin PKK dersine daha iyi çalışması ve ciddi olması gerekiyor. En önemlisi de Erdoğan’ın danışmanlarının çürük tezlerle sağlam projeler yapamayacağını artık görmelerinin zamanı geldi. Çünkü AKP’nin göstermelik hareketleri, kendine göre Kürt okumaları Kürt mahallesinde ciddiyetsizlik olarak tanımlanıyor. Ve Kürtlerde sadece öfke biriktiriyor. AKP’nin Kürt dersini iyi çalışması gerekiyor. 

BAKİ GÜL

Hiç yorum yok: