13 Nisan 2012 Cuma

Ekonomist: Türk Dış Politikasında 'Emperyalist Tınılar'

Economist dergisi, Türk dış politikasının sertleştiğini belirterek, ‘komşularla sıfır sorun’ politikasından ‘Sünni komşularla sıfır sorun’a kaydığını yazdı. Economist, “Türkiye'nin Suriye karşısındaki agresif tutumu dış politikasında emperyalist tınılar içeren bir değişime işaret ediyor" yorumunda bulundu.

Ekonomist dergisi, Suriye bağlamında, mimarı dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu olan Türkiye’nin ‘komşularla sıfır sorun’ politikasının yön değiştirerek sertleştiğini yazdı. Dergi söz konusu değişikliği, “Türkiye'nin Suriye karşısındaki agresif tutumu dış politikasında emperyalist tınılar içeren bir değişime işaret ediyor" şeklinde yorumladı.

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, tıpkı Libya olayında olduğu gibi, birkaç ay içinde bir zamanlar dostu ve müttefiki olan Suriye devlet Başkanı Beşar Esad’a karşı tutum değiştirerek, geçen yaz Özgür Suriye Ordusu liderlerini topraklarında ağırladığına dikkat çeken Economist devamla şunları yazdı:

“Yetkililer isyancıların (mütevazı şekilde) silahlandırıldığı iddialarını reddediyor ama Suriye'de rejim değişikliğinin öncelik olduğunu kabul ediyorlar. Doğrudan bir Türk müdahalesinin önünde duran tek şey Amerika'nın yeni bir savaşa girişmeye isteksizliği. Ama daha ne kadar?”

Türk hükümetinin son yıllarda bölgede etkin arabuluculuğa soyunduğunu hatırlatan Economist, Hollanda'nın eski büyükelçilerinden Nikolaos van Dam'ın şu yorumuna yer vermiş: "Türkiye'yi etkili bir oyuncu kılan tüm taraflarla konuşabilmesiydi. Ama şimdi Türkiye saf tutuyor."

ERDOĞAN ETRAFINDAKİ DALKAVUKLAR

Economist bu doğrultuda Türkiye'nin komşularla sıfır sorun politikasını, "Sünni komşularla sıfır sorun" diye yeniden tanımlarken, "Türkiye'nin Suriye karşısındaki tavır değişikliğinin bir açıklaması, Esad'ın sonunun yakın olduğuna inanması olabilir. Daha kaygı verici bir diğer olasılık ise aşırı gurur. Giderek artan düzeyde otoriter ve nadiren etrafındaki dalkavukların karşı koymadığı Erdoğan, bildiğini okumaya alışkın. Esad, ona meydan okumaya cesaret etti."

İngiliz tarihçi Timothy Garton’un Erdoğan’ın iktidar partisi AKP’nin ‘olağanüstü neo-Osmanlı hayaller’ beslediği sözlerini aktaran Economist, Garton’un “Ama imkanlarını abartmamaya dikkat etmeli” şeklindeki uyarısına yer vererek devamla şunları kaydetti: “Erdoğan'ın laik muhaliflerine göre bu davranışın ardında ‘Afrika, Asya, Balkanlar ve Orta Doğu'ya uzanacak bir Sünni ülkeler yayının liderliğini üstlenmek.”

ALEVİ-SUNNİ KUTUPLAŞMASI RİSKİ

Dini ritüelleri Suriye’deki Alevilerden farklı olmalarına karşın, sayıları 15 ile 20 milyon arasında olan Türkiye Alevilerinden olan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Esad’a karşı bir çeşit akrabalık duygusu beslediğini aktaran Ekonomist, Van Dam’ın Suriye'ye karşı bir savaşın "Türkiye'deki Alevi ve Sünniler arasında kutuplaşma yaratabileceği” uyarısına yer verdi.

HEDEF KÜRTLERİN HAK ELDE ETMELERİNİ ENGELLEMEK

Suriye krizinin, Türkiye’nin uzun süredir devam eden Kürt azınlık sorununu da deştiğini kaydeden Economist, BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın sözlerine yer verdi. Demirtaş Türkiye’nin Suriye’de rejim değişikliği arayışının “Suriye Kürtlerinin, Türkiye’nin kendi Kürtlerine vermek istediği, hemen hemen hiçbir şey anlamına gelen haklardan daha fazla hak elde etmesini engellemek” olduğunu söyledi.

UZLAŞMACI RUH SÖNDÜ

AKP hükümetinin Kürtlerinin mağduriyetlerini gidermek için önceki hükümetlerden daha fazla çaba sarf ettiği, PKK ile gizli görüşmeler dahil yaptığını belirten Economist, “Ancak Türkiye’de uzlaşmacı ruh söndü. Binlerce BDP’li yetkili şüpheli PKK üyeliği suçlamasıyla tutuklandı. AKP baskıları PKK saldırılarına yanıt olarak lanse ediyor. Sayın Demirtaş uzlaşma konusunda hiçbir zaman samimi olmadıklarını söylüyor” diye yazdı.

PKK’nin, Türkiye’nin 1998 yılında ülkeye karşı savaş tehdidine kadar Suriye’yi ‘akıl hocası’ olarak düşündüğünü ileri süren Economist devamla şunları yazdı:

“Ancak o günlerde İsrail Hava Kuvvetleri’ndeki pilotların Türkiye semalarında eğitimlerine izin veriliyordu. İsrail ve Türkiye hala dost olsaydı Esad, Türkler en son yumruklarını sıktığında babasının yaşadığı gibi ürperirdi. Tabii İsrail ve Türkiye dost olsaydı, Türkiye'nin hiç yumruğunu sıkması da gerekmeyebilirdi."
ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: