18 Mart 2012 Pazar

Rezillik Durağındaki Yasakçılar

Veysi Sarısözen
 
 
Dün İstanbul Valisi’nin “yasaklama” kararını ele almış ve şöyle demiştim: “Bu hükümet Vali’nin bu yasaklama kararına evet derse biliniz ki artık bu ülkede kanun manun kalmamıştır.”

Yazının yazılmasından sonra gördük ki, meğer yasaklama kararı Amed’i de kapsıyormuş ve bu karar hükümet adına İçişleri Bakanı’nın marifetiymiş.

Bu ülkenin tüm aydınlarına, AKP hükümetine destek veren aklı başında insanlara sesleniyorum: Hükümetin Newroz pazar günü değil, çarşamba günü kutlansın sözlerinden ne anladığınızı halka açıklayın.

Bu kararın amacı BDP’ye ve Newroz’u kutlamaya hazırlanan halka saldırmaktır.

Namuslu, vicdanlı, ahlaklı ve iz’anlı hiç kimse, bir hükümetin milyonluk bir gösteriyi “tatil gününde değil, işgününde yapın” demesini kabul edemez. Bunu kabul eden kişi namussuzdur, vicdansızdır, ahlaksızdır, iz’ansız bir alçaktır.

Bu konuda yalnız onlar değil, hükümetin çatışmaya davetiye çıkartan bu kararı karşısında susanlar, köşelerinde bu provokasyonu mahkum etmeyenler, bu konuda yazmayanlar, konuşmayanlar da namustan, vicdandan, ahlaktan ve iz’andan nasibini almamış zavallılardır.

AKP’nin ödü patlamıştır. Newroz’un muzzam bir kitlesellikte kutlanacağını bütün ajanları, kiraladıkları bütün rezil elemanları, bütün ispiyoncuları, bütün lümpen halk düşmanları hükümeti uyarmıştır. Bu Newroz’un görülmedik bir kitlesellikte geçeceğini anlatmışlardır. Polis teşkilatından MİT’e, JİTEM’in yerini alan kontrolara kadar herkes bu gerçeği görmüştür.

İçişleri Bakanının suret-i haktan görünüp, “Newroz 21 marttadır, ona uygun kutlanmalıdır” diyerek insan aklıyla düpedüz dalga geçmesi bu korkunun hükümeti nasıl bir saçmalığa yuvarladığını göstermiştir.

Hükümetin amacı anlaşılmıştır. Newroz’u pazar günü yasaklayıp, çarşamba günü serbest bırakma maskaralığının amacı provokasyondur, çatışma yaratmaktır.

O nedenle, çıkacak olaylardan Hükümet sorumludur. Tek bir kişinin burnunun kanaması hükümetin suçu olacaktır.

İçişleri Bakanı Valilere belli ki emir vermiştir. Valilerin “gerekçeleri” aynıdır. Öyle ki, Valiler aynı gerekçeyle yasaklama kararı almışlardır.

Yasaklamanın gerekçesi Newroz’un “tarihiyle” ilgilidir. Bu valiler demektedirler ki, “Newroz madem ki 21 marttadır, tam 21 Mart’ta kutlanacaktır, 21 Mart dışında kutlama yasaktır.”

Milyonluk bir kitlenin aylardır hazırlandığı ve kutlama izni için 15 gün önce başvurusu yapılan bir kutlamayı, gösteriye üç gün kala, böyle bir gerekçeyle yasaklayan Hükümet Kürt halkına saldırmak için bahane aradığını tüm dünyaya göstermiştir.

Valiliklerin kararı “olay çıkacak, kamu güvenliği zarar görecek, o sırada aynı yerde bilmem ne pisliklerinin de gösterisi var” gibi gerekçelere dayanmıyor.

Yani pazar günü gösteri yapmanın hiç kimseye bir zararı olmayacağı böylece itiraf ediliyor.
Hiç kimseye zararı olmayacak bir kutlama Deli Dumrul kafasıyla “Pazar günü olmaz, çarşamba günü olur” denerek yasaklanıyor.

Zavallı kafa... Bu yasakla belki Newroz’a katılımı düşürürüz diye düşünüyor.

Yalnız bu kadarını düşünmüyor. İnsanı isyan ettiren bu yasağa karşı Newroz’un meşruiyetini gölgeleyecek eylemleri de kışkırtıyor. Bu yasağın arkasındaki güçler şu anda, “ah bir yerlerde bombalar patlasa, Newroz sırasında birkaç yerde kan dökülse” diye dua ediyor.

Roboski’den beri imamesi şaşan AKP’nin silaha, bombaya, ölüme değil, barışçıl çözüm iradesini ortaya koyacak halk iradesine karşı olduğu bir kere daha kanıtlanmıştır. Bir hükümet kendi yurttaşlarını böyle ahlak ve insanlık dışı yöntemlerle çatışmalı süreçlere zorlar mı?

Böylesine keyfi, böylesine karakuşi, böylesine hukuk dışı bir yasaklama kararına Cumhuriyet tarihinde rastlanmamıştır.

Eğer hükümet “ben Newroz’un kutlanmasını bu yıl tehlikeli bulduğum için yasaklıyorum” deseydi, Hükümet yanlıları bu gerekçeyi savunabilir, biz ise bu gerekçenin sahtekarca bir yalana dayandığını anlatmaya çalışırdık.

Durum böyle değil. Hükümetin bu gerekçesini savunabilecek her hangi bir yazarın, kendine aydınım diyenin, ister Müslüman olsun, ister demokratım desin, ister liberal diye geçinsin, her kim olursa olsun, ben alnını karışlarım. Böyle bir gerekçeyi savunabilecek olanın ahlakından, namusundan, vicdanından, aklından, fikrinden şüphe bile etmem, bunlardan nasibini almadığını söylerim.

Deneyin bakalım.

Hükümet yasağı denesin.

Hükümet yanlıları da bu yasağı hele bir savunsun.

Görelim...

Karar halkındır. BDP halkın kararına tercüman olacaktır. Ve bu ülkenin bütün vicdanlı, namuslu, ahlaklı, sağduyulu, aklı başında insanları Newroz’u kutlayacak halkın kararını desteklemelidir.

Nasıl ki bir devlet, “Ey Ahmet senin doğum günün çarşamba günüdür, pazar günü doğum gününü kutlayamazsın” diyemezse, Kürt halkının doğum günü olan Newroz’u da o halkın istediği gün kutlamasına karışamaz.

Karışırsa ne olur?

Bir kere daha rezil olur. Rezillik yenilgiden önceki durağın adıdır.

* Kaynak: Özgür Gündem

Hiç yorum yok: