5 Şubat 2012 Pazar

Ferda Çetin: Ilım İslam Kürtlere Karşı Hiç de ‘Ilımlı’ Değil

Hamburg - 'Kapitalist Moderniteye Karşı Alternatif Konseptler ve Kürtlerin Arayışı' konferansının dün akşamki bölümünde İslam ve Gülen hareketi tartışıldı. ABD’nin giremediği yerlerde Gülen cemaatinin devreye girdiğine dikkat çeken gazeteci Ferda Çetin “Gülen özellikle Kürtler açısından Kemalist kültürün iflas ettiği noktada onun yerine hareket geçirilmiş yeni bir ideoloji. Gülen’in İslam’ı Kürtlere karşı hiç de ılımlı değil” dedi.

İslam uzmanı Prof. Sadık Hassan İtaimsh dinin her zaman siyasi hedeflere ulaşmak için bir araç olarak kullanıldığına dikkat çekerken, Kürt siyasetçi Muzaffer Ayata, batının Kürtler konusundaki çifte standardına vurgu yaptı. Gazeteci-yazar Ayhan Bilgen ise “Türkiye’de çok sayıda insan tutuklandı, Pazartesi ben de Türkiye’ye gideceğim ve bu yüzden Gülen hareketine ilişkin sorulara cevap veremeyeceğim” dedi.

Almanya’nın Hamburg kentinde devam eden 'Kapitalist Moderniteye Karşı Alternatif Konseptler ve Kürtlerin Arayışı' başlıklı konferansın dün akşamki bölümünde Kürt özgürlük hareketi ve Ortadoğu ülkeleri açısında can alıcı bir hususa dikkat çekildi. Bölgede demokrasi arayışları, ‘ılımlı İslam’ ve batının Gülen cemaatine biçtiği role ilişkin yapılan tartışmalara gazeteci Ferda Çetin, İslam uzmanı Prof. Sadık Hassan İtaimsh, Kürt siyasetçi Muzaffer Ayata ve Türkiye’den Ayhan Bilgen katıldı.

Bu bölümde ilk söz alan insan hakları savunucusu gazeteci-yazar Ayhan Bilgen sunumuna şu soruyla başladı: “Kapitalist moderniteyi Ortadoğu'da nasıl okumak gerekir? Kapitalist modernitenin sadece bir suç unsuru olmadığına dikkat çeken Bilgen “Birçok şeyi etkileyen hayatın içine giren bir kavramdan söz ediyoruz” dedi. Bilgen, özetle şu görüşleri dile getirdi:

‘ARAP BAHARI GEÇMİŞLE HESAPLAŞMADIR’

“Alternatif bir program nasıl çıkartılır? Baskıcı rejimlerinden kurtulmak için siyasi partileri önemsemek gerekir, fakat bunu abartan bütün örgütlemeyi abartır ve başka çıkmazları getirir. İki kötü arasında tercih yapma dışında bir alternatif savunulabilinir? AKP, Türk hegomanyasını kurmak için aktif bir dış politika içerisine girmiştir.

Dolayısıyla Türkiye, Suriye ve Lübnan ile diğer ülkelerdeki gelişmelerde taraftır. Türkiye bu isteğe kendi dinamikleriyle girmiş midir, yoksa başka güçlerin dayatmasıyla mı girmiştir. Bunu zamanla göreceğiz. Sadece Kürecik'te kurulan füze savunma bile bunun ilk göstergesidir. Arap baharı hem kendi geçmişiyle hesaplaşma ve hem de kendi geleceğini tayin etme mücadelesidir.”


Ayhan Bilgen’nin tartışmada bölümünde yaptığı şu açıklama ise dikkat çekti: “Türkiye’de çok sayıda insan tutuklandı, Pazartesi ben de Türkiye’ye gideceğim ve bu yüzden Gülen hareketine ilişkin sorulara cevap veremeyeceğim.”

“AVRUPA’NIN GÖZÜ ÖNÜNDE KÜRTLER MAHKUM”

Daha sonra söz alan Kürt siyasetçi Muzaffer Ayata ise 35 yıllık mücadele hayatının 24 yılını cezaevinde geçirdiğine belirterek, kendi yaşamından örnekler anlattı. Darmstadt üniversitesinde Kürt öğrencilerin böylesi bir salon temin etiğini ve Fetullah Gülen hareketini tartışmak istediklerini ancak Türklerin devreye girdiğini hatırlatan Ayata şöyle konuştu:

“Sonuçta üniversite yönetimi olaya müdahale etti ve konferansı veremedik. Bunlar kendini demokrat gösteren bir ülkede yaşandı. Türk devleti dünyanın her tarafında baskılarını uyguluyor. Ermenilerin kökü kazındı, Arap, Çerkez ve Kürtleri Türk göstermek istediler. Bütün kültürleri kuruttular. Bu ırkçılar Türkiye’de istedikleri gibi yasalar yapıyorlar, istediğini tutuklayıp, öldürüyorlar.

Bu soykırıma karşı çıkan bizleri dünyada terörist ilan edip kapıları kapatıyorlar. Bugün Kürt halkı İmralı da tutsak durumdadır. Kürtlerin lideri sayın Öcalan kendi adına İmralı’da bulunmuyor. Kürt olduğu için bütün ülkeler kapılarını kapattı. Nasıl bir sistem ki bu Avrupa ve dünyanın gözünün önünde Kürt halkı mutlak bir ölüme yok ölüme mahkum edilmiş.”

Kürt özgürlük mücadelesinde yer alan siyasetçilerin Avrupa’da da kovulduğuna dikkat çeken Ayata “Bize diyorlar ki konuşmayın, tartışmayın sorgulamayın. Avrupa’da tutukluyken Türkiye idam cezasını kaldırdı ve Alman eyalet mahkemesi benim Türkiye’ye iademe karar verdi. Fakat delillerin sahte olduğu için iadeden vazgeçti. Şimdi bu sistem halklara demokratik ve özgürlük getirebilir mi?” dedi.

Güncel konulara da dikkat çeken Ayata devamla şöyle konuştu: ''Afganistan’ı işgali eden Amerika Talibanlarla görüşme yapıyor. Kaddafi biraz bunlara boyun eğmeyince ortadan kaldırdı. Aynı Amerika Suudi Arabistan krallarına karışmıyor, Ürdün’e karışmıyor. Bunlar çok mu demokratik? PKK gibi halka mal olmuş bir hareketi görmüyorlar, terörist ilan ediyorlar.”

‘DİN HEDEFLER İÇİN ARAÇ OLARAK KULLANILDI’

Daha sonra söz alan İslam uzmanı Prof. Sadık Hassan İtaimsh ise dinin her zaman siyasi hedeflere ulaşmak için bir araç olarak kullanıldığına dikkat çekti. Şu anda olmayan İslam şeklinin insanlara kabul ettirilmek istendiğini savunan Prof. İtaimsh, tarihten de örnekler verdiği konuşmasında şu hususları dile getirdi:

“Adalet derken, insanlığın adaleti mi Müslümanların adaleti mi, sadece müslümanlar için mi geçerli yada bütün insanlar için geçerli mi? Günümüze kadar birçok siyasi örgütlenme oluştu. Bu durumları çok iyi kullanarak, bu halkı kurtarabilecek, çözüm getirebilecek bir durum kuramadılar. Bunlar akılsız ve cahil bir şekilde çözüm bulamadılar.

İslam çözüm diyorlar, kesinlikle değil. Evet, islam her zaman her yerde eşittir. Herkes günde 5 kez ibadet eder, Mekke’ye gider. Bütün müslümanlar tek bir tanrıya inanırlar. Sizce bu islam mı? İslam gruplar içerisinde 73 okul ve yön vardır. Bu yön demektir. İslam çözümdür diyorlar, farklı bir açılıma, tartışmaya girmiyorlar.”


İslam’da bir merkezleşmenin olmadığını önemle vurgulayan Iraklı uzman İslam’ın yaşadığı sorunları şöyle dile getirdi: “Peki bu hilafetin merkezi Mekke mi olsun? Bunu istemiyorlar. Mısır mı olsun? Onu da kabul etmiyoruz. Tahran mı olsun? Yok onu da istemiyoruz diyorlar. Ondan dolayı ayrılmalar var, bir belirsizlik var.”

“KURAN’DA DEVLET ANLAYIŞI YOK”

Kuran-ı Kerim’in 4 ana temelde ele alındığını ve hiç birinde devlet anlayışının olmadığını belirten Prof. Sadık Hassan İtaimsh “Kuran ibadetleri ele alır. Örneğin ticaret, evlenme ve insanlararası ilişkileri konu alır. Nuh gemisini ve Adem’i ele alır. Hiç bir devlet yapılanmasını ele almaz” dedi.

Arap dünyasında insanların zor şartlarda mücadele ettiğine vurgu yapan Prof. İtaimsh son olarak şöyle konuştu: “İnsanlarımız çok zor durumda. İnsanların verdiği büyük mücadele devam ediyor. Ancak bunun bilimsel ve barışçıl olması gerekir. Sizlerden bu zorlu mücadeleye destek vermenizi istiyorum.”

Oturumun son bölümünde söz alan gazeteci Ferda Çetin ise “Demokrasi ve İslam” başlıklı sunumunda Gülen hareketi ve ılımlı İslam tartışmalarına dikkat çekti. “Sizce ılımlı İslam nedir?” sorusuyla başlayan Çetin “Dinlerin sosyal demokratlığı, ılımlısı olmaz” dedi. Dinlerin doğal haline bırakıldığına dinler arasında bir çatışmanın söz konusu olmadığını belirten Çetin özetle şu görüşleri dile getirdi:

‘GÜLEN, KÜRTLERE KARŞI KEMALİZMİN YERİNE GEÇTİ’

Güvenlik söz konusu olduğu zaman bireylerin özgürlük, hareket alanı ve konuşma alanı daralıyor. Bu engeller bertaraf edilmeden özgürlük konuşulmaz. Bir yandan islami büyük bir tehlike olarak görüyorlar, bir yandan da ılımlısını ayarlamaya çalışıyorlar.

Fethullah Gülen de özellikle Kürtler açısından Kemalist kültürün iflas ettiği noktada onun yerine hareket geçirilmiş yeni bir ideoloji. Ilımlı islam tam da bunun gibi bir hareket. Keskinleşen, muhalefet eden, toplumsal örgütlenmelerle karşı çakan radikal yerleri yerle bir ediyor. Bunlar hep ABD ile işbirlikçidir. Amerika’nın etkili olmadığı, problem yaşadığı yerlerde Gülen tarikatı devreye giriyor. Bunlar banka ve ticaret konusunda çok iyiler. Borsa işine girmede ustalar. Ilımlı islam, Kürtler açısından hiç ılımlı değil.”
Gülen’in 12 Eylül darbesini desteklediğini yazılarında dile getirdiğini hatırlatan Çetin cemaatin en çok etkili olduğu ülkelerden birinin de Almanya olduğuna dikkat çekti. “Gülen, İran’ın müslüman olmadığını söylüyor. Bu Amerika’dan daha çok Amerikacı bir anlayış” vurgusunu yapan Ferda Çetin, İran-Türkiye-ABD ilişkisine ilişkin ise şu örneği verdi:

“Geçen yaz bir Kürt gerilla komutanı şöyle demişti; F-16’ların dumanı, Heronlar ve katuşaların sesine karışıyor. ABD’nin Heronları istahbartı toplayıp Türkiye’ye veriyor ve heronlardan yarım saatten sonra İran, gerilla bölgelerine katuşalarla saldırıyor.”

‘KAPİTALİST MODERNİTE BU KEZ İŞE YARADI’

Gazeteci Çetin, Kürdistan’da yapılan ‘Sivil Cuma’ları örnek veren bir dinleyicinin “Kürt hareketi de İslam’a ılımlı yaklaşmıyor” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Sivil cumalar aslında belki de geç kalmış bir durum. Camilerde devletin resmi görevlileri Türkçülük ideolojisini Türkçe dilinde anlatıyor. İbadet sonucunda ellerini açıp ‘ordumuzu koru, teröristlerin kökünü kurut’ diyorlar. Din devlete bırakılacak bir durum değil. Kürt halkı inisiyatifi eline aldı.”

Gülen kendi sesinden “5 bin ölmüş, 50 bin ölmüş, bu kadar ordu Kürt direnişini kıramıyorsa yazıklar olsun” dediğini hatırlatan Çetin, konuşmasının sonunda şu espriyi yaptı; “Aslında kapitalist modernite bu kez işe yaradı, yoksa Gülen’in bu sözlerini belgeleyemezdik.”
ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: