17 Kasım 2011 Perşembe

Haluk Gerger: Türkiye Savaş Kışkırtıcılığı Yapıyor

Ankara - Ortadoğu uzmanı Haluk Gerger, Türkiye'nin Suriye rejimi karşısındaki saldırgan tutumuna dikkat çekerek, "Amerikan yönetiminden, 'Suriye'de Kürt oluşumu olmayacak' şeklinde bir güvence almış olabilir" dedi

Ortadoğu uzmanı Haluk Gerger, Avrupa'da yaşanan "borçlanma krizine" dikkat çekerek, kapitalizmin krizden "savaş ve silahlanma" ile çıktığını hatırlattı. Ortadoğu'nun Batı için hala "açık alan" olduğunu söyleyen Gerger, Türkiye'nin Suriye karşısındaki tutumu için "Çok açık bir biçimde savaş kışkırtıcılığı yapıyor" dedi. Gerger, Türkiye'nin bu saldırganlığının arkasından Amerikan yönetiminden aldığı "Suriye yönelik saldırı sonucunda Irak'ta yaşandığı gibi bir Kürt oluşumu olmayacak" sözünün olabileceğini söyledi. Gerger, Türkiye'nin İran konusunda da "öncü kışkırkıtı bir rol" oynayabileceğini belirterek, "Türkiye, parasız askerdir. Tek istediği nema ise Kürdün kellesidir, Kürdün hakkıdır" dedi.

ETHA'nın sorularını yanıtlayan Gerger, ilk olarak uluslararası kapitalizmin yaşadığı krize dikkat çekti, "Bu krizin derinleşeceğine dair korkular da var" dedi. Devletleri iflas noktasına getiren "borçlanma krizi"nin iki önemli sonucu olduğunu belirten Gerger, şunları söyledi: 

 
"Birincisi, demokrasi büyük bir yara alıyor. Askeri darbe dönemlerinde olduğu gibi seçilmişler değil atanmışlar, teknokrat hükümetler kuruluyor.

İkincisi de, yine askeri darbe dönemlerinde gördüğümüz gibi, bu hükümetler emekçilere saldırıyor, sosyal harcamaları kısıyor, vergileri artırıyor."

'BURJUVA DEMOKRASİSİ KURBAN EDİLDİ"


Gerger, Avrupa'da yaşananlar için "İlk olarak burjuva demokrasisi kurban verildi. Burjuva demokrasisi emekçilerin bir kazanımıydı. Şimdi bu kazanımlar yok ediliyor" dedi.

Tarihsel deneyimleri anımsatan Gerger, kapitalizmin krize "silahlanma harcamaları ve savaş" reçetesi bulduğunu hatırlattı. Gerger, bunun nedenlerini de şöyle açıkladı: "Çünkü savaş ve silahlanma 3 şey yapıyor. Ekonomiyi canlandırıyor. Alıcısı devlet. Üstelik sattığı malda tüketiliyor.

İkincisi, savaşla istikrar arasında bir ilişki söz konusudur. Devletler, savaş döneminde iç tahkime gidiyor. Savaşabilmek için içeride tahkikat yapmak, iç disiplini sağlamak gerekiyor. Savaşlar, iç disiplinin sağlanmasında, toplumu bir arada kenetlemede işlev görüyor. Metropol ülkeler, emekçilere saldırdıkları için toplumsal huzursuzluktan da dehşetli korkuyorlar. Amerika'da bütün bunların olacağı aklımıza gelir miydi? Yunanistan, İspanya ortada. İtalya'da neler olacağını göreceğiz. İç tahkimat sosyal huzursuzları bastırmak için de önemli. Bunu önlemek için de dış maceralar gerekiyor yani Savaşlar.

Üçüncü olarak da, savaşlarda pazar kavgası oluyor, daha da önemlisi paylaşma ihtiyacı çok hayati bir önem taşıyor. İflas eden, borçlarını ödeyemeyen artık şirketler değil, devletler. Dolayısıyla eldeki yetmiyor, yeni bir paylaşım mücadelesi kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyor."

'KAN PAZARINDAN PAY KAPMAK PEŞİNDELER'

Ortadoğu'nun Batı için hala "açık alan" olduğuna dikkat çeken araştırmacı-yazar Haluk Gerger, bölgeye ilişkin de şu tespitlerde bulundu: "Bölge rejimleri içinde bu bulanık suda avlanmaya kalkanlar, kendi iç tahkimatlarını yapanlar, iç muhalefeti bastırmaya çalışanlar var. Bastıramayan rejimler de zaten gidiyor. Bu rejimler aynı zamanda leş üzerindeki akbabalar gibi. Dünyayı çakallar sarmış, akbabalarda onun peşinden gidiyor. O kan pazarından bir pay kapmak peşindeler."

Gerger, Suriye'deki Esad rejiminin de bir diktatörlük olduğunun altını çizerek, "Esad diktatörlüğü, Baas rejiminin tartışmasız şovenizm ve militarizmi içselleştirilmiş, Arap topraklarındaki yansımasıdır. Kendi halkına zulmeden diktatörlüktür." dedi.

'TÜRKİYE SAVAŞ KIŞKIRTICILIĞI YAPIYOR'

Gerger, Türkiye'nin son günlerde Suriye karşısındaki tutumu için, "Çok açık bir biçimde kışkırtıcılık yapıyor" dedi ve ekledi: "Türkiye'nin Suriye'ye ilişkin tavrı, dünyanın her döneminde, her ülkesi arasında savaş çıkartır. Türkiye aslında savaş açıyor. Bu savaşı Suriye'nin üzerine yıkmak için de, muazzam bir kışkırtıcılık yapıyor."

Gerger, "Türkiye neden kışkırtıcılık yapıyor?" sorusuna yanıt verirken, Türkiye'nin bölge planlarına ve misyonuna dikkat çekerek, şunları söyledi: 



"Birincisi; Türkiye, bölgede bir ganimet pazarı kurulacağını biliyor. Savaş olacak ve her savaş sonrasında - onların barış dediği- zafer kazananların ganimet sofrası kurulacak. Türkiye o ganimet sofrasında bulunmak istiyor. 

İkincisi; Türkiye ABD'nin bölgede bir truva atı, taşeronu ve tetikçisi. Bu rolü 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana hiç değişmedi. Dolayısıyla ABD'nin bölgeye saldırısının bir vurucu güçü olmak zorunda.

Üçüncü; unsur ise, Kürt Meselesi."

'TÜRKİYE İÇİN KÜRT VARLIĞI SORUN'

"Türkiye'nin tek sorunu Kuzey Kürdistan değil, Kürt varlığının tamamı bir sorun" diyen Gerger, Suriye ve Irak'taki Kürt varlığının da Türkiye'nin iç sorunu olduğunu belirtti. Irak işgalini anımsatan Gerger, "Türkiye şu anda pişman. 'Irak'ta keşke savaş olmasaydı' diyor. Ya da 'Madem oldu, bari katılsaydık' düşüncesinde. Çünkü, orada bir Kürt varlığı ortaya çıktı ve Amerikan çizgileriyle de korundu. Suriye'de de böyle bir gelişme olmasından korkuyor" diye konuştu.

Suriye'ye yönelik olası bir müdahaleyi Türkiye'nin aynı zamanda iç bastırma için araç olarak kullandığı değerlendirmesinde bulunan Gerger, "Türkiye, içeride muazzam bir bastırma yapıyor. Bunu sadece Kürt hareketinin silahlı kanadına karşı yapmıyor. Sadece Kürt siyasetçisi ve aydınına da yapmıyor. Resmi ideoloji dışında kalan her muhalefet odağına yükleniyor. Son KCK tutuklamalarında Türkler bunun bir örneği." dedi.

'TÜRKİYE GÜVENCE ALMIŞ OLMALI'

Araştırmacı yazar Haluk Gerger, ABD'ndeki ekonomik kriz nedeniyle Türkiye'nin bu kez elinin daha güçlü olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Türkiye, pazarlık alanının açıldığını görüyor. Irak deneyiminin, tekrarlanmayacağını garantisini arıyor. Suriye düşürülürse, ardından İran'ın da düşürülmesi söz konusu. Her iki ülkede de Kürdistan'ın parçaları var. Türkiye bu ülkelerde Güney Kürdistan'a benzer bir oluşumun olmasını istemiyor. Başka bir ifadeyle, Amerikan kırmızı çizgisi olmayacak, Türkiye kırmızı çizgisi olacak. 'Ara bölge', 'tampon bölge' gibi girişimlerle Türkiye bunun şimdiden yolunu yapıyor. Böylece, sadece Suriye ve İran'da yeni bir Kürt oluşumunu engellemeyi düşünmüyor, aynı zamanda Güney Kürdistan'ı da kuşatmayı planlıyor."

Gerger, Türkiye'nin Amerikan yönetiminden "Suriye'de Kürt oluşumu olmayacak" şeklinde bir söz almış olabileceğine dikkat çekerek, "Bu nedenle bu kadar pervasızca, savaş kışkırtıcılığı yapıyor" dedi.

'TRUVA ATININ İÇİNDE ASKER DE VAR'

Türkiye'nin İran karşısındaki tutumunun da ABD planına göre belirlendiğini belirten Gerger, şöyle konuştu: "Türkiye İran'a müdahaleye karşı çıkıyor gibi görünüyor. Bunlar boş laflar. Emperyalizmin, Amerika'nın Türkiye'ye verdiği ve AKP hükümetinin de üstlendiği truva atı rolü, bölge halklarıyla diyalog kurmayı gerektiriyor. Ancak tarihteki örneğinde olduğu gibi o truva atının içinde militarizm ve asker de var. Şimdi militarizm öne çıkıyor. Truva atını açıyorlar ve içinden askerler çıkıyor. Böyle olunca Türkiye'nin daha önceden İran'ı koruyormuş gibi görünen o söylemlerinin hiçbir anlamı yok. Zaten onlar da İran'ı koruyan söylemler değildi. Batı'nın, Amerika'nın istediği projeleri, İran'a taşıyorlardı. Şimdi o peçeyi de attı."

Başbakan Erdoğan'ın "NATO'nun Libya'da ne işi var" sözünü anımsatan Gerger, "Ama bu sözün ardından Libya'ya askeri müdahalede yer aldılar. Dolayısıyla bütün bunlar boş laflar. Libya, Suriye'de aynı şeyler oldu, zamanı gelirse İran'da da aynı şey olacak. Zamanı geliyor gibi. Çünkü Obama, 'her olasılık masada' dedi. İsrail, 'İran'a saldırma zamanı geldi' diyor. İsrail, İran sınırları içinde suikastler yapıyor. İranlı bilim insanlarını öldürüyorlar. Bu daha önce Irak'ta da yapılmıştı. Yol döşeniyor zaten" diye konuştu.

Araştırmacı yazar Haluk Gerger, Malatya'nın Kürecik ilçesine kurulması planlanan füze kalkanına dikkat çekerek, "Füze kalkanıyla Türkiye karşı saftaki yerini aldı" dedi.

'TÜRKİYE'NİN TEK NEMASI, KÜRDÜN KELLESİDİR'

İran'ın Suriye'den başlayan "güvenlik hinterland"ı nedeneyle emperyalistler için "kolay lokma" olmadığını, bu nedenle önce Suriye'yi düşürme planları yaptıklarını söyleyen Gerger, "Türkiye'nin İran konusunda da öncü kışkırkıcı rol oynayacağı kuşkusuzdur. Türkiye, parasız askerdir. Tek istediği nema ise Kürdün kellesidir, Kürdün hakkıdır" diye konuştu.

* Kaynak: Etha / Arzu Demir

Hiç yorum yok: