26 Kasım 2011 Cumartesi

Demirtaş: 5 Milletvekilimiz Tutuklanmak İsteniyor

Hakkari - BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatlardan sonra 5 milletvekilinin de tutuklanmaya çalışıldığı bilgisini aldıklarını söyleyerek, ‘’Bize gelen bilgilere göre 5 milletvekilin tutuklanması için çalışma yürütülüyor. Bütün bu tezgahları yapacaklar, uygulayacaklar, hayata geçirecekler. Topumuzu katliamdan da geçirseler aman dilemeyeceğiz’’ dedi.

Son dönemlerde artan askeri ve siyasi operasyonların taşların yerinden oynadığı Ortadoğu'da Kürtlerin statüsüz bırakılmak amacıyla yapıldığına dikkat çeken Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın Dersim Katliamı ile ilgili sözlerinin de tepki göstererek AKP'nin uygulamalarının Dersim Katliamı'ndan farklı olmadığını söyledi.

BDP Hakkari İl Örgütü 2. Olağan Kongresinde konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt halkına yönelik bir "soykırım operasyonu" başlatıldığını belirterek, avukatlardan sonra 5 milletvekilinin de tutuklanması için çalışma yürütüldüğünü belirtti.

Kendilerine gelen bilgilere göre 5 milletvekilin tutuklanması için çalışma yürütüldüğünü ifade eden Demirtaş, "Şimdi sıra milletvekillerindedir. İlk etapta 5 milletvekilimizin isimleri var. Onların istihbaratı da bize geldi. 6 milletvekilimiz içerde, 5'ini daha tutuklamayı düşünüyorlar. Bütün bu tezgahları yapacaklar, uygulayacaklar, hayata geçirecekler. Kendileri bilir. Biz kendilerinden aman dilemeyeceğiz, rica minnet etmeyeceğiz. Polisleri emirlerindedir, mahkemeler elindedir, medya patronları onların emrindedir, istediklerini yapabilirler. Hepimizi içeri atabilir. Ben Başbakana buradan sesleniyorum, topumuzu katliamdan da geçirsen, her birimizi tek tek dar ağacından da geçirsen, senin karşında aman dileyen, senden ricada bulunan tek bir BDP'li bulamayacaksın" şeklinde konuştu.

‘KÖLEN DEĞİLİZ, TESLİM OLMAYACAĞIZ’

Yapacakları direnişin çok büyük olacağını vurgulayan Demirtaş, Başbakan'a seslenerek, "Hakkari halkı da savaş istemiyor. Kürt halkı da savaş istemiyor. Biz savaşa karşıyız. Ama senin kölen de değiliz. Teslim olacak da değiliz, boyun eğecek de değiliz. Biz de senin savaşına karşı elimizdeki bütün gücümüzle, bütün imkanlarımızla direnişi ortaya koyuyoruz ve bu direnişimizi de daha da büyüteceğiz" dedi.

Türkiye'de siyaset yapmanın çok zor olduğunu, ancak Hakkari'de siyaset yürütmenin ve yaşamanın kat be kat daha zor olduğuna vurgu yapan Demirtaş, şöyle devam etti: "Bakın AKP'nin yürüttüğü, Başbakanın yürüttüğü politika tümüyle bizim sadece siyasal irademizi değil, bütün Kürt halkını yok etme politikasıdır. Bunu akıl hocaları da cemaat önderleridir. Onlar da açık açı söylüyorlar. Yani bir halkın tamamının katliamlardan geçtiği bir süreçten geçiyoruz. Bu yüzden zorlu olacak. Ama geçmiş dönemin iktidarları da, geçmiş dönemlerin Başbakanları da bugünkü Başbakan, bugünkü İçişleri Bakanı kadar saldırgan davrandılar, ama her birini bu halk hak ettiği cevabı vermekten geri durmadı. Bu yüzden Hakkari'den Başbakana sesleniyorum. Hakkari senin karizmanı çizdi. Senin fiyakanı çizdi, senin siyasal geleceğini de çizecektir. Sen Hakkari'den özür dilemediğin müddetçe, sen Hakkari ile barışmadığın müddetçe bu ülkenin tümünün Başbakanı olamayacaksın. Bu da sana ders olacak. Hakkari karşında direnecek ve sana gereken dersi verecek" dedi.

‘AMAÇ KÜRTLERİN STATÜSÜZ BIRAKMAK’


Konuşmasında Ortadoğu'daki gelişmelere de dikkat çeken Demirteş şöyle konuştu: "Ortadoğu'da taşlar yerinden oynanmıştır ve yine büyük uluslararası güçler Ortadoğu'nun kaderini belirlemeye çalışıyor. Birinci dünya savaşına benzer bir uygulama yaşanıyor. O dönemde haritalar çizildi, o dönemde Kürt halkının hak ettiği statüler Kürtlere verilmedi. O dönemde Kürdistan dörde bölündü ve Kürt halkı dört ayrı ülkede hukuksuz haksız bir uygulamayla yaşamaya mahkum edildi. Şimdi yeniden Ortadoğu dizayn ediliyor ve Kürt halkının kendi statü talebi vardır. İran'da Suriye'de de, Güney Kürdistan'da da, Türkiye'de de statü talebi var. Ancak Ortadoğu'da Kürtler önümüzdeki bir yüzyıl daha statüsüz yaşasın istiyorlar. Kürtler bir kez daha bu tarihi fırsatları kaçırsın diye bütün gücü bize karşı kullanıyor, o nedenle bu tutuklamalar sıradan tutuklamalar değildir. Bu nedenle herkesin dikkatli olması lazım. Bu tutuklamalara karşı asla ve asla tek bir milim geri adım atmamak lazım."

'AKP'NİN YAPTIĞI DERSİM KATLİAMINDAN FARKLI DEĞİL’

Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'de iki şehirden nefret ettiğini, bunlardan birinin Dersim, diğerinin ise Hakkari olduğunu söyleyen Demirtaş, Erdoğan'ın iki kentten de milletvekili çıkarmamasından dolayı nefret ettiğini dile getirdi. Demirtaş şunları belirtti: "Uygulamalarından ve Hakkari'ye yönelik tehditlerinden biliyoruz. Böyle bir Başbakanın Dersimin acısını, Dersimin travmasını anladığını söylemesi iki yüzlülüktür. Kimse kimseyi kandırmasın. Ama sırf Dersim ili CHP'ye oy verdiği için üstün körü bir özür diledi. Bu bizim açımızdan kabul edilebilir değil. Bizim açımızdan böyle bir özür Dersim katliamının üstünü örter. Dersim katliamı niçin yapılmıştı. Türkleştirmek için, Türk ulusunu güçlendirmek için yapılmıştı. Bugün AKP'nin Kürt halkına yönelik anadilde eğitimi kabul etmiyor, Kürt halkının siyasal iradesini kabul etmiyor olması da Türkleştirmeye dönük bir politikadır. Dolayısıyla AKP'nin bugün yaptığı Dersim katliamından farklı değildir. Dersimde Kürtler fiziki olarak ortadan kaldırılmıştı, bugün ise Kürtler siyasal ve kültürel soykırıma tabi tutuluyor. Bir Başbakan çıkıp ne diyor. 'Kimse benden anadil istemesin, kimse anadilde eğitim talebiyle gelmesin' diyor. Eğer bir halk anadilde eğitim göremiyorsa o halk kültürel olarak ortadan kalkıyor demektir. Eğer Başbakan samimiyse Dersim katliamı ile ilgili araştırma komisyonu kurar ve parlamento kararıyla Başbakan Meclis kürsüsüne çıkar devlet adına, parlamento adına geçmişte yaşanan Dersim katliamı ile ilgili Alevi halkından, Kürt halkından özür diler."

NEDEN SAVAŞI SEÇTİNİZ?

Kürt sorununda barışı sağlamanın bir günlük iş olduğunu, bunun tek çözüm anahtarının da AKP hükümeti ve Başbakan olduğuna işaret eden Demirtaş, "Bir kez daha Başbakana hatırlatıyorum. Sayın Öcalan İmralı'dan bir haber gönderdi ve dedi ki, 'Kürt sorununu nasıl çözeceğini dair bir açıklama yap, ben bir hafta içinde bu işi bitiririm'. Bu açıklama İmralı'dan yapıldı ve bu medyada çıktı. Bir kez daha Başbakana sesleniyorum. 3,5 aydır tecrit uyguladığınız İmralı'daki Sayın Öcalan'dan gelen bu mesajlara neden cevap vermediniz. Neden barış bu kadar yakınken savaşı seçtiniz ve neden halen Kürt ve Türk gençleri halen ölüyor" diye sordu.

ASKER ANNELERİ: ÇOCUKLARINIZ ERDOĞAN’IN ÇIKARLARI UĞRUNA ÖLÜYOR

Asker annelerine de seslenen Demirtaş, "Bakın sizin çocuklarınız, Tayyip Erdoğan'ın siyasal çıkarları uğruna ölüyor, vatan uğruna ölmüyorlar. Bunun iyi anlaşılması lazım. Eğer Türk gençleri bunu bir vatan savunması olarak görselerdi, eminim ki koşa koşa askere gelirlerdi. Ama şimdi bedelli ve vicdani ret için Türk gençlerini sürekli çağrı yapıyor. Çünkü gençler savaşmak istemiyor. Hükümet vicdani reddi niçin çıkarmıyor. Çünkü 'tek bir asker bulamayız' kaygıları var. Türk gençleri korkak mıdır? Hayır. Bu savaşın bir vatan savunması olmadığını biliyor artık. Savaşmak istemiyor, askere gitmek istemiyor. O nedenle bedelli ve vicdanı reddi istiyorlar" şeklinde konuştu.

GAZETELER ÖZÜR DİLEYECEK Mİ?

Konuşmasında medyaya da eleştirilerde bulunan Demirtaş, Demirtaş, özelikle ''KCK operasyonları'' kapsamında gözaltına alınan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından İrfan Dündar'ın Hakkari'de piknikte çekilmiş silahlı resimlerini 'Kandil hatırası' diye manşetlerine taşıyan gazetelere tepki gösterdi. Basına "savaş dilini" terk etme çağrısı yapan BDP Eş Genel Başkanı: "Avukat İrfan Dündar'ın Hakkari'de piknikte çekilmiş fotoğrafı 'Kandilde eğitim hatırası' diye manşetlerine taşıyan Zaman ve Hürriyet gazeteleri, dün akşam serbest bırakılan İrfan Dündar'dan dev puntolarla manşetlerinde özür dileyecekler mi? Şimdi bu iki gazeteye soruyorum. Aynı manşetle özür dileyecek misiniz? Sizler polisin servis ettiği her haberi 'psikolojik savaş' adı altında bize karşı yürütürken, gazetecilik yapmadığımızın farkında mısınız? Belki bu söylediklerimi haber yapmayacaksınız, belki genel yayın yönetmenleri olarak Başbakanı ve cemaati kızdırmamak için bunları da haber yapmayacaksınız. Ama şunu bilin ki, dökülen her kanda sizin de payınız vardır" dedi.

Konuşmasının sonunda devam eden operasyonlara karşı mücadele edilmesi gerektiğini kaydeden Selahattin Demirtaş, "Sesinizi yükseltmeniz lazım. Sokaklara, alanlara bu tutuklamalara karşı yılmadığınızı, teslim olmadığınızı göstermeniz lazım. Bu yükü sadece Gever (Yüksekova) ve Colemerg (Hakkari) halkının sırtında bırakmamak lazım. Buradan tüm Kürt halkını direnişe davet ediyorum. Tarih bize böyle bir dönemde böyle bir sorumluluk üslenmiştir" çağrısında bulundu.

Hiç yorum yok: