15 Ekim 2011 Cumartesi

Paramparça Koyunlar ve Şarapnel Parçaları


“Türk ordusuna ait iki savaş uçağı geldi ve üzerimize bomba yağdırdı. Bombalar koyun sürüsünün tam ortasına isabet etti. O sırada kendimden geçtim. Kendime geldiğimde her tarafta kan ve paramparça olmuş koyunlar vardı. Kafama ve sol bacağımın diz kapağına şarapnel parçası isabet etmişti. En büyük kızım Bayan (15), başından ve sağ göğsünün altından, her iki oğlum bacaklarından ve kollarından yaralanmıştı. En küçük kızım Kürdistan’ın dizi parçalanmıştı…” Türk savaş uçaklarının sınır köylerini bombalaması sonucu bir ailenin yaşadığı dramı anne Halide Hamit bu sözlerle anlatıyor.

Yıllardır Kandil’i bombalayan Türk savaş uçaklarının bu saldırıları sınır köylerinde yaşayan ailelere büyük zararlar veriyor. Son saldırılar nedeniyle bölgede ziyaret ettiğimiz köylerden biri olan Deşişe’de yaşayan bir ailenin dramı tanık olduk.

Deşişe, Metina alanına bağlı 150 hanelik bir köy. Geçmişte Enfal, şimdi ise Türk ordusunun sınır karakollarından attığı havan ve obüs toplarıyla kışın boşalan yazın ise korkuyla kalınan bir sınır köyü konumunda.

“KOYUNLARI SAĞARKEN GELDİLER”

Köye vardığımızda, yıllar önce yine hava saldırısında ağır darbe alan bir ailenin misafiri olduk. Hasan Hamit ve Halide Hamit çiftinin 7 çocuğu var. Maruz kaldıkları hava saldırısı bedenlerinde ve ruhlarında derin yaralar bırakmış. Anne Halide Hamit bombardıman anını anlatmaya başlıyor:

“Kocam köyün çobanıydı. Evimizin hemen yanında olan geniş bir havuz vardı. 5 Ekim’de saat 10.30 civarı her zamanki gibi koyunları sağmak için havuzun yanında dört aile bir araya gelmiştik. Koyunları sağarken Türk ordusuna ait iki savaş uçağı geldi ve üzerimize bomba yağdırdılar. Bombalar sürünün tam ortasına isabet etmişti. Bombardıman sırasında çocuklarımın attığı çığlıklar halen kulağımdadır. Ben de o sırada kendimden geçtim. Kendime geldiğimde karşıma çıkan manzara yüreğimi dondurmuştu. Her tarafta kan ve paramparça olmuş koyunlar vardı. Nefes alamıyordum. İçim barut kokusuyla dolmuştu. Kafama ve sol bacağımın diz kapağına şarapnel parçası isabet etmişti. İlk önce çocuklarımı sordum, gözlerim onları aradı. En büyük kızım Bayan 15 yaşındaydı, başından ve sağ göğsünün altından, her iki oğlum bacaklarından ve kollarından yaralanmıştı. En küçük kızım Kürdistan’ı onların yanında göremeyince korktum. Sonra onu bir akrabamızın kucağında baygın görünce çığlık attım, öldüğünü sanmıştım. Dizi parçalanmıştı, bombaların basıncı onu havuza fırlatmıştı. Neyse ki onu son anda fark edip kurtarmışlar.”

“BİZ VURDUK, AMA TAZMİNAT ÖDEMEYİZ!”

Halide Hamit ve kocası Hasan Hamit bu olayı anlatırken ikisinin de gözleri o güne dalıp gidiyor. Baba Hasan Hamit ise şöyle devam ediyor:

“Bombardımanda karım ve 4 çocuğum yaralandı, köyün sürüsünden 110 koyun telef oldu ve evim yıkıldı. Bizim dışımızdaki her üç ev de zarar gördü. Ancak yaralananlar olmadı. Ben karımın ve çocuklarımın tedavi masraflarını karşılayamadım, hep borçlandım. Bizi vuranların Türk savaş uçakları olduğunu öğrendiğimde yetkililerine, neden köyümüzü bile bile vurduklarını sordum. Tedavi masraflarımı ve yıkılan evimi yapmak için tazminat talep ettim. Ne ilginç ki benimle konuşan kişi bana, ‘Sizleri vuran Türk uçaklarıdır. Bunu kabul ediyorlar, ama size tazminat ödemeyi kabul etmiyorlar. Boş ver, senin gücün yetmez bunlara. Bak, zaten bir şey olmamış, kimse ölmemiş. Köy sınırın sıfır noktasındadır. PKK’ye yardım ettiğinizi iddia ediyorlar, orada teröristler vardı. Biz de onları vurduk’ dedi. Ben ise ona bu söylediklerinin doğru olmadığını söyledim. Eğer öyle olsaydı yaralananlar biz değil de, onlar olurdu. Sınırdayız diye bizlere istedikleri gibi yaklaşamazlar. Biz onların topraklarında değil kendi topraklarımızda yaşıyoruz deyip, geldim.”


KÜRTSE TERÖRİSTTİR!

O zamanlar şimdiki gibi bilinçli olmadıklarını ve kendilerine arka çıkan bir hükümetin olmadığını belirten Hasan Hamit, “Bilinçli olsaydık, bize arka çıkan bir hükümetimiz olsaydı, dava açabilirdim. Ama bu son Qandil saldırısında da ortaya çıktık ki onlar 3 yaşında da olsa, anne karnında da olsa Kürt kanı taşıyanları terörist sayıyorlar” diyor.

PARÇALAR HALEN VÜCUTLARINDA

Bu olaydan sonra 3 kez ameliyat olan Halide Hamit hala tam olarak bacağını kullanamıyor ve en büyük kızı Bayan’ın ise hala kafasında şarapnel parçası bulunuyor. Halide Hamit son dönemde yoğunlaşan Güney Kürdistan topraklarına gerçekleşen hava harekâtından da çok korktuklarını ve çocuklarının büyük bir ürküntü ve korku içinde olduklarını söylüyor.

HAYATLARI KABUSA DÖNDÜ

Hava saldırısından sonra yaşadıklarını da anlatan Halide Hamit, bu saldırıdan sonra hayatın kendisi ve yaralanan çocukları için kabusa döndüğünü ifade ediyor. Bacağını tam kaybetmemek için üç kez ameliyat olan ve halen de ilaç tedavisi gören Halide Hamit’in en küçük çocuğu da 4 ay boyunca dizinden aldığı parçadan dolayı yatalak kalmış ve halen vücudundaki şarapnel parçasıyla dolaşıyor.

Hiç yorum yok: